Hesabım
    Bir Sırp Filmi
    Ortalama puan
    2,4
    59 Puanlama
    Bir Sırp Filmi hakkında görüşlerin ?

    29 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    5 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    9 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Ağustos 2015 tarihinde eklendi
    Öncelikle bu film için yorum yapmadan önce şunu belirtmek isterim ki bir çoğunuz bana bu filmi beğendiğim için kin kusacaksınız..Ama bunu yapmadan önce bu filmin gerçekleri yansıtmadığını ve bu filmin bir kurgudan ibaret olduğunu unutmayalım..Bana göre filmin vermek istediği bir çok mesaj var ve bizler bunları anlamak yerine küfredip,sövüp etiketler isek bu sadece bizim de bu konularda ne kadar duyarsız olduğumuzu gösterir...Hiç kimsenin kendini kandırmasına gerek yok zamanımızda bu tür olaylara sıkça rastlanıyor.Bizler sadece sesini kısıp gözlerimizi kapatıyoruz,anlayacağınız görmezden geliyoruz..Böyle yapınca bu olaylar yaşanmamış olmuyor aksine bu bizi de bu cinsel sapıklığa sürüklüyor...İster inanın ister inanmayın veya reddedin her insanda bu filmde yaşanan şeyleri yapacak içgüdü ve arzu vardır.. Bunun ahlak veya ne biliyim ırkla dinle hiç bir ilgisi yok...Bir tutturmuşunuz Sırplar katil,sapık falan filan sanırsınız ki biz sütten çıkmış ak kaşığız..Yanlı haberler izleyip medyanın kölesi olanlar hep böyle düşünür...Belki bilmiyorsunuzdur ama bizim ülkemizde küçücük bir kıza 28 kişi tecavüz etti...Bu 28 kişi de savunmalarında kız ne yaptığını biliyor kendi istediğiydi gibi saçma sapan gerekçelerle cezalarında indirime gidildi..Bunları bilmenize rağmen hala 3 maymunları oynayıp da bu gibi gerçekleri göz önüne seren filmleri izleyince veryansın etmeler sövmeler...Hiç samimi değilsiniz..Bu filmi izlediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum ve sizler görmezden gelmeye devam edin...Pedofili,Nekrofili bunlar ciddi hastalıklar ama bunların asıl sebebi inanın bana sözde evrensel ahlak yasaları yok bilmem toplum kuralları bıdı bıdı hepsini çöpe atın gitsin..İnsanların önce tabularını yıkması gerekir eğitilmesi gerekir..İnsanlara okullarda saçma sapan işe yaramayan bilgiler verileceğine bu gibi ilerde psikolojik sorunların olması muhtemel bu gibi sapkınlıklara yönelimin olması muhtemel olaylar için eğitim verilmeli..Ancak bu şekilde insanlar bilinçlendirilebilir. Çocukların cinsel arzularını,doğuştan gelen özelliklerini okulda değilde sokakta sağlıksız bir şekilde öğrenip utana sıkıla hiç kimseye belli etmeden içinde yaşatmaya çalışması ne kadar doğrudur düşünüp kendi içinizde sorgulayın..İnsanların bu zamandaki düşüncelerine göre soruyorum size : Tecavüz mü yoksa Hırsızlık mı daha büyük bir suç..Eminim çoğunuz tecavüz demişsinizdir.Bu bir çok şeyi de açıklar aslında doğuştan gelen duyguları bastırmak bu arzuların ahlak dışı olduğunu söylemek elbette bu bastırılmış duyguların bir gün büyük bir güçle ortaya çıkması demektir. Bunu bizlere dayatan cahillik ve tabulardır..Ben 18 yaşını aşmış bütün yetişkin bireylere bu filmi öneriyorum...Bu yazdıklarım filmden aldığım mesajlardan bir kaçı şimdide filmin teknik özelliklerine gelirsek...Şunu söylemek isterim ki müthiş bir kurguya sahip Fight Club tan sonra beni bu anlamda en çok etkileyen ikinci filmdir.. Etkisinden hala kurtulamadığım bana göre bir başyapıttır...Özellikle anlatamayacağım derecede sadece dinlenilerek yorumlanabilecek bir soundtracke sahip.Filmi izledikten sonra daha bir anlamlanıyor..Son olarak kaldırabilecek ve bu tarz filmleri izlemiş 18 yaş üstü yetişkin insanların bazı şeyleri anlaması adına izlemesini tavsiye ediyorum iyi seyirler...
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    11 Haziran 2012 tarihinde eklendi
    Film hakkında söyleyecek çok şey var ama ne söyleseniz ilk yarım saatteki o bilinmezliği yok edeceğini düşünüyorum.Kısaca Bu filmin yanında Oldboy çocuk filmi gibi kalır diyebiliriz, hatta filmin en normal karakterinin üçüncü bacağı olan se*s bağımlısı eski bir p*rno yıldızı dersek neyle karşılaşabileceğinizi az çok tahmin edebilirsiniz .Filmi beğenebilirsiniz yada beğenmezsiniz bunu tartışmam ama bu film sizi rahatsız etmiyorsa kesinlikle gizli kalmış BÜYÜK Psikolojik sorunlarınız var demektir.
    10/5
    babylashy
    babylashy

    40 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    17 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    bu filmin yasaklanmasını talep ediyorum.böylesine iğrenç bir film olamaz.film deyip geçmemek gerekiyor.1001 türlü izleyici var, kimin bu filmden ne öğrendiğini asla tahmin edemezsiniz.bu film bir insanlık suçudur. NET
    dolunay946
    dolunay946

    Takipçi 106 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    21 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    A Serbian Film / Sırpski Film (2010)
    Yönetmen: Srdjan Spasojevic
    Dünyanın sayılı fantastik-korku filmi festivali olan Uluslararası Sitges Film Festivali'nde gösterime girmek üzere yerini alan,bu zamana kadar aykırı,uçuk şeklinde yaftaladığımız filmleri hiçe sayıp sivrilen bir film 'A Serbian Film'. Milos (Srdjan Todarovic),5 yıl önce emekliye ayrılıp evlenen ve oğlu olan bir porno yıldızıdır. 5 yıldır işsiz gezen Milos'a eski iş arkadaşlarından Lejla, reddedemeyeceği bir teklifle gelir. Oldukça astronomik bir ücrete karşılık yeni bir filmde oynamasını ister. Tabi nasıl bir filmde oynayacağını bilmeden.Eski filmleriyle paralel bir film çekeceğini sanan Milos, ona fark ettirilmeden verilen afrodizyak etkili ilaçlarla,anlaştığı film yönetmeni (zamanında yetimhanede çalışmış psikolog) Vukmir (Sergej Trifunovic) ile ne kadar ileriye gidebilecek, özel sipariş sebebiyle çekilen filmde başrolü oynayarak senaryoyu bilmeden girdiği işin içinden çıkabilecek mi bakalım?
    Hani sabrın sınırlarını zorlamak diye bir deyim vardır, bir de söz konusu sinemaysa benim sabır sınırım geniştir ne olsa izlerim diyen cüretkarlar. işte bu film, küheylan kesilen cüretkarların bile alnını karışlayacak cinsten bir yapım olarak çıkıyor karşımıza. Adamımız porno yıldızı olduğu için filmin başından neredeyse sonuna kadar porno film izliyoruz. Erotik falan değil yanlış anlaşılmasın,bildiğiniz porno film. Tek farkı ilaç etkisiyle pornoyla harmanlanan ve Milos'a yaptırılan vahşet. Kan ve seksle kendinden geçen,aynı zamanda filmde psikolog olan yönetmenin (Vukmir) dudak uçuklatan sapkınlığı da cabası. Hele bir de biz izleyiciye sunulan yumruk gibi inen bir son var ki.! Oyunculuklar dışında bu filmi sanatsal açıdan ele almaya benim kriterlerim kafi gelmiyor. Milos'un o şaşkın,ne olduğunu anlayamaz halini kameralara yansıtışı mükemmel. (Oyuncu Kustirica'yla da çalışmıştı.) Vukmir'i izlerken yer yer tiyatroda sanıyorsunuz kendinizi, öyle bir coşkuyla oynuyor rolünü. Ya o küçük çocuğa ne demeli? Babası sebebiyle yaşadığı travmadan sonraki o sersem duruş.(yanlışlıkla babasının porno filmlerinden birini izledikten sonra hissettiklerini "içimde bir tekerlek dönüyor sanki" deyişi çıkmayacak aklımdan) Yeni doğmuş pornosu (ki beni belki de kusmaya zorlayan sahne burasıdır!), Milos'un elinden düşmeyen penisi sanat adı altında değerlendirilebilir mi bilmem. Verilmeye çalışılan emekli porno yıldızının yaşadığı psikolojik harbin yanında o kadar çok ekstra sunulmuş ki ana tema sönük kalmış yanında. Hatta film olmaktan çıkarmış benim gözümde. "Cannibal Holocaust" vari fakat bunu bile sönük bırakacak bir yapım karşınızdaki. İzlememeniz şiddetle tavsiye edilir desem de daha çok merak edeceksiniz biliyorum,ruh sağlığınız için siz yine de izlememeye özen gösterin bence. Senaryosunu Aleksander Radivojevic'in yazdığı film için sözlerimi Onur Atay'ın yazısından,filme cuk oturan cümlelerle tamamlayacağım. "Sırbistan'da doğduğunuz an düzülürsünüz. Yaşarken heran düzülürsünüz. Ölürsünüz, o zaman bile rahat bırakılmaz,bir müddet daha düzülürsünüz."
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    5 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    2010 Yılının En Rahatsız Edici Filmi izledikten sonra bir müddet kendinize gelemeyeceksiniz

    Eski bir porno film yıldızı Milos, çevirmenlik yapan güzel karısı ve altı yaşındaki oğluyla tipik bir mutlu aile yaşantısı sürmektedir. Ancak bu klişe aile tablosu, filmin ilk sahnesiyle yıkılır. Bu iddialı sahne de filmin daha sonraki sahneleri için bir uyarı niteliğindedir sanki. Küçük çocuğun video oynatıcıya taktığı kaset babasının porno filmidir. Çocuk şaşkınlık içerisinde ekrana bakmaktayken anne gelir ve televizyonu kapatır.

    Aile içinde küçük şakalarla geçiştirilen bu çarpıcı sahnenin filmin yapısına görünürde iki katkısı vardır: küçük çocuğun cinselliğini keşfetmeye başlaması (bu, sonraki sahnelerde Milos tarafından oğluna cinsel hazzın ne olduğuyla ilgili yapılan tariflerde uzun uzun karşımıza çıkarılır), diğeri Milos’un aslında içten içe mesleğini özleyip özlemediği sorusudur.

    Artık eskisi kadar zengin olmayan ve rahat yaşayamayan Milos’un elinde sadece içinde yaşadığı ev ve eski rol arkadaşı Lejla’nın değimiyle beş on bin kâğıdı vardır. Oğlunun müzik derslerinin giderlerini bile karşılayamadığını anlayan Milos, bir VHS kasedin kabının içerisine sakladığı paraların azaldığını gördükçe kahrolmakta, ailesi için daha iyisini yapmak istemektedir. Film şu haliyle yıllardır televizyon dizileri ve ana akım filmlerle gözümüze sokulan aile stereotipinin ta kendisidir. Her şey olması gerektiği gibidir, tüm klişeler bu tür filmlere uygun yerleştirilmiştir. Ve çok geçmeden eski rol arkadaşı Lejla’dan gelen cazip teklifle dramatik bir çelişki içerisinde düşer Milos. Lejla, ünlü bir yönetmenden (Vukmir) bahsetmekte, bu yönetmenin çekeceği yeni “Sanat” filmi için kendisiyle çalışmayı istediğini söylemektedir.

    Milos karısının da onayladığı bu yeni iş için görüşmeye gitmeye ikna olur. Ancak bu sefer de kendini başka bir çelişkinin içerisinde bulur. Vukmir ısrarla filmin konusunu söylememekte, çekeceği filmin havasının kaçmasını istememektedir. Olumsuz yanıt veren Milos’un önüneyse hiçbir şekilde seyirciyle paylaşılmayan büyük bir para teklifi sunulur. Bu “bol sıfırlı” miktar sözleşmeyi imzalarsa kendinin olacaktır. Milos’un teklifi kabul etmekten başka çaresi yoktur. Aldığı kararın doğruluğunu evde karısının teklif miktarını duyunca verdiği tepkiyle anlar: “Hayır demedin de mi?” Kimse Milos’un oynayacağı filmle ilgilenmemektedir. Para her şeyde olduğu gibi bu anlaşmanın da anahtarıdır. Filmin yönetmeni Vukmir, sanat filmi için: “Maalesef burası sanat yapmaya uygun bir ülke değil. Yaşamın olmadığı bir yerde gerçek sanat da olmaz” derken Milos da karısıyla imzaladığı yazısız sözleşmeyi o gece kırar. Karısını sevdiği için onunla sadece sevişmekte, filmlerinde rol arkadaşlarıyla yaptığı gibi sert seks yapmamaktadır. Karısının isteğiyle o gece onunla rol arkadaşlarıyla yaptığı gibi yapar. Sanki hayatındaki bir tabu da bu şekilde yıkılmıştır. Bu aynı zamanda filmin akılda bırakan ilk soru işaretlerinden biridir: sıradan gözüken insanların şiddete eğilimleri ve istekleri ne kadar normaldir?

    Milos’un ilk çekim gününün mekânı oldukça ilginç bir yerdir. Eski bir yetimhanede kurulan sete gelen Milos’un, binanın kapısında gördüğü karanlık adamlar çekilecek “sanat filmi” için birer ipucudur aslında. Ancak Milos binanın korumaları ve kulağına yerleştirilen kablosuz kulaklık aracılığıyla binaya girer. Kendisini karşılayan korumalar aynı zamanda ellerindeki kameralarla onu kaydediyordur. Yetimhanenin koridorunda bir anne ve kızının teatral oyunu şok edicidir. Milos bunların oyun olduğunu düşünmektedir. Senaristler Aleksandar Radivojevic ve aynı zamanda filmin yönetmeni olan Srdjan Spasojevic bu iki karakter hakkında hiçbir zaman açıklamada bulunmazlar. Sanki filmin ortasına bırakılmış iki çıplak gerçektir bu karakter. Bir Sırp savaş kahramanının karısı ve onun küçük kızı. Bu oyundan sonra bir odaya alınan Milos’a başka bir kadın tarafından oral seks yapılırken karşısındaki ekranda biraz önce gördüğü bu küçük kızın görüntüleri vardır. Birinde dondurma yalayan, diğerinde süslenen küçük kızın işi Milos’un işiyle birlikte biter. Paralel kurguda Milos boşalırken kız da dondurmasını bitirir. Milos için önemli bir tabu çatırdamaktadır. Her daim, hiçbir etki altında kalmadan sertleşen ve işini yapan Milos bu sefer bunu küçük bir kızın video görüntülerini izlerken yaptığı için rahatsız olur.

    Bu onun gibi bir porno yıldızı için bile önemli ve tahammülü zor bir durumdur. Seyircinin Milos’la etkileşim kurmasını kolaylaştırmak için Milos’a kabus bile gördürür senaristler.

    Ertesi günkü çekimse Milos’un tabuları için tam bir faciadır. Getirildiği odada önceki gün gördüğü küçük kızın annesi vardır, yüzü yara bere içindedir. Milos’un kulağına yine bir kablosuz kulaklık takılır ve kadının ona oral seks yapmasına izin vermeye zorlanır. Milos kendini bırakmak zorunda kalır ancak daha sonra gördüğü manzara karşısında şok olur. Aynı küçük kız bu sefer odada, annesinin Milos’a oral seks yapmasını izlemektedir. Ne kadar o odadan çıkıp işi bırakmak istese de koruma tarafından etkisiz hale getirilir. Milos penisini ısıran kadını durdurması için kadına vurmaya zorlanır. Ve o günkü işini de bir kadını dövüp, kızının önünde onunla ilişkiye girerek bitirir. Odaya büyük bir sevinçle giren Vukmir, Milos’u tebrik eder. Ancak Milos işi bırakmak istemektedir. Bu kadarı onun için çok fazladır. Başarısız bir polis olan ağabeyinden Vukmir hakkında bilgi edinmesini istemiştir. Vukmir’in eski bir çocuk psikologu olduğunu öğrenir. İşler Milos için gittikçe enteresan, film içinse klişe bir hal almaya başlamıştır. Seyircinin bunun sıradan bir ana akım psikolojik dram filmine eklenmiş bazı istismar sahneleriyle oluşturulan basit bir film olduğunu düşünmesi sağlanır. Vukmir’in Milos’un iş hayatı ve tabuları hakkında söylediği bazı gerçekler seyircinin Milos’la ilişkisi için ters köşe bir durum yaratır. Milos her ne kadar eski hayatından biraz uzaklaşmış olsa da ne filmin başında gördüğümüz kadar masumdur, ne de bu sahnelere verdiği tepkilerde samimidir. Porno hayatı ve evliliği boyunca seksi bir görev gibi algılayan Milos için insan zihninin karanlık taraflarıyla yüzleşme zamanı gelmiştir. Vukmir, Milos’u kararından vazgeçirmek için odasına götürür. Ancak orada, filmin başından beri yüksek perdeden girdiği tiratlarla puan toplamaya çalışan Vukmir, söyledikleriyle Milos’a ders vermeye devam eder (!). “Eğer benim ve terk etmekte olduğun ailenin bu ülkenin tek hayatta kalma garantisi olduğunu söylersem bana inanır mıydın? Biz bu ülkenin bel kemiğiyiz! Sadece biz, bu ulusun ayakta kaldığını ve işe yaradığını kanıtlayabiliriz.” der Vukmir, Milos’un kararını etkilemek için. Sırbistan topraklarının son 20 yılı için oldukça önemli çıkarımlardır belki de bunlar. Dağılan Yugoslavya’dan arda kalanları ayakta tutmaya çalışan Sırbistan’ın doksanlı yıllarda giriştiği kitlesel katliamlar henüz kendi vatandaşlarının bile zihinlerinden çıkmamıştır. Bir film eleştirisinde Milos’un Sırbistan olduğu üzerinde durulmuş. “Ailesini bir arada tutmaya ve yaşamını sağlamaya çalışan Sırbistan daha sonra kendi öz oğlu ve karısının canını yakmak zorunda kalır.”

    Bu düşüncenin üzerinde durmak belki filmin vermek istediği mesajı anlamak için yararlı olabilir. Filmin senaristleri de film hakkında verdikleri bir mülakatta aynı şeyden bahsediyorlar. Örneğin; Aleksandar Radivojevic filmin ortaya çıkış hikâyesi için: “Tüm hayatımız boyunca Sırbistan’da yaşadık ve son 20 yıldaki karmaşık ortamı birebir tecrübe ettik. Gerçekten moral bozucu ve korkutucu zamanlardı. Öne çıkan şeyler politik olaylardı fakat her an her şeyin olabileceği bir çevrede yaşamanın verdiği tecrübe ile ortaya çıkan duygular da vardı. Uzun süredir yoğunlaşan ve uzun süredir yığılan bir şey gibiydiler.” diyor. Sırbistan’da yıllarca yaşamak oldukça zor bir deneyimdir. Bu acıları çeken insanların belli bir zaman sonra sıradanlaşan hayatlarında (tıpkı küreselleşmenin ve kapitalizmin tüm ülkelerde yaptığı gibi) benzeşmeleri, onların değimiyle her gün patronları tarafından becerilmeleriyse filmin pornografik tarafını açıklamaktadır: “Otorite tarafından tecavüz edilmiş gibi hissediyoruz, bizdeki yönetim, politika ve sanat konusunda o kadar yasakçı ve dar kafalıdır ki neredeyse her şeyi imkânsız kılıyor. Düzenli olarak işe gittiğinizde, durmadan fahişelik yapıyor gibi oluyorsunuz. Bu da filmin pornografik niteliği, yaptığınız her edepsiz şeyde bulunuyor. Film biraz pornografik çünkü ailenizi doyurmak için beceriliyorsunuz.”

    Vukmir ise karşısına oturttuğu Milos’a biraz ders verircesine benzer şeylerden bahsediyor (Bu açıdan Vukmir’in ve filme getirdiği pornografinin senaristlerin iç sesi olduğu düşünülebilir, ama bu yönüyle oldukça kör gözüne parmak bir anlatım katıyor filme ne yazık ki):

    “Pornografi değil, hayatın ta kendisi! Bu, bir kurbanın hayatı. Aşk, sanat, kan… Bir kurbanın eti ve ruhu… İşte bunu daha önce bunları yitirmiş dünyaya canlı olarak aktarıyor. Ve şimdi de izlemek için rahat koltuğunda ödeme yapıyor!”

    Kapitalizmin; benzeştirdiği insanları “para” ümidiyle yarışma programlarında “kurban” niteliğine sokması ve kendi hemcinsleri tarafından eğlence unsuru haline getirmesi bu tiratın açıklamaya çalıştığı başlıca şey olabilir. İnsanlar sahip olamadıkları mutlulukları ancak yarışma programlarından kazanabilecekleri parayla elde edebileceklerine inanıyorlar. Bu aslında başlı başına bir sistem eleştirisi. Kapitalizm tek tipleştirdiği insanlar içerisinden seçtiği “kurban”ların hayat hikâyelerini ya da onların ekran önündeki çeşitli komik durumlarını satarak güçleniyor. Vukmir’in değimiyle: kurban satıyor.

    “Kurban satıyor, Milos. Kurban bu dünyanın en pahalı şeyidir. En çok kurban hisseder ve en iyi o acı çeker. Biz birer kurbanız Milos. Sen, ben, tüm bu ulus; birer kurban!”

    Toplumların ayakta kalabilmesi için ideal aile mitosuna zarar vermeden ve gelenekleri zedelemeden hatta onlara uygun hallere dönüştürülerek satılan ürünlerdeki kurban legal olurken, toplumun sıradan insanlarının “gizli dünya”larında izlemeyi tercih ettiği underground porno filmler illegal sınıfta değerlendiriliyor. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde artık basıla basıla şablonlaşan pedofili, tecavüz, şiddet, gasp ve cinayet vakaları ancak bir filmdeki istismar sahnelerinde tepki görebiliyor. Bu da toplumun iki yüzlülüğün küçük bir göstergesi aynı zamanda. Filmin yaratıcılarının senaryoda filmdeki şiddet sahnelerini desteklemek için hiçbir müdahalede bulunmamalarını da buna bağlıyorum. Filmin kendi içerisinde bir istismar filmi olarak bırakılmasının nedenlerinden biri bu.

    Vukmir tarafından ilaç ve iğnelerle bir nevi Frankenstein’a dönüştürülen Milos, filmin geri kalanında daha önce görmeye bile tahammül edemediği birçok “rahatsız edici” eylemde bulunuyor. Bir kurgu atlamasıyla gösterilen bu eylemler her ne kadar kurguda yaptığı bu rahatlamaya hoş bir anlatım yoluna gitse de birçok sahnenin tek bir video kameraya takılan kasetlerdeki görüntülerin gösterilmesi tekniğiyle anlatılmasıyla kendi kendini baltalıyor.

    Filmin “rahatsız edici” sahnelerine çok fazla girmek istemiyorum. Ancak o sahnelerin filmi oldukça enteresan bir “istismar” filmi haline getirdiğine değinmeden geçmemek gerek. Daha önce belki de hiçbir filmde kullanılmamış görüntüler var filmde. Bu da ister istemez bu tür olayları sinemada görmeye alışık olmayan seyirciyi rahatsız ediyor.

    Filmdeki en güzel ayrıntılardan biriyse; “Balkanların seks ilahı” diye karşılanan Milos’un bir seks canavarına dönüştürüldüğünde dışarıdaki insana karşı savunmasızlığı. Milos tamamen içgüdülerinin kontrolünü kaybetmiş bir şekilde bir caddede yürürken reşit olmayan bir genç kıza asılan iki serseri görüyor. Adamlar kendi aralarında konuşuyorlar: “Kızın yaşı küçük.” “Ne olacak küçükse?” Milos’un ilaçların etkisi altında küçük bir kızla ilişkiye zorlandığında bile bunu yapmamak için çeşitli yollara başvurması (camdan atlıyor örneğin bir sahnede ya da Vukmir’i penisini kesmekle tehdit ediyor) bu sahnede seyirci için önemli bir sorgulama. Çünkü dışarıdaki sıradan adam savunmasız bir genç kıza tecavüz etmekte herhangi bir sakınca görmüyor. Milos ise isteğini gerçekleştiremediği için korka korka bir kenarda mastürbasyon yapıyor. Elinden hiçbir şey gelmediği için tıpkı ülkesindeki diğer insanların yaptığı gibi olaya tanık olup bundan haz almaya çalışıyor. Bu filmin en iyi sahnelerinden biri belki de. Zira filmin içerisinde verilmeye çalışılan tüm alt metinler bu sahnede açıkça ortaya çıkıyor.

    Filmin sonuyla ilgili çok fazla ipucu verip filmin havasını kaçırmak istemiyorum. Yalnızca Milos’un yetimhaneye girerken gördüğü karanlık adamların bu organizasyonun arkasındaki insanlar olduğunu, ve işi finanse eden bu adamların filmin sonunu da çektikleri filme uygun bir hale getirdiklerini söyleyebilirim. Tıpkı Yugoslavya’nın sonu gibi.

    Kontrolün sandığımız gibi Vukmir’in elinde olmadığını anlamamıza neden oluyor bu son. Vukmir’in Yugoslavya’yı temsil ettiği düşünülürse, Vukmir de film için ölmek zorunda kalıyor. Sırbistan’ı temsil eden Milos ise kendi ailesinin sonunu kendi hazırlıyor.

    Film oldukça sert ve sıradan seyirci için tahammülü zor sahnelere sahip olsa da ana akım filmlerde oynayan tanınmış birkaç oyuncuya sahip. Örneğin Vukmir’i oynayan Sergej Trifunovic Sırbistan’ın popüler birçok filminde oynamış daha önce, Milos’u oynayan Srdjan Todorovic’in ise Sorbistan sınırlarını aşan bir tanınmışlığı var Emir Kusturica sayesinde.

    Filmin görüntüleri en baştaki sarı tonlarındaki kafe sahnesi dışında oldukça iyi. İçindeki atmosferi iyi yansıtan bir teknikle çekilmiş her ne kadar oldukça kısıtlı bir bütçesi olsa da.

    Müziklerse çok iyi bir şekilde kotarılmış. İlk sahnelerde dramatik aile sahnelerinin altına döşenen dramatik theme’lar bir süre sonra yerini gerilim müziğine bırakıyor. Daha sonra da Wikluh Sky’ın dubstep tarzındaki “pazi šta radiš” parçası (aynı zamanda filmin trailer’ında kullanılan müzik) gerilimi daha üst noktaya çıkarıyor.

    Bir Sırbistan Filmi: Bu türün diğer örneklerine alışkın olanlar için oldukça farklı bir deneyim olabilir. Ve türünün diğer örneklerinden de göreceli olarak daha iyi bir film. Her ne kadar bir çok yerde anlatmaya çalıştığı hikayeyi toparlayamayıp çok basit anlatım tekniklerine başvurmak zorunda kalsa da (Milos’un yaşadığı son 3 günü bir video kamerasına taktığı kasetleri izleyerek öğrenmesi gibi).

    Ancak Şiddet içerikli filmlerle arası olmayanların KESİNLİKLE uzak durması gerek
    Suayip A.
    Suayip A.

    Takipçi 57 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    16 Mart 2012 tarihinde eklendi
    Bu filmi çekmek nasıl bir insanlıktır allah kat be kat belasını versin . sırpların nasıl sapık ruhlu pis bir millet olduğunun kanıtı bir film
    Ugos
    Ugos

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    19 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    İzlemeyin kimseye izletmeyin felaket bir film sapıklığın zirvesi kesinlikle yasaklanmalı kopyaları yok edilmeli
    Ahmet Taha O
    Ahmet Taha O

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    26 Temmuz 2019 tarihinde eklendi
    SİZİN YAPACAĞINIZ FİLİMİN TA ANASINI AVRADINI ÇOCUĞUNU BADİGARDIN GÖZÜNÜ SİKEYİM BU NASI FİLM AMKKKKKK ÇOCULARRI
    Mehmet Ilkay Ağaç
    Mehmet Ilkay Ağaç

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Nisan 2020 tarihinde eklendi
    ensest,negrofili ve sübyancılığı sado-mazoyla harmanla üstüne bolca kanla süsle al sana bir sırp filmi...idda ediyorum bugüne kadar izlediğiniz ve de bugünden sonra izleyebileceğiniz en rahatsız edici film .
    patoshik
    patoshik

    Takipçi 57 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Şubat 2021 tarihinde eklendi
    arkadaşlar sapkınlığın diz boyu olduğu bi film olabilir. Bünyesi zayıf olan arkadaşlara asla tavsiye etmiyorum. Filme gelicek olursak beğenmemin sebebi oyunculukta güzel ama en çok verdiği mesaj beni etkiledi. Gerçekten dünyanın toz pembe olmadığını karanlık köşelerinde neler yaşandığını anlatan malesef güzel bi film desem daha doğru olur.
    Yasin Bartin
    Yasin Bartin

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    9 Şubat 2021 tarihinde eklendi
    Hayatımda o kadar film izledim ki sayısını hatırlamıyorum. Ama bu kadar iğrenç ahlaksız bir film görmedim. Kesinlikle yasaklanmalı. .
    THUGSTAZ
    THUGSTAZ

    5 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    19 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Filmi baştan sona izledim.
    Film resmen ruhumu bıçakladı psikolojimde derin yaralara sebep oldu.
    Ama final sahnesi can damarımı kesti resmen beni çökertti.
    Bu filmi tasvip etmiyorum.
    elmali44
    elmali44

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Eylül 2019 tarihinde eklendi
    Psikopat yönetmeni.
    Ben 18 yaşın üstünde herkese bu filmi öneriyorum.Abartıldığı kadar korkunç film değil.Tavsiye ederim.
    Rocky Furkan
    Rocky Furkan

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    22 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
    Tek kelime ile MÜKEMMEL gerçekten herkes izlemeli burda ki yorumlara bakmayın 3 5 küçük çocuk izlemisler korkmuslar izleyin.
    Batuş Alp
    Batuş Alp

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    12 Eylül 2020 tarihinde eklendi
    Bir erkek olarak porno filmlerini izlemeyi bu film sayesinde bıraktım,birdaha porno filmi izleyeni..
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top