The Attack eleştirileri

“The Attack”, sinemadaki ilköğrenimini; “Reservoir Dogs” (1992), Pulp Fiction (1994), “Four Rooms” (1995), “From Dusk Till Dawn” (1996) ve Jackie Brown (1997) gibi filmlerle Tarantino’nun rahle-i tedrisinde tamamlayan Ziad Doueiri’nin, 2018’in yabancı dilde yılın en iyi filmi dalında Academy ödülüne aday olan “L'insulte” (2017) dan bir önceki sinema filmi…

Aslında, ne Ziad Doueiri ismi ve ne de “The Attack” bize çok da yabancı değiller…

Biz bu filmi ve Ziad Doueiri’yi, Cineuropa.org Ödülünü kazandıkları 32. İstanbul Film Festivali’nden tanıyoruz zaten…

Başrollerini Ali Suliman ve Reymonde Amsallem’in paylaştığı ve bir intihar bombacısının 17 insanın ölümüyle sonuçlanan bombalı eyleminin anlatıldığı filmin senaryosunu, Cezayir Yasmina Khadra’nın (Mohammed Moulessehoul) aynı isimli romanından (2005) uyarlayarak, Ziad Doueiri ve Joelle Touma yine birlikte yazmışlar…

***

Daha sonra “L'insulte” (2017) ta da birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Tommaso Fiorilli ile filmin müziklerini yapan besteci Éric Neveux, bu filmde de yine oldukça iyi iş çıkartmışlar…

Ziad Doueiri’nin mekân ve karakterlere uygun oyuncu tercihleri ile kurgusu da her zamanki gibi mükemmel…

Zaten filmde olumsuz veya eksik bir husus neredeyse yok gibi…

Hem de oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olmasına rağmen…

***

Peki, bu filmin bir mesajı var mı?

Elbette var…

Ama bölgede yaşananlara dinler, milliyetler ve etnik kimlikler penceresinden bakıldığı / baktırıldığı (çünkü öyle isteniyor) için yıllardır kimse ne gerçek mesajı anlayabilmiş ne de bu soruna (muhtemelen şimdilik bu şekilde devam etsin diye istenmediği için de) kalıcı bir çözüm bulabilmiş değil…

“L'insulte” (2017) gibi Ziad Doueiri’nin bu filmini de, büyük bir ilgi ve keyifle izledik…

Umarız sizde aynı ilgi ve keyifle izlersiniz,

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 10 Haziran 2018 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...