Hesabım
    Annabelle: Kötülüğün Doğuşu
    Ortalama puan
    2,4
    yayın
    • Milliyet
    • Habertürk
    • Hurriyet
    • Arka Pencere
    • T24

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    James Wan’ın eski usul korku hayranlarına hediyesi “The Conjuring” serisinin dördüncü filmi, “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu / Annabelle: Creation”, aynı zamanda “Annabelle”in devam filmi. İçinde kötücül bir ruh taşıyan bebek Annabelle’in “köken” hikayesini keşfettiğimiz “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu”, küçük kızlarını kaybeden bir çiftin bu trajediden 12 yıl sonra evlerini altı kimsesiz kıza ve rahibeye açması üzerinden ilerliyor. Kızlar, evdeki tuhaf olayların farkına varmaya başlıyor. David F. Sandberg’in yönettiği ve oyuncu kadrosunda Stephanie Sigman, Talitha Bateman, Anthony LaPaglia ve Miranda Otto’nun yer aldığı film, klasik korku türü hayranlarına hitap ediyor ve serinin yükseklerdeki çıtasını düşürmüyor.

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    İlk iki filmde olduğu gibi, kötü ruh güç kazanıp fiziksel tehditlerini artırdıkça gerilim seviyesi düşüyor ve film bir korku şovuna dönüşüyor. Yine de kendi adıma sonuna kadar sıkılmadan izlediğimi söylemeliyim. Bunda prodüksiyon kalitesi, görüntü ve sanat yönetimi kadar öykünün sırlarının finale kadar saklanmasının da büyük payı var. Açılış sahnesinden sonra Mullins’lere yetim kızların gözünden bakmamız ve evdeki tekinsizliğin kaynağını sürekli sorgulamamız, gerilimi ayakta tutuyor. Özellikle final sahnesinin “Annabelle”in açılı- şını hatırlayan seyircilere çok daha farklı bir keyif vereceği kesin...Çok parlak ve özgün yanları olmasa da “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu”nun, korku-gerilim sevenlerin ilgisini çekecek bir film oldu- ğunu düşünüyorum.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    ‘Annabelle: Kötülüğün Doğuşu’nda doğaüstü güç ortaya çıkana kadar sakin ve sinematografik açıdan çekici bir film izliyoruz. Ne zaman ki kapılar kendiliğinden açılıp kapanmaya, karakterlerin arkasından birtakım gölgeler geçmeye, başka odalardan gürültülü sesler gelmeye başlıyor; film germek adına bildiğimiz bütün klişeleri sahaya sürüyor. ‘Annabelle’ de çok iyi bir film değildi ama birkaç sahnesi korkutmayı ve zihnimizde iz bırakmayı başarıyordu. ‘Kötülüğün Doğuşu’nda gerilim sineması adına yeni bir ses, soluk, heyecan, ürperti yok.(Sadece bir önceki filme zarifçe bağlanıyorlar, bu noktanın hakkını vermek lazım.) Performanslara bakıldığında sevdiğimiz aktörlerden Anthony LaPaglia, oyuncakçı Samuel Mullins’te gayet iyiydi; keza minik oyuncular Talitha Bateman (‘Janice’ rolünde) ve Lulu Wilson (‘Linda’ rolünde) gelecek için umut vericiydiler.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Arka Pencere

    Yazar: Selin Gürel

    Gündüzlerin güvenli olduğu fikrinin nasıl büyük bir yanılsama olduğunu kanıtlayan Janice'in dönüşüm sahnesi, bu açıdan etkili bir ters köşe. Bu sahne dışında filmin, finalde "Annabelle"in hikayesiyle bağlanmaya ve eksik parçaları tamamlamaya zahmet etmesi beklenmedik, takdire şayan bir hamle. Ön bölümlerin kendilerinden sonra yaşanacaklara referans vermeleri ne kadar sık karşımıza çıkıyorsa, aradaki boşlukları tamamen kapayacak şekilde ana hikayeye eklemlenmeleri o kadar nadir rastlanan bir lütuf.

    Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    12 yıl sonra, aynı evdeyiz. Ev sahipleri yaptıkları her boyda bebeklerle hayatlarını kazanmaktadır. Ve ev bunlarla doludur. Bu kez yatağına çakılmış anne ve dalgın, üzüntülü bakışlarla dolaşan babayı, evlerine iyilik yapmak için çağırdıkları bir grup öksüz çocuk ve başlarındaki iki rahibeyle birlikte görürüz. Çocuklardan bir kız geçirdiği çocuk felci nedeniyle sakattır. Çok yakın bir arkadaşıyla da hiç ayrılmama yemini etmişlerdir. Sonra garip, giderek ürkünç olaylar başlar. Ya o bebeklerden biri ya da birkaçı kötü ruhlar barındırıyorsa? Ya birinin içine girmiş bir şeytan varsa?  Ve de talihsiz ana-baba, o bunalım günlerinde kötülükle bir tür anlaşma yaptılarsa?. Fazla bile yazdım. Meraklısıysanız, oturup izleyin. Ama artık yıllardır ısıtılıp ısıtılıp sunulan bu ‘içine şeytan kaçmış insan/çocuk’ hikâyelerinden bana gına geldi.

    Eleştirinin tamamı için: T24
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top