Hesabım
    anne!
    Ortalama puan
    2,7
    yayın
    • T24
    • Milliyet
    • Habertürk
    • Sabah
    • Arka Pencere
    • Tersninja

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Böylece filmin gördüğü çok farklı tepkilerin nedeni de anlaşılır. Çünkü gerçek anlamda mantıklı, akılcı ve gerçekçi bir hikaye örgüsü yoktur. Ve her şey belli simgesellik yapılarına gelip dayandırılmıştır. O açıdan, kolayca itici bir film olarak algılanabilir. Ama bu ilk izlenimi aşabilenler için yenileyici, cüretkar ve radikal biçimde farklı bir film olduğunu düşünüyor ve bu deneyimin yaşanması gerektiğine inanıyorum. Özellikle yönetmenin 2010’daki Siyah Kuğu filmini de tam bir başyapıt saymış bir sinefil olarak....Ve son bir not: Filmin en çok kadınlarına bayıldım. Kendisini bir kez daha aşan ve Oscar’da mutlaka söz sahibi olacak Jennifer Lawrence. Ve de uzun bir ayrılıktan sonra dönüş yapan ve hayli yaşlanmış bir yüzün ardında, yine kıpır kıpır bir oyunculukla inanılmaz bir ‘kötü kadın’ çizen Michelle Pfeiffer...

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    Filmin metni birçok okumaya açık bir yapıda. Aronofsky’nin de aralarında olduğu yaratıcılar üzerine inşa edilmiş olarak görülebilir. Ama daha işleyen bir okuma Aronofsky’nin daha genel bir dünya yaratım sürecini İncil referansları üzerinden yeniden kurduğu. Filmin senaryosunun iddiası bir yana Aronofksy’nin kariyeri açısından ilginç olan filmin kaotik final bölümünde elini hiç korkak alıştırmadan yakaladığı sertlik ve cesaret. Diğer bir deyişle Amerikan sinemasının uzun süredir güvenli seçimlerle ve formüllerle ilerleyen filmlerine benzememesi. “anne!” söyledikleriyle ve yarattığı hislerle tartışma yaratmaya açık. Ama Aronofsky’nin güvenlik sınırlarını umursamadan aşması “anne!”yi yılın en ilginç filmlerinden biri yapıyor, orası kesin.

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    "Anne!” düz ve basit anlamıyla “dış dünya” yı evinden, erkeğinden uzak tutmaya çalışan bir kadının hikâyesi. Kadın, ailenin ve düzenin temsilcisi. Erkek ise düzenin sarsılmasını istiyor; çünkü yabancıların gelişi ona ilham veriyor. Filmin yabancı düşmanlığıyla ilgili olduğu düşünülebilir. Yabancılarda her türlü kötülük var. Cinsel arzuları kontrolsüz. Şiddete eğilimli, açgözlü ve küstahlar. Ayrıca masumiyete karşı ayartıcı ve günahkârlar. Tam da buralarda kutsal kitap göndermeleri devreye giriyor. Cennet, Adem ile Havva, şeytan, Habil ile Kabil vs... Dini mesel havasında sıkıcı bir ciddiyeti, biraz kibirli, üstten bakan bir tavrı var filmin. Aronofsky’nin inanç konularına girdiği “The Fountain” en azından samimiydi. “Anne!” ise “Nuh: Büyük Tufan” gibi bilgiç bir film. Üstelik ne mesaj verdiği de belli değil.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Senaryosu problemli olsa da Aronofsky'nin yönetmenliğinin birinci sınıf olduğu bir gerçek. Topu topu bir evde geçen filmde kamerasıyla, kurduğu atmosferle, oyuncu yönetimiyle iyi iş çıkarıyor. Filmin yıldızı Jennifer Lawrence'nin performansının, yıldızının parladığı ve ilk Oscar adaylığını aldığı Gerçeğin Parçaları/Winter's Bone filmindekine yakın oluğunu söylenebilir. Ama neticede problemli bir senaryodan iyi film çıkmıyor işte. Naçizane Anne, Aronofsky'nin yine bir hayal kırıklığı olan Kaynak/ The Fountain ile birlikte anılması muhtemel filmlerinden biri.

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    Arka Pencere

    Yazar: Eray Yıldız

    Filmin başından beri anlamsızca evin her yerine doluşan, lavaboları kıran, duvarları boyayan yabancılar, kadının işi 'devindirmeye' ket vuruyor ve kadın aynı gece 'anne'leşiyor. Doğa, şeytanın eve getirdiklerini uzaklaştırarak kendi görevini devralıyor. Sabah hamile olduğunu iddia etmesi itibarıyla değişen kadın, artık bir aday olarakl 'anne', filme hissedilir şekilde bir 'ikinci bölüm' girizgahı yapıyor. Bebek haberiyle beraber adam son sürat hayatlarını değiştirecek olan eseri yaratıyor. Eserini bitiren ve bir süreliğine kaybettiğimiz adamı sonraki sahnede kapı açık bir şekilde ormana bakarken buluyoruz. Ona yaşam veren, daha rahat yazabildiği doğadaki 'esin perisine'; 'anne'ye.

    Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere

    Tersninja

    Yazar: Tanju Baran

    Mother!, binlerce yıllık sanat tarihini yok sayan, insan aklına hakaret niteliğinde, her türlü imkana sahip birinin kendi kendini eğlendirmek için çektiği ve israf kelimesinin sinemadaki karşılığı olan bir film. Elle tutulur bir yanı, ekmek kırıntısı kadar değeri yok. Başta belirttiğim gibi bu “kendini zeki hisset” filmine yücelik atfeden, “Aronofsky’i anlamıyorsunuz” tavrı güden kimseler illa çıkacaktır ama sinemasal ilerleme için bu tarz garabetlere karşı çıkmak lazım. Sinema, Mother!’a geçit vermeyenlerin omuzlarında yükselecek!

    Eleştirinin tamamı için: Tersninja
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top