Hesabım
    Yaratık: Covenant
    Ortalama puan
    3,6
    100 Puanlama
    Yaratık: Covenant hakkında görüşlerin ?

    21 Kullanıcı yorumları

    5
    2 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    4 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    4 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Haziran 2017 tarihinde eklendi
    İlk Alien filmine prequel, Prometheus'a da bir nevi devam filmi olan Alien: Covenant, Prometheus filminin 10 yıl sonrasında geçiyor. "Koloni kurmak için güvenli bir gezegene seyahat eden 15 kişilik Covenant mürettebatı, bir varlık tarafından mesaj alır. Ve mürettebat mesajın kaynağını inceleyince, bu gezegenin gidecekleri yerden daha yaşanabilir olduğunu keşfeder ve ilk önce bu gezegene gitme kararı alırlar. Ama bu kötü bir fikirdir çünkü burada yaşanacak kötü şeylerden mürettebatın haberi yoktur."

    Çoğu insanın benimle aynı fikirde olmadığını biliyorum ama bana göre Prometheus iyi bir filmdi. Evet, senaryosunda saçma bölümler vardı ama genel itibariyle çok cesur bir işti. Çünkü herkes o filme Xenomorph yaratıklarını görmek için gitti ve filmden çıktıkları zaman akıllarında sadece bir sürü soru kalmıştı. Bence Prometheus'un sorduğu sorular çok akıllıcaydı ve Alien serisine yapılan bağlantı da oldukça yaratıcıydı. Bunun dışında ilk iki Alien filmini de çok sevdiğimden Alien: Covenant için çok heyecanlıydım.

    Alien: Covenant'ın iyi yanları ve de kötü yanları var. Çoğunlukla yaptığım gibi, ilk önce iyi yanlardan başlayayım. Her Ridley Scott filminde olduğu gibi bu filmin de görüntü yönetmenliği harikaydı. Manzaraların dışında bu filmdeki yaratıkların görünüşü de hafızalara kazınacak şekildeydi. Görsel efektler de beklediğimden çok daha iyiydi, kanlı ölüm sahneleri ise Alien serisi açısından çok tatmin ediciydi.

    Filmdeki performanslarsa beni çok şaşırttı. Ana karakteri canlandıran Katherine Waterson mükemmel değildi ama filmin ilerlemesini sağlamak bakımından karakteri işe yaramış. Danny McBride, filmin en büyük sürpriziydi benim için. Ama bulunduğu her sahneyi çalmayı başaran, filmin en iyi oyuncusu kolaylıkla Michael Fassbender'dı. Spoiler vermek istemiyorum ama Fassbender'ın bu filmdeki rolü beklediğimden de daha büyüktü ve oldukça etkileyici bir iş çıkartmış.

    Alien: Covenant'ın en sevdiğim yanı, çok farklı bir havası oluşuydu. Covenant'ın yaratılış ve insanlık hakkında sorduğu sorular Prometheus'dan daha fazla etkileyiciydi. Film bu açıdan Prometheus'da sorduğu soruların bir kısmını cevaplasa da, bu sefer akıllarda yeni sorular yarattı. Sırf bu yüzden gelecek Alien filmini sabırsızlıkla beklediğimi söyleyebilirim.

    Bu arada şunu da eklemek istiyorum, kimse Ridley Scott gibi bilimkurgu filmi yapmıyor. Kimse. Mesela bir Alien filmi bittikten sonra devam filmini beklemenizin en büyük nedeni yaratıklar değil de sorulan soruların cevapları oluyor. Ayrıca ilk Blade Runner ve Alien filmleri de öyleydi, gerek atmosferi, gerek karakterleri olsun, bir bilim kurgu filminden çok daha fazlasıydı.

    Şimdi de filmin kötü yanlarına gelelim. Alien: Covenant'la ilgili en büyük sorunum, ton değişikliği oldu. Filmin ilk yarısı, mürettebatın gezegeni incelemesi açısından Prometheus'a ve ikinci yarı da yaratıkların olaya girmesi bakımından Alien'a benziyor. Ve her ne kadar ilk yarı ilgi çekici ve ikinci yarı da aksiyon dolu ve heyecanlı ilerlese de bu iki ton bir türlü uyuşmuyor. Bu yüzden de filmi ilgiyle izlemenize rağmen bir türlü hikayenin derinliklerine inemiyorsunuz.

    Bunun dışında mürettebatın teker teker ölme tarzı çok zayıftı. Mesela adamın biri sigara molasına çıkınca ya da birisi duşa girince kimin, ne zaman öleceğini rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuz. Filmdeki karakterler bu konuda çok aptalca seçimler yapmışlar. Bu da filmin gerilimli atmosferini biraz düşürmüş.

    Peki genel anlamda Alien: Covenant nasıldı? Eğer bu filmi sorduğu bütün soruları cevaplayıp bir başlangıcı ve bir bitişi olan bir film olarak görmeye çalışacaksanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Ben şahsen bu tarz filmleri Star Wars veya Yüzüklerin Efendisi serisini izlermiş gibi izlemeye çalışıyorum (ya da hiç olmazsa Prometheus'dan sonrasını). Hikaye çıkan ilk filmle bitmiyor ve sizi bir devam filmi için meraklandırıyor. Bu yüzden ben Alien: Covenant'ı izlerken iyi vakit geçirdim. Film her ne kadar korku atmosferi ve ton değişikliği bakımından beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da sorduğu sorular ilginçti ve aksiyonu çok eğlenceliydi. Bu yüzden de Covenant'ın ilk iki Alien filminin ardından çıkan serinin en iyi üçüncü filmi olduğunu düşünüyorum. Eğer büyük beklentilere kapılmazsanız, Covenant kesinlikle göz atmaya değer. İyi seyirler.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Ridley Scott'ın sıra dışı görüşü.

    + Aksiyon sahneleri.

    + Manzaralar, yaratıkların görüntüsü.

    + Sorulan sorular.

    + Michael Fassbender.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Karakterlerin verdiği zayıf kararlar.

    - Ton değişikliği.

    - Tahmin edilebilir yerler.

    TOPLAM PUAN: 7.2/10
    BURAK KARLI
    BURAK KARLI

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    15 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Alien film bağılısı biri olarak yazmaktayım;
    Hayatımda izlediğim en kötü alien serisi filmidir. Hikaye yok, başrol kim belli değil, gelişen olaylar yok ve en önemlisi Kraliçe Alien nerede? sonuça hiçbir firlmde yaratıkların kendi kendine öldüklerini gösteren bir kanıt yok ise Kralice'nin de ölme olasılığı olmadığını düşünüyorum. Bir odada yumurtalar var ve neredey di o yumurtaların sahibi...

    saçma saman bir zenemorf yaratmışlar. alien zenemorfu ise fiyasko, 1 alienin tüm mürettabatı mahvettiğini önceki filmlerden biliyorum. bu kadar kolay bir saçma son ile ölür mü? Sırf filmi yapmak için yapmışlar.
    Beklentimin altından da altında bir film...
    Erdem TERZi
    Erdem TERZi

    Takipçi 35 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    26 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Film oldukça sırıtmış, zorlama ile ortaya çıkarıldığı hissi hasıl oluyor. Her halde şimdiye kadar ki en cılız Alien olmuş!
    Halil E
    Halil E

    8 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    20 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Prometheus da izlediğimiz ve kendine hayran bırakan uzay gemisi ve ekipman teknolojisi bu filmde yok. 10 yılda teknoloji götün götün gitmiş belliki :). Bilim kurgu filmlerin beni cezbeden yanı ileriye, geleceğe projeksiyon çizmesidir. Prometheus filmin de kendi kendine tedavi imkanı sunan fanus yada haritalandırma yapabilen uçan toplar gibi. Yeni film de bu tarz üzerine kafa yorulmuş cihazlar yok hatta oturup senaryo yada kafa yorduklarına dair bir emarede yok... Film dediğin önce bir yaratığı, canlıyı şeytanlaştır malı ki ilerleyen sahnelerde acı cekip ölünce zevk alalım :D. Filmde Alien odaklanalım dediğimizde David daha büyük bir şeytan olduğu gerceği David bakarken de İnsanın aslında Kainattaki en acımasız canlı olduğu gerçeği felsefi çıkarımalara zorluyor film. Ne gerek var bu tip mesajlara helede oyunculuk yerlerde sürünürken. Karakterlere ısınamayınca kader mahkumu içine cin kaçmış müretebata acımak yerine içlerinden cıkan Aliencıklar için yanındaki güzel kızı dürtüp "ayy ne kadar sevimli demi canım herşeyin yavrusu güzel oluyor" falan diyorsunuz :
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    8 Ağustos 2017 tarihinde eklendi
    TABİKİDE KÜLT YAPIM OLAN 1979 YAPIMIN ÇOK GERSİNDE BEN ÇOK BEĞENDİM İMDB PUANINA SAKIN ALDANMAYIN SERİNİN EN AKSİYONU BOL FİLMİ

    Sözün Özü: Bilimkurgu-Korku türüne büyük katkı sağlayan 80 yaşında ki Ridley Scott ustanın Covenant’ı izleyicide yeni ufuklar açmasa da sıkılmadan izlenebilir kıvamda. Bilimkurgu-Korku-Gerilim filmlerini seviyorsanız kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.

    Prometheus ile Alien'ın öncesine odaklanıp yeni bir üçlemenin kapısını aralayan Ridley Scott yeni filmin de de bir dolu soruyu açık bırakıyor ve oldukça şaşalı giriş yaptığı mühendislere yine odaklanamıyor. Elizabeth de pasif geçmesi tatminsizliğe neden olan bir başka nokta olsa da hem gerilimi hem de bilimkurgu yanı güçlü bir eser çıkarmış. Başyapıt olarak kabul ettiğimiz ilk iki filmden sonra serinin en iyisi olduğunu söylemek bile mümkün.

    Yaratık : Covenant filminin yönetmen koltuğuna yapımcılığını da üstlenen 1937 İngiltere doğumlu ünlü yönetmen Ridley Scott oturmuş. Scott, sonradan kült filme dönüşen ilk yaratık filmini 1979 yılında çekmişti. Yapım gişede büyük başarı sağlayınca 4 devam filmi daha çekildi. Yaratık: Covenant’dan önce 2012 yılında Scott’un çektiği Prometheus, başa dönüp yaratığın ortaya çıkışını anlatırken diğer yaratık filmlerinden bağımsız bir yapıya sahipti ve benim beğenimi kazanmıştı. Yeni filmde, Prometheus’da yaşanan olayların on yıl sonrası anlatılıyor. Hikaye, İki saat boyunca sıkılmadan kendini izlettiriyor ancak Prometheus’un ışıltısından hayli uzak. ” Vay bee” diyeceğimiz bir yenilik yok ne yazık ki! Benim gibi İngilizcesi zayıf olanlar için, analizimize başlamadan önce filmin ismi Covenant’ın Türkçe karşılığının ”Antlaşma” olduğunu belirtmekte fayda var.

    Covenant, 15 mürettebatı bulunan uzay gemisinin ismi. Covenant’ı izlemeden önce Prometheus etkisi ile hayli heyecanlanmıştım. İşin doğrusu, Scott gibi bir ustadan Prometheus’un üzerine koyan daha iyi bir iş bekliyordum. Usta, bu sefer sermayeden yemiş. Bu filminde yaratıktan daha çok birbirinin aynısı David ve Walter isimli iki androidi öne çıkarmış. Birisi iyi, diğeri kötü niyetli. Bu seride, yaratığı kimin yarattığına da şahit oluyoruz. Film, teknik açıdan kusursuz ve etkileyici. Kıyafetler, dış-iç mekan çekimleri, uzay gemisi, kullanılan renkler ve bilgisayar efektleri son derece başarılı.

    Her kötülüğün çıkış noktasının insan olduğu bu filmde de üstüne basa basa vurgulanırken yine çıkış yolunu bulacak olanında insan olduğuna değiniliyor. İşin tuhaf tarafı ise, dünyamızı hunharca yok eden insanoğlunu eleştiren ve yargılayan felsefi sözler, insanlardan değil bilim adamı Peter Weyland’ın yarattığı filmin kötü karakteri Android David (Michael Fassbender) den geliyor

    Film, çok katlı bir şirket binasının sahibi olan Peter Weyland’ın ofisinde açılıyor. Peter ve yarattığı android Walter ile yaratıcılığı sorgulayan bir sohbetin içinde buluyoruz kendimizi. Daha sonra Covenant ismi verilen dev bir uzay gemisine geçiş yapıyoruz. Bu geminin 15 mürettebatının görevi, daha önce bilim adamları tarafından belirlenen uzayda yaşamaya elverişli yere, 2.000 uyutulan insanı götürmektir. Ancak; Covenant uzayda yol alırken radarlar yeni bir yaşam alanı belirliyor. Covenant’ın kaptanı, oy çokluğu ile bu yaşam alanını incelemek üzere oluşturduğu bir ekip ile yola çıkıyor. İnceleme ekibinin indiği yer, on sene önce Prometheus uzay gemisi mürettebatının indiği yerdir…İYİ SEYİRLER
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.257 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    27 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Serinin ilk filminde bir felsefe, bir tema ve bir konu vardı. Bu filmde bunların hiçbiri yok. Aynı zamanda filmin sonlarındaki bir sahneyi de fragmanda gördüğümüzden film çok kolay tahmin edilebiliyor.
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    30 Temmuz 2021 tarihinde eklendi
    Çok eleştiri almasına rağmen ben çok beğendim zaten prometheus ta hayranı olduğum davidi izlemek için gelmiştim ve fazlasıyla david doluydu film. Ön planda olan yaratık değil androidler oldu bu sefer ama beni fazlasıyla tatmin etti. Bu bi ara film devamı gelecek belli ama üstüne epey koyması lazım bu mükemmel seriyi tamamlamaları lazım artık. Bu filmde sonu çok rahat tahmin edebildik gelecek filmde sürprizler olmalı.
    Baris Ö.
    Baris Ö.

    Takipçi 74 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    3 Ağustos 2017 tarihinde eklendi
    Büyük umutlar beslemedim aslına bakilirsa Alien: Covenant için sadece izlemek istiyordum. Prometeus'dan sonra Ridley Scott'ın başına geçtiği yapimin nereye gittiğini görmek istiyordum. Ve izlemeye başladığım andan filmin yarısına kadar geçen bölümde ki durağanlık daha ilk dakikakadan birşeylerin eksik olduğu hissininuyandirmaya başladı bende. Ama filmin ilk yarisindan sonra olaylar daha dikkat çekici ve hizli bir şekilde ilerlemeye başlıyir ve sizde git gide konuya hakim oluyorsunuz. Film Prometeus dan 10 yil sonra geçiyor. Yeni keşif gemimiz insanlar için yeni bir dünya için yola çıkmışken yolda bir kaza geçirir ve sinyal aldıkları başka bir gezegene inmeye karar verirler. Lakin inmeye karar verdikleri gezegen daha önceki film olan Prometeus filminin geçtiği gezegendir ve olaylar birbiri ardına gelmeye başlar. Gemi gezegene indikten sonra bir önceki filme benzer bir şekilde hiç de şaşırtıcı olmayan bir çizgide ilerlemeye başlıyor ve filmin sonuna doğru sizi şaşırtmasını beklediğiniz sahnede zaten siz çoktan sonuni tahmin etmiş olduğunuzu fark ediyorsunuz. Yani film sizi şaşırtmıyor, korkutmuyor ve öyle orjinal birşeyler çok sunmuyor. Filmin sonuna gelmeden sonunuda tahmin ettirecek kadar açık ipuçları ile bir önceki filmin biraktiği yerden devam ediyor. Serinin orjinal yönetmeni olan Ridley Scott'in gelmesi baktığınızda çokda birşeyleri değiştirmiş değil. Ama film yine de son dönemdeki bilim-kurgu, fantastik ve korku öğelerini birlestiren en iyi örneklerden. Bir önceki filmi izleyenler zaten fazla bir beklenti içine girmesine gerek yok. Ama önceki filmi izlemeyenler eğer direkt bu filmi izleyeceklerse konuyu daha iyi kavramak için bir önceki filmide izlemelerini öneririm. Hatta önce Prometeus'u sonra bunu seyredin. Şimdiden iyi seyirler. Benim puanim 5/2.75
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.880 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Şubat 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, John Logan ile Dante Harper'ın yazdıkları ve yönetmen koltuğunda Ridley Scott'ın oturduğu “Alien: Covenant”, "Prometheus" (2012) ile başlayan yeni nesil "Alien üçlemesinin" ikinci filmi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz; yeşil perde ve görsel efekt teknolojileri ile dublör aktörlerin becerilerinin üst seviyedeki bir maharet kullanılarak sergilendiği, yaklaşık 97 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen bu filme biraz daha yakından bakalım...

    Serinin ilk filminden de tanıdığımız milyarder iş insanı Peter Weyland (Guy Pearce), kurucu CEO'su olduğu Weyland Şirketinin üreterek aktive ettiği ve odada bulunan Michelangelo'nun "kusursuz ölçülerdeki", ünlü (David / Davut) heykelinden esinlenerek kendine David (Michael Fassbender) adını veren, ileri derecedeki "narsistik" duygularla donatılmış (olduğunu fark edemediği) bir android ile sohbet etmektedir...

    Ki, bu David karakterini de aynen Weyland gibi ilk filmden anımsıyoruz...

    Ve...

    Weyland'ın yine aynı beyaz odadaki piyanonun başına gönderdiği David, Richard Wagner'in "Das Rheingold - Entry of the Gods Into Valhalla"sını çalmaya başlar...

    Ardından da yaratıcısı olan Weyland'a, "Peki, seni kim yarattı?" sorusunu yöneltir...

    Ancak net bir karşılık alamaz...

    Zira akıllı bir android tasarlayabilecek kadar muhteşem bir zekaya sahip olmasına karşın Weyland dahi gerçekte, bu sorunun yanıtını bilememektedir...

    Derken filme konu olan uzay gemisinin, bizim de paylaşacağımız uçuş künyesindeki aşağıdaki bilgiler ekrana gelir...

    Hadi gelin onlara tek tek bakalım...

    1. Kolonizasyon Gemisi: Covenant

    2. Tarih: (Noomi Rapace'in canlandırdığı Dr. Elizabeth Shaw'un liderlik ettiği "Prometheus Seferinden" tam 11 yıl sonrasına denk gelen) 5 Aralık 2104

    3. Mürettebat Sayısı: 15

    4. Yük: 2000 Koloni Üyesi ve 1140 Embriyo

    5. Varış Noktası: Origea - 6

    6. Varış Süresi: 7 Yıl, 4 Ay

    Geminin akıllı android robotu Walter (Michael Fassbender), "Mother / Anne" (seslendiren Lorelei King) diye hitap ettiği geminin ana bilgisayarının talimatıyla, şarj işlemi için enerji panellerini açarak başta toprak oluşumu uzmanı ve kaptanın karısı da olan Katherine Daniels (Katherine Waterston) ile kaptan Jacob Branson (James Franco) olmak üzere uyumakta olan mürettebatın durumlarını kontrol eder...

    Bu işlemin neticesinde, geminin içindeki her şeyin planlandığı gibi yürümekte olduğu görülür...

    Ancak geminin dışında durum bambaşkadır...

    Çünkü meydana gelen bir güneş patlamasının, gemide yol açtığı hasar sebebiyle uykuya yatırılmış olan mürettebatın acilen uyandırılması gerekmektedir...

    Fakat uyku kabininde kapak arızası oluşan ve o nedenle de dışarı çıkamayan kaptan Branson, feci şekilde yanarak hayatını yitirir...

    Buna ek olarak 47 koloni üyesi ve 16 embriyoyu kaybettiklerini de belirten yeni kaptan Christopher Oram (Billy Crudup), geminin % 83'lük bölümünün çalışır vaziyette olduğunu ve hasarlı durumdaki % 17'lik kısmın da onarılması gerektiğini ifade eder...

    Ama kaptan Oram'ın emirlerine aykırı olarak biraraya gelen deneyimli pilot Tennessee (Danny McBride) ve iniş pilotu olan karısı Maggie Faris (Amy Seimetz) ile Walter, Katherine'in talebiyle düzenledikleri küçük bir tören ile kocası Branson'ın cesedini uzay boşluğuna gönderirler...

    Neyse ki bu emre itaatsizlik hakkında bir biyolog olan karısı Karine (Carmen Ejogo) kendisini uyarır da kaptan Oram biraz yumuşar...

    Zaten bu küçük mola, Tennessee ile güvenlikten sorumlu Ancor'un (Alexander England) geminin dışında yapacakları tamiratlara engel de teşkil etmeyecektir...

    Yalnız gemi içine dönüş esnasında Tennessee, o güne kadar tanımadıkları sıra dışı bir iletişim sinyaline maruz kalır...

    "Anne" tarafından derlenen sinyal, ABD'li meşhur country müzisyeni John Denver'ın seslendirdiği "Take Me Home" isimli bir yol şarkısıdır...

    Bu sinyalin kaynağı ise, geminin ilk yardım ve ana iletişim görevlisi olan Upworth'ın (Callie Hernandez) kocası ve seyrüsefer uzmanı Ricks'e (Jussie Smollett) göre, Orige - 6'dan daha uygun koşulları bünyesinde barındıran, dünya benzeri bir başka gezegendir...

    Üstelik daha da yakındadır...

    Böylelikle yeniden uyku kapsüllerine girerek kaptan Branson'ın yaşadığına benzer bir riski almaları da gerekmeyecektir...

    Kendince kısa bir durum değerlendirmesi yapan kaptan Oram'a da, Orige - 6 yerine yeni keşfettikleri gezegene yerleşmeleri çok daha mantıklı gelince rotanın değiştirilerek, Ricks tarafından oraya yönlendirmesi talimatı gelir...

    Bu yepyeni karara, hem de geminin seyir defterine geçecek bir biçimde "resmi" olarak itiraz eden tek isim; bu kadar tesadüfü biraz manidar bulan ikinci kaptan Katherine olur...

    Olur olmasına da, artık karar verilmiş ve söz konusu gezegene, öncü bir grup ile inilerek gerekli araştırmalar yapılacaktır...

    Dakika 30...

    Geride sizleri, üçüncü bir devam filmine de "gel gel" yapan sürpriz bir finalin de bulunduğu, yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonlarına özgü 92 dakikalık ilgiyle izlenen bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Eminiz, vakti zamanında sinema salonunda beğeniyle izlediğimiz ve bu yıl içinde çekilerek en geç 2023 yılında vizyona gireceğini umduğumuz film öncesindeki üçlemenin, bu ikinci filmini sizler de seveceksiniz...

    Keyifli seyirler,
    Hamza E.
    Hamza E.

    9 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Kurgunun zayıflığını görsellerle kapatabilirlerdi fakat kurguda ısrar etmeleri, bu kadar geniş ortamı ve bu büyük bütçeyi çöpe atmalarına neden olmuş. Alien yapımlarının en kötüsü. Ayrıca yaratığı da 2 saatlik filmde 10 dk göstermişler. Madem öyle neden adı yaratık? Başka olaylara dikkat çekilmek istenmiş ama oyunculuklar da kötü. Kötü ya gitmeyin. Sonunu beklemeden çıktım. Teşekkürler beyazperde.com
    Dmr
    Dmr

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    16 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Alien ile Prometheus'un boşta kalan ayaklarının birleştirilip, aralarındaki bağlantının netleştirildiği güzel bir ara film olmuş. Bir sonraki filmde ise muhtemelen Alien serisinin ilk filminin girizgahı yapılmış olacak ve umarım seri sonlanacaktır! Eğer Prometheus'u izlemediyseniz izleyip de sinemaya gitmenizi öneririm çünkü Covenant, Prometheus'un bittiği noktanın hemen bir adım ötesinden başlıyor. Filmin adı Prometheus: Covenant olsa daha isabetli olurdu ancak Alien'ın marka ismini kullanmak da bir ticari düşünce. Alien serisini izlemek ise bu filmi anlamak için kesinlikle bir ön şart değil, Prometheus ve Alien Covenant'ı izleyip bağenirseniz zaten Alien serisini de merak edip izleyeceksinizdir...

    Baştan sona yansıtılan karanlık atmosfer, abartıya kaçılmadan ancak büyük emek harcandığı belli olan görsel efektler ve sağlam teknolojik öngörüler filmin görselliğini, gizemini ve gerilim seviyesini dengeli ve güzel bir şekilde dozajlamış. Belki müzikler Johann Johannsson gibi birinin elinden çıksa bu etki ikiye katlanır ve filmin tadı damağımızda kalabilirdi ama yine müzik yönünden de kotarılmış bir film. Oyunculklar ise gerçekten çoğu kişinin eleştirdiği üzere çok iyi değil, tabi ki Michael Fassbender hariç. Müzik ve oyunculukta da yönetmenlik seviyesi yakalanmış olsa eleştirel notum 5 yıldız olabilirdi...

    Kraliçe Alien'i arayan ya da filmde daha çok Alien görmek isteyen arkadaşlar; bu zaten başlangıç filmi, yanlış yerde takılmış bu yüzden de beklediğinizi bulamamışsınız bence... Alien ve Prometheus'u seven kitle Covenantı el üstünde tutacaktır. Selamlar.
    Serkan I.
    Serkan I.

    Takipçi 24 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    15 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    rometheus devamı niteliğinde olan film, bazı açık kalan noktaları tamamlamdı ve star wars gibi ilk filme bağlayacaklar.
    devamı gelcektir. ilk filmi mutlaka seyredilmesi gerekiyor, bağlantıyı kurabilmeniz için.
    çok fazla aksiyon yok. 2. bölüm daha hızlı. daha iyi yapılabilirdi.
    Alıen hayranlarının seyredeceği bir film.
    Samet Ö.
    Samet Ö.

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    29 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    Dünyann en iğrenç filmi, sakın gidip boşuna vakit kaybetmeyin. Gitmenizi kesinlikle tavsiye etmem...
    Saltuksueri
    Saltuksueri

    9 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    5 Haziran 2021 tarihinde eklendi
    Ancak 50 dakikasını seyredebildim , tahammül edemedim. Film çekilemeyecek kadar mantık hataları ile dolu. 1965 senesinde bile uzay seyahatlerinde daha sıkı güvenlik protokolleri vardı. Ayrıca şu andaki teknoloji bile kat be kat ileri. Diyaloglar ise harbi düzeysiz , yok karıma sarkma , yok memeler filan. Muhtemelen 40-50 iq seviyesine sahip hiç teknoloji görmemiş kişiler için yazılmış. Tabiri caizse tamamen kepaze , tutulacak yeri olmayan tam bir çöp film. Harbiden çekmeseler daha iyiymiş. Yarım puan bile fazla ama puan vermek lazımmış , verelim.
    1980Selcuk
    1980Selcuk

    5 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    13 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
    prometheus devamı niteliğinde olmamış bence o kısım kocaman bir gizem olarak kalmış zaman içinde neler olmuş bilmiyoruz sadece küçük ip uçları vermişler, bu filmin devamı illa ki de gelecek robotumuz yine yaptı yapacağını fakat prometheustan sonraki özellik le yaratıcılar la alakalı hiç bir yere varılamaması işin sıkıcı yanı , görsel efektler her zaman ki gibi güzel ama müzikler zayıf kalmış , prometheus un yanında sönük kalmış bu bir ara geçiş filmi olmuş ama keyifle izlenecek bir film diğer gösterimdeki filmlere göre , alien serisi , ailen predator serisi ve prometheusu hiç izlemeden sadece eğlence olsun diye filme gelen bağıran çağıran taşkınlık yapan gençleri anlamak ta zorlanıyorum filmin konusu üzerinde biraz daha çalışabilir ve bizlere daha merak uyandıran filmin sonunda devamını sabırsızlık la bekleyeceğim gibi bir his uyandırmadı ben de , asıl gizem elizabeth shaw ve david in yolcukları esnasında neler olduğu ben özellikle her nedense buna yoğunlaştım bu kısım kayıp İnşallah o kısım ileri de yapılır yoksa konu tamamen kaymış olacak .
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top