Kazablanka
Ortalama puan
4,3
427 Puanlama

69 Kullanıcı yorumları

5
23 Eleştiri
4
35 Eleştiri
3
3 Eleştiri
2
3 Eleştiri
1
3 Eleştiri
0
2 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
l-i-l-a-H
l-i-l-a-H

Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
14 Ekim 2010 tarihinde eklendi
Pamela Anderson lı, 96 yapımı, bir de serbest çizgi roman uyarlaması bile var. Rick Blaine ise Pam :)
rudeonerudeone
rudeonerudeone

Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
9 Haziran 2010 tarihinde eklendi
sinema tarihi klasiklerinden.böyle eserler için diyecek şey bulmak da güç oluyor çoğu zaman.gone with the wind olsun,casablanca olsun,citizen kane olsun,böyle klasikler kolay çıkmıyor.ha eğer karşılaştır derseniz mesela gone with the wind apayrı bir şeydi.ama zaten karşılaştırmak da doğru olmaz.bogartıyla,bergmanıyla,henreidiyle,rainsiyle efsane karakterler var.hele ki victor laszlo karakteri sinema tarihinin en karizmatik karakterlerinden biri bana göre.bogart da feci tabii ki.ve tüm güzelliğiyle bergman.mekan olarak casablanca kesinlikle çok şey katıyor filme.belki sürekli şehirden görüntüler veya dış çekimler izlemiyoruz ama sırf barın içi bile o havayı o kadar iyi yansıtıyor ki,sanki kendinizin de ara sıra uğradığı bir mekan rickin yeri.bu arada yan karakterlerden sami ve diğer çalışanları da unutmayalım.aşk filmi olarak geçse de genelde,eserin aslında tarihi bir gerçekliği ve belli siyasi bir dokusu da mevcut.kısacası eksiksiz bir film işte fazla söze gerek yok.gerçek sinemseverler için,yani sinemanın 1990larda hatta 2000lerde icat edildiğini düşünmeyenler için,bulunmaz bir başyapıt.göz açıp kapayana kadar bitiveriyor.izlemek lazım.
Engin Yüksel
Engin Yüksel

Takipçi 1.466 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
27 Kasım 2014 tarihinde eklendi
bu kadar eski olmasına rağmen ayakta kalabilmiş nadir filmlerden biri belki de dünyada bu kadar sevilmesinin nedeni 2.Dünya Savaşı'nın dünyaya yansıyan duygusal yansımalarıdır 7/10
jamesbond-2
jamesbond-2

Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
24 Nisan 2013 tarihinde eklendi
Etkileyici diyaloglar,karşılıksız bir aşk hikayesi,muhteşem oyunculuklar,1942 yılının atmosferi,izleyin...
beck31
beck31

Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
8 Şubat 2008 tarihinde eklendi
Anlatmak istedigi seyler cok guzel, unutulmaz bir film.
nskmourinho
nskmourinho

Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
16 Haziran 2010 tarihinde eklendi
İşte aşk budur aşk filmide böyle çekilir dedirten efsane film 8/10
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.327 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
6 Haziran 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu, Murray Burnett ile Joan Alison'ın sahneye koyulamamış ve The Warner Bros.'un (2020'deki karşılığı yaklaşık 280 bin dolar eden) 20 bin dolar ödeyerek satın aldığı "Everybody Comes to Rick's" isimli tiyatro oyunundan uyarlayarak Julius J. Epstein, Philip G. Epstein ile Howard Koch'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Michael Curtiz'in oturduğu "Casablanca"; yılların eskitemediği ve o yüzden de benzeri bugüne kadar henüz kotarılamamış olan romantik bir Amerikan draması olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz:

"En İyi Film", "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Senaryo" kategorilerindeki üç Academy Ödülünü birden kazanç hanesine yazdıran; "Rebecca"nın (1940), Ben Wheatley'in başarıyla ortaya koyduğu (2020) benzeri bir yeniden bir çevriminin (remake), ("Umarız yine Netflix ve Amazon Prime ile Hulu platformları el atar ve buna da, yeni nesil bir yönetmen ve senarist yazım ekibiyle değişik bir bakış açısı kazandırır" diyerek) halen niçin yapılamadığını bir türlü anlayamadığımız bu "sinema klasiğine" biraz daha yakından bakalım...

***

İkinci Dünya Savaşının yaklaşmasıyla tutsak Avrupa'daki gözler; umut veya umutsuzlukla Amerika'daki özgürlüğe çevrilmiş ve tarafsızlığını korumaya devam eden Portekiz'in başkenti Lizbon neredeyse, gemi kaynayan bir liman halini almıştı...

Ama Lizbon'a doğrudan ulaşmak o kadar da kolay değildi...

Istırap içindeki mülteci kafileleri, dolambaçlı yollardan ilerliyorlardı...

Paris'ten Marsilya'ya...

Akdeniz'den Oran'a...

Oradan da tren veya arabayla yahut da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fransız Fas'ındaki Kazablanka şehrine...

Talihli olanlar burada; para, ısrar ya da yaver gidecek şansları sayesinde, gerekli vizeleri alarak kapağı Lizbon'a atabiliyorlardı...

Lizbon'dan da, Kristof Kolomb misali ver elini Yeni Dünya'ya...

Kalanlar ise, Kazablanka'da bekliyor veya bekletiliyorlardı...

***

Tarihler Aralık 1941'i gösterirken...

Polisin eline; önemli nitelikteki resmi evrağı taşıyan iki Alman kuryenin, Oran'dan gelen trende öldürüldükleri ve katil ile olası suç ortaklarının Kazablanka'ya gitmekte olduklarına dair bilgiyi içeren bir telgraf mesajı ulaşmıştır...

O nedenle de Kazablanka'da, Nazi işbirlikçisi Vichy hükümeti adına hareket etmekte olan Yüzbaşı Louis Renault (Claude Rains) yönetimindeki Fransız polisi; şüpheli gördüğü bütün şahısları tutuklayarak üst araması yapacak ve böylelikle de, kuryelerden çalınan o kıymetli evraklara tekrardan ulaşılacaktır...

***

Derken...

Almanya'dan gelen bir askeri uçaktan çıkan Binbaşı Heinrich Strasser (Conrad Veidt) iner inmez Yüzbaşı Renault ile tanıştırılır...

O da kendisine, yardımcısı Teğmen Caselle (George Dee) ile faşist İtalyan misyonundan Yüzbaşı Tonelli'yi (Charles La Torre) takdim eder...

Ancak Strasser'in asıl ilgilendiği husus, kuryeleri öldüren katilin kimliği ve yakalanıp yakalanmadığıdır...

Ki, Renault ile Gestapo Albayı Heinz (Richard Ryen) Strasser'e; tespitini yaptıkları şüphelinin akşama, namı Almanya'da da duyulmuş olan Rick'in mekanına ("Rick's Café Américain") geleceğini söyleyerek içine su serperler...

***

Kapısındaki korumalığını Faslı Abdül'ün (Abdullah Abbas) baş garsonluğunu da Alman asıllı Carl'ın (S.Z. Sakall) yaptıkları gazino - kumarhaneye gelen ilk tanınmış sima, mültecilere çıkış vizesi ayarlayan ve şimdi bizzat kendisi de, elindeki General De Gaulle imzalı transit geçiş belgelerini satar satmaz Kazablanka'dan ayrılmaya hazırlanan Ugarte (Peter Lorre) olup; o son derece değerli belgeleri, saklaması için kısa süreliğine Richard "Rick" Blaine'e (Humphrey Bogart) teslim eder...

Ve...

Rick bunların, öldürülen Alman kuryelerden çalınan evraklar olduğunu fark etmekte çok da gecikmez...

O sebeple de, tedbiri elden bırakmak istemeyen Rick cebinde taşımak yerine onları; müziği ile her akşam, konukların kulaklarının pasını silen Sam'in (Dooley Wilson), piyanosunun üst kapağının içine yerleştirir...

***

Çok geçmez...

Aynı kentteki rakip "Mavi Papağan" (Blue Parrot)" barın sahibi Bay Ferrari'de (Sydney Greenstreet) gazinoya damlar...

Onun derdi, Rick'in asla satmayı düşünmediği mekanını satın almaktır...

Olmadı...

En azından Rick'in kadim dostu da olan Sam'i kendi barına trasfer etmektir...

Fakat bunların hiçbiri, bırak mümkün olmayı ihtimaller dahilinde dahi değildir...

***

Bu arada dışarıda bir başına içkisini yudumlamakta olan Renault'nun gözleri önünde, Rick'in alkolü biraz abartarak hır çıkartmaya hazırlanan kadın hayranlarından Yvonne (Madeleine Lebeau); Rick'in talimatıyla, Rus barmen Sascha (Leonid Kinskey) tarafından evine götürülür...

Yalnız Renault, bunu gözlemlemek için değil de Rick'e, işletmesinde bir tutuklama yapılacak olmasının yanı sıra ne pahasına olursa olsun Çekoslovakyalı direniş lideri Victor Laszlo'ya (Paul Henreid), Amerika vizesinin temin edilmemesi gerektiğini belirtmek amacıyla gelmiştir...

Zira Renault Nick'in, duygusal davranmakta olduğu fikrinde olup buna; 1935'de işgalci İtalya ile arasındaki savaşta Habeşistan'a (Etiyopya) silah taşıması ve 1936'da Cumhuriyetçilerin yanında faşistlere karşı savaşmasını örnek göstermektedir...

***

Neyse...

Strasser'in de geldiği kafe de Ugarte'ye ilişkin beklenen tutuklama gerçekleştirilir...

Ama asıl önemli gelişme, Ugarte'nin elindeki transit geçiş vizelerinden iki tanesini almak gayesindeki Victor Laszlo ile yanına çağıracağı piyanist Sam'den, Herman Hupfeld'in "As Time Goes By" (1931) isimli efsanevi caz parçasını çalmasını isteyecek olan Rick'in eski göz ağrısı Ilsa Lund'un (Ingrid Bergman) kafeye giriş yapmış olmalarıdır...

Elbette kendilerini, polis şefi Yüzbaşı Renault ile Gestapo Binbaşısı Strasser anında ziyaret ederlerken; Ugarte'nin tutuklandığına dair haber de, Lazslo'yu görür görmez tanıyan direnişçi Berger'den (John Qualen) gelmekte gecikmez...

Yani başları, fena halde derttedir...

Dakika 32...

Yıllar öncesinde de defalarca izlediğimiz bu şahane filmin geride kalanında sizleri, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
ozzy-badd
ozzy-badd

Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
12 Şubat 2010 tarihinde eklendi
harika bir filmdi...3. kez ieldikten sonra beni daha çok etkiledi ne hikmetse :D...harika bir film..film eski olmasına rağmen mükeemmel kurgulanmış ve kafa yoran bir senaryosu var snu çok iyi kesinlikle her sinemasever izlemeli...
kuzularynsessizli-i
kuzularynsessizli-i

Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
10 Şubat 2009 tarihinde eklendi
Favori filmim değil çok da hoşuma gitmedi ama çok sağlam bir film...
kemerlee
kemerlee

Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
8 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi aşk filmi.Yarattığı harika atmosfer klasik replikleri, mükemmel oyuncu performanları, etkileyi müzikleri ve etkileyici sonuyla eskimeyen belkide hiç eskimeyecek olan büyük bir başyapıt.
Burakrises
Burakrises

Takipçi 687 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
7 Aralık 2010 tarihinde eklendi
tam bir kült muhteşem bir şahaser 10/10
birakin-gitsin55
birakin-gitsin55

Takipçi 566 değerlendirmeler Takip Et!

2,5
3 Mart 2009 tarihinde eklendi
ben bu fiLmi abartiLdigi kadar mukemmeL buLamadim bir turLu....
MojoRising
MojoRising

Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
30 Aralık 2011 tarihinde eklendi
''Casablanca'', 2.Dünya Savasi sirasinda çekilmis ve seyircilere sunulmus bir film. Filmi 1942 yilinda oldugunuzu düsünerek izlerseniz, kendinizi o zamanki sinema izleyicisinin yerine koyarsaniz filmi daha çok seversiniz diye düsünmekteyim. Filmin bu kadar begenilmesinde Bogart'in ''cool'' Rick karakteri, siyah-beyaz'in büyüsü, bar'in fetisligi, ''As Time Goes By'' sarkisi elbette çok önemlidir. Ama bunlardan daha da önemli olani bence cesur ve zeka dolu finalidir. Günümüzdeki ask filmlerinde bile, böyle cesur bir finale izleyiciyi kaybetme, salona çekememe endisesiyle kolay kolay cesaret edemiyor yönetmenler. Sinema tarihinin klasiklerinden bu filmi izlemeyen kalmamali. Duygusal, melankolik bir gününüzde izlemenizi tavsiye ederim son olarak.
yuzbasiyulaf
yuzbasiyulaf

Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
15 Kasım 2024 tarihinde eklendi
Savaş zamanında olan olaylardan da bahseden güzel bir aşk hikayesi film. Casablanca gitmeyi düşünürken tekrar açıp izledim filmi. Eski filmler bir başkaymış, iyi geldi. Rick's cafe günümüzde de açık ve işletiliyor, orada bulunmak çok güzel olur eminim ki..
banadolu
banadolu

Takipçi 445 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
14 Nisan 2003 tarihinde eklendi
çok iyi bi film.hele sonu var ya!bu kadar inceliğe hayran kalmamak elde değil
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler