Filmdeki olaylar, 1960 yılında, 27 Mayıs askeri darbesinden bir buçuk ay önce Hatay'ın Harbiye beldesinde cereyan ediyor. Türkiye'nin 27 Mayıs öncesi içinde bulunduğu ekonomik ve politik kriz, Harbiye’li bir ailenin trajik öyküsüyle yansır. Kimileri için bir devrim, kimi kesimler için ise demokrasiye yapılan dramatik bir müdahale olan 27 mayıs darbe günlerinin gölgesindeki garip zamanlarda Cemal'in DP’li babası ile CHP’li amcası arasında, politik tercihleri yüzünden devamlı bir kavga vardır. İki kardeş birbirinin yüzünü bile görmemek için evlerinin bulunduğu ortak avluyu, yüksekçe bir duvar inşa ederek bölerler. Fakat bu duvar birbirlerine sataşmalarını ve duvara merdiven dayayıp duvarın tepesinde birbirlerini hırpalamalarını engellemez. Ailenin iç çalkantıları arasında sonu gelmez kavgalar, gerilimler, suçlamalar ve nedenini bilmedikleri saçma nefret ironik bir dille anlatılırken, kasabalıların rüyalarını anlattıkları Harbiye Şelalesi’nin öyküsü, lirik bir şekilde araya girer. Kasabada şelaleye rüya anlatma geleneği mevcuttur, çünkü onların deyimiyle rüyalar sadece akan suya anlatılır ve yorumları Yusuf Peygamber’e mahsustur. Bu geleneğe bağlı olarak Cemal de kız kardeşi Şehra ile sık sık şelaleye giderek rüyalarını anlatır. Bir gün baraj yapmak için şelalenin ağzını genişletmeye kalkan bir inşaat ekibi, şelale ağzındaki kayaları dinamitleyince kayalar yarılır ve şelale suyunun önemli bir kısmı kaybolur. Bu olay, kasaba halkında çeşitli tepkilere sebep olacaktır.
Beyazperde Eleştirisi
3,0
Ortalama
Şellale
Şellale ve Babil’in Yalnız Adamı Semir Aslanyürek
Yazar: Özgür Şeyben
"Rüyalarınızda herkesi görürsünüz ama kimse sizi göremez..." Yönetmen Semir Aslanyürek, ülkesine "Şellale" ile merhaba diyor... Sinemaseverler uzun zamandır sinema ile uğraşan Aslanyürek'i henüz tanıma fırsatı buluyorlar. Aslanyürek için söylenebilecek en güzel sözü Tuncel Kurtiz söyledi. "Türkçesi kıt, ama yazısı çok güzel bir adam" Ben de bu söze tümüyle katılıyor ve ekliyorum: "Kendi ülkesine bu kadar yabancı olup ta, bu kadar da iyi tanıyan başka biri yoktur." Aslanyürek'in sinema anlayışı, sinema dili ve kurguya yaklaşımı çoğu insan tarafından yadırganıyor, hatta kötü karşılanıyor olabilir... Bunun temelinde yatan en büyük etken, üzerine basarak söylüyorum; onunla bizlerin arasındaki dil farkı... Aslanüyek'in dilini anlayamamamız onun yabancı bir dili konuşmasından değil, bizim kendi dilimize yabancılaşmamız ve unutmamızdan kaynaklanıyor... Bu durum Aslanyürek'i, Babil'de yalnı
Nurgül Yeşilçay ın yavaş yavaş parladığı dönemlerin başından...
rosetta
Takip Et!
Takipçi
70 Eleştirisini Oku
4,5
5 Kasım 2006 tarihinde eklendi
filmin tempo, kurgu ve oyunculuk açısından son derece iyi olduğunu düşünüyorum.filmde ele alınan ,o dönemin toplumsal sorunları son derce gerçekçi olarak verilmiş.üstelik eğlendirici olmayı da başrmış bir film.sanırım film, siyasal bir görüşü varmış gibi algılanmış.puanı o yüzden bayaa düşük..ama olsun, filmdeki siyasi ve dini eleştiriler son derece yerinde.izlediğim en iy türk filmlerinden biri...
serhatonce26
Takip Et!
Takipçi
160 Eleştirisini Oku
0,5
11 Temmuz 2004 tarihinde eklendi
TÜRK SİNEMA TARİHİNİN EN KÖTÜ FİLMİ
Majör-2
Takip Et!
Takipçi
294 Eleştirisini Oku
3,0
13 Haziran 2007 tarihinde eklendi
Saçma sapan bir filmdi.Hiçbir şey anlamadım.Aslında Fikret Kuşkan var diye seyrettim filmi ama pişman oldum...6/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.