Gözlerindeki Sır'da, ülkenin en önemli mahkemelerinden birinde yıllarca sorgu müfettişliği yapan Benjamin Esposito, görevini bırakarak inzivaya çekilmeye karar vermiştir. Bu süreçte, görev yaptığı süre boyunca kendisini oldukça etkileyen bir vakayı kaleme alıp romana çevirmeyi planlamaktadır. Yaklaşık otuz yıl önce işlenen bu vahşi tecavüz ve cinayet vakasıyla ilgili detayları yeniden hatırlamaya başlayan adam tekrar bu dava üzerinde çalışmaya ve bu üstü kapanmış suçu aydınlatmaya karar verir. Belge ve bulguları yeniden inceleyebilmek için ilk adım eski çalıştığı yere geri dönmektir. Esposito için bu süreç adaletin ve vicdan kavramının acı gerçeklerinin su yüzüne çıktığı bir yolculuğa dönüşür. Arjantin sinemasının son dönemde çıkardığı en iyi iş olan yapıt, aynı yıl En İyi Yabancı Film dalında Oscar'ı kazanıp, çeşitli festivallerden de onlarca ödülle geri döndü. Arjantin sinemasından çıkan yetenekli yönetmenlerden biri olan Juan José Campanella tarafından yönetilen film, özellikle meşhur tek plan çekilen 'stadyum sahnesi' ile hafızalara kazınır.
Beyazperde Eleştirisi
4,0
Çok İyi
Gözlerindeki Sır
Gözlerindeki Sır
Yazar: Murat Özer
Bu yılın 'yabancı dilde en iyi film' Oscar'ı açıklandığında bizleri hafif de olsa şaşkınlığa yönelten Akademi'nin "Gözlerindeki Sır" (El Secreto de Sus Ojos) kararı, filmi görünce belli oranlarda yerine oturmuş gibi görünse de, Michael Haneke'nin "Beyaz Bant"ı (Das Weisse Band: Eine Deutsche Kindergeschichte) ve Jacques Audiard'ın "Yeraltı Peygamberi" (Un Prophète) varken yine de bir miktar 'zayıf' gibi geldi bize. "Gözlerindeki Sır" için 'kötü film' demek mümkün değil, ama diğer iki başyapıt karşısında mücadele edebilecek ölçülerde bir film olmadığı da bir gerçek.Tarihi çalkantılarla dolu Arjantin semalarından salonlarımıza konuk olan bu film, uzun yıllara yayılan bir hikâye anlatıyor bizlere. 1999'da başlayan hikâye, 1974'e ve sonrasına dönerek bir cinayet vakasının ardındaki gizemi aydınlatmaya çalışıyor. O vakitler savcılık için çalışan bir memur olan baş kahramanın bu vakayı bir 'ta
Daha önceden izlemiş olup bayağı bir beğendiğim "Das Weisse Band"ın önünde Yabancı Dilde En İyi Film dalında Akademi Ödülü alan "El Secreto de Sus Ojos"u görmeden önce ona karşı içten içe bir "önyargı" besliyordum. İzleme fırsatını yeni elde ettim ve açıkçası içime su serpildi. Diğerinden katbekat muhteşem bir film olduğunu düşündüğüm için değil. Ama kesinlikle aldığı ödülü ve övgüleri hak eden ...
Devamını oku
Ugur Tazegül
Takipçi
672 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
7 Kasım 2017 tarihinde eklendi
ERKEKLER HER ŞEYDEN VAZGEÇERLER, AMA TUTKULARINDAN ASLA VAZGEÇMEZLER.ÖLMEDEN EVVEL İZLEYİN NOTUM (10.SONSUZ
HER İNSANIN VAZGEÇEMEDİĞİ BİR TUTKUSU VARDIR
Filmde Benim içinde geçerli olan bir söz tutku tutku bu dünyada benim için sadece BEŞİKTAŞ bir erkek her şeyini değiştirebilir. yüzünü, evini, ailesini, kız arkadaşını, dinini, tanrısını yine de değiştiremeyeceği bir şey var benjamin. tutkularını ...
Devamını oku
mumillica
Takipçi
52 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
5 Haziran 2014 tarihinde eklendi
Arjantin’ den çıkan 2010 yılı en iyi yabancı film Oscar ödülünü alan “El Secreto de Sus Ojos – Gözlerindeki Sır” geç izlediğim ve “Keşke daha önce izleseydim” dedirten bir film oldu.
beck31
Takipçi
1.383 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
21 Nisan 2010 tarihinde eklendi
Oscarda hakkı yenmemiş, muhtemelen tüm kategoriler içinde zirvede olması gereken güzellikte ve kusursuzlukta bir film.Sinema nasıl olması sorusunun yapaysız karşılığı.İnanılmaz içten ve bir o kadarda ağır bir film.İzlediğim en iyi filmerden biri oldu.10/10
ERKEKLER HER ŞEYDEN VAZGEÇERLER, AMA TUTKULARINDAN ASLA VAZGEÇMEZLER.ÖLMEDEN EVVEL İZLEYİN NOTUM (10.SONSUZ)Daha önceden izlemiş olup bayağı bir beğendiğim "Das Weisse Band"ın önünde Yabancı Dilde En İyi Film dalında Akademi Ödülü alan "El Secreto de Sus Ojos"u görmeden önce ona karşı içten içe bir ön yargı besliyordum. İzleme fırsatını yeni elde ettim ve açıkçası içime su serpildi. Diğerinden katbekat muhteşem bir film olduğunu düşündüğüm için değil. Ama kesinlikle aldığı ödülü ve övgüleri hak eden bir eser olduğunu kendi gözlerimle de tecrübe etmiş olduğumdan. "Beğenecek çok şey var" demek doğru olur sanırım. Oyuncu kadrosu, canlandırdıkları karakterlere bu kadar oturabilirdi. Göz aşinalığımızın olduğu isimler değiller ve bu da inandırıcılığı arttıran, bir başka deyişle filmin içine girmemizi kolaylaştıran bir durum. Temel olarak işlendiğini gördüğümüz iki konu var: aşk ve cinayet. İkisi de çok olgun, çok dolu işleniyor ve seyirciyi sürekli bir o terse bir bu terse yatırıyor. Aralarda uzun süre hafızalardan silinmeyecek sahneler ve bu sahnelere eşlik eden muhteşem, derin diyaloglar hepten can alıcı. "Sürpriz final" diyebileceğimiz, aslında kesinlikle tahmin edilemeyeceğini iddia edemeyiz. Filmin sonlarına doğru ise gerçekten tempo iyiden iyiye artıyor. Bu artış kovalamaca sahneleri ve planlı olarak kullanılan çeşitli yüksek sesli şarkılar sayesinde değil, tamamen filmin başından beri damarlarınıza, iliklerinize özenle işlenen gerilim sayesinde vuku buluyor. Ağır ilerleyip sabırlı insanların izleyebileceği filmlerden birisi diyebilirim. katil bazen ayrıntıda gizlidir ve bunu herkes göremez, hukuku eleştirmeye yönelik içerisinde aşk, gizem, aşkın insan üzerindeki etkilerini görebileceğiniz bir film. İçerisinde güzel sözlerin geçtiği bir film. Geçmişten bugüne unutamadığımız pişmanlıklarımız üzerine duygusal bir çalışma. Geçmişten bugüne unutamadığımız pişmanlıklarımız üzerine duygusal bir çalışma. Ve yıllar sonra günün birinde birlikte geçirdikleri günlerden ve olaylardan esinlenerek yazmaya koyulduğu kitabı için konuşma bahanesiyle unutmadığı Irene'yi görmeye gelir. Bu karşılaşmadan sonra Benjamin'in yıllardır unutamadığı, Irene ile çözmeye giriştikleri bir dava üzerine ve yaşamadıkları ilişkileri üzerine konuşmaya başlarlar. Campanella bolca kullandığı flashbacklerle kurguladığı filmi bir 70'lere bir günümüze taşıyor. Aslında bu flashbackler filmin esas öyküsü haline geliyor ilk yarım saatten sonra; lakin özellikle son 15 - 20 dakikada günümüzde ilerleyen hikaye önemli bir hal alarak bitirilebilecek en güzel finalle film son buluyor. Başta sanki sadece geçmişle ilintili bir hesaplaşmayı odak alacak gibi duran film; sonradan anlıyoruz ki esaslı bir adalet eleştirisi. Adalet sistemini sert bir şekilde eleştirildiği özellikle vurucu finale kadar da aşk kavramı da sorgulanırken daha önce defalarca izlemiş hissiyatı verse de izlerken duygusallaştığımız bir ilişki de filmde boy gösteriyor. Yönetmenin fetiş oyuncusu Nueve Reinas ile adını duyuran Ricardo Darin beklenildiği gibi oldukça başarılı. Karakterin hem yaşlılığını hem de gençliğini çok başarılı canlandırıyor. Partneri Soledad Villamil'in de ondan aşağı kalır yanı yok hani. İlk saniyesinden son saniyesine kadar klasik sinema kalıplarının dışına çıkmayan ancak; tıkır tıkır işleyen senaryosu, kurgusu ve oyunculuklarıyla oldukça başarılı bir film El Secreto de Sus Ojos.
Yorumları göster
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.