Çocukluktan beri yakın arkadaş olan Ruth, Tommy ve Kathy başka insanlara organ sağlamak için klonlanmışlardır. Üç arkadaşın çocukluk yılları da yatılı olanbir okulda geçmiştir. Erişkinliğe ulaştıklarında ise ürpertici gerçekle tanışmaları ve kendilerine çizilmiş olan kaderlerine hazırlanmaları gerekmektedir.
Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro'nun aynı isimli romanından beyazperdeye Alex Garland tarafından uyarlanan ve yönetmenliğini Mark Romanek'in üstlendiği filmin başrollerini Keira Knightley, Carey Mulligan ve Andrew Garfield paylaşıyor. Film, gösterildiği İstanbul Film Festivalinde de ilgiyle karşılanmıştı.
Ayrıca filmin uyarlandığı kitabın, Time Dergisi tarafından 1923-2005 yılları arasında “İngilizce Olarak Yazılmış En Etkileyici 100 Roman”dan biri olarak seçildiğini de ekleyelim.
Beyazperde Eleştirisi
3,0
Ortalama
Beni Asla Bırakma
Beni Asla Brakma
Yazar: Orkan Şancı
( Aşağıda okuyacağınız yazı sürprizbozanlar içerir.)Sanat, insan ruhu'nun aynası mıdır? Yoksa ruh diye bir şeyin olup olmadığını mı gösterir?Beni Asla Bırakma çok sert bir film. Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro'nun 2005 tarihli romanından uyarlanmış. Manastırvari bir İngiliz okulunda eğitim gören yüzlerce çocuk, kendilerini bekleyen korkunç gelecekten habersiz. İçlerinden üçü; Kathy, Tommy ve Ruth'un hikayesine yakından bakıyoruz. Kathy Tommy'ye aşık; Ruth ise ikisini kıskanıyor. Üçlünün arasını açan bu aşk üçgeni oluyor. Ruhları var çünkü aşkla ilgililer. Ama kıskançlık aşk'ı yeniyor. Zamanları son derece az olan 3 genç insan, yine de birbirlerinden kopamıyor. Ortak kaderleri, onları birarada tutuyor.Kathy (şiir gibi masumiyetiyle Carey Mulligan) aşkı için kendisini tercih etmiyor, kurban ediyor. Ruth (şeytani bir Keira Knightley)'un aşkını çalmasına karşı koyamıyor. Tommy (Soc
Da vinci Şifresi serisinin 3.filmi olan Kayıp Sembol'ün yönetmen koltuguna oturtulan Mark Romanek; ikinci uzun metrajlı filmi olan Beni Asla Bırakma dram yönünden konu olarak zengin ancak duygu açısından zayıf.Sanatsal ağırlıklı bi film.Konu olarak Ada/The Island filmini anımsatıyor ancak fantastik değil.Çok yavaş ilerliyor film.Evet sıkılmamak elde değil ancak sağlam kafayla izlediten sonra oturup düşündürten bi ...
Devamını oku
rudeonerudeone
Takip Et!
Takipçi
1.698 Eleştirisini Oku
3,5
4 Ekim 2014 tarihinde eklendi
Bir kitap uyarlaması. Böyle bir konudan daha iyi bir film çıkabilirdi gibi geliyor. Bu haliyle de belli bir kaliteyi tutturmuş ancak unutulmaz olmayı başaramıyor. Bazı hamleler ile daha iyi oturtulabilirdi.
Çok güzel başlıyor film. Hailsham günleri oldukça sürükleyici. Ayrılmalarının ardından yaşananlar bir iki defa daha süzgeçten geçirilebilirdi sanki. Nitekim en kritik süreç bu kısımlarda yaşanıyor. Tommy, Kathy ...
Devamını oku
JeanClaudeVanDamme
Takip Et!
Takipçi
1.209 Eleştirisini Oku
3,0
10 Eylül 2012 tarihinde eklendi
Gereğinden fazla ağır ve bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor.Mark Romanek o vermek istediği duyguyu bir türlü tam olarak yansıtamamış perdeye.Birkaç vurucu an dışında akılda kalacak pek fazla şey yok.Daha iyi olabilirmiş.
ilsalaron
Takip Et!
Takipçi
644 Eleştirisini Oku
3,5
21 Mayıs 2011 tarihinde eklendi
"legend-is-back" adlı yorumcunun yorumlarına tamamen katılıyorum eklenecek fazla bir şey yok.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.