En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
hazaraki
Takipçi
36 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
4 Temmuz 2002 tarihinde eklendi
ÇARPICI VE MÜKEMMEL KURGU, DEĞİŞİK HİKAYE, FİLM ÇIKIŞI SİZİ EN AZ 2 GÜN ÜSTÜNDE DÜŞÜNMEYE ZORLAYAN KONUSU İLE ÇOK İYİ BİR FİLM.
GERİYE GİDEN HİKAYE İLE FİLMİN SONUNA GELDİĞİNİZDE BİLE HİKAYENİN TAM BAŞINA GİTMEMİŞ OLUYORSUNUZ! BUNU FİLM BOYUNCA SİZE VERDİĞİ İPUÇLARINDAN OLAYIN EN BAŞINA KENDİNİZ GİTMENİZ GEREKİYOR. SİYAH-BEYAZ KISMININ İLERİ, RENKLİ KISMIN GERİYE GİTMESİDE OLDUKÇA İYİ BİR KURGUSAL MANTIK. HERŞEYİYŞE DÖRT DÖTLÜK BİR FİLM. KESİNLİKLE İZLENMELİ!!!!
kimisine göre alışılmışın dışında bir film olan memento sevgili nolanın ortaya çıkardığı başarılı yapımlardan tabi bunların dahilinde prestijinde b@mbaşka bir yeri var...memento dikkat sorunu olan izleyicilere tavsiye ediceğim bir film değildir çünkü sahneler arası geçişler ve nolan kendine has yönetmenlik tekniği çevreden aldığım duyumlara göre kimi izleyiciyi oldukça zorl@mış.yani noluyor burda gibi boşluklara düşen izleyiciler oldu...ancak mementonun izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü bunu bir yönetmen olarak nolan fazlasıyla hak ediyor...
film öncelikle yeni olmasına rağmen şimdiden 'kült' bir film mertebesine yükselmeyi hakketmiş bir yapım. ve bu her filme nasip olmayan bir başarı.ilk açılış sahnesinde garip bir hava seziyor insan. 'guy pearce' elinde bir resmi sallayarak sinyal veriyor sanki izleyiciye. ' kemerlerinizi takın, tatoo önünde ani firen hafıza kaybı yaratır beyinlerde' uyarısı niteliğinde bir açılış sahnesi, şaşırtıyor izleyiciği kanlı bir bedenle yığılıp yerde yatan adam fotoğrafı.ve fotoğraf sallandıkça hafıza yitimi gibi siliniyor yavaşça gözlerden, tıpkı kayboluyor ışıkta gölgeler gibi, derken sarmaya başlıyor film sondan başa.kurgu görülmemiş bir şaşırtıcılıkta insanın başını döndürüyor her defasında. arada bir soluklanmasına izin veriyor siyah-beyaz geçişler izleyicinin. aslında filmin pusulası niteliğinde bu geçişler. ipuçlarıyla dolu, kahramanımızın zihninde yarattığı, aslında bizzat kendisini anlattığı bir yanılgı histerisi yaşatıyor izleyiciye. çünkü o geçişlerde anlattığı hafıza kaybına uğramış adam bizzat kendisi. ve iğnelerle ölen kadın kendi karısı. karışık ve bir o kadar da zeka pırıltıları saçan bir film. izleyici bir girdaba düşüyor filmin karşısında, etkisi çok geç siliniyor hafızalardan. İnsanoğlunun savunmasızlığını ve çaresizliğini başarılı bir şekilde sunuyor, kalıplaşmış kurguyu yıkarak. Yeni bir soluk katıyor sinemaya .
hafıza kaybı üzerine yapılan en başarılı ikinci film. ilki mickey rourke'lu şeytan çıkmazı. ama bu film flash-back lerle fantastik konusunu çok iyi desteklemiş. guy pearce oldukça etkileyici
Sanırım izlediğim en kaliteki kurguya sahip film.Yaklaşık 2 saat süren filmde 1 dakika bile dikkatinizi dağıtamıyorsunuz.O kadar içerisine hapsediyorki sizi kurtulamıyorsunuz.Bittiğinden ikinci kez izlemeye gerek duyarsanız şaşırmayın.
Filmin cok guzel oldugunu biliyorum ilk 20 dakkasini izledim acayip sıkıldım biliyorum dayansaydim sonunda mutlu olacaktim ama ancak 20. dakkasına kadar dayanabildim cok sıkıcı geldi...
SİNEMA TARİHİNE ALTIN HARFLERLE ADINI YAZDIRMIŞ BİR KİLOMETRE TAŞI
Memento filmini, Jonathan Nolan yazıp Christopher Nolan yönetmiş. Nolan kardeşler ile chris'in karısı uzun yıllardır beraber projeler geliştiriyorlar. İlk çalışmaları bir kısa film olan doodlebug. Chris'in Kubrick gibi detay takıntısı olması ve gençliğinden itibaren filmlere ilgi duyması tesadüf değil. Henüz yedi yaşındayken tarantella isimli kısa filmi çeker. Yedi yaş nedir yahu. Sonrasında bu işin peşini bırakmaz ve geldiği nokta ortada. Ufak kardeşi ise neredeyse ondan daha zalım. Sürekli hikayeler yazıyor ve ufku çok geniş. Memento'nun orijinali ise "memento mori" isimli kısa hikaye. "Memento Mori" latince bir deyim ve "fani olduğunu hatırla" anlamında neyse. Başrollerde ise Guy Pearce, Carrie–Anne Moss ve Joe Pantoliano yer alıyor. Favorilerimden olan bu film arkadaşlarınızdan duyduğunuz üzere tersine işliyor ama bu kadar basit değil tabii ki de. Filmde bi siyah beyaz sahneleri bi de renkli sahneleri görüyoruz. Sırayla beliriyorlar. 22 tane siyah beyaz sahneye 22 tane renkli görüntü eşlik ediyor. Bu 44 tane sahne aslında bir olay örgüsünün kronolojik olarak bölünmüş halleridir.
Bu arada filme geçmeden önce yönetmene ve kardeşine de değinmek lazım. Bence gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerden biri Christopher Nolan'dır. Bunu memento'yu çektiğinde söylemek pek doğru değil ama 2011 yılı itibariyle söyleyebilirim. O kadar da değil diyenle de tartışmaya hazırım. Prestige, Following, İnception, Memento ve son dönem Batman serileri. Bunlar kolay filmler değil. Senarist olan kardeşin nerelerden ilham aldığı ayrı bir tartışma konusu neyse filme dönelim;
Güzel bir hayatın nasıl mahvolduğunu ve mahveden kişinin peşinden giderken neleri feda edebileceğimizi göz önüne seren Akıl Defteri filmi, 2000 yılında yapılmış senaryosu ile beyinleri zorlayan bir filmdir. Leonard Shelby adındaki ana karakterimiz tuhaf ve nadir bir hastalığa yakalanmıştır. Yaşadığı son 15 dakikayı hatırlayamayan bu yüzdende herşeyi unutan Leonard sürekli kendine notlar yazmaktadır. Karısının tecavüze uğradığını ve öldürüldüğünü hatırlayan bunun dışında geçmişindeki bazı anıları hatırlayabilien Leonard, katili yakalamak için ucuz otel odalarında kalıyor dedektif gibi araştırmalar yapıyordur. Önemli notları vücuduna dövme olarak yapıyor onlara bakması için kendisine notlar bırakıyordur. Bıraktığı notlar ileride kafasını karıştırmaya başlasa da gerçeği gördüğünde büyük bir şaşkınlığa uğrayacaksınız.
Eski tarz filmlerden çok fazla zevk almasam da bu tarz senaryosu sağlam ve kafa karıştıran şeyleri çok seviyorum. Akıl Defteri filmi izlediğim en karışık filmlerden bir tanesiydi diyebilirim. Kendisine bıraktığı notları zamanla kendince yorumlayan Leonard pek çok hataya düşmeye başlıyor ve insanlar tarafından kullanılmaya çalışılıyor. Bu yüzden bazı önlemler alması gerekiyor. Bu kısımı spoiler sanabilirsiniz fakat değil. Filmi izlediğiniz o kadar büyük olaylar dönüyorki bu ufak bilgi çok ufacık bir detaydan ibaret sadece. Sonu sürprizli biten filmlerden hoşlanan arkadaşlarımızın tereddüt dahi etmeden izlemesini tavsiye ediyorum. Film kategorisi ne kadar gerilim olarak görünse de filmde gerilmekten ziyade büyük bir aksiyonun içerisinde kalıyorsunuz. Cevaplanmamış binlerce soru ve hedefe ulaşabileceğimiz konusunda pek çok buğulu ip uçları var. Fakat kahramanımızın hafıza sorunu bunları karma karışık bir hale getirip bizi senaryonun içerisindeki bir labirente çekiyor. Doğru yolu bulabilir miyiz derken aslında aradığımız yol acaba doğru yol muydu ? gibi karışık sorulara dönüşmesini sağlıyor. Sağlam senaryo, sağlam oyunculuk sonucu film on numara beş yıldız bir hale dönüşmüş. Gerilim, karmaşa, bilmece ve bulmaca sevenlerin bayılacağı benimde şiddetle tavsiye ettiğimi güzel bir film. İyi Seyirler Dilerim
bu filmi bu güne kadar izlemediim için kendime o kadar kızdım ki.. anlatılamayacak kadar güzeldi hatta harikaydı.. senaryo o kadar başarılı bir şekilde düzenlenmiş ki, filmden gözünüzü kaçırmanıza izin vermiyor.. etkisinden kolay kolay çıkılacak türden değil.. eğer hala izlemediyseniz çok şey kaçırmış olursunuz.. ( tabi herkes beğenir mi bilmem) %8 kötü ve %8 zzz diyenlerin beğenmeme sebeplerini okudum da :) onlara yorum yapmak bana düşmez tabi ki.. ama bu tarz filmin baştan sona doğru gitmesini beklemek olmaz zaten.. o zaman bi anlamı kalmaz di mi??
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.