Hesabım
    Hayat Işığım
    Ortalama puan
    3,3
    13 Puanlama
    Hayat Işığım hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    "Blue Valentine" ve "The Place Beyond the Pines" eserleriyle beğenimi kazanmış Cianfrance kendisinden beklediğimi karşılamayı başarıyor yine. Son derece duygusal, hele yeni anne/baba olmuş iseniz, etkileyici, bazı soru işaretlerine rağmen asıl vurgulanmak istenen noktanın hissettirilebildiği bir film bu da. Oyuncular çok iyi. Fassbender zaten çağımızın en büyük aktörlerinden bana kalırsa. Vikander de son yılların parlayan yıldızlarından ve ikisi de şimdiye kadar hangi yapımda rol aldılarsa hakkını vermiş ve perde albenisine sahip isimler. Filmden sonra özel yaşamlarında da birlikte olmaya başladılar ve filmi izledikten sonra birbirlerine ne kadar yakıştıklarını daha iyi anlıyorsunuz.
    Deniz O.
    Deniz O.

    Takipçi 170 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    “Bir kadın hamile kaldıysa, artık annedir.” [Bert Hellinger]

    Her ne sebeple olsun, doğmadan kaybedilen bebekler, aile sisteminde oldukça önemlidir. Genellikle, bu bebeklerin bir ismi veya mezarı yoktur. Bir ölünün ardından tutulan doğal yas sürecinin yerine, kendini ve başkasını suçlama, gizleme ve unutmaya çalışma vardır. Özellikle de, geleneksel toplumlarda fazlaca konuşulmadan örtbas edilir.

    Sırlar ise aile sisteminde sıkıntı yaratır ve bir anlamda dışlanmış ve görülmeyen bu aile bireyleri, daha sonraki nesiller tarafından temsil edilirler. Çoğu zaman anne ve babanın da bu olaydan dolayı bilinçaltı seviyede arası açılabilir.

    spoiler: The Light Between Oceans adlı film, Janus isimli ıssız bir adada Deniz Feneri görevlisi olarak çalışan Tom ve eşi Isabel'in hikayesini konu alıyor. Oldukça mutlu olan çift, çocuk sahibi olmaya çalışır. İlk bebek düşer, ona bir mezar yaparlar. Isabel ise kendini suçlamaktadır. İkinci bebeğin de kaderi kardeşininkinden farklı olmaz. Derken, inanılmaz bir olay gerçekleşir... Ölü bir adamın ve bir kız bebeğin içinde olduğu bir kayık adaya vurur... Isabel, Tom’un tüm karşı çıkmalarına karşın, olayı saklayıp, kızı ikinci hamileliğinden doğmuş gibi gösterir.


    Filmde başka bir hikaye daha vardır. Zengin bir babanın kızı olan Avustralya’lı Hannah, bir Alman’a aşık olur ve onunla evlenmek ister. Almanların savaşta yaptıklarına kızan yöre halkı hıncını bu Alman gençten (Frank) almak ister. Hannah, babasının itirazına rağmen Frank ile evlenir ve küçük bir kızları olur. Bir gün Frank, bu baskılara dayanamaz ve bebeği aldığı gibi bir kayığa atlar ve denize açılır... Bir daha geri gelmez...

    spoiler: Kızın gerçek annesi ortaya çıktığında, işler sarpa sarmaya başlar. Tom tüm suçu üstlenir... Belki de savaş sırasında öldürdüğü kişilerin kefaretini ödemektedir... Yüzeydeki olayların ötesine baktığımızda, her olayın, her karşılaşmanın, görülmeyen, derin bir seviyede bir anlamı vardır... Sırlar ortaya çıktığında, görmek ve bakmak istemediğimiz gerçeklerle yüzleşildiğinde hem sistem rahatlar hem de sisteme ait bireyler...
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    27 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Blue Valentine’ın yönetmeni Derek Cianfrance’in yönettiği yeni film The Light Between Oceans, sinemada izleyip de bir türlü eleştirme fırsatı bulamadığım filmlerden birisi. Ve konusu da şöyle:
    “Kendi yaptığı işte çok başarılı olan Tom Sherbourne’a uzun bir süre boyunca bir deniz fenerinde çalışmak için tayin gelir. Ve bu sırada da Tom, yeni tanıştığı Isabel’e aşık olur, evlenirler. Birlikte deniz fenerinin hemen altında kurdukları bir kulübede yaşamaya başlarlar. Bir süre sonra bebek yapmak isterler fakat bir türlü bebekleri olamaz. Ama bir gün denizden gelen bir kayık ile her şey değişecektir.”

    Öncelikle filmin konusunun işleniş tarzını çok sevdim. Konu her ne kadar bilindik olsa da, film -özellikle de ilk yarısı- bunu ilginç bir şekilde anlatmayı başarıyor. Ayrıca filmdeki manzaralar da müthişti.

    Oyunculuklarsa gerçekten başarılıydı. Şu an çalışan en başarılı oyunculardan birileri olduğunu düşündüğüm Michael Fassbender ve Alicia Vikander, birlikte muhteşem bir performans sergilemişler. Hem duygu yüklü hem de ilgi çekiciydi. Birbirleriyle olan kimyaları da epey başarılıydı. Bu filmi sırf onlar için bile izleyebilirsiniz yani.

    Bu filmin ilk yarısını izlerken filme epey kenetlendim ve senaryonun bu kadar sürprizlerle dolu olmasına şaşırdım. Ve film böyle güzel bir tonda ilerlerken ikinci yarıda her şey bozuldu. Film normalde olduğundan daha klişe bir yöne kaydı, yeni karakterler tanıştırıldı derken film birdenbire Nicholas Sparks havasına döndü. Yok efendim finale doğru dramatik sonuçlar, şöyle oldu, böyle oldu… İlk yarıda olan hikayeye inanırken ikinci yarıda hikayeden tamamen koptuğumu fark ettim. Keşke ikinci yarıyı bu kadar zorlamasalarmış.

    The Light Between Oceans, neticede kötü bir film değil. Fassbender ve Vikander’ın görülmeyi hak eden perfomansları, ilginç konusu ve güzel sahneleri var. Sadece ikinci yarı, hikayeyi iyice klişe bir hale getirerek bundan zorlama bir sonuç çıkarmaya çalışmış. Bu da filmin ilk yarıda kurduğu dengeyi biraz bozmuş. Sonuç olarak eğer türe ilginiz varsa göz atmanızı öneririm, sadece beklentilerinizi biraz düşük tutun yeter.

    TOPLAM PUAN: 6.5/10
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top