Endülüs Köpeği eleştirileri

çok farklı bir film olduğu kesin.hatta "cesur" da diyebiliriz.o zamanlar gencecik olan dünyaca ünlü sanatkarların kişisel bir çalışması olarak nitelenebilir sanırım un chien andalaou."sürrealist" bir eser.ben aslında sadece film olarak tanımlamaktansa genel olarak sürrealist bir eser olarak tanımlamayı tercih ederim.zira tam anlamıyla "film" diyebilir miyiz diyemez miyiz tam olarak emin olamadım.bu tarz gerçeküstücü veya hayal dünyası vs. ile ilgili pek çok film izledik,fakat bu hepsinden çok farklı.gerçek anlamda "neyin ne olduğu belli değil".çok kısa bir araştırma yapayım dedim,baktım ki her ortamda filmi herkes çok beğenmiş,öve öve bitiremiyor,fakat hiç konusundan,anlatmak istediğinden bahseden yok.sanırım kimse doğru düzgün,tam anlamıyla anlamamış filmi.tabii dali ve bunuelin böyle bir derdi var mı orası da tartışılır.yani anlamlı bir şeyler anlatmak istiyor gibi gözükmüyorlar.işin ilginci çok çok zorlama okumalar ve çıkarımlar yapmaya çalışsak dahi sanırım bu kısacık 20dakikadan da az olan filmi yine de tam olarak çözümleyemeyeceğiz.bu gibi nedenlerle ben endülüs köpeğini inanılmaz beğendim diyemiyorum.çünkü sürekli havada kalan şeyler var."feci beğendim süper" diyenlerin de çoğunun tam olarak olayın farkında olduğundan emin değilim.eğer ayrıntılı mantıklı bir analiz varsa benimle de paylaşırsanız sevinirim.bu esere içime sine sine "farklı" diyebilirim sadece."deneysel"liğin doruk noktasında ve tarihi de 1929.aslında bu iki öge bile merak etmenizi sağlayabilir sanırım?

Özellikle ay ve bulut görüntüsünü takip eden gözbebeği kesme sahnesi izlenmeye değer kılıyor bu filmi. Benim için müthiş bir deneyimdi.17 dk olmasına ve kısa film biçiminde olmasına rağmen yinede mutlaka izlenmesi ve arşive konulması gerekir.

Dadaizm ve sürrealizm gibi avant-garde akımların yükseldiği 1920'li yıllarda çekilmiş bir filmi bugünün ''mantıklandırma'' dünyasında anlamlandıramayabilir çoğu kişi. Filme döneminin gözlükleriyle bakılırsa, dönemin sanat anlayışının sinemaya yansımasıdır aslında. Dali ve Bunuel gençlik yıllarının çoşkusuyla tabii ki de bu akımlardan etkilenmişlerdir. Bu akımların kodlarını taşıyan eserler üreterekte akımların sembol sanatçıları olmuşlardır zaman içinde. Filme gelirsek; filmde belli başlı bir konu yoktur, iki sanatçı rüyalarını birleştirip üzerlerine başka şeyler de ekleyerek sinemasal bir şok yaratmak istemişlerdir ''zamanının popüler sinema tutkunu'' seyircisi üzerinde. Bunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Film o günkü etkisini belki hala taşımamaktadır ama günümüzde filmi ilk kez izleyen birisinin bile bu ''şey'' den az da olsa etkilenmemesi imkansız gibidir. Sözün kısası; sinema tarihine meraklı olan herkesin bir kere bile olsa izlemesi gereken filmlerdendir. Sürrealizm'e ve Lynch filmlerine yakın olanların ise izlemesi ise zaten şart gibidir.

16 dakikalık başyapıt. bir kadın bu filmi izlerken düşük yaptığı için filmin gösterimi 80lere kadar yasaklanmıştır.sinema tarihinin en deneysel filmlerinden biri.

Sinemanın en ilginç akımlarından olan, çok küçük bir kitleye hitap eden genelde bağımsız sinema örnekleri olarak gördüğümüz surrelist sinemanın ilk çıkış noktası olduğu için ilgiyi hak ediyor. Ama şimdiye kadar bir çok surrelist sinema örneği izlesemde beğendiğim yada sıkıntıdan çatlamadığım bir film olmadı.İster Lynch ustanın tam ilk filmi Silgi kafa(diğer filmlerindede surrelist yanlar olsada tam olarak bu akıma uyan tek filmi) olsun ister Terry Gilliam çok abartılan Brazil isterse Terrence Mallikin Tree of Life.Eski tabirle Sinema Manyağı(Sinefil diyorlar artık) olarak Yedinci sanatı her yönüyle izlemek ve yaşamak istiyorsanız bu tarz klasikler bulunmaz fırsat, şahsen bol efekli içi boş gişe filmlerinden(dünyalar savaşı, transformers, 2012 gibi) dogma 95(sinemanın ruhuna ters olduğunu düşünsemde) akımı dahil her türü izler ve değerlendiririm.

Biri 29 yaşında Dünya sinemasının en büyük yönetmenlerinden biri olacak olan: Luis Bunuel,diğeriise 25 yaşında ve Dünyanın en büyük ressamlarından biri olan Salvador Dali..Bu iki İspanyolunyazdığı,Bunuelin yönettiği ve o dönem sinema anlayışı için fazlaca derin ve aykırı bir film..17 dk.lık eşsiz bir deneyim ve zamanının çok ilerisinde bir estetik anlayışı.doğal olarakBunuelin de ilk başyapıtı : Bir Endülüs Köpeği.Bp puanım: 10/10

eski zamanların otomatik portakalı.ucuk kacık bir film bilincaltı harika acıklanmıs 8/10

Bir çift göz ve bir Ustura kuyruklu piyanokarabasanhepsi ve daha fazlası Bunuel ve Dali nin bu gerçeküstücü başyapıtında..Üstaddan tadı damaklarda kalan bir sinema şöleni..bambaşka bir deneyim..

Kesin seyredin bilginiz olsun. Ama seyredince hiçbirşey anlamayacaksınız içinde çok fazla mesaj var bu 17 dakikalık filmin ama çözmeye çalışmak yerine araştırsanız daha iyi olur bence ben öyle yaptım şahsen :) Zaten adamda kendi rüyasını film yapmış ne kadar iyi bişey bekleye bilirsin ki :)