Hesabım
    Dört Aslan
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Dört Aslan

    Dört Aslan

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    2007 yılında !f İstanbul'da gösterildikten sonra vizyona girme imkanı da bulan Gündüz Gece Gündüz Gece (2006), 19 yaşında, etnik kökeni tahmin edilemeyen bir genç kızın intihar bombacısı olmaya karar vermesini anlatıyordu. Okul çantasıyla New York sokaklarında gezinen genç kız, sırtında taşıdığı bombayı ha patlattı ha patlatacak derken, film tam anlamıyla yıpratıcı bir sinema deneyimine dönüşüyordu. Genç kızın kendisiyle birlikte Times Meydanı'ndaki binlerce insanı da öldürmek istemesinin altında yatan sebepler ise hiçbir zaman açıklanmıyordu. Böylelikle film, hem karakterinin tekinsiz obsesyonunu hem de şiddetin anlamsızlığını seyredenlerin canını yakan bir ses tonuyla vurguluyordu.

    İngiliz taşlama ustası Christopher Morris'in ilk uzun metraj filmi "Dört Aslan" da "Gündüz Gece Gündüz Gece"nin izinden giden bir yapım. Londra'nın banliyölerinden birinde tüm İslam alemini bir araya getirecek sansasyonel bir eylem gerçekleştirmeyi amaçlayan beş Müslüman arkadaşın hikayesini anlatan "Dört Aslan"ın "Gündüz Gece Gündüz Gece"den farkı ise bir kara komedi oluşu.

    Christopher Morris'in filminin en cazip yönü durup, dururken batı dünyasına savaş açmaya karar veren ve cihat ilan eden sarsak karakterleri. Ezberledikleri şiddet söylemleriyle harekete geçen, haber bültenlerinde izledikleri terörist videolarını taklit eden ve eylemleri sonucunda şehit olacaklarına inanan bu karakterler çoğunlukla Coen Kardeşler imzalı bir filmden çıkmışa benziyorlar. Batının nimetlerine alışmış, bu nimetlerden faydalanmaktan çekinmeyen, Müslüman kimlikleri törpülenmiş bu ikinci kuşak göçmenler tam anlamıyla etnik ve dini kökenlerine nostaljik bir özlem besliyorlar. İngiltere'de doğup, büyümüş olmanın getirdiği batılı alışkanlıklarla bu nostaljik bağ arasında kalan karakterler hem hikayenin geçtiği mekanın batılı arka planına hem de bu mekanda konumlanan diğer radikal Müslümanlara iğreti duruyorlar.

    Yönetmen Christopher Morris karakterlerin bu arada kalmışlığını oldukça başarılı bir biçimde gözler önüne seriyor. Batılı karakterlerin Müslüman göçmenlere olan bakışını ustalıkla eleştiren Morris, göçmenlerin, nimetlerinden faydalandıkları toprakların temsil ettikleri değerlere karşı tutumları hakkında da önemli sözler söylüyor. Böylelikle "Dört Aslan," İngiltere'de özellikle 11 Eylül'ün ardından su yüzüne çıkan Müslüman göçmen karşıtlığı üzerine ciddi eleştirilerde bulunuyor. Film, bununla beraber, ikinci kuşak Müslümanların batıda doğup, büyümüş olmalarına rağmen vatandaşı oldukları topraklardan dışlanmalarının nasıl temelsiz ve sebepsiz bir şiddet ortamı doğurduğunu da başarıyla vurguluyor.

    Aslına bakarsanız, "Dört Aslan"ın gözler önüne serdiği saf şiddet ortamı çoğunlukla Micheal Moore imzalı Benim Cici Silahım'da dile getirilen Columbine Lisesi olaylarına ya da Gus Van Sant'in Fil adlı çalışmasında yaşananlara benzer bir karaktere sahip. Tüketim kültürünün, teknolojinin ve görsel medyanın esiri olup, maneviyat duygusunu kaybetmiş karakterlerin tek istedikleri inandıkları bir dava uğruna savaşmak, kendilerini dışlayan, ötekileştiren dünya düzeninden intikam almak ve suni hayatlarını anlamlı kılmak. Christopher Morris'in filmi, beş Müslüman arkadaşın ev yapımı bombalar ve içi boş devrimci söylemler etrafında gelişen trajikomik eylem planlarını öyle anlamsız, yetişkinlikten uzak ve şok edici olaylarla zenginleştiriyor ki "Dört Aslan" hem İslami terörizmi eleştirip, hem de kapitalizmin insanı insanlıktan çıkaran ve birer öldürme makinesine dönüştürebilen bir düzen olduğuna değinebiliyor.

    Bütün bunlar bir yana, tamamı el kamerasıyla çekilmiş hissi doğuran filmin zaman zaman verdiği güçlü mesajların ve öykünün gülünç özelliklerinin etkisinde fazla kalıp, karakterlerini ihmal ettiğini de itiraf etmek gerek. Özellikle hikayenin baş karakteri sayılabilecek Omar'ın ailesiyle olan ilişkilerinin "Dört Aslan"da çoğunlukla yapay ve derinliksiz bir biçimde gözler önüne serildiğini söylemek mümkün. Filmde, karakterler arasındaki dostluğun herhangi bir geçmişe dayandırılmamasının ve bu arkadaşlığın derinliğinden fazla bahsedilmemesinin de karakterlerin insancıllaşmasını engellediği ve gidişatın etkileyiciliğini olumsuz yönde etkilediği ortada.

    Dolayısıyla, "Dört Aslan" politik yanı kuvvetli ve önemli konulara parmak basan bir yapım olsa da zaman zaman izleyenlerin bir kurmaca filmden bekledikleri performansı göstermekle zorlanabiliyor ve seyredenlere istedikleri duygu yoğunluğunu yaşatacak bir atmosfer yaratamıyor. Her şeye rağmen Christopher Morris'in filmi, batı dünyasının göçmen algısı, ikinci kuşak Müslüman göçmenlerin kimlik bunalımları ve İslami terörizm üzerine önemli sözler söyleyebilen başarılı bir çalışma. Bu nedenle izlenmeye değer.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top