Senaryosunu da...
Nezihe Araz ile birlikte kaleme alan...
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Halit Refiğ'in yönetmen koltuğunda oturmak da olduğu "Hanım"; sıra dışı nitelikteki bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
Yıldız Kenter'in, Bastia Mediterranean Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü de kazandığı bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Bir kuş kafesine yerleştirdiği kedisi Hanım'ı, sokaklarda gezdirmesi sebebiyle...
Kahvehane de pinekleyen...
Akşamcı Poyraz (Orhan Çağman) haricindeki...
Mahalleli erkeklerin, alay konusu haline de gelen Olcay (Yıldız Kenter)...
***
Dönüşte de...
Evin küçük kızı İnci'yi (Müge Ergun) görmek bahanesiyle...
Yardımcı kadın Fatma'nın orta şekerli kahvesini de içeceği...
Komşusu Müzeyyen'i (Mübeccel Vardar) ziyaret eder...
***
Zira...
Olcay, kedisi Hanım'ı İnci'ye hediye etmek istemek de...
Fakat...
Apartman dairesinde, kedi beslemenin zorluklarından bahseden annesi Müzeyyen ise...
Olcay'ın bu önerisini...
Anında geri çevirmek de...
***
Bunun üzerine...
Arkasından kendisine, deli muamelesi de yapan Lütfiye ile kızı Nesrin'e...
Ardından da...
Hanım'a, yerleştirebileceği iyi bir kapı aradığını söyleyeceği kasap Halil'e (Mert Egemen)...
Şöyle bir uğrar...
***
Ki...
Kasap Halil'e göre...
Sokakları kediler ile dolu olan İstanbul'da...
Olcay'ın, Hanım'ı emanet edebileceği bir ev bulması...
Neredeyse imkansıza yakındır...
***
Derken...
Yolda rastladığı emektar Necip kaptana da (Eşref Kolçak)...
Ayrıntısına girmeden, Hanım konusundan söz eden Olcay...
Kocası, şehit Yüzbaşı Kemal'in (Faruk Dilaver) ölümü sonrasında bir başına yaşadığı evinin yolunu tutar...
***
Vardığında da izleyici...
Türk Kanser Derneği doktorlarından Suavi'nin (Ekrem Dümer) yazdığı biyopsi sonuçlu rapor...
Ve ikisinin, aralarında geçen konuşmadan...
Olcay'ın, ölümcül olduğunu düşündüğü...
Bağırsaklara da sıçramış vaziyetteki, bir rahim kanseri hastalığına yakalandığını...
***
İşte sırf bu nedenle de...
Yıllardır bakıp koruduğu Hanım'a...
Güvenerek bırakabileceği, yeni bir yuva aradığını öğrenir...
***
Hatta bu...
Hanım'ı bir başkasına henüz sahiplendirememiş olması yüzünden Olcay...
Dr. Suavi'nin, yatarak tedavi teklifini de...
Tereddüt göstermeksizin geri çevirirken...
***
Zaten hastalığından...
Kızı Ülkü (Fatoş Sezer) ile damadı Agah'a da (Ferdi Atuner) söz etmez...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalarız...
Dakika 26...
***
Emekli maaşı ve verdiği piyano dersleriyle hayatını idame ettiren Olcay ile kedisi Hanım'ın karşı karşıya kalacakları finalin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; güzeller güzeli İstanbul'un, rant uğruna tahrip edilmeden önceki hallerini de görecekleri...
80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,