Beyazperde
Hesabım
Üye Eleştirileri
Basın Eleştirileri
Üye eleştirileri:
Tüm sezonlar
Ortalama puan
3,1
8 Puanlama
Missing hakkında görüşlerin ?
5
1 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
0 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
2 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Missing geçtiğimiz günlerde ABC’de yayına başlayan yeni bir drama. Açıkçası başlayana kadar, gerek konusu gerek oyuncuları ile ilgimi çeken bir diziydi. Ancak pilot bölüm, ne yazık ki bütün beklentilerimi yerle yeksan etti. İkinci cümleden rengimi belli ettim, çünkü dizinin izlenmesi için elle tutulur hiçbir sebep vermedi pilot bölüm.
Ashley Judd ve Sean Bean ismini başrollerde gördüğümüz Missing’de; eski bir CIA ajanı olduğunu sonradan öğrendiğimiz Becca Winston’ın, yine kendisi gibi ajan olan eşi Paul, yıllar önce oğluyla beraber gittiği Viyana’da öldürülür(?). O günden sonra ajanlığı bırakan Becca, kendini tamamen oğlunu yetiştirmeye ve korumaya adar. Michael büyüyüp genç bir adam olduğunda, bir mimarlık programına kabul edilir. Roma’da göreceği bu eğitim, Becca’yı ne kadar endişelendirse de Michael’ın gitmesine izin verir ve olanlar olur, Michael sırra kadem basar. Becca oğlunun peşinden soluğu Roma’da alır ve ipuçlarını takip ederken her önüne çıkanı bertaraf eder.
Evet konu güzel, peki ya işleniş derseniz, olmamış derim. Şöyle ki; Becca’nın ailesine bu kadar bağlı olduğunu görebileceğimiz, duygusal bağlarını hissedebileceğimiz hemen hemen hiçbir sahne görmüyoruz. Ashley Judd da oyunculukta sınıfta kalınca, karşınızda TSCC‘dan Cameron varmış, arada bir de iki damla gözyaşı akıtıyormuş hissinden başka bir şey geçmiyor izleyiciye.. Diğer taraftan Roma’daki Ajan Dax Miller ve Becca’nın eskiden tanıdığı Giancarlo Rossi karakterini oynayan oyuncuların da, donuklukta Ashley Judd’dan aşağı kalır yanı yok. Sean Bean kurtarır diye düşünüyorsanız, onu da yalnızca üç dakika görebiliyoruz pilot bölümde. Mutlaka olayın ardından çıkacak bir şeyler var, ama inanın o herneyse hiç merak etmiyorum. Aksiyonu dayayıp, ortaya kaçırılmış bir kayıp atıp, bir de ajan sosuna bulayınca oldu sanılıyorsa eğer, olmuyor, hem de hiç olmuyor..
Ashley Judd ve Sean Bean ismini başrollerde gördüğümüz Missing’de; eski bir CIA ajanı olduğunu sonradan öğrendiğimiz Becca Winston’ın, yine kendisi gibi ajan olan eşi Paul, yıllar önce oğluyla beraber gittiği Viyana’da öldürülür(?). O günden sonra ajanlığı bırakan Becca, kendini tamamen oğlunu yetiştirmeye ve korumaya adar. Michael büyüyüp genç bir adam olduğunda, bir mimarlık programına kabul edilir. Roma’da göreceği bu eğitim, Becca’yı ne kadar endişelendirse de Michael’ın gitmesine izin verir ve olanlar olur, Michael sırra kadem basar. Becca oğlunun peşinden soluğu Roma’da alır ve ipuçlarını takip ederken her önüne çıkanı bertaraf eder.
Evet konu güzel, peki ya işleniş derseniz, olmamış derim. Şöyle ki; Becca’nın ailesine bu kadar bağlı olduğunu görebileceğimiz, duygusal bağlarını hissedebileceğimiz hemen hemen hiçbir sahne görmüyoruz. Ashley Judd da oyunculukta sınıfta kalınca, karşınızda TSCC‘dan Cameron varmış, arada bir de iki damla gözyaşı akıtıyormuş hissinden başka bir şey geçmiyor izleyiciye.. Diğer taraftan Roma’daki Ajan Dax Miller ve Becca’nın eskiden tanıdığı Giancarlo Rossi karakterini oynayan oyuncuların da, donuklukta Ashley Judd’dan aşağı kalır yanı yok. Sean Bean kurtarır diye düşünüyorsanız, onu da yalnızca üç dakika görebiliyoruz pilot bölümde. Mutlaka olayın ardından çıkacak bir şeyler var, ama inanın o herneyse hiç merak etmiyorum. Aksiyonu dayayıp, ortaya kaçırılmış bir kayıp atıp, bir de ajan sosuna bulayınca oldu sanılıyorsa eğer, olmuyor, hem de hiç olmuyor..
Çok güzel bir dizi. Gittikçe heyecan dozu artıyor. Her bölümde bir sürprizle karşılaşıyoruz. Oyuncuların üstün performansı ve sürükleyici konusuyla seyredilecek dizilerden biri olarak görüyorum.