Hesabım
    Acil Durumda Jane'i Ara
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Acil Durumda Jane'i Ara hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.882 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Aralık 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu Hayley Schore ve Roshan Sethi'nin yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Phyllis Nagy'nin oturmakta olduğu “Call Jane”; "Kadınların Kurtuluşunun Kürtaj Danışmanlık Hizmeti" olarak da bilinen yer altı örgütü Jane Kollektifinin 1969 - 1973 yılları arasında, kürtaj mafyasına alternatif oluşturarak Chicago'da gerçekleştirdiği kürtaj operasyonlarına, kurgusal karakterler üzerinden dikkatlerin çekildiği önemli bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, dünya prömiyeri 21 Ocak 2022 tarihinde Sundance Film Festivali'nde yapılmış olan; yılların eskitemediği sinema emekçilerinden BAFTA Ödüllü Sigourney Weaver'ın, Virginia karakterine hayat vererek renk kattığı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Ağustos 1968 -

    Seslerini Amerika'nın geneline duyurmak amacıyla, gençlerin kurduğu "(Youth International Party) Uluslararası Gençlik Partisi'ne" mensup (halk tarafından tanımlandığı şekliyle) "Yippie" üyelerinin; Chicago'da neden olduğu gerilimli siyasi atmosferin arka planı oluşturduğu bir ortamda, ergenlik çağına henüz yeni adım atmış olan kızları Charlotte (Grace Edwards) ile birlikte yaşayan Joy (Elizabeth Banks) ve Will Griffin (Chris Messina) çiftiyle tanışıyoruz...

    Ki, başarılı bir ceza hukuku avukatı olan Will ile dava dosyalarında kendisine yardım eden ev hanımı karısı Joy; kızları Charlotte'u kocası ölmüş dul komşuları Lana (Kate Mara) ve onun kızı Erin'a (Bianca D'Ambrosio) emanet ederek gittikleri, Will'in çalışmakta olduğu hukuk şirketinin bir otelde verdiği yemek davetinde rastlamışlardır, kendi yaşlarındaki polislerce tartaklanarak coplarla dövülen Yippie gençliğine...

    ***

    Ertesi sabah...

    Evinin verandasında otururken bardağındaki (Gin / Cin) içkisini de yudumlayan Lana, hayat da olmayan kocası Roy'un annesi de olan kayınvalidesinin Noel hediyesi, Sue Kaufman'ın "Diary of a Mad Housewife" (1967) isimli romanını okurken; Joy'da, kocasının dosyalarından biriyle ilgilenmektedir...

    ***

    Aynı günün akşamında...

    Evin eksilmez parçalarından Lana'nın kızı Erin'ın da kendilerine eşlik ettiği masada; Joy, Will ve Charlotte, dualar ederek başladıkları akşam yemeklerini yemektedirler...

    ***

    Filmin, şu ana kadar geçmiş olan 12 dakikalık süresi içerisinde gözlerden kaçmayan en önemli husus; üç aylık hamile olduğu bilinen Joy'un sürekli olarak kendini yorgun ve bitkin hissederek sendelemesidir...

    Hatta bir sonraki gün, mutfakta akşam yemeğini hazırlarken; plak çalara taktığı Amerikalı rock grubu The Velvet Underground'un ünlü "White Light/White Heat" (1968) uzun çalarından Lou Reed'in seslendirdiği "Sister Ray" eşliğinde Charlotte ile dans ederken Joy, bir anda kendini kaybedip düşerek bayılacaktır...

    ***

    Komşusu ve yakın arkadaşı Lana'nın desteğiyle derhal hastaneye kaldırılan Joy'a, Dr. Falk'ın (Geoffrey Cantor) koyduğu teşhis; kalp yetmezliğidir ve yegane tedavisi de mevcut hamileliğinin sonlandırılmasının gerekliliğidir...

    Böylelikle Joy'un sorunu, zaman içinde kendi kendine çözülebilecektir...

    Bunun için de çare olarak, son on yıl içerisinde sadece bir tek onaya imza atmış olan Hastane Kurulu'na başvurularak kürtaj izni istenecektir...

    ***

    Ancak üyelerinin tamamı, yaşlı erkeklerden teşekkül ettirilmiş olan Kurul; Joy'un karnındaki bebeğin sağlıklı olmasını gerekçe göstermek ve annenin durumunu hiçbir şekilde dikkate almaksızın, Joy'un gözlerinin içine baka baka kürtaj talebini anında geri çevirir...

    Dr. Falk'a göre şimdi ellerinde kala kala; Joe'nun Dr. Aaronson (Beau Baxter) ve Dr. Campbell (Joel Brady) gibi iki psikiyatristi, intihara meyilli bir deli olduğuna ikna ederek rapor alınması yöntemi kalmıştır...

    Ki, bunlardan Dr. Campbell'ın asistanı (Kim Blanck); kendisinin de başarıyla uyguladığını söylediği, merdivenlerden düşme seçeneğini de önerecektir Joe'ya...

    ***

    Neyse...

    Kocasının imzasını taklit ederek hazırladığı 1.000 dolarlık bir çek ile bankaya giden Joe'ya veznedeki memur, müdürüne sormak suretiyle gerekli ödemeyi yapacaktır...

    Parayı umduğundan daha kolay bir biçimde tahsil eden Joe, bir taksiye atladığı gibi yasa dışı kürtajın yapıldığı kenar mahallelerdeki köhne bir mekana gidecek; ama içerideki genel manzara karşısında tedirginlik duyarak, çok da beklemeden gerisin geriye ayrılıverecektir oradan...

    Wicker Park'daki sokağa inerek otobüs durağına doğru yöneldiğinde...

    Aniden bastıran yağmura yakalanarak koşuşturmaya başlayan Joe, tam da çaresizlik duygusuna kapılmaktayken karşısına; bir posta kutusunun üzerine yapıştırılmış, "Hamile misiniz? Endişeli misiniz? Yardım alın! Jane'i arayın" yazılı bir el ilanı çıkar...

    ***

    Çok geçmez...

    El ilanındaki telefon numarasını arayan Joe; otomobiline aldıktan sonra, adreslerinin mahremiyetini korumak gayesiyle kendisine gözlerini bağlatan, Jane Kolektifinin ekip üyelerinden Gwen (Wunmi Mosaku) ile buluşur...

    Hamileliğini devam ettirmek istemeyen kadınlara yardımcı olan Jane hareketinin kürtaj operasyon merkezine varıldığında; nakit 600 doları Gwen'e elden teslim eden Joe, paragöz jinekolog Dean (Cory Michael Smith) ile buluşturulur...

    Dakika 36...

    Kadınların bedenlerine ilişkin olarak yalnızca yıllar öncesinde değil de ne yazık ki günümüzde de, kendilerinin karar verme hakkına sahip olduklarını düşünerek herkese parmak sallayan, özellikle de erkek politikacı ve bürokratlara yönelik "eleştiri", "uyarı" ve "hatırlatmaların" da yapılmaya çalışıldığı filmin devamında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ilgiyle izleyeceklerini umduğumuz ve muhakkak izlemelerini de önerdiğimiz, 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top