Iklimler eleştirileri

Nuri Bilge Ceylan ile şimdiye kadar Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu ve Uzak sıralaması ile buluşmuştum ve şimdi de İklimler. Son üç filmi ile başlamış, kariyerinin ilk filmlerini daha sonraya bırakmıştım kısacası. Üç Maymun’u beğenmiş ve pek çok kimsenin Ceylan sinemasını eleştirdiği (sıkıcılık, durağanlık, olağanlık başta olmak üzere) bazı hususlara anlam verememiştim. Bu başlangıcın ardından yükselen bir ivme kazandı benim için (sanırım pek çok kişi için de) yönetmenin kariyeri. Bir Zamanlar Anadolu’da gibi kaliteli bir eseri, çıtayı çok yükseklere çıkaran Kış Uykusu takip etti. Kısa süre öncesine kadar da yönetmeni işte bu son filmleriyle değerlendiriyordum kendimce. İlk filmlerine dönmem ile birlikte, bir sanatçının ne kadar değişebileceği, daha doğrusu gelişebileceğine ülkemizden bir örnek ile tanıklık etmiş oluyorum. Önce Uzak, ardından İklimler. Özellikle de İklimler, gözümde çıtayı yükseltmiş olan Ceylan’ın elinden çıktığına inanamadığım, çok basit işler, özellikle son dönem eserleri ile karşılaştırdığımızda. Sanatçının değişmesi, gelişmesi esastır ve bir yandan da bu sevindirici bu durum. Belli bir noktadan belli bir noktaya yükselmiş olduğunu gördüm yönetmenin, hoşuma gitti gerçekten. Sırada Kasaba ve Mayıs Sıkıntısı var. Onlar hakkında tabii ki şu aşamada yorum yapamam. Ancak emin olduğum şey, Ceylan’ın kariyerinin benim gözümde “2008 ve sonrası” ile “2006 ve öncesi” şeklinde ikiye ayrıldığı. Bir kere senaryo ve oyunculuk çok alt düzey. Bittikten sonra, size herhangi bir şey katmadığını fark ediyorsunuz filmin. Yönetmenin derdi “seyirciye bir şeyler katmak mı” tartışılır, muhtemelen de öyle değildir. Ancak bir seyirci olarak benim sinema ile ilgili beklentilerimin başında bu geliyor. Belki de benim sorunum baştan başlayıp yükselen bir grafik görmek yerine, zirveye ulaşılan noktadan aşağıya inmemden kaynaklanıyor, bilemiyorum. Kesin olan şey, “İklimler”i beğenmedim.

Ben bu adamın filmlerini ve tarzını dan favorim uzak ama iklimler de doğallığı,yine mekanları,insanın uçlarını göstermesi açısından güarı okudum bazıları izlerken çok sıkılmışlar ama ben nbc nin filmlerinde kaybolup gidiyorum normalde akıcı bir senaryodan ziyade insan ilişkileri işlenmesine rağmen bilmiyorum hoşuma gidiyor.Eğer siz de nbc nın tarzını beğeniyorsanız izleyin yoksa uzak durun

Berbat ötesi sıkıcı ve zaman harcayıcı bir film. izlemeye değmez.

Nuri Bilge Ceylana büyük saygı duyuyorum ama filmi bitirebilmek için büyük bir mücadele verdim;
-Pozisyon değiştirdim.Amuda kalktım.Ters döndüm.Olmadı..
-Tv nin önünde duran cam masaya düşen görüntüleri izledim olmadı.
-Elimdeki bardağı ters çevirip gözlük yerine kullanarak farklı görüntüler yakaladım olmadı.
Sonuçta henüz bu filme hayran olabilecek kalitede bir sinema bilgisine sahip olmadığımı anladım.Olmadı

sıcacık akdeniz ikliminde ayrılıp sğouk karasal iklimde barışan çiftin öyküsünü anlatan bu filmde oyunculukların kötü olması seyir zevkini düşürmüş. iyi bir yönetmen ama kötü bir oyuncu 5/10

çok birşeyler beklemeden izlemenin etkisi olsa gerek ki ben filmi çok beğendim...konunun işlenişi ve filmin doğallığı bir kenara görüntü kalitesi ve çekimler olağanüstüydü...göz zevkinize sunulan enfes bir ziyafet;tam bir görsel şölen...

Bu filme böyle acımasızca eleştiriler yapan arkadaşları anlamıyorum. Yani Ceylan ın tarzı artık herkesçe biliniyor, buna rağmen neden bu kadar acımasızca eleştiriyorsunuz. Filmin eksiklikleri yok mu elbette ki var. Ama benim için 3 Maymundan kötü olduğu gibi, Uzak tan çok çok daha iyi.

Filme gelince; bir keresinde filmin minimalize sanat anlayışıyla çekilmesi, Ceylan ın kendisinin oynaması "bence" filmi daha doğal yapmış ve yapay bir ajitelikten uzak kılmış. Kimileri bunu amatörce bulabilir tabii..

Ne istediğini bilmeyen, hayata bakışında duyguları ön planda olmayan vs. bir erkek bence çok güzel yansıtılmış. Ve yansıtıldığı sekanslarda ipin ucu gösterilmiş, tabir-i caizse gerisini çekmek bize bırakılmış.

Manzaralar ve Görüntü yönetiminden tabii ki pek bahsetmeye gerek yok ama; Ceylan tepeden aşağı inmeden önce birden arkasında "İshak Paşa Sarayı Belirince" yüzümde de bir tebessüm belirdi hani :)

Neticede Ceylan sinemasını sevmiyorsanız bence hiç izlemeyin, Ama Ceylan ın merdiven basamaklarını ustaca tek tek çıktığının bir kanıtı bu film. 7,9/10

Sanat filmi diye yapılan saçma filmlerden biri daha. Zaman kaybı sadece. Berbat.

nuri bilge ceylan ın filmlerinde herşey doğal,sade,sıcak ve samimi.
uzak türk sineması nda bir dönüm noktası bence.anlatım,çekim ve karakterler...
iklimler i dört gözle bekliyorum.çünkü nuri bilge ceylan ın varolan tüm filmlerini izledim ve uzak tan sonra bu filmden beklentilerim hayli fazla.
cannes te başarılar iklimler ve nui bilge ceylan!!!...

uzağa göre çok daaha iyi bir film.özellikle kış görüntüleri ve bu sahnelerde yaşanan duygusal anlar ağır ilerleyen bu filmi sıkılmadan izleyebilmemize yol açıyor.uzağı pek sevememiştim ama bu film uzağa oranla çok daha iyi bana göre.8/10

Yönetmeni Nuri Bilge Ceylan olan İklimler, benim sevmediğim tarzda sıkıcı bir film bana göre. Ancak benim gibi düşünmeyenler de mevcut belli ki. Ayrıca Imdb’de de 7,4 puana sahip; yani film hakkında benim gibi düşünmeyenlerin olması bir yana, epey ciddi bir kitle olsa gerek :)))

Öncelikle belirteyim Film başlarken Ufuk Bayraktar'ın ismini görmek beni çok mutlu etti, bu filmde oynadığından haberim yoktu, bir iki dakikalık rolü dahi olsa kendisini bu filmde görmek güzeldi. Film, birisi Akademisyen diğeri Sanat Yönetmeni olan entellektüel bir çiftin yaşadığı mutsuzluk ve yabancılaşma üzerinden ilerliyor. Kaş'ın kavurucu sıcağından Ağrı'nın dondurucu soğuğuna taşınan film bu süre içerisinde izleyenlere harikulade kareler sunuyor. Bu film yönetmenin önceki filmlerine göre daha farklı, sanırım Eurimage destekli çekildiğinden öncelikle filime çok para harcandığı belli oluyor. Bu da Ceylan'ı biraz daha özgürleştirmiş en azından kadro ve mekan zenginliği olarak filime yansımış. Filime ilişkin çok ayrıntı verip uzun uzun yazmak istemiyorum bu sefer :-) Ben açıkcası filmi çok beğendim. Önceki filmlerinde rastlamadığımız birtakım kamera haraketleri ve aksiyon sahneleri olsa da Ceylan sinemasında ki minimalist tad bu flmminde de fazlasıyla var tabiki. Özellikle Ağrı da geçen sahnelerdeki bazı görüntüler gerçekten muhteşemdi finalide öyle. Görüntü yönetmenliği açısından sinemamızda zirve yapmış diyebilirim, senaryoyu da oldukça başarılı buldum. N.B.Ceylan'ın oyunculuğu da ilk başta biraz rahatsız etse de filmdeki görsel zenginlik içerisinde oda kaynıyor, herkese tavsiye ederim, sevgiler...

Duygularımız da değişir tıpkı ’’iklimler’’de olduğu gibi.Her başlanan ilişkide mevsimlerin kah aydınlığını kah burukluğunu yaşarız.Büyük bir tutkuyla bağlanırız kimi zaman birine.Mutluluğun ışığında kavrulur yüreğimiz.Kendimizi bir başkası olarak hissetmemizi sağlayacak bir limandır karşımızdaki.Bu limanda demirlemek,sevgilinin aydınlığa uzanan gözlerinde mutluluğu yakalamak isteriz;ama ’’değişimin’’çarkları ilişkiye bakışımızı dönüştürür.İklimlerde olduğu gibi hızla akar herşey ve son kertede mutluluğu algılayışımız değişmiş biz de dönüşmüşüzdür.Zaten her ilişkide ironik bir yan vardır.Dokunulmasını en az isteyeceğimiz,ruhumuzun en hassas köşelerinden birini açmışızdır karşımızdakine.Özgürlüğünden feragat etmektir bu bir ölçüde.Aşıklar özgürlüklerini yitirmiş tutsaklardır artık...Zaten insan çok sofistike bir varlıktır.Çoğu kez peşinde koştuğumuz şeyi tam olarak anlamlandıramayız.Aşkı aradığımızı düşündüğümüz bir kapıda kimi zaman yakaladığımız yakıcı bir şehvettir.Şehvetin tutsaklığında aldatırız sevdiklerimizi...Sonrasında ayrılığın ağır hüznü ve ortak bir geçmişin ruhları kuşatması.’’Ayrılık da sevdaya dahil’’der ya hani şair;belagatımızın dayandığı nokta işte budur.’’İklimler’’yaşadığımız ilişkilerdeki dalgalanmaları ve başkalaşımı sembolize eder. Nuri Bilge Ceylan’ın alter-egosu olarak okuyabileceğimiz İsa karakteri ile Ebru Ceylan’ın canlandırdığı Bahar karakteri(her ikisinin oyunculuğunu da başarılı bulduğumu belirtmek isterim.)hiç de uzağımızda değildir bizlerin. Sessizliğin dramatizasyona eşlik ettiği,milimetrik bir kamera ve ışık kullanımının haşmetine tanık olduğumuz usta işi bir filmdir ’’İklimler’’.İlaç gibi bir film de olduğu söylenebilir hatta;zira film en iyi melankolik ruhlarda karşılığını bulur.İsa(NBC)insan ruhunun bütün iyi ve kötü yanlarını sunar.İlk bakışta antipatik bir karakter gibi gelebilir ama ruhlarımızdan bir parçadır aslında o.Kararsızlıklarımızın,bencilliklerimizin,şehvet ile aşk arsında gidip gelen benliğimizin bir karşılığını sunar bizlere Nuri Bilge Ceylan ve en önemlisi mutluluklarımızın ve hüzünlerimizin resmini en iyi şekilde nakşeder.Hala bir yönüyle bağlı olduğu İsa’yla otel odasında son bir gün geçiren Bahar ise ertesi gün semada yükselen bir uçağın ardında gözyaşı dökmektedir.Bu iki sekanstaki karşıtlık bile herşeyi özetler niteliktedir. Velhasıl ’’İklimler’’ilişkilerimizdeki mevsimsel dalgalanmaların filmidir...

Bir sanatkarın özgün ve şahane filmi...

Gerçekten çok güzel bir "sanat eseri".Seyrettiğim en gerçekçi birkaç filmden biri diyebilirim.Çok doğal.Zaten filmin doğallığı beni çok etkiledi.Hayatın içinden öylesine gerçek bir kesit.O kadar doğal ki, film sanki özellikle çekilmemiş gibi bir his uyandırıyor.Mesela sonunda adamın Ağrı'dan sevdiği kızın yanından gitmesi, kızın orda öylece kalması, bir sonuçsuzlukmuş gibi duruyorç.Bir yere bağlanmıyor.Normal bir film sonu gibi değil.Öylesine hayattan bir kesit işte.Çok güzel.