Hesabım
    Amy
    Ortalama puan
    3,6
    23 Puanlama
    Amy hakkında görüşlerin ?

    4 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    ugurcakan@hotmail.com
    ugurcakan@hotmail.com

    12 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    13 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Üstad Yusuf Atılgan,efsane kitabı Aylak Adam’da yaşadığı çağın insanını anlatırken
    ‘’ Hep tetikte olacaktı. Yasaktı dalgınlık. Daldı mı, büyük şehir insanı kornalar, çanlar, küfürler, gıcırtılar, çarpmalarla kendine geliyordu’’ der.

    Sunucu Amy’e ‘Diğer sanatçılar gibi değilsin,onlar sürekli birinci olmak istiyorlar’’ dediğinde,Amy ‘’Evet ben sadece bir sonraki işime konsantre olmak istiyorum,benim için başarı budur.Zorunluluktan stüdyoya girmek istemiyorum’’ diye cevap veriyor.
    Sunucu ısrar ediyor ‘’Ama artık bir sorumluluğun var,bununla nasıl başa çıkacaksın?’’
    Amy’nin cevabı ise’’ Evet ama ben müzik yapmak istiyorum ve bunun için zaman ihtiyacım var.Bana biraz zaman verin’’ olur.
    Fakat Atılgan’ın 1959 İstanbul’undan gördüğünün çok daha fazlasını,Amy 2015 Amerika’sında bizzat yaşayacaktı.
    Zaman yoktu,sürekli yeni şarkılar yapmalıı,bir numara olmalı ve konserden konsere koşmalıydı.
    Çünkü, o sistem, birini ünlü yapıyorsa kanını emmeden bırakmazdı.
    Bu sözler, Amy’nin yeni tanınmaya başladığı dönemlerde yaptığı bir röportajı dinlerken aklıma geldi.

    Ve Amy aslında hiç de bunu taşıyabilecek biri değildi.
    Annesini 9 yıl boyunca aldatan ve sonunda onları yalnız bırakan bir baba ile başlayan savaşı,kanını ilmek ilmek emen bir erkek arkadaş,onun tükenişini alkışlarla izleyen bir medya ve her yanını saran bağımlılıklarıyla son bulacaktı.
    Çünkü Amy’nin bu savaşa girecek techizatı yoktu.
    O fazla sevmekle ve tutkuyla zaafa uğramış bir ruha sahipti.
    Babasını sevdi,erkek arkadaşını sevdi,müziği sevdi,kötü alışkanlıklarını sevdi hem de kendilerine zarar verdiklerini görmelerine rağmen sevdi.
    Belki de o, içindeki mahcup kızın doymayan, belki de hiç gerçekten tatmin edilmeyen, sevilme açlığına esirdi.

    Dünya tarihinde eşine çok az rastlanır bir yetenek,başkalarının onda imrendiği herşeyin cezasını çekerek aramızdan ayrıldı.

    Senna belgeseliyle 2012 yılında ki Bafta ödüllerinde, en iyi yönetmen ödülünü alan Asif Kapadia, Amy belgeseliyle çıtayı çok daha yükseğe çıkarıyor ve bunun ödülünü de Oscar,Bafta ve Grammy alarak taçlandırıyordu.

    Amy’nin amatör videolarının da olduğu,hiç görmediğiniz konser ve ses kayıtlarının da yer aldığı,tanıklarının bizzat dinlendiği bu belgeseli izledikten sonra, günlerce Amy sizinle gezecek.

    Ve , Back To Black’i, You Know I’m No Good’u hayran hayran dinlerken.
    Amy’nin aslında bize yardım çığlığı gönderdiğini geç de olsa anlayacağız.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    18 Mart 2016 tarihinde eklendi
    Biyografik bir belgesel filmi beğenip beğenmememiz, aslında belgesel filmde hayatı ve hayatının belli bir dönemi anlatılan kişiyi ne kadar beğendiğimiz ile de doğrudan alakalı. Doğrudan Amy Winehouse üzerinden gidersek şöyle ki, Amy'nin en büyük hayranlarından iseniz, hayatında ne yaşamış olursa olsun, bu yaşanılanların destansı ve hayranlık uyandırıcı bir şekilde perdeye aktarılmasını istersiniz büyük ihtimalle. Veya müziğini, tarzını veya yaşadıklarını en fazla eleştirenlerden iseniz, çekilecek filmde hatalarının ve zayıflıklarının vurgulanmasını beklersiniz. Kısacası bu tarz biyografilerde tamamen tarafsız olmak, duygusal davranmamak pek mümkün değildir. "Amy", En İyi Belgesel Akademi Ödülü'nü almış bir yapım. Yurt dışında oldukça beğenilen bir film. Yönetmeni de, yine çok beğenilen "Senna" belgeseline imza atmış Asif Kapadia. Kendi adıma Amy Winehouse'un çok sıkı bir hayranı olmamakla birlikte, bazı şarkılarını, bu şarkıların tarzını, sound'unu beğenirdim. Filmi büyük bir sürükleyicilik ile izledim. Klişe tabiriyle kuruluş-yükseliş-duraklama-çöküş dönemleri başarıyla kurgulanmış başarılı şarkıcının. Bahsettiğim o duygusallıktan uzak kalmaya çalışan, ve bunda başarılı olan, yaşananları yorum katmadan, olduğu gibi aktaran ve ilgili yorumu izleyiciye bırakan bir yaklaşım hissettim. Nadiren de olsa imalar yapılıyor tabii ki. Bunlar da Amy'nin bir "kurban" olduğu fikrini güçlendiriyor. Yazdığı şarkı sözleri ile yaşadığı hayatın arasında kurulan paralellikler göze çarpan bir artı olmuş film için. Bir belgesel filmin ne yapması gerekiyorsa yapıyor yapımcılar.
    GM M.
    GM M.

    Takipçi 6 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    1 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    AMY'i kim öldürdü???
    Anne sen çok yumuşaksın, "DUR" diyecek kadar güçlü değilsin..! *

    AMY.. Rehab şarkısını duyduğumuzdan beri hayranı olduğumuz AMY..! İlk albümüyle kuşaklar boyu bir klasik olmayı garantilemiş, çektiği aşk acısını müziğiyle dünyaya tattırmış AMY...! Bir müzik dehası, milyonların sevgilisi ama aslında babasının sevgisine muhtaç küçük bir çocuk.

    Sesi hiç kimse gibi değil, şarkıları önceden duyduğumuz hiç bir şarkıya benzemiyor...! Sözlerini anlamayanların bile ruhuna işliyor..! Bir hüzün var sesinde, 60 yılın yükünü taşır gibi.. Sebebini anlamak için filmi izlemek gerekiyormuş.

    Muhteşem SENNA ekibi kazanan takımı bozmamış..! Yapımcısından müzisyenine aynı ekibin nefis bir çalışmasını daha izledik.. Ama bu sefer baştan sona içimiz buruk... iki saat boyunca bir insanın kendini mahvedişine, gözlerimiz dolarak tanık olduk. Film bitti, filmin başında boğazımıza yerleşen düğüm gitmedi.

    Harika belgeseller izliyorum, beni hiç tanımadığım kahramanlarla tanıştıran, hiç bilmediğim hayatlarla buluşturan, hikaye anlatımında bundan aşağı kalmayan... Ama bu ekibin asıl başarısı bunu sinema diliyle anlatabilmesi.

    AMY'nin hikayesini sinema di.... (devamın okumak için; Mavisine.blogspot)
    Tanzer B.
    Tanzer B.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    7 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    Filmde konser görüntüleri biraz yetersiz kalmış. Müziğin gelmiş geçmiş ve belki de benzeri bir daha hiç gelmeyecek bu en büyük yeteneğinin canlı performansları sanki daha fazla vurgulanmalıydı..Ayrıca babasının kendisine yurt dışındayken telefonla iletilen ölüm haberine duyarsız kalışı ve bunu açıkça ifade etmesine değinilmemiş. Diğer taraftan, daimi doktoru Cristina Romete'nin bile ölümünden aylar sonra belki de kendisine gönderdiğim e-posta mesajından sonra farkına vardığı kalp yetmezliğinden filmin sonlarında kendi sesiyle söz etmesinin, Amy'nin alkol zehirlenmesi olarak açıklanan resmi ölüm nedeni ile oluşturduğu çelişki de es geçilmiş.
    Yani Amy alkol zehirlenmesinden mi öldü yoksa kalp yetmezliğinden mi? Bu sorunun cevabı gizemini koruyor.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top