The Rider eleştirileri

“The Rider”, senaryosunu da yazan Chloé Zhao’nun yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

Prömiyeri, 20 Mayıs 2017’de Cannes Film Festivalindeki Directors' Fortnight isimli bağımsız bölümde yapılan ve 13 Nisan 2018 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.5/10 (16.376 oy) ve 4.1/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.5/10 (184 yorum) ve 92/100 (42 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da son derece iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

Yine de isterseniz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…

Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce 24 festival ödüllü filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, büyük bir kısmı Amerikalı olan profesyonel sinema eleştirmeninin abartılı yorumunun neden olduğu bir zincirleme reaksiyon neticesinde fazlaca şişirilmiş bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Nasıl mı?

Örneğin Metacritic’deki yorum ve puanları ele alıp şöyle kabaca bir tasnif edecek olursak, yapılmış olan 42 yorumun 13 tanesinde filme 100 üzerinden 100 verilirken, 9 tanesinin 90 – 95 aralığında, 16 tanesinin 89 – 80 aralığında, 3 tanesinin 75 ve artık nasıl olduysa 1 tanesinin de 63 olduğunu görürüz…

Yani son 4 puanı dikkate almazsak geri kalan 38 puanın tamamı çok yüksek…

Aynı şekilde, bu 38 yorumun yine tamamına yakınında filme ilişkin benzer güzellemeler mevcut…

Elbette öyle değil ama hani neredeyse alınmış ortak bir karar uyarınca, bu filme olumsuz eleştiri yapıp düşük puan vermek yasaklanmış gibi…

Tamam, eğer at olsalardı aynı durumdaki atlara yapıldığı gibi kafalarına birer kurşun sıkılarak öldürülecek olan Brady Blackburn ile Lane Scott’ın kimi sahnelerde dokunaklı bir hal de alan hikâyeleri etkileyici…

Büyük çoğunluğu amatörlerden oluşan oyuncuların performansı da iyi…

Üstelik Joshua James Richards’ın kamerasıyla tespit ettiği, Nuri Bilge Ceylan filmlerindeki manzaraları anımsatan görüntülerde harika…

Fakat bütün bunlar nasıl toplanırsa toplansın ortaya 100 üzerinden 95 puanlık bir film çıkmıyor… En azından biz çıkartamadık…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; puanlarına bakarak film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Demek ki, bazen yorum ve puanlar, aynen bu filmde olduğu gibi izleyiciyi yanlış da yönlendirebiliyor muş diye seslenerek kullanmış olalım…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,