Hesabım
    Mark Felt: The Man Who Brought Down The White House
    Ortalama puan
    3,0
    3 Puanlama
    Mark Felt: The Man Who Brought Down The White House hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.880 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    26 Aralık 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Mark Felt ile John O'Connor'ın yazdıkları otobiyografik kitaptan (2006) uyarlayarak kaleme alan Peter Landesman'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Mark Felt: The Man Who Brought Down The White House”; biyografik bir siyasi gerilim olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, Alan J. Pakula'nın 4 Academy Ödüllü başyapıtı "All the President's Men"in (1976) gölgesi altında kalmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Beyaz Saray, Başkan'ın İçişlerinden Sorumlu Yardımcısı'nın Ofisi, 11 Nisan 1972 ("Seçim Gününden" 203 gün önce) -

    FBI ajanı ve Direktör Yardımcısı Mark Felt (Liam Neeson); zamanı geldiğinde Washington Post sızıntılarını durdurarak Watergate skandalını örtbas etmeye çalışacak olan, Başkan Richard Nixon'un Beyaz Saray danışmanı John Dean (Michael C. Hall) ile John Mitchell (Stephen Michael Ayers) ve John Ehrlichman'ın da (Wayne Pére) içerisinde bulundukları bu ofise alınır...

    Zira kendisinden; elli yıldır FBI'ı yönetmekte olan J. Edgar Hoover'dan istifasının, ne şekilde istenebileceği öğrenilmek istenecektir...

    Otuz yıldır FBI'da çalışmakta olan ve devlet görevlilerinin özel sırlarına ilişkin notları, büyük bir özenle dosyalamakla ilgilenen Felt'in bu husustaki yanıtı:

    "Bay Hoover'ın bunlardan, sadece duyması gerektiği kadarına vakıf olduğu tüm özel sırlarınız, bizimle güven altında"

    Biçiminde olur...

    ***

    Mark ve karısı Audrey'in (Diane Lane) akşamki, yiyip içip ardından da dans ederek ağırlayacakları konukları; FBI İstihbarat şefi Ed "Eddy" Miller (Tony Goldwyn) ile karısı Pat Miller'dır (Kate Walsh)...

    ***

    - FBI Karargahı, Seçim Gününden 178 gün önce-

    Otomobilini, kapalı otoparktaki kendisine tahsis edilmiş yere park eden Felt; çantası ile pardösüsünü asistanı Carol Tschudy'e (Wendi McLendon-Covey) teslim edip bina içindeki odasına geçtiğinde, Ed Miller elindeki Michael Louis Spiegel'in dosyasıyla çıkıp gelir...

    Aynı esnada, telaşla Felt'in odasına dalan FBI ajanı Charlie Bates (Josh Lucas); FBI Direktörü Hoover'ın evinde, şüphe taşır bir tarzda ölü bulunduğunu bildirir...

    ***

    Bunun üzerine...

    Derhal harekete geçen FBI, halefi konumundaki Felt'in talimatıyla; Hoover'a ait tüm gizli dosyaları, itinayla imha eder...

    O yüzden de, Başsavcı Yardımcısı L. Patrick "Pat" Gray (Marton Csokas) ile adamları; el koyarak Beyaz Saray'a teslim edebilecekleri, herhangi bir dosyaya ulaşamazlar...

    ***

    FBI çalışanları ve Beyaz Saray temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Hoover'ın cenaze töreninin ardından Felt ile onun FBI'daki en önemli rakibi olan Bill Sullivan (Tom Sizemore) arasında, küçük bir konuşma gerçekleşir...

    ***

    Derken...

    Başsavcı Richard "Dick" Kleindienst, telefonla Felt'i arayarak; Başkan Nixon'ın Pat Gray'i, FBI Direktör Vekili olarak atadığını bildirir...

    Yani FBI Direktörlüğü pozisyonu; herkesin beklentisinin aksine, Felt'in ellerinden kayıp gitmiştir...

    ***

    Yediği kazığın farkında olan Felt, akşam olup da evine gittiğinde; karısının "istifa etmen gerekiyor" demesine karşın, büroyu güven altına almadan kıpırdamayacağını belirtecektir...

    ***

    - Seçim Gününden 133 gün önce -

    Sabahın köründe, Felt'in başucundaki telefon acı acı çalmakta ve açtığında Charlie Bates kendisine, Watergate Hotel'deki kaynayan siyasi kazandan söz etmektedir...

    Ki bu olay da aslında, Felt'in kendisine atılan kazığın karşılığını; "Derin Gırtlak (Deep Throat)" olarak misliyle vereceği bir başlangıç olacaktır...

    Dakika 23...

    Amerikan siyasi tarihinin işlenen döneminde yaşananların sonuçlarını merak eden sinemasever dostlarımızı, filmin geride kalanında; heyecan dozunun giderek yükseleceği, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top