Hesabım
    Aynı Yıldızın Altında
    Ortalama puan
    4,1
    585 Puanlama
    Aynı Yıldızın Altında hakkında görüşlerin ?

    42 Kullanıcı yorumları

    5
    14 Eleştiri
    4
    14 Eleştiri
    3
    9 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    30 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Filmi bugun izleme fırsatı buldum ve uzun zamandır böyle etkilendiğim bir film hatırlamıyorum özellikle konusu sizi bir hayli etkilediği halde sizi hayata tutunmanız için yeni bir sebep verecek özellikle kurgu görüntü sahne geçişleri romantizm aşk dram duygu umut acı komedi bu tarzda olması gereken herşeyi size veriyor ve tabiki sizi filmin içinde tutan en önemli durum oyunculuk ordada devreye Shailene Woodley ve Ansel Elgort giriyor inanılmaz oyunculuk sergilemişler sizi büyünün içerisine esir ediyorlar son olarak yönetmeni kutluyorum oyuncu kadrosu çok sağlam olmuş arkadaşlar özellikle eşiniz veya kız arkadaşınızla gitmenizi şiddetle tavsiye ederim pişman olmazsınız iyi seyirler...
    Gokhan O
    Gokhan O

    Takipçi 41 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    6 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    Burdaki yorumlara bakarak gittim. İyi bir film bekliyordum ama beni hiç heyecanlandırmadı. Son 5-10 dakkası dışında beni içine çekmedi film. Duygusal yoğunluk da bence yoktu. Benzer konulu bir film olan kız kardeşimin hikayesi yanında bu film çok basit kaldı. Bence o film muhteşemdi.
    Eda E.
    Eda E.

    Takipçi 7 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Mayıs 2016 tarihinde eklendi
    Uykuya dalar gibi aşık oldum..Önce yavaş yavaş, sonra bir anda.
    John Green'in çok satan "Aynı Yıldızın Altında" kitabının film uyarlaması gecikmelide olsa ülkemizde bugün vizyonda yerini aldı. 16 yaşındaki Hazel Grace, troid kanserine yakalanmış ve kanserin ciğerlerine sıçramasıyla birlikte hayatını sürekli yanında taşıdığı oksijen tüpüyle sürdürmek zorunda kalmıştır. Annesinin ısrarıyla birlikte kanser hastalarının bulunduğu destek grubuna gitmeye başlayan Hazel, burada kanseri yenmiş ve bir bacağını kaybetmiş olan Augustus ile tanışıyor. Aynı gün terapiden sonra Gus'ların evine giden Hazel, birbirleriyle hayatları hakkında paylaşımda bulundukları sırada çok etkilendiği hatta hayatına yön verdiği 'Muazzam Çile' isimli kitaptan bahsediyor. Kitabı okuyan Gus, sonunun beklenmedik bir şekilde bitmesiyle Hazel'ın uzun zamandır cevaplanmayı bekleyen sorularına cevap bulabilmek için kitabın yazarı Peter Van Houten ile iletişime geçiyor..
    Film Hazel'ın, hayata bakış açımızın aslında her şeyi değiştirebileceğini anlatmasıyla başlıyor. Yapıt oldukça pozitif bir yaklaşım ile ele alıyor dramı. Aslında ölüm ve aşk temaları başı belli, sonu belli olan alışılagelmiş konular. Yalnız John Green bu ikisini alıp kendi tavasında pişirip önümüze koyuyor bu sefer. Hazel ve Gus'ın hastalıkları ve hayatları konusundaki farkındalıkları, bunu kabul edişleri ve olayı dramatize etmeden kalan yaşamlarını sürmeleri Aynı Yıldızın Altında'yı türünde farklı bir yere yerleştiriyor.
    En mükemmel yanı aşk ve dramın mizah ile harmanlanması elbette. Güçlü bir dramın yanında güçlü bir mizahı bulundurması filmin en büyük artısı oluyor bence ki seyirciye göz yaşları döktürenin de bu olduğunu düşünüyorum. Salt dram bu kadar etkili olmazdı.
    Kitabı çok etkileyici olmasına rağmen en ufak bir yanlış seçimde filmi bu özelliğini yitirirdi. Oyuncu seçimlerinin doğruluğu, tiplemelerin bu kadar iyi yapılması ve performansların mükemmel oluşu filmi, en iyi kitap uyarlamaları arasında ilk üçe taşıyor bence. (Filmin kitaba sadık kalması konusunda biraz aşağıda daha detaylı fikirlerim yer alıyor.)
    Güzel bir hayata !
    Umutları hiç bitmeyen, yaşamayı seven.. Aşkı, acıyı, bütün duyguları bu kadar güzel hissedebilen iki gencin ölümle burun buruna olması şüphesiz ki seyirciye ağlama garantisi veriyor. Hayatın anlamını aramak, umut, aşk, keşfetmek, ne olursa olsun yaşamayı bilmek; yanında getirdiği muhteşem duygular ile birlikte filmin özünde yatan mesajlar.. Aslında film anlamını beraberinde getirdiği duyguların içinde saklıyor.
    Ben filmi beğendim, oldukça başarılı buldum ve beklediğime değdiğini düşünüyorum.

    İzlemenizi öneriyorum ama özellikle sinemada değil. Sinemada tatsızlık verici olaylarla karşılaştığım için size DVD'sinin çıkmasını beklemenizi öneririm ama yine de sinemada izlemek isterseniz bence vizyondaki 2. haftasını bekleyin..

    ACI HİSSEDİLMEYİ TALEP EDER.

    Ve herkesin merak ettiği soru ;
    FİLM DE KİTABA SADIK KALINDI MI ?
    Sanırım bu soruya rahatlıkla "EVET" cevabını verebiliriz. Evet, film de olabildiği kadar kitaba sadık kalındı. Burada yazarında ilgisinin büyük payı var tabii ki. John Green, film yapım aşamasındayken oldukça titiz davrandı ve yapımın her detayı ile ilgilendi. Green, çekimlerin çoğunda setteydi ve oyunculara tavsiyelerde bulundu. Bütün bunlar %100 kitaba sadık kalındı demek değil elbette. Bu mümkünde değil zaten. Eğer her sayfası bambaşka anlamlarla yüklü bir kitabı beyaz perdeye uyarlıyorsan bazı şeylerden taviz vermek zorundasın demek oluyor bu. Çünkü bütün bunları 2 saat 5 dakikaya sığdırmak imkansız..!
    Kitapta, okuyucu için önemli olan ve derin anlamlar yüklediğimiz noktaların filmde üstün körü geçilmesi elbette ki benim gibi kitabı çok sevip ; filmi hevesle bekleyenler için bir hayal kırıklığı yaratacaktır. Bu yüzden "Film mi ? Kitap mı ?" diye sorsanız; film izlemeyi geçekten çok çok çok fazla seven biri olarak, düşünmeden kitap derim. Film tabii ki beni muazzam bir şekilde etkiledi. Eğlendim, eğlenirken aynı zamanda üzüldüm ve göz yaşları döktüm.. Fakat aynı hikayeyi John Green gibi usta bir kalemden dinlemek gerçekten çok farklı . Bu yüzden kitabı okumadan filme gidenler için mutlaka kitabı (hatta John Green'in bütün kitaplarını) okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.
    realist1526 R.
    realist1526 R.

    Takipçi 81 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    3 Mart 2015 tarihinde eklendi
    sıradan bir filmmiş, izlemeye değmez.türünün kötü örneği
    Veli
    Veli

    Takipçi 18 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    27 Haziran 2017 tarihinde eklendi
    İki ağır hastalığın pençesinde olan kız ve erkeğin yaşamından bir kesit...
    Çok iyi bir dram ve içinde gözyaşı olan bir aşk hikayesi...
    Yanı sıra kitapdan uyarlama...
    Bu filmi duygu dünyanız hassas ise beğeneceksiniz! hemde çok
    mali
    mali

    Takipçi 79 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Filmin daha önceden kitabını okuyanlar farklı düşünebilirler ve ister istemez film ile kitap arasında karşılaştırma yapmaları muhtemeldir; fakat ben kitabını okumadığım için direkt film üzerinden yorum yapmak istiyorum.

    Öncelikle şunu belirtmek isterim; herhangi bir filmi ayrı ayrı parçalara bölsek, örneğin; yönetmen,oyuncu,senaryo,müzik vs.. hepsi kendi çapında mükkemmel olsa yine de söz konusu projeyi iyi bir film yapmaz. Mesele bu parçaların kombinasyonudur. Uyum ne kadar üst düzeyde olursa filmin başarısıda o denli artacaktır. Elbette bu filmde hepsinin uyumundan söz etmem olanaksız. Dikkat çekmek istediğim taraf başrollerde ki Shailene Woodley ve Ansel Elgort'in uyumu beni gerçekten etkiledi. Sanırım oyuncular sadece senaroyuyu değil kitabı okumuş olsalar gerek. Çünkü durumu o kadar çok iyi kavramışlar ki, ne yaptıklarının farkındalar bu da oyunculuklarına pozitif bir şekilde yansımış. Henüz genç yaşlarına rağmen iyi iş çıkartmışlar.

    Onun dışında trajedi temelli bir konusu olsa da daha sevimli bir uslüp ile izleyicilere sunuluyor. Yani sadece üzülmüyoruz gülüyoruz ve de eğleniyoruz. İzlemelisiniz...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Ağustos 2014 tarihinde eklendi
    John Green'in 2012 tarihli, büyük bir hayran kitlesine sahip (özellikle son dönemde ülkemizde de) romanı perdeye aktarıldı. Hatta yazarın kendisi de filmde bir "cameo"ya sahip (havaalanındaki küçük kızın babası). Kitabı okumadım, karşılaştırma yapabilecek durumda değilim. Bu nedenle yalnızca film üzerinde değerlendirme yapacağım.
    Kötü bir film değil. Hayatın içinden ve yüreğinize dokunan hikayelere sahip karakterlerden bahsediyor. Bu karakterlerin her biri detaylı incelemeye değer. Baş roldeki iki gencin yanında onların ailesi, arkadaşları, Van Houten...Hepsinin farklı durumları var. Film sizi kesinlikle etkiliyor. Tahmin edilebileceği üzere özellikle finale doğru, yani son yarım saatlik sürede duygular, düşünceler tavan yapıyor. Sinemasal anlamda ise çok akılda kalıcı olduğunu söylemek zor. Müzik kullanımı ve bazı kamera çekimleri hoş. Senaryoda da başarılı bölümler var, tabii kitaptan uyarlandığı için bu başarıyı biraz da John Green'e atfetmek lazım sanırım. Oyunculuk performansı olarak baş roldeki iki gencin kendi düzeyleri çerçevesinde değerlendirdiğimizde başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Göze batacak bir durumları yok. Zaten ikisi de (özellikle Woodley) son yıllarda yükselen bir grafiğe sahip.
    Hayatın gerçeklerini, acımasızca yüzümüze çarpan, izledikten sonra akıllara Burçak Çerezcioğlu'nu ve onun "Mavi Saçlı Kız"ını getiren bir film. İlham vericiliğin önemine ayrıca vurgu yapılıyor. Kimi yerde Anne Frank'ten, kimi yerde Van Houten'dan, kimi yerde Gus'ın evinin duvarlarındaki güzel cümlelerden ilham alınıyor. Filmin ruhuna birebir uygun düşüyor bu durum.
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    5 Eylül 2014 tarihinde eklendi
    Konu olarak farklı şeyler sunmasa da gerek oyunculuk gerek diğer unsurlarla bu açığını kapatmış.Süresinin uzun olmuş bazı sahneler çıkarılsa da olurmuş,onun dışında eleştirebilecek bir nokta yok
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.236 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Filmde karakterler gayet iyi seçilmiş. Okumadığım bir romandan alıntı. Okuyanlara göre bir kaç detay atlanmış. Ancak isteneni vermiş.
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Ağustos 2015 tarihinde eklendi
    Çok beğendim. Oyuncu kadrosu çok çok iyi seçilmiş. Etkileyici, dokunaklı, çok güzel bir film. Tavsiye ederim.
    Ata Kalinyazgan
    Ata Kalinyazgan

    Takipçi 204 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    6 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    (...) Çok satan bir gençlik romanından uyarlama Aynı Yıldızın Altında, kanserli iki gencin birbirlerine duyduğu ebedi aşkı konu alıyor. Yalnız Hazel ile Augustus'un acıklı öyküsü -belli başlı klişe kalıplara uysa da- özgün ve çok hoş bir dille anlatılıyor. Bu sayede izleyiciyle arasında samimi bir ilişki kuran film ayrıca evrensel konulara ve ciddi sorulara da yer veriyor. Cıvık bir melodram estirmek yerine duygusallığı zeka ile yoğurarak sunuyor. Ayrıca kitaptan kopmayan senaryoda karakterler ve yaşadıkları gayet somut bir şekilde işlendiği için hikaye de sahiciliğini yitirmiyor. Fakat elbette seslendiği yaş aralığı düşünülürse, elde mendillerle izlenecek bir son çeyrek de yok değil! Augustus bir bölümde hayatta en çok unutulmaktan korktuğunu söylüyor. Ama zaten onun da kabullendiği üzere unutulmak kaçınılmaz değil midir? Çoğu şey zamanla unutulur, bu film de...
    Hülya Kizil B
    Hülya Kizil B

    Takipçi 89 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    14 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    konusunu okuduğumda zihnimde ne canlandıysa film o. Daha fazlasını veremedi bana.Fena değildi.konusunu okuduğumda zihnimde ne canlandıysa film o. Daha fazlasını veremedi bana.Fena değildi.
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    1 Eylül 2014 tarihinde eklendi
    The Fault In Our Stars'ın (Kısaca TFIOS) konusunu tanıyoruz. Başroldeki aşık çiftten ya birisi ya da ikisi birden yaşam ile ölüm arasında savaş vermektedirler. Ama bu konuyu biliyor olsak da, genellikle başarı ile işlendiği için seyircinin yüreğine dokunur. Bu yüzden de romantik-dram sevenler için başarılı bir türdür. Bu film de öyle, başroldeki Hazel (Shailene Woodley) ve Gus (Ansel Elgort) kanserdirler. Ama birbirlerini de sevmeye başlarlar, zorlukları atlatmaya çalışırlar. Bu filmin işleniş şekli bence başarılı ama biraz basit kalmış. Ama yine de etkileyici bence.

    Shailene Woodley ve Ansel Elgort'u tanıyoruz aslında. Bu filmin vizyona girmesinden 2 ay önce Divergent filminde de bir ailenin iki kardeşini oynuyorlardı. Aslında o filmde kardeşler iken bu filmde sevgili olarak görünce bu çifti, biraz şaşırıyoruz. Ama ikilinin kimyası çok iyi tutmuş bu filmde. Woodley, karakterinin neşeli veya zor anlarını çok iyi canlandırmış. Elgort ise filme neşe katmış, daha bir izlenebilir kılmış.

    Aslında bu yazıyı biraz kısa kestim ama daha anlatılacak pek bir şey yok. Alacakaranlık, Açlık Oyunları'nın "teenage" kitlesi bu filmi de sevecektir bence. Ama aksiyon aramayın, romantik-dram sevenler için daha çok. İzlenebilir. 3.5/5
    Burak H.
    Burak H.

    Takipçi 121 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    25 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    2014′ün bir diğer filmi Divergent’ta kardeş rollerini üstlenen Shailene Woodley ve Ansel Elgort, her ne kadar Aynı Yıldızın Altında’nın uyarlandığı romanı okumamış olsam da karakterler için biçilmiş kaftan gibi gözüküyor. Woodley’nin geleceğin yıldızları arasında olacağı üç sene önceki Oscar adaylığı ile zaten müjdelenmişken Elgort’un filmdeki en güçlü performansı veriyor oluşu, henüz 20 yaşındaki genç aktörü daha kariyerinin başında aranan bir isim yapmaya yetecek gibi. İkilinin canlandırdığı umutsuz aşıklar profili filmin ilk yarısında daha çok umudun, birlikte olmanın güzelliğinin, yeni maceralar üretip onların peşinde koşmanın sularında seyrederken ikinci yarıda daha durağan, ayrılık vaktinin yaklaştığını gümbür gümbür hissettiren bir portreye dönüşüyor. Her ikisinin performansı da, bir sonraki adımları asla belli olmayan karakterlerinin seyirci ile bir olması için fazlasıyla yeterli. Esasında seyircinin bu iki karakterle bütünleşiyor olmasının önemli sebeplerinden biri de onlara acıyor oluşu. Aynı Yıldızın Altında, yakında ölecekleri günü bekleyen fakat buna rağmen bir şeylerden tat almaya çalışan gençlerin filmi olunca sözde sağlıklı seyirciler olarak biz, bu iki karaktere de acımaktan daha güçlü duygular besleyemiyoruz. Sempati de kursak sebebi acıyor oluşumuz, onların bazı hareketlerinden nefret etsek de sebebi acıyor oluşumuz.
    Burak S.
    Burak S.

    Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    Kitabını okumadığım için biraz tedirginlikle girmiştim salona. Ama pek bir şey fark etmedi gibi. Filmi gayet anladım. Hatta okusaydım sonunu bileceğim için pişman olurdum bile diyebilirim!

    ''Shailene Woodley rolü iyi üstlenmiş''

    Shailene bu sefer kısa saç ile karşımıza çıkmış ki şahsen kitabı okumadığım için böyle bir simayla karşılaşacağımı pek sanmıyordum.
    Daha öncede Divergent filminde de beğendiğim Shailene henüz genç yaşına (23) rağmen kariyerinin zirve noktasına ulaşmak üzere.
    Amerika'da da epey izlenmişti film. Divergent'ta parlamıştı biraz, şimdi tam anlamıyla parladı. Yakında daha çok projelerde göreceğimizi umuyorum ve tahmin ediyorum.

    ''Scott Neustadter&Michael Weber ikilisi yine iyi senaryo yazmış''

    Daha önce 500 Days Of Summer filminde de birlikte senaryoyu üstlenmişlerdi. O sefer de romantiklik ve komediyi birlikte iyi idare etmişlerdi.
    Eleştirilermenlerden de, yapımcılardan da, senaristlerden de olumlu yorumlar almışlardı. Şimdi de bu filmle zirveye yürüyen yolda bir adım daha attılar.

    ''Çeviri; halk diliyle olunca ayrı bir tad vermiş filme''

    Twitter/Facebook'ta film hakkında konuşulan konulardan biri de çevirisiydi. Mantıklı çeviri olsa bile birkaç yerde halk dili kullanılmıştı.
    'eyvallah' gibi sözcükler biraz şaşırtsa da, çeviri kendini güldürtebiliyordu.
    Çevirideki hata ise; Tanrı ve Allah'ı cümle içinde birbirlerine karıştırmalarıydı.
    Hatta bir konuşmada şöyleydi;

    ''Neden bana bakıyorsun?''
    ''Çünkü güzelsin. Güzele bakmak sevaptır.''

    ''Film muhteşem de ağlayacak yer pek yok''

    Filmi bir arkadaşımdan duyunca pek sıcak bakmamıştım gitmeye. Ama başrolünde Shailene'nin oynadığını ve eleştirmenlerden tam not aldığını duyunca fikrimi değiştirdim ve gitmeye karar verdim. Amma velakin beğensem bile hiç ağlayamadım.
    Bu belki benim pek ağlamayı sevmeyen biri olduğumdandır. Ama filmdeki tebessüm ettirmeye yeten ve artan sahnelere bir şey kimse diyemez sanırsam.

    ''Tek sorunu; yaşça ufak seyirciler''

    Herkesin tahmin ettiği üzere filme genç kızlar/sevgililer gidecektir çoğunlukla -tek başına gelen erkekler benim gibi istisna-. Ama filmin '7+/13A' olduğunu unutup gidenler filmin tüm zevkini kaçırıyor.
    Forum İstanbul'da bu yıl yaklaşık 15-20 film izlemişimdir ve hiçbirinde çıt çıkmaz. Ama bu sefer çoluk-çocuk geldiği için epey bir ses oldu. Arka koltukta oturanların mısır yerken ve cola hüpürdetirkenki sesleri ve bağırarak konuşmaları yüzünden birkaç yerini kaçırdım.
    Neyse ki film dublaj değil de altyazılıydı. En azından altyazıyı okuyarak bir şey anladık.

    ''Gişe tahmini: 450 bin''

    Film eğer kitaptan uyarlanmasaydı 'en fazla 50 bin' derdim ki o da kopya sayısından. Ama film çok beklendiği ve kitabın çok merak edildiği için açılışı iyi oldu. 150 kopya ve yaz mevsiminde çıktığını düşünürsek ilk hafta rakamı 105 bin olarak iyiydi. Hele ki Cuma günü gitmesem bile duyduğum kadarıyla; tıklım tıklımmış salonlar.
    Ki aslında bugün de çok bir şey fark etmedi. Yine doluydu salon. Tahmin ediyorum ki Transformers filmi kadar kopya alsaydı; ona fark atardı.
    Yine de yaz mevsimine oranla yüksek bir rakam alır ve 450 bin ile dvd'lere çıkar.

    Film notu: 8,7/10
    Kısaca: ''10 Numara, 5 Yıldız''
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top