Hesabım
    Justice League: Adalet Birliği
    Ortalama puan
    2,3
    yayın
    • Hurriyet
    • Habertürk
    • Milliyet
    • Sözcü
    • Sabah
    • T24

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Filmin giriş bölümü çok güzel, Norveçli şarkıcı Sigrid tarafından seslendirilen Cohen bestesi ‘Everybody Knows’ ve finalde de Gary Clark Jr.’ın söylediği Beatles klasiği ‘Come Together’ de filmin diğer güzellikleri. Snyder, konu hâkim bir rejiyle karşımıza gelirken bazı sahnelerde aksiyon ve sürükleyicilik gayet tatmin edici ama genel olarak ne Snyder’ın kariyeri ne de ‘Süper kahramanlar’ galerisi açısından vasatı aşmayan bir çalışma olmuş ‘Justice League: Adelet Birliği’.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Filmdeki diğer süperlere baktığımızda Flash (Ezra Miller) ve Victor Stone (Ray Fisher) gibi çaylakların, Batman ve Wonder Woman (Gal Gadot) gibi tecrübelilerle yan yana geldiği görülüyor. Kibirli Aquaman (Jason Momoa) ise “Benim yerim burası değil” havalarında. İçlerinde en olgun kişi Wonder Woman. Politik doğrucu bir yaklaşımı da var filmin. Söz gelimi açılış sahnesindeki teröristler, fanatik dinci beyaz erkeklerden oluşuyor. Tanrı’nın düzenine dönmek isteyen terörist, Wonder Woman’ın ilahi gücü karşısında şaşkına dönüyor. Superman’in ölümü sonrasında şehirde yaşanan kaos ise iki ırkçının Müslüman bir kadının dükkânına yaptığı saldırıyla özetleniyor...“Adalet Birliği” süper kahraman filmi meraklılarını tatmin edecek gösterişli bir prodüksiyon. Aksiyon sahneleri ağırlıkla süperlerin kendi aralarındaki fiziksel çatışmalar üzerine kurulu. Flash karakteri dışında, sizi gayet ciddi ve ağırbaşlı bir filmin beklediğini de hatırlatalım...

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    Superman’ın yasının tutulduğu bir dünyada başlayan filmde, Batman, Wonder Woman kendi işleriyle meşgulken dünya onu mahvetmek isteyen Steppenwolf adlı süper kötünün tehdidi altına girer. Bu onları takıma yeni üyeler de ekleyerek bir güç birliği oluşturmaya iter. “Avengers”ın dozundaki mizahının tersine ciddi ve asık suratlı bir dünyada geçen film; dağınık ve bir ritim içinde bir araya gelmeyen parçaların birleşimi. Süper kahraman filmlerinin gişe başarısı bir yana popüler sinemanın en sık sunduğu yemek olmasının ve bu durumun kabak tadı vermeye başladığının sorgulanması için yeni bir vesile olması belki de filmin en iyi yönüne dönüşebilir. 

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Yine de "Adalet Birliği" için son tahlilde iki saatinizi eğlenceli geçirmenizi sağlayan, seyirlik bir süperkahraman filmi denilebilir. Henry Cavill önceki iki Superman'li filmine göre "Adalet Birliği"nde daha çok sevdiriyor kendisini. Burada Batman kostümünde hiç de fena durmayan Ben Affleck'e karşı senaryon da gelen bir avantajı var. Gal Gadot ise Wonder Woman kontümüyle yine çok güzel ve göründüğü her sahnede bütün ilgiyi kendi üzerine çekmekte başarılı...

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Ama hakkını da yemeyelim kimi benzer filmlere göre daha az gürültülü ve daha az hırpalıyor bizi... Uzaylılar bu dünyayı ele geçirince ne yapacaklar, süperlerin insanları kurtarma motivasyonları nereden geliyor, adaletsiz bir dünyada adaleti sadece üç beş süper sağlar fikrini sürekli beynimize kazınması biz insanlara ne kazandırır, tüm bu kavga dövüşte tarumar olan şehirlere ne oluyor? Bu gibi sorulara cevabınız varsa çekersiniz film yoksa lütfen artık alıcılarımızın ayarlarıyla oynamayın. Yok ısrarcıysanız o zaman bir öngörüyle sizleri başbaşa bırakalım. Malum Oscar'ların açıklandığı gün en kötülere verilen Ahududu Ödülleri de açıklanıyor. Geçen yıl Batman v Superman: Adaletin Şafağı bu törenden üç beş ödülle dönmüştü. Galiba bu yıl da şans Justice League: Adalet Birliği'ndan yana olacak.

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Filmde bu tür çizgi-romanların bence asıl malzemesi olması gereken mizah duygusu pek yok. Ama yer yer ‘entel’ espriler yapma çabası var. Elbette hikâyenin başlıca kötüsünün Steppenwolf, yani İsviçreli ünlü ve Nobelli yazar Herman Hesse’nin çok tanınmış roman kahramanı olması filmin suçu değil: asıl ‘eserde’ de öyleymiş.  Ama ya gencecik ‘super-hero’ Barry Allen/ Flash, o ‘normal’ sokaklardan birinde rastladığı ürkmüş iki küçük çocuğu yatıştırmak için yaptığı konuşmayı, durup dururken hangi sözcükle bitiriyor dersiniz? Bir isim bu: Dostoyevski...Eğer bunu da gerçekten, entel veya değil, bir espri sayıyorsanız...O zaman hiç tartışmayalım!....

    Eleştirinin tamamı için: T24
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top