Anne Ya da Leyla

"Anne Ya da Leyla" karanlık, dramatik bir Beyoğlu öyküsü... 10 yaşında, öksüz bir çocuk olan Kerem'in annesinin yokluğuna karşın verdiği beyhude mücadele ile çocukluk aşkının travmasıyla hala yanıp tutuşan Mecnun'un dramı kesişecektir. Kerem'in ruhu yaşadığı sarsıntılara fazla dayanamaz. Bir haber almak ister artık annesinden. Nerededir, kimlerledir, neden arayıp sormaz biricik oğlunu? Babasına yalvarışları fayda etmez, dadısı bir resim sıkıştırır eline annesi diye. Evini terk eder, düşer Beyoğlu sokaklarına. Kararlıdır annesini bulacaktır. Mecnun ise çocukluk aşkı Leyla'yı bulma yolunda adeta telef olmuştur. Yıllarca haber alamamıştır kızdan. İçini yakan bu aşk sevgilin pavyona düştü diyenlerin sözleriyle dayanılmaz olur. Soluğu Beyoğlu'nda alır. Her yere girip çıkacak Leyla'sını bulacaktır.

Beyoğlu... İstanbul'un en karmaşık semti, en renklisi ya da en siyahı... Arka sokaklarından birinde karşılaşır Kerem ve Mecnun. Kerem'in sıkı sıkı tuttuğu resim düşüverir koynundan. Mecnun fotoğraftaki yüzü görünce gözlerine inanamaz. Leyla'dır, bu yüzü nasıl unutur? Genç adam artık çocuğu bırakamaz. Sevdiği gerçekten evlenmiş olamaz. Peki ya Kerem... Hayallerindeki annesi yıllarca onu kandırmış mıdır? Ya İstanbul... Gerçek Leyla'yı nerelere saklamıştır. Annesini arayan bir çocukla sevdiğine kavuşmayı bekleyen genç bir adamın, Beyoğlu'nun arka sokaklarından birinin hikayesi Anne ya da Leyla.