Hesabım
    Çağrı
    Ortalama puan
    4,7
    1826 Puanlama
    Çağrı hakkında görüşlerin ?

    139 Kullanıcı yorumları

    5
    101 Eleştiri
    4
    22 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    5 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Salih Aksoy
    Salih Aksoy

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    3 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    biz müslümanlar imanimizi kuvvetlendirmek ve peygamber efendimizin hayatini ögrenmek için ailemizden okuldan camiden cilt cilt kitaplardan dini bilgiler aliriz.ama ''ÇAGRI'' filmini izleyen bir kisi,yukarida yazdiklarimdan kat kat daha fazla bilgi sahibi oldugundan eminim.hemde en detayli ayrintisina kadar.aslinda çok acayip bir duygu.çünkü bir gün bir camide vaazda bilal habesiden, hz.hamzadan, vs. bahsetse hemen çagri filmindeki kisiler beynimde canlaniyor.çok çok etki eden bir yapit.mükemmel ötesi...
    christopher6368
    christopher6368

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    19 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    bu filmin müziği inanılmaz güzel yaa tüm zamanların en iyi film müziklerinden
    1-Çağrı
    2-Titanik
    böyle müzikler niye artık yok yaaa =(
    maurice jarre allah günahlarını affetsin çünki hernekadar bu film bi çok kisiye islamiyeti gösterdiyse fil kadar müziğininda çok büyük payı var gerçekten müzemmel bir şaheser
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Hani bazı filmler vardır ya bittiğinde etkisinden kurtulamazsınız ve kesinlikle 10 üzerinden 10 luk filmlerdir bunlar ve gerçekten içerisinde bir çok ders alınması gereken şeyi barındıran başyapıtlardır işte çağrı da bu başyapıtların en önemlilerinden biri.Şu ana kadar niye izlemedim diye kendime kızdım,dinimizi gerçekten 1976 yılının imkanlarına göre çok güzel anlatmışlar tüm müslümanların izlemesi gereken ibretlik bir yapım.Uzun süresine rağmen bir solukta izlenen,peygamberimizin yaptıklarını anlatan eşi benzeri olmayan bir yapım.Lafı fazla uzatmaya gerek yok izlemeyenler kesinlikle izlesinler ve çevresindekilere de mümkünse izlemelerini önersinler.10/10
    muratgok2004
    muratgok2004

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    24 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    Hiç sıkılmadan tekrar tekrar izlediğim bence sinema tarihin gelmiş geçmiş en güzel filmi.. kostümleri, tarihi dokusu, müzikleri ve verdiği mesaj mükemmel... Bu filmi izleyince hep lisedeki din kültürü hocam aklıma gelir bende hep gülerim "Mahşer günü Hz. Hamza diye gidipte Anthony Quinnin elini sakın öpmeyesiniz" derdi :) film 10/10
    gordeslideniro
    gordeslideniro

    Takipçi 130 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    7 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    Anthony Quinnin Zorba, Kasabanın Sırrı, Sanchesin Çocukları filmlerini de beyazperde de görmek isteriz. Çalışmalarınızda başarılar dilerim...
    Dii
    Dii

    13 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    28 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    İbretlik bir film herkesin izlemesi gerekir.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Haziran 2012 tarihinde eklendi
    Film vardır izlenir, film vardır yaşanır, film vardır yaşatır, film vardır daha düşünce aşamasında çürümeye ve unutulmaya mahkum olur, film vardır senaryosunun sığlığı ve insanı ifade edememesi yönüyle hiç dikkat çekemez, film vardır çekilir, bir süre gösterilir fakat sun&65533;î ve geçici konuları ihtivası nedeniyle arşivlerin tozlu rafları arasında kalmaya mahkum olur, fakat bir film de vardır ki, kişi onu her izlediğinde hislenir, bir ders çıkarır ve filmde oynayan bazı yüce ruhlu karakterlerle ruhunda bir birliktelik kurar. Evet belki yıllardır film izliyorsunuz, belki daha çok film izleme adına evinizdeki televizyonunuza türlü türlü alıcı cihazları taktınız. Peki, acaba bu özelliklere sahip kaç tane film izlediniz? Dev bütçeler ve sayısız figüranlarla çekilen, promosyonun bin bir çeşidiyle bizlere sunulan o yabancı filmlerden, acaba kaç tanesini hâlâ sıkılmadan, yeniden ve yeniden izleyebilir ve her izlediğinizde anlatılmaz duygularla donanır ve o kişiler gibi olma adına yeni kararlar alma yoluna gidebilirsiniz. İşte bu özelliklere sahip filmlerden bir tanesi de yıllardır izleyegeldiğimiz ve bazı tv kanallarının Ramazan yayın dönemlerini doldurmak için bölüp bölüp kullandıkları muhteşem yapıt Çağrı (The Message) filmi. Kaç kez izlediniz ? On, on beş, yirmi, çok daha fazla izleyenleriniz olduğuna da eminim. Buna şaşırmıyorum da, çünkü ilâhî bir kaynaktan insanlığın huzuru için gönderilen bir eser nasıl ki her gün her gün okunmaktan usanç vermiyorsa, o eseri insanlığa duyurmayı kendine gaye-i hayal eylemiş civanmert insanların hayatları ve mücadelelerini de izlemek o şekilde bıkkınlık vermiyor. Aksine her izlediğimizde kendimize çeki düzen vermemizi sağlıyor. Çağrı filmi iki farklı versiyon halinde çekildi. Yönetmenliğini Muhammed Akad&65533;ın yaptığı ABD yapımı olan Çağrı filmi, içinde tanınmış aktör ve aktristlerin oynaması sebebiyle diğer yapıma göre daha çok tanındı. Özellikle oynadığını yaşayarak oynayan ve bu filmde Peygamber Efendimiz&65533;in amcası Hz. Hamza rolünü canlandıran ünlü aktör Anthony Quinn, sergilediği oyunculukla tüm gözleri Çağrı filmine çevirdi. Senaryoda etkili bir yeri olmayan Ebu Süfyan&65533;ın karısı Hind ise Hz. Hamza&65533;ya olan düşmanlığının konu edildiği rolü ve aktrist İrena Papas&65533;ın oyunculuğu ile filmde göz önündeki karakterlerden biri haline geldi. Yine Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) İslâmiyeti tebliği ve mücadelelerini konu alan, senaryo olarak Çağrı filminin neredeyse aynısı olan Arap yapımı er-Risale filmiyse daha çok Arap ülkelerinde takip edildi. Ülkemizde de son yıllarda yaygın olarak izlenmeye başlayan bu versiyonu, diğerinden ayıran en büyük özellik, filmin içinde geçen ayet tilavetlerinin orijinal haliyle verilmesi. Bu yapıtı diğerine göre ikinci planda kalmaya mahkum eden yönse Çağrı filminde olduğu gibi içinde meşhur bir oyuncunun bulunmaması. Fakat her ne kadar tanınmamış sanatçılarla çevrilmiş olsa da oynadıkları karakterleri çok güzel canlandırdıklarını söyleyebiliriz. Her iki filmde de Hz. Muhammed (s.a.s) bizzat gösterilmiyor. Ya asası, ya devesi ya da O&65533;nunla konuşan kişilerce temsil edilmeye çalışılıyor.Senaryoların ikisi de cahiliye devri Arap Yarımadası&65533;nın âdet ve yaşantılarını ayrıntılarıyla sergileyerek başlıyor. Yapılan zulümler, haksızlıklar, tapılan yüzlerce put ve onlara adanan çeşitli adaklar, her yıl değişik vesilelerle düzenlenen panayırlarla Mekke ve civarının sosyal yapısı izleyicilerin gözleri önüne seriliyor. İşte Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) dünyaya geldiği ortam. Şiir ve hitabetin ön planda olduğu, kadın ve kölelerin insandan sayılmadığı, güçlünün haklı olduğu, kan davalarıyla binlerce insanın ölüp yittiği bir dünya. Ve bu dünyada hiç kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği hakikatleri haykıran bir cesaret ve inanmışlık abidesi. Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) hayatını kitaplardan elbette ki okuyoruz ya da çevremizden bir şekilde öğreniyoruz. Ama acaba kaç defa şöyle bir köşeye çekilip, O&65533;nun mücadelelerini, çektiği zorlukları kafamızda canlandırıp O&65533;nu daha iyi anlamaya çalıştık? İşte, hayat meşgalesi içinde bunu yapmaya fırsat bulamayanlar için, kişileri, o dönemin Mekke&65533;sine götürmesi ve o çilekeş insanları daha iyi anlatması bakımdan bu yapıtlar büyük bir görevi yerine getirmektedir.Peygamber Efendimize ilk kez vahyin geldiği an, Hira Mağarası&65533;nda karanlıklar içinde ilk ayetlerin tilavet edilmesiyle anlatılmaya çalışılmış. Önce yakın çevreye tebliğe başlıyor. Her şey alabildiğine gizli. İbn-i Erkam&65533;ın evi ve bu yola baş koyan gençler. Derken 40. Müslümanlar birlikte açık tebliğ dönemine geçiliyor. İşte yürekler yakan bir sahne daha. Kol kola girmiş ve ortalarına da Kâinatın Efendisi&65533;ni almış bu kutsî topluluk Kâbe&65533;ye tavafa yürüyorlar. Taşlar, tükürükler, sopalar ve hakaretler. Filmin en etkileyici sahnelerinden biri yaşanmak üzere. Zira Mekke halkının, Ebu Cehil&65533;in tazyikiyle oracıkta öldürebilecekleri bu kırk insanın imdadına, daha sonra Peygamber Efendimiz&65533;in &65533;Allah&65533;ın Arslanı&65533; diye adlandıracağı Hz. Hamza yetişiyor. Atının sırtında kalabalığa dalan ve kimselerin aklından bile geçiremeyeceği bir şekilde Ebu Cehil&65533;i tard eden Hz. Hamza, yeğeni Hz. Muhammed&65533;i (s.a.s) bu kötü durumdan kurtarıyor. İslâm&65533;ın açık tebliği ve Kâbe civarındaki son gelişmeler sonrasında Mekkeli müşrikler tarafından yoksul ve zayıf insanlara karşı şiddet uygulanmaya başlıyor. Hz. Bilâl-i Habeşî ve Ammar Bin Yâsir&65533;in şahsında ilk Müslümanlara yapılan eza ve işkenceler seyircilere aktarılmaya çalışılıyor.Filmin en çok konuşulan bölümlerinden biri de ilk Müslümanların Habeşistan&65533;a hicreti sonrasında onları takip eden müşriklerle Habeş kralı Necaşi önünde yapılan münazaradır. Hz. Peygamber, Habeş kralı Necaşi&65533;nin adil olduğunu söylemiş ve eza cefa gören müminlere Habeşistan hicretini emretmiştir. Amr İbn-i As öncülüğünde Habeşistan&65533;a giden müşriklerde para vaadleri ile Müslümanları geri almak istemektedirler. Necaşi onları uzun uzun dinler, hatta bir ara Müslümanları teslimi düşünür, fakat Cafer bin Ebu Talib&65533;in Kur&65533;ân&65533;dan Hz. Meryem&65533;e dair okuduğu ayetler karşısında onları himayeye karar verir. Filmin bu sahneleri, o dönemin Hristiyan bir toplumunun, İslâmiyet&65533;e bakış açısını göstermesi bakımından bir hayli önem arz ediyor.Bir süre sonra hicret ve Medine dönemi gerçekleşiyor. Filmin en çok konuşulan sahnelerinden biri de Hz. Peygamber&65533;in arkadaşı Hz. Ebu Bekir ile birlikte Medine&65533;ye girişleri. Günlerdir ağaçların ve damların tepelerinde kutlu misafirlerinin yolunu gözleyenlerin, Peygamberi ufukta görmeleriyle dillerinde terennümüne başladıkları Talaal Bedru&65533;lerle, çoşku içinde O&65533;nu karşılayışları, bu manzarayı izleyen tüm yürekleri kabartıyor. Hele Medineli Müslümanların, evimizde kalın yalvarışları ve Muhacir-Ensar kardeşliğinin ilanıyla birbirlerine kardeşane sarılışları, inanın gözlerimizin hasret kaldığı manzaralar olarak gönüllerimizi dolduruyor. Filmin ilerleyen dakikalarında Mekke müşrikleri ve Müslümanlar arasında yaşanan savaşlara sıra geliyor. Özellikle Bedir ve Uhud savaşları iki yapıtta da teferruatıyla canlandırılmış. Bedir kuyuları ve Uhud dağı etrafındaki savaş taktikleri ayrıntılı olarak sergilenmeye çalışılmış. Hudeybiye Barışı çok derinlemesine olmasa da yine filmin içinde yer almış. Müşriklerin anlaşmayı bozmaları üzerine artık iyice güçlenen Müslümanlar Hz. Peygamberin öncülüğünde Mekke&65533;ye yürüyorlar. Mekke civarına yakılan ateşler, Ebu Süfyan&65533;ın barış arayışları ve derken İslâmiyet ile şereflenmesi. O kutlu insanın Mekke&65533;ye girişi ve Kâbe&65533;ye yönelişi. İşte izleyenleri en çok heyecana gark eden ve duygulandıran sahneler burada başlıyor. Yıllarca memleketinden uzak kalan nice insan oluk oluk Mekke sokaklarına akıyor. Sevdikleriyle sarılanlar, eğilip toprağı öpenler ve daha neler neler. Ama aralarında biri var ki O kutlu kişi en çok Allah&65533;ın evi Mescidü&65533;l-Haram&65533;a hasret kalmış. O&65533;nunla birlikte Kâbe&65533;ye giriyoruz. Kutlu bir elin tuttuğu asa bir bir insanlığın ruhunu karartan, birer taş ve tahtadan başka bir şey olmayan putları devirmeye başlıyor. İzlerken filme kendimizi kaptırıyor, izlediğimiz şeyin bir film olduğunu unutuyor ve ah diyoruz kamera biraz daha kenara gelse de âsâyı tutan o kutlu eli, yüzü bir de biz görebilsek. Hz. Bilal (r.a) O&65533;ndan aldığı emirle Kâbe&65533;nin d***** tırmanıyor. Mekke&65533;yi çınlata çınlata ezan okuyor. Gönüller mutlu gözler yaş içerisinde.Artık filmin sonlarına geliyoruz. Film Peygamber Efendimiz&65533;in veda hutbesiyle son buluyor. Yüz binlik bir insan kitlesi Kâbe&65533;yi doldurmuş tüm gözler onu seyretmekte, tüm kulaklar pür dikkat onu dinlemekte. Veda Hutbesinin sonunda dinini tebliğ ettiği sözünü ümmetinden aldıktan sonra üç kez &65533;Şahit Ol Ya Rab&65533; diyor. Çölde üç kutlu atlı görüyoruz. O tarihlerde İslâm Dini&65533;ni tebliğ etmek için dünyanın dört bir tarafına giden binlerce sahabeyi temsilen. Belli bir yerden sonra selamlaşarak ayrılıyorlar. Belki bir daha geri dönmemek üzere, hiç tanımadıkları topraklara Yüce Allah&65533;ın dinini, Hz. Peygamber&65533;in öğütlediği şekilde anlatmaya gidiyorlar. Sonra ezanlar okunmaya başlıyor birbiri ardınca, değişik makamlarda, türlü türlü mimari özelliklere sahip camilerden ve farklı coğrafyalardan. Film böylece sona eriyor ama siz bir süre daha ekranın karşısında öylece kalakalıyorsunuz. Gözleriniz ekranı mânâsız ifadelerle seyrediyor belki ama, aklınız oralarda, ta uzaklarda Medine çöllerinde, insanlığını unutmuş dünyaya, insanlığını yeniden hatırlatan yüce bir rehberi düşünüyor. Ruhunuz O&65533;nun yolunda olmak için çırpınıyor ve siz o koltuktan farklı bir ruh haleti içinde kalkıyorsunuz.
    Meerschaum
    Meerschaum

    9 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    12 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    10/10 İslamiyet`in doğuşunu anlatan vazgeçilmez bir başyapıt!
    -alp-
    -alp-

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    24 Nisan 2010 tarihinde eklendi
    Tek kelimeyle harika. Meşhur müziği ise sinema tarihinin en iyileri arasında.
    karahan41
    karahan41

    9 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    31 Mart 2010 tarihinde eklendi
    Böyle bir film yapılabilirmi diye düşünüyorum kesinlikle 10/10 ama sanamam bi daha nerdeee...
    gkym
    gkym

    8 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    31 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    10 üzerinden 10u hak ediyor..
    re-bos
    re-bos

    Takipçi 21 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    1976-çağrı
    1995-cesur yürek...
    başka bişe demiyorum...
    muratgok1981
    muratgok1981

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Ekim 2009 tarihinde eklendi
    her defasında aynı hazzı duyduğum mükemmel ötesi bir film. konusu, karakterleri, müziği herşeyiyle dört dörtlük.
    imhotep333
    imhotep333

    37 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    25 Eylül 2009 tarihinde eklendi
    film çok çok çok iyi. ama; sırf müslüman diye bu filme 10 puan verenler vardır.
    düşünün işte; bu sitede ne harika filmler var bu film kadar (9.4) puan alamamışlar. halbuki bu filmden daha güzel diyebilecegimiz en az 15 film vardır.
    tarafsız gözle oy vercek olursak imdb de ki gibi bir sonuç çıkardı..

    eski bir film olmasına ragmen film yinede güzel. 8 puanı hakkediyor.ama daha fazlası degil.
    flamen-tusering
    flamen-tusering

    Takipçi 59 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    3 Eylül 2009 tarihinde eklendi
    Çok eski bir yapım olmasına rağmen her müslümanın yüreğinde bir kıpırtı yaratan başyapıt. izlemek elzemdir.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top