John Wick: Chapter 3 - Parabellum eleştirileri

Aksiyon sahnelerine ağzımı açamam ve dersem bir mükemmel derim. Lakin adamın bir türlü ölmemesi ve serinin başındaki insan olan john'dan neredeyse çıkılması ve gerçekdışı evrene yol alınması ve de yeni film için yol ayrılmasının finali söndürmesi derken can sıkıcı bir hal aldı.
Sırf aksiyon için izlenir.

Akıcı, sıkmadan kendini izletebilen aksiyon filmi arayanlar için bulunmaz nimet; John Wick serisi! Nihayet vaktim oldu da izleyebildim. Ucu açık bırakılan bir John Wick filmi daha, bu da bizlere dördüncü filmi işaret ediyor. İlk iki filmin üstüne misliyle koyan ve şahsımca tüm izleyenlere harika bir aksiyon filmi izleten bir yapım olmuş. Film bittiğindeki düşüncem, "Keşke biraz daha devam etseydi" oldu. Serinin en güzel filmi, efsane!

Filmden biraz önce çıktım ve başlaması bitmesi arasında geçen zaman içerisinde hiç durmayan bir aksiyon ile koca bir iki saat bitti. Ama herkes gibi beğendiğim gibi çok da tatmin edici olduğunu düşünmüyorum. Birini ve ikinci filmin biraz gerisinde kalmış gibi geldi bazı noktalarda. Artıları aksiyonun hiç bir dakika azalmadan artması ve dikkatle izlemek zorunda bırakması. Silahlı çatışma sevenler için tam bir tatmin sunuyor. Ama nedense dövüş sahnelerinde bir kaç sahne dışında çok akılda kalıcı bir şey hissetmedim. Genellikle Aikido yapar gibi düşmanları çevirip yere çalma dışında pek bir hareket yoktu. Ayrıca düşmanların bir çoğu filmde ölmek için beceriksizce John Wick ve arkadaşlarının karşısına çıkıyor gibiydi. Oyunlardaki yapay zekası eksik düşman benzeri kopyalar vardı düşmanlar yerinde sanki. Ayrıca aksiyona fazla abanıp konuyu biraz es geçmişler. Mantık hatalarını zaten saymıyorum. Ve o efsane son sahne. John'un üzerinden neredeyse bir ordu adam geçmiş ayrıca da bir ordu adamı öldürmüş olan Jhon abimizin o son sahnede hala hayatta kalabilmiş olmasını yazan yazarlara tesekkurler o son sahnede bir çizgi film izliyormuş gibi hissettirdikleri icin. Ama son tahlilde sıkmayan aksiyon dozu aşırı güzel bir film. Tabi saydıklarımı göz ardı etmeniz gerek. Benim puanım 5/3..

İki kelimeyle: Keanu Reeves : D
Ben normalde böyle filmler izlemem, adeta ölümü yücelten bir yönüyle sapkın filmler bunlar ama...
Keanu Reeves Matrix'ten yıllar sonra bir kez daha beni fan durumuna getirdi, şimdiden dördüncüyü bekliyorum ve Winston sana şunu söylüyorum: Baba Yaga!

spoiler:
İyi bir John Wick filmi izledim. Beklediğimden daha iyisi. Filmin dövüş sahneleri aksiyon resmen en yüksek seviyede Keanu R. yine oyunculuğunu konuşturmuş. Herkesin ölmeden önce izlemesi gereken filmler arasında olmalı. Herkese iyi seyirler dilerim...

BÜTÇE VE AKSİYON OLARAK LEVEL ATLAMASINA RAĞMEN SERİNİN EN ZAYIF HALKASI OLARAK GÖRÜYORUM...BELLİ BİRM HAYRAN KİTLESİ YAKALAMIŞSIN BİR TARZ OLUŞTURMUŞSUN BEKLENTİYİ ARTTIR MİŞSİN VE FİLME GİTMEK İÇİN DAHA İSTEKLİ BİR KİTLE VAR...YÖNETMENİN DİKKATLİ OLMAN GEREKİR...ÇÜNKÜ ÜÇÜNCÜ FİLMİ ÇEKİYORSUN BELLİ BİR USTALIĞA ERİŞMEN LAZIM...ÇOK ÖVÜP TEMBEL LEŞTİR MEMEK LAZIM HATALARINI SÖYLEYİP DÖRDÜNCÜ YAPIMDA DAHA ADAMAKILLI KARŞIMIZA ÇIKMALI...HAYRANLAR EN İYİYİ İSTER

ilk iki bölümdeki konu senaryo maalesef bu bölümde yok
Sadece aksiyon sahneleri var
Şu da var ikinci bölümün sonunda John yüksek şuuradan kaçıyordu belkide bu bölümün böyle sadece aksiyona dayalı çekilmesi normalde olabilir fakat bence ne olursa olsun sadece aksiyona abanmak pek tad vermedi

Muhteşem bir film. hiç durmuyor ve sürekli aksiyon var. konu yok, devamı var. en sevdiğim. eğer önceki bölümleri seyrettiyseniz bunu da seyredebilirsiniz.

bol kavga bol silah aynen. Oyunculuklar seslendirme kavgalar tüm seri gibi gerçekçi hemde çok. Sürükleyici. Ama bir noktadan sonra konunun istediğin gibi şekil verildiği filmlerden olmuş.

İlk 2 filmi sevdiyseniz bu filmden de zevk aiırsınız. Halle Berry'nin aksiyon sahnelerindeki performansı etkileyici. Filmin açılış sahnesinde kitapevinde yasanan dövüş kareografisi bence final dövüş sahnelerinden daha iyi idi. Finalinden anlıyoruzki devam filmi olacak ve winston ile john wick'in aslında beraber davrandığı ve finaldeki winstonın davranışının tekrar gruba girmek için bir numara olduğunu herhalde bir sonraki final filminde izleyeceğiz.

seri filmleri iyi olan nadir yapımlardan seri ne kadar güzel olsa da mantık hatalarını gözden kaçırmak zor gibi ahır sahnesindeki solda atı kontrol eden adamın olanları duymaması yada metrodaki çatışmada kimsenin kılını kımıldatmaması değil ama o da bahsedilmeyecek gibi değil mahallede bırak çatışmayı biri bir başkasına sesini yükseltince bile herkes toplanıyor etrafına acaba ilk kim başlatacak diye oturup izliyor lan gta oyunlarında bile çeteler çatışınca insanlar çığlık atıyor bu bir kenara bunu görmezden gelirim de o koca amerika nın hiç mi polisi yok tek bir kurşun işlemez başrol olan kişiye ama ağır zırhlı giysem içinde astım krizi geçireceğim korumadaki adamlar kevgir oluyor bunlarda bir yana filmin en sinir olduğum ve üç filmdir acaba bu filmde şarjör değişir mi diye merak ettim evet değişiyor ama yüz altı mermi harcadıktan sonra değişiyor tabi bunlar alıştığım klasik başrol ölmez klişeleri ve millet sanki mermi sayıyor gelişine sık gibi şeylere alıştığım için bu film diğerleine fark atmış hatta daha iyi olmuş sürekli üstüne ekleyerek gidiyor got gibi buda patlaya bilir demiştim bu filmde patlamadı ama dördüncü filminin geleceğini ile ilgile göz kırptı bu filminde üstüne çıkarlarsa başrol kafadan vurulup yürümeye devam ederse bunu bile görmezden gelirim ilk filmde bir köpek ve araba için rus mafyasını karşısına alan adam faslı kadının köpeği ölünce sakin ol diyor ne vicdansız aynısı ona yapılınca öldürmediği adam kalmamıştı özetle ilk filmi çok güzeldi ikinci çıksa keşke dedirtti ikinci filmde üç çıksın olan biteni anlatsın bu seri böyle bitemez dedirtti bu filmde abartmayın tadında bırakın bunun üstüne çıkamazsınız çıtayı çok yükseltiniz dediriyor film çok iyi dördüncü filmde final yapmalı çünkü bu testere filmi değil sonuçta sekiz seri olsun

Aksiyon sahneleri ve görüntü olarak gerçekten muazzam. Öyle bi aksiyon sahneleri var ki insan "oha" demek istiyor fakat aksiyon sahneleri dışında o kadar iyi değil. Yani filmde sadece sıka sıka ilerlemeden ibaret. Filmde hep ölüm var. Sanki film bilgisayar oyunu gibi geliyor. Ondan bana çok özel hissettirmedi. Yine de kafa dağıtmak için izlenilebilir.

İlk filmden beri kendini geliştirerek devam ettiren bir seri ama bence keşke 3'ünci filmde bitseydi ama 4'üncü filme göz kırpan bir sonla karşılaştık. Bu filmde de kamerayı kur oyna tarzında uzun uzun aksiyon sahneleri var ama filmin yarsından sonra bu biraz daha azalıyor. Ancak hikaye sürdüğü için pek yadırgamıyorsunuz ama senaryo çokda doyurcu değil bence. Bazı yerleri havada kalıyor. Mesela Sophia'ya John'a yardım ettikten sonra ne oldu? Sophia'nın ölen köpeğinin yerine hemen yenisi nasıl geldi kaç tane köpeği var? Asyalı abiler neden John Wick'e bu kadar saygı gösteriyorlar? (Sanki geçmişte bir şeyler yaşamış gibiler.) bunun gibi şeyleri daha fazla tanıtmasını istedim açıkcası hep bir yabancı geldiler bana. Ama tabi asıl konu aksiyon ve bunun hakkını veriyor. İzlerken keyifli bir seyir olucaktır. Keyifli Seyirler Dilerim. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler.

Zorlama bir 3.film olmuş.aynı tadı alacağım düşüncesiyle gidilip yaşadığım bır hayal kırıklığı olarak kaldı bende.80 li yılların ucuz Çin Kungfu filmleri gibi baştan sona dövüş başka da bir şey yok.alkışlayacagım bir şey arıyorsamda iki köpeğin performansı olabilir. Servetinin büyük bır kısmını film emekcılerıne harcayan Keanudan bılet paramı ıstemeyı cıddı cıddı düşünüyorum.film puanım.....4/ 10

Senaryosu, serinin yaratıcısı da olan Derek Kolstad ile birlikte Shay Hatten, Chris Collins ve Marc Abrams tarafından yazılan “John Wick: Chapter 3 – Parabellum”, yönetmen koltuğunda, ilk iki filmdeki gibi Chad Stahelski’nin oturduğu bir drama…

17 Mayıs 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.4 /10 (267.017 oy) ve 4.3/5 (38.758 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.5/10 (344 yorum) ve 73/100 (50 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir seyirlik olduğunu söylüyor gibi…

Ama biz yine de mevzuya “John Wick: Chapter 2” (2017) nin tam da kaldığı yerden devam eden bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Ancak bu kez, gerçek ismi Jardani Jovonovich olan Belarus doğumlu John Wick’i (nam – ı diğer “Baba Yaga” veya “Bogeyman”) harekete geçirerek 131 dakikalık adrenalini yüksek bir koşturmaca içine sokan şey bu kez ne çalınan arabası ne öldürülen köpeği ne de yakılan evi…

Bizzat kendi kellesi için konulan 14 milyon dolarlık bir ödül…

Bunun içinde, 75 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 326.7 milyon dolar gibi fazlasıyla tatmin edici bir hasılat rakamına ulaşılmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, serinin ilk iki filminde olduğu gibi “neo – noir” ın bütün karakteristik özelliklerinin, “üst seviye aksiyon” ile harmanlanarak sunulduğu bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Zira öncelikle “neo – noir” adına:

• Kadın (Asia Kate Dillon’ın canlandırdığı "The Adjudicator / Yargıç"), karanlık, suç ve yozlaşmanın her türlüsü ile cinsellik, kin, nefret, şüphe, ihanet ve Amerikan “noir” ının kült filmlerinden “Casablanca” (1942) ya saygı duruşu olarak Kazablanka’da tüttürülen puro – sigara, sokaklardaki rengârenk neon ışıkları ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, bu filmde de eksik değil…

“Üst seviye aksiyon” tanımı için de:

• Provalarında, Halle Berry’nin üç kaburga kemiğini kırdığı dövüş sahnelerinin pek çoğunda eski bir dublör olan yönetmen Chad Stahelski’in (yine dublör olarak) sahne aldığını söylememizin yeterli olacağını düşünüyoruz…

Oldu olacak filme adını veren şu “Parabellum” a da bir açıklık getirelim:

• Ki o da Latince bir askeri deyim olan “Si vis pacem, para bellum” dan türemekte olup, “Barış istiyorsan, savaşa hazırlan” anlamına gelmektedir…

Elbette, çoğu sahnesi daha sonra Method Studios, Image Engine ve Soho VFX firmalarının teknisyenlerinin marifetli elleriyle biçimlendirilen filmin görsel efektlerinin de hakkını yememek lazım…

Özellikle de Keanu Reeves’in finaldeki düşme sahnesinde sergiledikleri olağanüstü becerileri nedeniyle…

O yüzden de bu sahnenin “ham” halini görmemiş olanlara, ne yapıp edip onu bulun ve sinemanın (daha doğru bir deyimle “hayal satma işinin”) günümüzde ne hale geldiğini anlayabilmek adına bir an önce izleyin diyoruz…

Üç filmlik (toplam 584,2 milyon dolar) hasılat başarısının sonucunda serinin, “John Wick: Chapter 4” (2021) ve “Ballerina” (Tarihi Daha Sonra Duyurulacak) isimli devam filmleri de yolda olduğuna göre bize de yorumu burada noktalamak düşüyor…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden”, farklı bir bakış açısı ile yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; serinin ilk filmindeki sözlerimizi tekrarlamış olmak pahasına her filmi ayrı bir olay olan yönetmenleri takibe almış olan sinemasever dostlara, “Chad Stahelski’yi de sımsıkı tutun ve bırakmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 3,5 verdiğimiz türünün en iyi örneklerinden biri olan bu film için önerimiz de olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…