Trendeki Kız
Ortalama puan
3,5
69 Puanlama

13 Kullanıcı yorumları

5
0 Eleştiri
4
2 Eleştiri
3
8 Eleştiri
2
3 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.331 değerlendirmeler Takip Et!

3,0
28 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
Senaryosu, Paula Hawkins’in aynı isimli romanından (2015) Erin Cressida Wilson tarafından uyarlanarak yazılan “The Girl On The Train”, yönetmen koltuğunda Tate Taylor’ın oturduğu bir psikolojik gerilim…

Prömiyeri, 20 Eylül 2016’da Londra’da yapılan ve 5 Ekim 2016 tarihinde İngiltere’de ardından 7 Ekim 2016 tarihinde de Amerika’da vizyona giren filmin,6.5/10 (173.876 oy) ve 3.2/5 (25.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.3/10 (308 yorum) ve 48/100 (49 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat bir filmle karşı karşıyaymışız gibi düşünmemize neden oluyor…

Ama biz yine de 45 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 173,1 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun için de Rachel, Megan ve Anna adındaki üç kadının iç içe geçmiş nefes kesen hikâyesinin anlatıldığı filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce yine filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “İşte bu kadar” diyerek her şeyi tam anladığınızı düşündüğünüz an sizi çok daha öngörülemeyen şok bir sürprizin karşıladığı etkileyici bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Paula Hawkins’in, kimilerince yeni neslin Alfred Hitchcock’u olarak nitelendirilmesine neden olan aynı isimli ilk romanından uyarlanan bir senaryo ile çekilen film gerçekten de sürükleyici bir kurguya sahip…

Öyle ki, 112 dakikalık filme laf olsun diye eklenmiş tek bir fotoğraf karesi dahi yok…

Zaten dalgaya düşüp de herhangi bir sahneyi atlayacak olursanız daha sonra yaşananları ve öyküleri anlatılan üç kadının başına gelenleri anlayabilmeniz için filmi başa sarıp bir kez daha izlemeniz gerekebilir…

Zira olayların gelişimi, 6 ay önce, 2 ay önce vs. gibi flashback geçişleri ile dünün ve bugünün karışımı biçiminde anlatılmış…

Bu haliyle de filmi, yine bir roman uyarlaması olan David Fincher’in “Gone Girl”üne (2014) benzetenler olmuş…

Ancak biz, Paula Hawkins’i Alfred Hitchcock’a benzetenlerin verdiği esinlenme ve cesaretle, her gün evlerin önünden hızlı bir biçimde geçen trendeki yerinden yaptığı gözlemlerle, o evlerde yaşananlara ilişkin bir yargıya varmaya çalışan Rachel (Emily Blunt) karakteri ile geçirdiği bir kaza sonucunda bacağını kırarak bir süreliğine evindeki tekerlekli sandalyeye mahkûm olan ve zamanını karşı apartmanlardaki evleri gözleyerek geçiren (ve aynen Rachel gibi olan bitene ilişkin bir yargıya varmaya çalışan) L.B. 'Jeff' Jefferies (James Stewart) karakteri üzerinden “Rear Window” (1954) filmine benzetmenin çok daha doğru olacağını düşünüyoruz…

Çünkü filmlerin isimleri olan “Trendeki Kadın – Arka Pencere (deki Adam)” ile de özetlenmiş olan genel konsept açısından bu çok daha doğru bir yaklaşım olacak…

Hikâyeleri anlatılan üç kadını canlandıran Emily Blunt (Rachel), Haley Bennett (Megan) ve kendisini, Kubrick’in efsanevi “The Shining” (1980) filminin devamı ve korku – gerilim türünün yeni nesil ustalarından Mike Flanagan’ın en son projelerinden biri olarak kurgulanan “Doctor Sleep” (2019) filminde “Rose the Hat” karakterinde de izlediğimiz Rebecca Ferguson’un (Anna) performansları da yeterince iyi…

Ki, bu filmdeki performansı ile Emily Blunt “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde BAFTA ödülünü de aday olmuş fakat “La La Land” (2016) filminin yıldızlarından Emma Stone karşısında kaybetmişti…

Buraya kadar yapmış olduğumuz bütün bu değerlendirmeler; bize girişteki, “düşük yorum puanı ortalamaları vasat bir filmle karşı karşıyaymışız gibi düşünmemize neden oluyor” varsayımımızın doğru olmadığını gösteriyor…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; “Ma” (2019) filmindeki yorumumuzun bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına, nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Tate Taylor gibi az ama öz işlere imza atan yönetmenlerin filmlerine, yapılan olumsuz eleştiri ve verilen olumsuz puanların hiçbirini ciddiye dahi almadan izleme listelerinizde yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de eğer halen izlemediyseniz “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,
Borinho
Borinho

Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
8 Ekim 2016 tarihinde eklendi
Pamuk prense 3 veren beyazperde.com tarafından 2.5 ile puanlanmış film... Kayıp kız ile kıyaslanmaması gereken filmdir. Her ortadan kaybolan kız filmini bu filme kıyaslatacaksak sarmaldan çıkamayız. Başarılı bir kitap uyarlaması olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sonuçta film yeniden senaryolaştırılmıyor. Filmin nasıl ilerleyeceğini kitabı okumayanlarda çözebilir zaten 8 karakter var amerikayı yeniden keşfetmiyorsunuz. Yıllar sonra Lisa Kudrow un Rachel demesi ise çok hoş bir anı olarak kalacak. Dediğim gibi sürprizsiz bir film 3.5/5
Aamir Khan
Aamir Khan

Takipçi 478 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
25 Eylül 2023 tarihinde eklendi
Başlarda içine çekiyo farklı bi atmosferi var ama çok ağır ilerliyor buna rağmen ben sıkılmadan izledim çünkü duyguyu karşıya geçirebiliyor. Üç ana kadın karakterde hissettiklerini iyi yansıtmış bu da sizi filmde tutuyor gizemide dozundaydı filmin sonu tatmin ediciydi izlenebilir güzel bi film
rudeonerudeone
rudeonerudeone

Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
21 Ekim 2016 tarihinde eklendi
Akıllara birkaç açıdan "Gone Girl"ü getiriyor. Bestseller uyarlaması, cinsiyet rolleri, gizem, sürükleyicilik. Kitabı okumadım ancak az çok tarzını tahmin edebiliyorum. Bunlar popüler kültür ögeleri. Tabii ki ne kitaptan ne de film uyarlamasından birer klasik olmalarını beklemek fazla iyimserlik olur. Ve onlara haksızlık etmiş oluruz aynı zamanda. Merak duygusu ile kendini izletiyor. Önemli olan bu. Başarılı bir kurguya sahip. Oyuncularda da bir problem yok. Çıkış noktası aslında fena değil. Gözetleme işi. Salonlarda izlemeye değer pek bir şeyin olmadığı şu zamanlarda keyifli vakit geçirmek için tercih edilebilir.
pembeoje
pembeoje

Takipçi 330 değerlendirmeler Takip Et!

3,0
17 Mayıs 2017 tarihinde eklendi
filmin kitabını okumadım.. ama kitabını her gördüğümde ismi ilgimi çekiyordu.. o yüzden kitabı nasıldı bilemeyeceğim.. değişik bir film evet ama bu tarz filmler çok var açıkcası.. çoğu sahnesinden de sıkıldım sırf dram ve entrika üzerine kurulu bir film gerilim yok denecek kadar az.. ama kendini izlettiriyor acaba ne olacak diye merak ettiriyor.. filmi izlemeden önce yorumlara baktım bazıları yazmış işte aa oo uuuvv öldüm bittim güzellikte ters köşe bir film falan yazmışlar.. böyle okuyunca bende heyecanladım izleme hevesim şevklendi bu yüzden beklentimi yüksek tuttum ters köşe filmi olmayınca hüsrana uğradım.. neresinde şaşırdınız bu filmin anlamıyorum gerçekten.. şimdi ters köşe bir film yazanlara soruyorum allah aşkına ters köşe bu filmin neresinde hayatınızda hiç ters köşe filmi izlemediğiniz belli oldu.. tekrar belirteyim bu tarz filmler çok var ve bu filmden daha güzelleri de var..
Burak P.
Burak P.

Takipçi 26 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
20 Ekim 2016 tarihinde eklendi
Filmin ilk yarısında çok sıkıldım. Özellikle sıkıcı sahnelerin erotik sahnelerle geçiştirilmeye çalışılması gözlerden kaçmıyor.Film arasında filmden çıkmak bile geldi aklıma , eğer çıkıp gelseydim 5 puan verir kenara çekilirdim.Ancak film ikinci yarıyla beraber hareketlenmeye , beklediğimiz sahneler gelmeye başlıyor.Özellikle son 15-20 dakika gayet başarılı olmuş. Filmde dikkatimi çeken olumlu yönlerden birisi artık sıkıldığım Amerikan film tekniğinden öte , daha gerçekçi bir akış var. Kadın oyuncuların seçimi gayet iyi yapılmış. Filmin kurgu tekniği de başarılı. Kısacası keyifli bir filmdi.Sinemaya gittiğime pişman olmadım. Puanımsa ilk yarıda 5 iken ikinci yarının etkisi ile 7'ye kadar çıkabildi.
baha858
baha858

12 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
14 Ekim 2016 tarihinde eklendi
Beyazperde eleştirisini okudum(Fatih Ataç) sanki filmi değil de bir yorumu eleştirmiş. Yeni "Gone Girl" değilmiş, yani tamam olmasın zaten bu iddiayı her kim ortaya attıysa önemi yok. Sinema otoritesi olsa bile çok önemi yok. Yani eleştiriler başka yorumlara değil filmin kendisine yapılmalı. Kitabı okudum filmi de izlemek istiyorum sadece. Öyle aman aman bir beklentim yok zaten. Gone Girl'ü hala izlemedim(aaa ne kadar ayıp) her ne kadar izlenecekler listemde olsa da dram türünü sevmediğim için hep öteledim hala izlenmeyi bekliyor. Dolayısıyla yeni Gone Girl değil, olamaz, kendinize gelin, haddinizi bilin vs. vs. diye yazılan uzun uzun eleştiriler pek bir anlam ifade etmiyor benim için ve benim gibi o filmi izlememiş olanlar için. Lütfen eleştiriler filmin özelinde olsun, spesifik bir filmle mukayese etmeye takılmayın. Gone Girl'ün daha güzel olması bu filmin kötü olduğunu sonucunu vermiyor. Eğer kötüyse de bunun o filmle alakası yok (Eleştiri puan vermeden yayınlamıyor maalesef şimdilik bir puan veriyorum, izledikten sonra değiştireceğim).
1Filmci
1Filmci

10 değerlendirmeler Takip Et!

3,0
9 Şubat 2021 tarihinde eklendi
Emily Blunt iyi oynamış beğendim gayet başarılı ama film çok ağır ilerliyor sürekli bir uyku hali sarhoşluk ve bulanıklık var. Memento ve Mulholland Drive severler için ideal film diyebilirim özetle.
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler