Kırık Kalpler Bankası eleştirileri

Açıkçası ben filmden hiçbir şey anlamadım.Vizyona girdiğinde tekrar izleyeceğim.
Peki neden üç puan? Çünkü Onur Ünlü kalitesi denen bir şey var.

Hayır, yanlış okumuyorsunuz. Perşembe akşamı bütün azmim ile Onur Ünlü'nün Kırık Kalpler Bankası'nı izlemek için Atlas sinemasına yola çıktım. Açıkçası, festival biletlerinin satışa çıktığı gün almak istediğim ilk bilet bu film içindi. Ama biletler hemen tükendiği için filmi izleyip izleyemeyeceğimden emin değildim. Ama her şeye rağmen Perşembe akşamı Atlas sinemasının önündeki kuyrukta 1 saat bekledim ve filmi en ön sıranın yanındaki merdivenlerde izlemek için bilet almayı başardım. Ve sonuç her şeye değdi.

Önce filmin konusundan başlayalım. Bu filmin biraz karmaşık bir işleyişi olduğundan ve spoiler vermemek adına konuyu kendim yazmak yerine resmi açıklamayı buraya koyacağım: "Galata amatör futbol takımında oynayan Enis ve Osman'ın planı takım arkadaşlarıyla birlikte bir banka soymak ve takımın ligden düşmesini engellemek için önlerindeki son maçı kazanmaktır. Takımın antrenörü imam Yusuf'un ise bu plandan haberi yoktur. Maç, çıkan kavga sebebiyle yarıda kalır. Ancak Osman karşı takımın organ mafyası olan antrenörü Rüstem'in zorla alıkoyduğu Aslım'ı görür ve ona aşık olur. Zaman içinde banka soygunu planı gelişip işler karıştıkça Osman'ın Aslım'a olan aşkı da büyür."

Eğer en sevdiğim Türk yönetmeni kimdir diye sorarsanız, cevabım kesinlikle Onur Ünlü olur. Çünkü ülkemizde Nuri Bilge Ceylan veya Zeki Demirkubuz gibi başarılı yönetmenler olsa da, Onur Ünlü sürekli bambaşka işler yapan ve gişe kaygısı olmadan ortaya farklı bir şeyler koymaya çalışan birisi. Bu yüzden onun filmlerini çok takdir ediyorum. "Polis" ve "Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi" gibi ufak filmlerinin yanı sıra "Sen Aydınlatırsın Geceyi" ile "İtirazım Var" gibi filmleriyle Ünlü, kariyerinin zirvesine ulaştı. Ama bütün bunlara rağmen şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Onur Ünlü, Kırık Kalpler Bankası ile en karanlık, en cesur ve en farklı filmini yapmış.

Öncelikle oyunculuklar inanılmazdı. Kırık Kalpler Bankası'nda oynayan ekibin tamamını çok başarılı buluyorum ve bu oyuncuların neredeyse hepsi, kariyerlerinin en iyi performanslarını bu filmde sergilemiş.

Posterdeki isim sıralamasından başlayayım. Haluk Bilginer, son zamanlarda gördüğümüz dramatik işlerin aksine bu filmde çok farklı bir performans sergilemiş. Karakteri ilginçti ve oyunculuğu her zamanki gibi çok başarılıydı. Ayrıca Hazal Kaya, kariyerinin en iyi performansını sergilemiş diyebilirim. Hazal Kaya'yı uzun zamandır böyle sürükleyici bir rolde izlememiştim.

Gelelim Serkan Keskin'e. Keskin'in bu filmdeki karakteri, Limonata filmindeki Selim karakterinin daha sert ve patavatsız versiyonu gibi. Ama iyi bir yönde. Keskin, karakterini o kadar iyi canlandırmış ki filmde resmen Serkan Keskin'i göremedim. Bambaşka birisini izliyor gibi hissettim. Keskin'in İtirazım Var'dan sonraki en iyi performansı.

Taner Ölmez de çok başarılıydı ayrıca, Hazal Kaya'yla olan kimyası ile filme farklı bir hava getirmiş. Kadronun geri kalanı da inanılmaz performanslar sergilemiş.

Şimdi, filmde özellikle 2 oyuncuya ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bunlardan birincisi, Ahmet Mümtaz Taylan. Ahmet Mümtaz'ın böyle sert bir karakteri canlandırdığını görmek çok farklıydı doğrusu. Ayrıca, filme şarkı söyleyerek giriş yaptığı sahnenin de ilerde kült olabileceğini düşünüyorum.

Diğer oyuncu ise Osman Sonant. Sonant'ı Leyla ile Mecnun'un Yavuz'u olarak tanıyorsunuz zaten. Ama Sonant'ın bu filmdeki karakteri bambaşkaydı. Sonant, en cesur ve açık ara en iyi performansını sergilemiş. Karakterinin kim olduğunu söylemek istemiyorum ama size filmi izlerken onu uzun bir süre çıkaramayacağınızı söyleyebilirim.

Peki oyunculuklar iyi hoş da, filmin kendisi nasıldı? Aldığı kötü eleştirileri hak ediyor mu? Hem evet, hem de hayır.

Kırık Kalpler Bankası, kötü bir film değil ama kusursuz bir film de değil. Film, bir süreden sonra sizin kafanızı kurcalıyor ve bu yüzden de hikayenin akışını doğru düzgün takip edemiyorsunuz. Bu yüzden filmin 2 saatlik süresi gereğinden biraz fazla uzun hissettiriyor. Üstelik bu filmin Onur Ünlü'nün en karanlık filmi olduğunu söylerken şaka yapmıyordum. Filmin taşıdığı dramatik ve karanlık hava, bir süreden sonra biraz fazla yoğun gelmeye başlıyor.

Kırık Kalpler Bankası herkesin seveceği bir film değil, özellikle de Onur Ünlü hayranlarının. Eleştirmenleri ve seyircileri ikiye ayıracak, sinemada rahatlıkla 18+ yaş sınırı alabilecek bir film. Bu yüzden filmi sevmeyenlerin niye sevmediğini kolayca anlayabiliyorum. Çünkü bu film alıştığımız Onur Ünlü ve Türk filmlerinden çok farklı. Açıkçası, Kırık Kalpler Bankası'nın en sevdiğim yanı da buydu aslında. Her ne kadar kusursuz bir film olmasa da ortaya atılan fikirler ve Onur Ünlü'nün senaryosuyla ortaya çıkan iş siz ne derseniz deyin, Türk sinemasının en farklı işlerinden birisi ve kesinlikle desteklenmesi gereken bir film. Bu yüzden filmi izleyen çoğu kişinin aksine ben Kırık Kalpler Bankası'nı çok sevdim.

Kırık Kalpler Bankası, Shakespeare'in Romeo ve Juliet oyunundan uyarlanmış. Peki bu ne alaka diye sorarsanız, işin asıl güzelliği de burada. Kırık Kalpler Bankası, içerdiği bütün farklı temalara ve odaklandığı bütün farklı karakterlere rağmen özünde bir Romeo ve Juliet uyarlaması. Onur Ünlü, bu senaryoyu yazarken neredeyse imkansızı başarmış. Bütün farklı türleri içerip hiçbir zaman klişe bir iş olmaya kalkışmamış. Aksine, kendi dünyasını yaratmış. Bu da başka bir şey; film, İstanbul'da geçmesine rağmen kostümleri, dekorları ve müzikleri ile sizi apayrı bir dünyaya sürüklüyor. Temelinde Shakespeare olan, Onur Ünlü'nün yarattığı bu dünyadaki rahatsız edici bölümlere rağmen, filmin içinden çıkmak istemiyorsunuz.

Uzun lafın kısası Kırık Kalpler Bankası, mükemmel bir film değil. Hikaye bir süreden sonra biraz karışık bir hal alıyor ve süresi gereğinden fazla uzun hissettiriyor. Ve içerdiği karanlık tonlardan dolayı Onur Ünlü'nün diğer filmlerinin aksine pek tekrar tekrar izlenebilecek bir film değil. Ama bunun dışında Kırık Kalpler Bankası'nın tamamen özgün bir senaryosu, harika bir yönetmenliği, şahane performansları, güçlü göndermeleri ve daha takdir edilecek bir sürü yönü vardı. Ayrıca bu filmin bütçesinin Onur Ünlü'nün diğer filmlerine göre daha fazla olmasına rağmen Ünlü, bunu kötüye kullanmak yerine kendi tarzını daha fazla yansıtmayı tercih etmiş. Herkese hitap eden bir film olmasa da Kırık Kalpler Bankası, Türk sinemasının en özgün filmlerinden ve tüm zamanların en farklı uyarlamalardan birisi. Bu yüzden filmi sevseniz de sevmeseniz de, kesinlikle göz atmanız gerektiğini düşünüyorum. Desteklenmesi gereken bir iş. İyi seyirler.

Not: Filmin ne zaman vizyona gireceğini merak edenler için; Onur Ünlü, Kırık Kalpler Bankası'nın 2017 sonbaharına doğru vizyona gireceğini söyledi.

FİLMİN İYİ YANLARI:

+ Bütün oyuncu kadrosunun sıra dışı performansları.

+ Onur Ünlü'nün senaryosu ve sıra dışı yönetmenlik tarzı.

+ Müzikleri ve dolu içeriği.

+ Hikayesinde bilindik şeyler olmasına rağmen tamamen özgün bir film gibi hissettirmesi.

FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

- Film bir süreden sonra seyirci için kafa karıştırıcı bir hal alıyor ve 2 saatlik süresi biraz fazla uzun hissettiriyor.

- Karanlık tonu ve yoğun içeriği yüzünden tekrar tekrar izleyebileceğiniz bir film değil.

TOPLAM PUAN: 8.3/10

spoiler: 2017 yapımıymış. Ingilizce alt yazı biraz kötü olsa da güzel bir film. Absürd başladı bayağı. Güneşin oğlu gibi bir film diye düşündüm ilk başta. Zaten oyuncular da benzer. Blue velvet güzeldi :) "Her ilde 2 banka soyulsa, ülke nasıl karışırdı." tarzı güzel tespitler var. Bakunin in de adı geçti hatta. Hazal kaya nın şarkı söylediği kulübe gitmeden önce ve çocuk içeri girdiğinde bayağı şiirsel sohbetler vardı. Bayağı alay etmiş yani o aşk hikayeleriyle bence, romeo juliet ile filan :) Sonra da kırık ayakla koşabiliyor, ilginçti oralar :) Polis dövme sahnesi fena değildi :) Hem bakunin den atıf yaptı serkan, hem de kapitalizmin simgesi bankalardan para çalmayı istemedi. Bayağı çelişkili :) Paralel evrenlerdeki farklı gerçekleşmiş senaryoları görüyoruz diyebiliriz :) İlk başta böyle düşünmüştüm de meğer olayları o andan başlayarak farklı kişilerin bakışından veriyormuş bölüm bölüm. Kafesteki sömürü hoş değildi, aslanın kafeste olması sürekli. Kutuların üzerinde 1, 2, 3 acaba bu farklı bakış açısıyla anlatılan 1, 2, 3 ile alakalı mı, onları bilmiyorum. En sonda da ismail hariç herkes öldü. İlginçti. Şeyh ama bunu istemiş güya. İlginç bir filmdi. Komedi filmleriyle dolmuş yerli sinemasında böyle filmlere ihtiyaç var.

Hayatımda izlediğim en iyi filmler arasında. Bazı filmler olurya çok kişi anlamaz ama anlayan kişilerde bayılır. Bu filmi anlıyabilmek için tasavvuf ve felsefe birikimi azda olsa olması gerekiyor.

Film izlenmeden Romeo ve Juliet, İbn Rüşd ve İbn Rüşd'ün İmam Gazali'nin Filozofların Tutarsızlığı eserinin reddiyesi Tehâfüt el-Tehâfüt el-Felâsife hakkında bilgi sahibi olunması halinde daha fazla idrak edebileceği, tadı damakta kalan yapımcının da ayrıca tebrik edildiği ilham veren fırından taze çıkan Onur ÜNLÜ eseri.

Karmaşık olsun, kimse bir şey anlamasın, ikinci izleyiste belki "haaaa" denecek ufak hoşluklar olsun, arada beylik laflar edilsin alıntılar yapılsın, adı da sanat olsun. Geçin bunları lütfen