Hesabım
    The Hateful Eight
    Ortalama puan
    4,1
    298 Puanlama
    The Hateful Eight hakkında görüşlerin ?

    52 Kullanıcı yorumları

    5
    9 Eleştiri
    4
    20 Eleştiri
    3
    12 Eleştiri
    2
    4 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Gamze G.
    Gamze G.

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    17 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Hayatimdan 3 saat bosa gitti , o 3 saati telafi etmek icin 6 saati hizli cekimde yasadim. 😒 Gercek bir hayal kirikligi
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    9 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    KAR, SOHBET VE KAN...

    "-Kimse kolay olacağını söylemedi." Manyak bir film. Gerçek anlamda manyak bir film. İlk sahnesinden son sahnesine kadar hakiki bir Tarantino filmi. Yukarıda söylediğim üç unsur en ön planda olan unsurlar. Eğer tek mekanda geçen filmler ilginizi çekiyorsa bu film onlardan birisidir. Eğer sohbet ağırlıklı ve bol replikli filmleri seviyorsanız aradığınız film. Eğer kan ve silah unsurlarını arıyorsanız işte tam üstüne bastınız. Eğer bu kış aylarında içinizi biraz ürpermek ve soğuğu hissetmek, o karların içinde fırtınada kaybolmak istiyorsanız film burada arkadaşım. Eğer bir TARANTİNO hayranı isen git bir bilet al ve şu filmi sinemada izle.

    Benim için ayrı bir heyecan oldu, çünkü bir Tarantino filmini ilk defa sinemada izleme şansı buldum. Ve iyi ki gitmişim dedim. 2015'in başından beri beklediğim, yılın en çok izlemek istediğim filmini hele şükür izledim. Ve başım göğe erdi. Bu film bu yıl izlediğim en iyi bir veya ikinci film diyebilirim. Tarantino filmleri arasında ise ortalama bir yapım. Adamın standardı o kadar yüksek ki böyle bir film için onun ortalama filmi diyorum. Mesela bir Django, bir Reservoir Dogs veya Pulp Fiction değil ama kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Tarantino yaşayan en iyi 2 veya 3 yönetmenden birisidir. Ve daha kaç film çekeceğini bilmiyoruz. Bu yüzden hiçbirini kaçırmamak lazım.

    Filmde tam anlamıyla bir oyunculuk resitali var. Oyunculuğu ortalama diye nitelendirebileceğim yok neredeyse hepsi üst kalitede. Özellikle başı çekenler Samuel L. Jackson, Kurt Russell, Jennifer Jason Leigh, Tim Roth ve Walton Goggins. Bunun dışında da çok iyiler ama bunlar benim en çok beğendiklerim. Samuel Jackson ve Tim Roth aksanlarıyla resmen şov yapıyorlar. Düelloya girmişler resmen. Diğer bir taraftan filmin çok büyük bir kısmında tek olan kadın oyuncu Altın Kürede En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adaylığı bulunan Jennifer Jason Leigh. Umarım kazanır o ödülü.

    Film aynı zamanda En İyi Senaryo dalında da Golden Globe (Altın Küre) ta aday. Gerçekten çok orjinal bir senaryosu var. Tamamıyla kendine has bir yapısı var. Ayrıca müzikler ve o görsel şölende filmin artıları. Süre olarak biraz değil, çok uzun tutulmuş. Süreden kısılabilir miydi acaba ? Ses ve görüntü mükemmel kullanılmış. Geçişler oldukça iyi. Söylenecek pek bir söz yok. İzleyin, izletin. Yaş sınırına dikkat yalnız.

    Bir iki gün sonra Altın Küre var. Bu filmden en iyi senaryoyu alıp gelmesini umuyorum. Ve böylece bir Tarantino hikayesinin daha sonuna geliyoruz. Bir daha ki Tarantino hikayesinde buluşmak üzere. İyi seyirler... 8.3/10
    cevdet C.
    cevdet C.

    Takipçi 25 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    26 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Hakkaten acayip uzun diyaloglar, yani karakterleri derinlemesine tanımak için okadar goy goyu dinleyemedim kaldıki tanısam ne olacak aynı eve mi çıkıcaz, alt tarafı film izliyoruz . Çok konuştular, içim şişti goy goydan, dayanamayıp çıktım. Buda benim sığ yorumumdur :)
    Oray G.
    Oray G.

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    26 Aralık 2015 tarihinde eklendi
    Tarantino'nun bence en kötü filmiydi. Django Unchained'ten sonra beni ciddi hayal kırıklığına uğrattı. Umarım Kill Bill 3'te bu hayal kırıklığını unutturabilir.
    Arribas
    Arribas

    Takipçi 38 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    9 Şubat 2016 tarihinde eklendi
    Tarantino sinemanin garip adami. 2 saat 48 dakika nasil gecer acaba diye dusundurmeyen tek yonetmen sanirsam film boyunca eksilmeyen bir diyalog zincirini bu kadar basarili ve fazla sikmadan anlatmak kolay is degildir ama adam beceriyor. Cekimler olsun( ozellikle panavision 70mm etkisini dis mekan sahnelerde hissettiriyor) muthis bir hava katmis filme muzikler yerli yerinde ve oyunculuk ise tavan. Sonuc olarak tarantino yine karsimiza bol diyaloglu bol kanli bir film daha cikarmis ve bizede izlemek duser. 9/10
    Furkn D.
    Furkn D.

    Takipçi 11 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Mart 2016 tarihinde eklendi
    Tarantino'nun filmlerine çok fazla yorum yapmaya gerek yok. İlk filminden bu güne hep aynı kalitede gitti ve her 3-4 yılda bir bize harika filmler seyretiriyor. Bir sonraki filmi sabırsızlıkla bekliyorum. Bu filme gelirsek: Oyunculuklar mükemmel, Hikaye mükemmel, Kan ve beyin patlamaları çok iyi ve tabiki tarantino tarzı ile harika bir filme dönüşüyor.

    Daha önce tarantino filmi izlemeyenler yine boş boş konuşacak ama siz onları duymazdan gelip filmi izleyin.
    sinema
    1 ziyaretçi
    4,5
    20 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    The Hateful Eight son yılların en iyi filmlerinden biri. Zincirsiz den sonra yine bir western filmi yapan Tarantino yine bu işi becermiş. Film sizi başından sonuna kadar sürükleyip götürüyor. Zekice kurgulanmış diyalogları ve detayları gerçekten inanılmaz. Filmin başları biraz sıkıcı olsada ilk 30 dakikadan sonra film açılıyor ve size sımsıkı sarılıp sonuna kadar kendini izletiyor. Oyunculuklar yine en üst safhada. Özellikle Samuel abimiz döktürmüş. Kısacası baştaki kısım fazla uzatılmasaydı tarihin en iyi filmlerinden biri olabilirdi. Ama böylede kesinlikle izlenmesi gereken ve gayet güzel bir film. Nokta
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Tarantino filmlerine "klasik Tarantino filmi" demek artık klişe haline geldi. Ancak ne yazık ki yine aynı şekilde başlayacağım. "The Hateful Eight" tam bir Tarantino filmi, bir "yönetmen" filmi. Eleştirilerin pek çoğunda vurgulanan "çok uzun, sıkıcı, ağır ilerliyor" özellikleri tam da bu yüzden. Pek çok hayranı olması ve bu kadar başarılı bir yönetmen olarak taçlandırılması da bu yüzden. Yani aslında çok yeni bir durum yok. Diğer filmlerine tarz olarak benzeyen, hatta neredeyse hepsinden bir parça bir şeyleri toparlayıp yazdığı ve yönettiği bir toplama film. Oyuncular harika, ekip olarak çok uyumlular. Fikir eğlenceli, mekan kullanımı, kurgu çok başarılı. Senaryo muhteşem zaten. Filmin en güçlü tarafı büyük ihtimalle. "Django Unchained"in ardından yine sapına kadar bir western ile karşımıza çıkıyor Tarantino. O kültüre oldukça hakim öteden beri. Bol şiddet içerikli, bol kanlı bir film. Alıştığımız üzere.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    19 Nisan 2017 tarihinde eklendi
    4 X 4 YİNE TARANTİNO YİNE BİR BAŞYAPIT

    “Quentin Tarantino’nun 8. Filmi” sloganıyla gösterime girecek olan The Hateful Eight uzun bir bekleyişin ardından 8 Ocak 2016’da nihayet seyirciyle buluşacak. Gerek 70 mm film kullanılarak çekilmiş olması, gerek Ennio Morricone’nin 40 yıl sonra bir westernin müziğini yapmış olması, gerekse Tarantino’nun filmde kullanılan lenslerin Ben Hur’da kullanılanların aynısı olduğunu söylemiş olması ve senaryonun basına sızdığı söylentileri The Hateful Eight’i adeta heyecandan tırnaklarımızı yiyerek beklememize sebep oldu. Vizyon tarihinden kısa bir süre önce internete düşen bir kopyası olsa da siz siz olun bu görsel anlamda çok özel filmi sinemada izlemeye çalışın.

    Django Unchained’den sonra tekrar bir western çekeceğini açıklayan Tarantino’nun neden böyle bir tercih yaptığını bilmiyoruz ama bu iki film aynı türe ait olmak dışında birbirine pek benzemiyor, bunu söyleyebiliriz. Çizgiromanları, anti-kahramanları, B sınıfı filmleri, bolca kan dökmeyi ve intikam hikâyelerini seven Tarantino bizlere yine bu eksende ilerleyen bir hikâye anlatmış. Amerikan İç Savaşı’ndan birkaç yıl sonra geçen The Hateful Eight bize, karların arasında güçlükle ilerleyen bir at arabasını göstererek açılıyor. Morricone’nin etkileyici melodilerinin eşlik ettiği bu uzun açılış sahnesi aslında kullanılan 70 mm filmin perdede nasıl bir derinlik hissi yaratacağının da habercisi gibi. Cellat lakaplı kelle avcısı John Ruth’un yanında, adalete teslim etmek üzere Red Rock adındaki bir kasabaya götürdüğü Daisy Domergue var. Yaklaşmakta olan tipi yüzünden yola devam etmekte zorlanan bu ikiliye yine bir kelle avcısı olan ve yanında yakaladığı suçluların cesetlerini taşıyan Marquis Warren katılıyor bir süre sonra. Savaşa katılmış zenci bir binbaşı olan Warren, John Ruth’tan farklı olarak avladığı kelleleri adalete ölü teslim etmeyi seviyor. Bu üçlüye bir süre sonra Red Rock kasabasının yeni şerifi olduğunu iddia eden ama aslında azılı bir suçlu olan Chris Mannix katılıyor.

    Dörtlümüz fırtınadan kaçmak için sığınmak zorunda kaldıkları Minnie’nin Yeri adındaki han benzeri yere gelirler. Orada karşılaştıkları Oswaldo Mobrey, Joe Gage, Meksikalı Bob ve General Sandy Simithers düşündükleri gibi sıradan yolcular değildirler ve bu karşılaşma sürprizlere ve kanlı çatışmalara gebedir. Oswaldo, suçluların asılmasından sorumlu bir infaz görevlisi olduğunu anlatır, John Gage bir sığır çobanı yani gerçek bir kovboy olduğunu söyler. Bob, Minnie ve kocası orada değilken işleri yaptığını ve konukları ağırladığını iddia eder. Yaşlı General Simithers ise sıradan bir yaşlı adam gibi dizinde battaniyesi bir koltukta oturmaktadır.

    The Hateful Eight: Klasik Western Geri Döndü

    Filmin çoğu tek mekânda geçer ve bu dar alana sıkışan 8 kişinin aslında söyledikleri kişiler olmadıklarını aralarındaki gerilimden sezeriz. Senaryo konusunda yine adeta döktürmüş olan Tarantino neredeyse son ana kadar bu ilişki ağını seyirciden saklıyor ve bizi taraf tutamamak zorunda bırakıyor. Bu kadar öfkeli insanın mecbur kaldıkları için aynı mekânı paylaşması saatli bomba gibi ve bizler de yay gibi gerilip büyük patlama ne zaman olacak diye bekliyoruz. Karakterleri tek tek tanıdığımız ve onlarında kendilerini birbirlerine tanıttığı ilk bölüm ve olayların hareketlenip çözüldüğü ikinci bölüm arasında tempo farkı var denebilir. İzleyen hemen herkesin katıldığı görüş, filmin bir Tarantino filmine göre fazla diyaloglu olduğu idi. Bu diyaloglar gayet akıllıca yazılmış; ancak keyifli olsalar bile bu bölümün uzunluğu seyirciyi filmden bir miktar kopartabilir. Yine de aradan sonra salona dönünce karşılaşacağınız hesaplaşma sahneleri düşen tansiyonunuza çare olacaktır mutlaka.

    Teknik anlamda söylenecek çok şey yok aslında. Film gerçekten perdenin içine girmek isteyeceğiniz kadar güzel ve özenli çekilmiş. Kullanılan özel filmin ve lenslerin yarattığı derinlik duygusu muhteşem. Mekânı neredeyse canlı bir varlık haline getirebilmek ve kendi iradesiyle hareket edebiliyor hissini yaratmak büyük ustalık işi. Tek mekâna hapsettiği karakterlerin hepsinin film boyunca birlikte görünmesi, bir köşede konuşma devam ederken diğer oyuncuların hareket halinde ve hem olayın içinde hem de dışında kalmaları çok ilginç bir görüntü oluşturuyor. The Hateful Eight bir Tarantino filminden beklenecek kadar kanlı. Ben kendi adıma daha önceki filmlerde bu kan ve şiddetten çok rahatsızlık duymamıştım ancak The Hateful Eight bu kartı biraz pervasızca sürüyor ortaya. Bu da bizi gözüme çarpmış olan ırkçılık, kadın düşmanlığı ve homofobi gibi konuların işleniş biçimini tartışmaya götürebilir. Tarantino, ölçüsüzce kullanılan şiddetle ve aslında öfkelerinin altı çok dolu olmayan bu karakterlerin ağzından bir şey anlatmaya mı çalışıyor bizlere pek anlayamadım. Filmin tek kadın karakteri olan ve Jennifer Jason Leigh tarafından muazzam bir şekilde canlandırılan Daisy Domergue’nun başına gelenler, yüzünün film süresince kademe kademe deforme oluşu, sürekli kanlar içinde dolaşması, kadın karakterlerini çok sevdiğine inandığım Tarantino’dan beklediğim hamleler değildi açıkçası. Özellikle final sahnesindeki üçlü birlikteliğin homoerotik çağrışımları üzerine kafa yormaya değecek kadar ilginç.

    Özetle Tarantino yine Tarantino’luğunu yapmış, çok güzel bir klasik western çekmiş ama imzasını filmin her yerine atmış. Zenciler ve beyazlar, masumlar ve suçlular, kadınlar ve erkekleri karşı karşıya getirip seç-beğen-al demiş seyirciye. 10 film çekip kariyerini sonlandıracağını söyleyen Tarantino’nun filmografisinde en iyi filmi olmayacak belki ama adını Hollywood tarihine altın harflerle kazıyacak The Hateful Eight, orası kesin. Sadık bir seyircisi olarak ben 9. ve 10. filmleri için korku türünde karar kılmasını diliyorum. İyi seyirler.
    cemertem
    cemertem

    Takipçi 55 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    10 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Tarantino benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum, orijinal ve sanatını konuşturan bir sinemacı. Daha ötesinde bence çok iyi bir senaryo ustası. Daha önceki filmleri de bu filmi ile paralel değerlendirildiğinde Tarantinonun özünden hiçbir şey kaybetmediğini, hatta üstüne ekleyerek çok daha iyi hikayeler çıkardığını görebiliyorsunuz. Bu filme gelirsek yaklaşık 3 saatlik bir sinema şöleni desem abartmış olmam sanırım. Hiçbir sahnesinde sıkılmadım. Şiddeti estetik bir açıdan hikaye ile ilintili olarak sunabilen çok nadir bir film olarak görüyorum. Tarantino bu filminde bizi ABD'nin tarihine götürüyor. Özetle filmin hikayesinde çıkış noktası olarak 1861 yılında ABD'nin Washington'daki yönetimi ile bu ülkeden ayrılmak isteyen 11 güney eyaleti arasında (Konfederasyon) çıkan iç savaş var. Abraham Lincoln'un köleliği ortadan kaldırmak amacıyla seçimlere girmesi ve 1860 yılında başkan seçilmesiyle patlayan gerginlik 1865'de Birleşik Devletler'in zaferiyle sonuçlandı ve kölelik kaldırıldı. Akabinde de konfederasyon yıkıldı. Filmin pek çok sahnesinde Lincoln'e ve ABD tarihine atıflar mevcut. Radikal tercih ve söylemleri pek çok kez kullanan usta yönetmen yine geri durmamış ve odak noktasına ünlü siyahi sanatçı Samuel L. Jackson'ı koyarak ve söylemlerini bu karakter üzerinden realize ederek tarafını belli etmiş. Filmin kurgusu Kill Bill'e çok benziyor. Kendi içinde pasajlara ayrılmış, her birinde çok başka hikayeler var, karakter tanımlamaları mevcut, her biri birbirine baya ustaca bağlanmış ve gerçekten epik bir tadı yakalamış. Kurgu bana çok kaliteli geldi bilhassa sıkılmadan izlettirmesi ve mistik havayı hiç kaçırmayacak şekilde ilerlemesi çok hoş. Bu seferki işi uzun ve diyalogları da uzun ama Tarantino eğer senaryo koltuğunda da oturuyorsa senaryosunda en çok karakterlere odaklanmanız gerekecektir. Her biri yine oldukça marjinal ve muhteşem bir cast seçimi ile birbirini tamamlamışlar. Sizi bilmem ama ben Michael Madsen'ın canlandırdığı Joe Gage karakterini çok sevdim. Yani başrol oyuncuları zaten üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirmişler onlar için söylenecek pek bir şey yok ama yan rollerde çok usta seçimler yapılmış. Michael Madsen'ı Rezervuar Köpekleri filminden de tanıyoruz. Diyaloglara gelince gerçekten filmin tam manasıyla diyaloglar üzerine oturtulduğunu gördüm. Diyaloglardan çok iyi replikler çıkmayabilir belki ama filmin bütün gücü diyaloglarda gizli. Vahşi Batı temalı filmleri adeta ters yüz ediyor ve usta Tarantino aksiyon yerine diyalog kullanarak daha doyurucu bir şekilde filmi sembolize ediyor. Görüntü yönetiminde 70mm'lik şahane makineler adeta o muhteşem Wyoming atmosferini beyazperdeye aktarmış. Ayrıca bir hatırlatma bir röportajda filmin kadrajının bu denli geniş olmasının filmdeki bütün oyuncuların her an sahneye girmesine aracılık ettiği ve herkesin arka planda yapacak bir rolünün olduğu söylenmiş. Tarantino’nun da amacı tam olarak bu olsa gerek, her karakterin yapacak olduğu şey var. Hiç konuşmasa dahi. Ses tekniği her zamanki gibi çok sağlam. Karlı ve fırtınalı hava ile iç mekan sesleri fazlasıyla gerçekçi. Kostümlere değinmek gerekirse her zamanki gibi usta işi tercihler, aksesuarlara kadar dönemin ruhunu içselleştirmiş, erkeksi ve sert havayı yansıtmayı başarıyor. Filmin müzikleri çok iyiydi ama ben ilk yarım saatteki tercihleri çok daha kaliteli buldum, ikinci yarı bu açıdan daha sönüktü. Sanat yönetimi ise bunca kısıtlı mekan ve alana rağmen bence çok başarılıydı. Örneğin Minnie's Haberdashery pasajında aktarılan sıcacık ortam, battaniye, şömine gibi seçimler, ikram edilen yahni ve kahve kısımları dekor ve ışık ile birleşerek o kadar hoş bir atmosfer yaratmış ki bir anda dahil olmak isteyebiliyorsunuz. Neyse sonuç olarak çok başarılı bir film. Gerçi birkaç saat evvel bu gözler Tarantino filmi esnasında salondan çıkan dört beş kişiye denk geldi. Dikkat edin sanıyorum ki dünyanın hiçbir ülkesinde bu gibi durumlarla karşılaşmazsınız. Zira hemen yan salonda oynayan yerli ucuz komedi yapımları varken Coen biraderleri, Nolan ve Scorsese gibi sinemacıların filmlerinde de çıkacak çok sayıda kişiye şahitlik edebilirsiniz... Tarantino'nun bir sinema dili var. Bu açıdan ender sayılan bir sinemacı ve o nedenle değerli, bu adam size flashbacklerle, dış sesle ve kadrosu ile bir mesaj veriyor zaten. Tek bir mekanda bile geniş açılı objektif kullanarak daha önce deneyimleyemeyeceğiniz bir görüntü yönetimi keyfi sunuyor. Teşekkürler ve tebrikler usta Tarantino. Umarım daha çok filmlerini izleriz hep birlikte...
    Ertug S.
    Ertug S.

    Takipçi 16 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    17 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Film kesinlikle sıkıcı değil. Tarantino seyircinin filme motivasyonunu iyi ayarlamış. Karakterler ve diyaloglar size bir Tarantino filminde olduğunuzu fazlasıyla hissettiriyor. Ancak böyle diyaloğu bol, tek mekanda geçen bir filmde senaryonun biraz daha ters köşe olması gerekirdi. Her şey beklendiği gibi gelişiyor. Bence filmin en büyük sorunu bu. Seyredeceklere fikir vermesi açısından bu film Django ile kıyaslanmalı ve maalesef o seviyede bir film değil. Tarantino hayranıysanız mutlaka seyretmelisiniz , değilseniz risk alıyorsunuz derim haberiniz olsun.
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.257 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    9 Nisan 2019 tarihinde eklendi
    Şahane ötesi bir film. Otobüs yolculuğunda uykum olmasına rağmen hiçbir şekilde sıkılmadan izledim. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi olabilir. Oyunculuklar, kapalı mekandaki diyaloglar ve karakterlerin birbirlerini suçlamak için ürettiği tezler mükemmeldi. Samuel L. Jackson, her filmde olduğu gibi uzak ara mükemmelliğini yine gösteriyor. Biri gelse ve izleyelim dese tekrar izlemeye asla hayır demem.
    Birkan K.
    Birkan K.

    Takipçi 51 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    16 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Dönem filmlerini sevmeye başlayan Tarantino, adeta Western filmlerine kendi bakışını ve anlatımını getirdi. “The Django”dan sonra şimdi de “The Hateful Eight” ile ikinci vahşi batı filmiyle karşımıza çıkıyor. Film genel hatlarıyla, çoban, kuzu ve kurt hikayesini andırıyor. Kimse kimseye güvenmiyor, isminden de anlaşıldığı üzere herkes birbirine nefretle bakıyor. Yine ırkçılık, filmin en büyük çeşnilerinden biri. Kan revan içinde, beyin parçacıklarının, fucking negro’ların havada uçuştuğu bir film izlemeye hazır olun. Zaten yönetmen ve senarist olarak Tarantino ismini duyunca, bazılarını rahatsız eden bu sahnelere ister istemez hazırlıklı oluyoruz. Tabiki bir de en çok sevdiğimiz Chapter’larla bölünmüş hikaye örgüsü. Tarantino’nun imzalarından biri olan uzun diyaloglar ise yine altından kalkabilecek usta oyuncular seçmesi sayesinde, filmi kalbur üstü filmlerden biri olarak akıllarımıza kazıyor. Samuel L.Jackson, Tim Roth, Michael Madson gibi Tarantino’un kemikleşmiş oyuncu kadrosunun yanı sıra bu filmde Kurt Russell, Jennifer Jason Leigh gibi oyuncular rollerinin hakkını verdikleri gibi olağanüstü performanslar sergiliyorlar. Özellikle şerif rolünü üstlenen Walton Goggins bu filmle yıldızını parlatacak oyunculardan. Channing Tatum da süprizli rolüyle, Tarantino kervanına katılan oyunculardan biri oluyor. Kamera açıları, kar fırtınası içindeki sahneler, Milinin Tuhafiye dükkanındaki açılar, Tarantino yine yapmış yapıcağını dedirtiyor. Hikaye örgüsü, film içindeki süprizler, sonunu kestirememiz, zamanı geri alan chapterlar, hem yönetmenlik hem senaryo açısından, hem de 2 saat 47 dakikalık bir filmin izlenebilirliği açısından benden yine geçer not aldı.
    Fatih Meral
    Fatih Meral

    Takipçi 44 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    2 Aralık 2023 tarihinde eklendi
    Quentin Tarantino'nun kendisinin senaristliği yaptığı ve yönetmenliğini yaptığı 2015 yapımı bir filmdir.Film kar ve tipili bir haç sahnesiyle başlıyor.Karlı dağ yolları, tipi, akarsudan görüntüler, tepe açısından atlı arabanın ilerleyişi, handaki karanlık, kasvetli, gerilimli ortam çok güzel.Sinematografi ve görüntü yönetmenliği mükemmel olmuş.Tarantino filmlerinde gördüğümüz aşırı kan ve patlamalı sahneler bu filmde de geçerli ama abartlı değil, filmin doğasına ve konusuna uygun bir şekilde olmuş.Sadece silah mermisiyle örneğin Binbaşı Marquis'in adamı vurduğunda kafasının patlaması abartılı ve gerçekçi olmayan bir sahne.Sonuçta roketatar mermisi değil, o dönemin normal tabancısı.Oyunculuklar zaten filmi bambaşka yere taşıyor.Samuel Jackson, binbaşı Marquis rolünde efsane oynamış.İzledikçe karakteri keyif veriyor.John Ruth rolünde Kurt Russell acımasız, heybetli ve gaddar karakterini mükemmel oynamış. Şerif Chris rolündeki Walton Goggins'te filmin gizli kahramanlarından denebilir.Daisy Domerque ve çetesi de harikâ bir oyunculuk sergilemiş. Oyunculuklar filmi kült eserler listesine ileride adını yazdırtabilecek kalitede.Bir tane bile boş karakter ve replik yoktu. İki buçuk saat bir filmi sıkılmadan izlemenizi sağlıyor. Bu tarz film sevenler için kaçırılmayacak bir film.Replikler ve diyaloglar çok zekice ve ipuçu yakalamanızı yakalayacak şekildeydi.Filmin çoğunluğu han odasında geçmesine rağmen kar ve kış ortamını her an yaşatıyor.Bölüm bölüm bir anlatım var.Her bölüm geldikçe heyecan artıyor, gerilim yükseliyor.Bir dakika filmden gözünüzü alamayacak duruma getiriyor.Mutlaka dinlenmiş ve dikkatinizi verebilecek zamanda izlenmesi gereken bir film bunu söyleyebilirim.Tarantino'nun başarılı ve unutulmayacak yapımlarındam bir tanesi olmuş.Abraham Lincoln mektubu filmin başında ve sonunda vurgulanmış, Abd iç savaşına tarihsel olarak hafiften değinmesi filme derinlik katmış.Siyahilere o dönemde yapılan ırkçı söylemlere değinilmiş. Sosyolojik ve tarihsel bir derinliği olan bir film. Sonlara doğru olan bir bölümde flashback ile hana gelmeden önce yaşananları anlatması da bence etkili bir yöntem ve kaliteyi arttıran bir tarz olmuş.Filmde her şeyden var.Gerilim, aksiyon, merak, tarih, doğa, maceravari ve söylencesel anlatım.O yüzden filmi herkese tavsiye edederim.Tam puan.
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 550 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Eylül 2016 tarihinde eklendi
    kar,kan ve sohbet bu 3lü filmi çok iyi yapan 3lü tarantinonun filimlerinden en iyisi bence karekterler de çok özel 10 üz 8
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top