Hesabım
    Köpek Adası
    Ortalama puan
    3,5
    yayın
    • Sözcü
    • Habertürk
    • Sabah
    • T24
    • Birgün
    • Hurriyet

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Rex'in elebaşı olduğu köpek çetesi o kadar iyi oluşturulmuş ki insan onların farklı bir macereasını daha izlemek istiyor. Özellikle de uzun zamandır perdede izlemediğimiz Edward Norton'ın seslendirdiği Rex ve Bryan Cranston'ın seslendirdiği Chief çok iyi oluşturulmuş karakterler. Zaten seslendirme kadrosu da başka bir olay. Filmde hemen hangi köpekleri seslendirdiklerini şıp diye ayırt edebileceğiniz Edward Norton Harvey Keitel, Scarlett Johansson gibi oyuncuların yanısıra Bryan Cranston, Bill Murray, Jeff Goldblum, Greta Gerwig, Frances MacDormand, Tilda Swinton, Yoko Ono gibi ünlü isimler de seslendirme yapmışlar.  "Köpek Adası" arkadaşık, bağlılık ve onurlu yaşam hakkında şahane bir hikaye anlatıyor. Ailece keyifle izleyebileceğiniz çok eğlenceli bir film sizi bekliyor...

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Filmin bana en çok dokunan yanı, çocuk-köpek arkadaşlığı oldu. Karşımıza insan sevmeyen, sürekli “ısırırım” diyen sert bir sokak köpeği olarak çıkan Chief ile Atari arasındaki yakınlaşmayı Anderson çok güzel anlatıyor, köpeklerin insanların yakın dostu olduğunu vurguluyor. Anderson’un “Köpek Adası”nda stop-motion estetiğine kendine özgü bir dokunuş getirdiği kesin. Yine ağırlıklı olarak simetrik çerçeveler ve her yanını kullandığı geniş ölçekli genel planları tercih ediyor. İnsan figürlerine hacim olarak çerçevede daha küçük olarak yer verirken, sözgelimi bazen ufak yazılarla kadrajın her yanını kullanıyor... “Köpek Adası” Japon kültürüne yapılan bir saygı duruşu ve aynı zamanda Anderson’un elinden çıkan bir distopya... Ama her şeyden önce naif ve duygusal bir film.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Köpek Adası, çocuklardan ziyade büyükler için bir masal. Bir yandan insanın bencilliğini, kendi dışındaki türlere yaklaşımıyla eleştirirken diğer yandan özde değil sözde demokrasinin iktidarlar tarafından nasıl kullanıldığını ziyadesiyle anlatıyor. Öteki nasıl yaratılır, tehlikeli ilan edilip düşmanlaştırılır, toplumdan tecrit edilir... Filmde bunu köpekler üzerinden izliyoruz. Bu süreçte karşımıza kah 'derin devlet' kah 'algı operasyonları' kah 'üst akıl' çıkıyor. İşin aslı Anderson incelikli bir şekilde, sofistike ve politik bir masal anlatıyor bize...

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Film elbette birçok filmin ve akımın etkisini taşıyordu. Uzaktan uzağa büyük Japon ustası Kurosawa’nın, ayrıca Japon canlandırma sanatçısı Miyazaki’nin filmleri...Disney sinemasının köpekleri konu edinen Lady and the Tramp veya 101 Dalmaçyalı gibi başyapıtları. Ya da ada bölümlerinde türün zirvelerinden Wall-E. Ama yine de kimi özgün sahneleriyle seçkinleşiyordu film...Örneğin iki köpeğin flörtü; Chief’in geçmişini anlatırken, sığındığı evdeki sahibinin elini nasıl ısırdığını anlatması... Hayvan sevgisinin kazanması ve valinin Frankenstein suratlı yardımcısı Major Domo’nun öfkesi... Ve de seçkin isimlerin seslendirmesi. Harvey Keitel’den Bill Murray’a, Edward Norton’dan Jeff Goldblum’a, Murray Abraham’dan Liev Schreiber’e, Frances MacDormand’dan Tilda Swinton’a... Ve de Watanabe’nin sekreteri Ono’da...Yoko Ono’ya...(Artık kim olduğunu bilenler bilmeyenlere anlatsın!). Velhasıl bu film ne büyük kitle için, ne de çocuklar için... Ama anlattığım şeylere ilgi duyan meraklıları için görmeye değer olabilir.

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Birgün

    Yazar: Cüneyt Cebenoyan

    Kötü bir diktatörün bir adaya gönderdiği köpeklerin dayanışması ve buradan kurtulma çabası anlatılıyor filmde. Müziğin son derece büyük bir rol oynadığı filmin ötekileştirme, dışlama, ırkçılık gibi eleştirdiği politik yaklaşımlar var. Büyük Budapeşte Oteli’nde belirginleşmeye başlayan politik ton bu filmde de hakim. Fakat Anderson’ın rahatsız edici bir tutumu da var. Tıpkı bütün Fatih Akın filmlerinde bir Batılının, tepki göstermeye öncelik etmesi gibi bu filmde de bir Amerikalı değişim öğrencisi, Japonlara tepkilerini göstermede öncülük ediyor. Neden? Japonlar kendileri bir mücadele başlatmaktan aciz mi? Japonluk, Lost in Translation’da olduğu gibi bir komiklik, bir ötekilik hali. Tam da eleştirdiği şeyi yapan bir film olmuş Köpek Adası. Hele, her patlamanın atom bombası bulutu yapmasına ne demeli? Seyretmeye elbette değer her Wes Anderson filmi gibi ama galiba benim favori Anderson filmim Steely Dan üyelerinin zamanında belirttiği gibi hala Bottle Rocket.

    Eleştirinin tamamı için: Birgün

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Evet, “Wes Anderson’ı ilk kez bu kadar politik gördük” diyebilirsiniz, haklısınız. Öte yandan ben kendi adıma Anderson sinemasını ve mizah anlayışını kendime pek yakın görmem, ‘Köpek Adası’ da bana kalırsa yer yer güldüren, ‘Politik doğruculuk’ anlamında tabii ki ‘doğru’ yerde duran ama pek derinleşemeyen bir film olmuş. Anderson’ın grafik anlatımı ve görselliği elbette çok iyi. Ayrıca kimi Batılı eleştirmenler bazı sahnelerin Kurosawa’nın 1970 tarihli filmi ‘Dodes’ka-den’e gönderme olduğunu yazmışlar ama söz konusu yapımı izlemediğim için bu konuda pek bir fikrim yok. Ancak bütün bu olumlu yanlarına karşın ‘Köpek Adası’ içerik ve ruh anlamında sanki mesela bir Miyazaki filmleri tadında, çarpıcılığında ya da etkileyiciliğinde gelmedi bana. Tabii ki bu ‘Köpek Adası’nın bendeki tortusu; birçok eleştirmen arkadaşımın Anderson’ın filmini çok beğendiğini söylemeliyim. Son olarak seslendirme kadrosunda Bryan Cranston, Edward Norton, Scarlett Johansson, Bill Murray ve Yoko Ono gibi isimlerin bulunduğunu belirteyim.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top