Hesabım
    Eternal Beauty
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Eternal Beauty hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.884 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    “Eternal Beauty”, İngiliz sinemasının gelecek vadeden genç yönetmelerinden Craig Roberts’ın senaryosunu da yazdığı, her ne kadar biz öyle olduğunu düşünmüyorsak da kimilerine göre “komik” de olan “ilgi çekici” bir drama…

    Zira onların hiçbirisi aslında komiklik değil…

    Bizzat Jane’in hastalığının çok açık olan semptomlarıdır işte…

    Nasıl mı?

    Buyurun başlayalım o zaman yorumumuza…

    Felaketle sonuçlanan ve genç Jane’e (Morfydd Clark) “paranoid şizofreni” tanısı konularak tedavi altına alınmasına neden olan bir “düğün gününün” ardından, bu kez de bir Noel günü vesilesi ile hem Sally Hawkins’in canlandırdığı olgun yaştaki Jane ve hem de kız kardeşlerinden Alice (Alice Lowe) hariç kendisine destek olmayan “duyarsız” ailesi ile de tanışıyoruz…

    Ki, Jane’in bu düğün gününde yaşadıkları, onun hayatındaki rahatsızlığını tetikleyen “ilk kırılma anı” olup geride, kötülük yapmaktan “asla ve kat’a” çekinmeyen diğer kız kardeşi “güzellik kraliçesi” ve “bencil” Nicola’nın biri genç (Natalie O'Neill) ötekisi de ilerlemiş yaşında (Billie Piper) başrolde olacağı “iki kırılma anı” daha mevcuttur…

    Bütün bu yaşananlar karşısında sinirlerini aldırmışçasına kayıtsız davranan baba Dennis (Robert Pugh) ile huysuz ve ailenin bütün kararlarında başat rolde olmaya gayret eden anne Vivian (Penelope Wilton) ise tamamen ayrı birer vakadırlar…

    Yani paranoid şizofreni için tüm altyapı hazır ve bu konudaki dersini iyi çalıştığı anlaşılan Roberts’ın hikâyesi de tıkır tıkır işlemektedir…

    Yeter ki siz, dikkatinizi dağıtmadan filmi ve “duvarlardan sesler duymasının” yanı sıra, “çok güzel olduğuna inandığı için kendisine âşık olan birisinin” (Robert Aramayo’nun sesi ile) mütemadiyen hemen her gün telefonla aradığı Jane’i canlandıran Sally Hawkins’in sıra dışı performansını izlemeye devam edin…

    Tabii bu rahatsızlığı iyi araştırdığı için Roberts, bu klinik belirtiler ile de yetinmemiş…

    Ve derken olaya, Alice’in oğlu dokuz yaşındaki Jack (Spencer Deere) ile kocası Tony’de (Paul Hilton) dâhil oluvermişler…

    Her fırsat da “dünyaya özel bir amaçla gönderildiğini” iddia eden Jane kız kardeşi Alice’e tüm karşılaşmalarında, “Tony’nin kendisini, bir başka kadınla aldattığından emin olduğunu” söylemektedir…

    Hem de “adam çatlatırcasına” bir tavır ve üslup ile “süt oğlan” muamelesi yaptığı eniştesi Tony’nin gözlerinin içine baka baka…

    Elbette Jane’in bu öngörüsünün gerçek olup olmaması ile yukarıda sözünü ettiğimiz iki kırılma anının hikâyelerine hiç girmeyeceğiz…

    Onlar yine sizler de olacak…

    Yalnızca son kırılmada, “Truth Detectives / Gerçeğin Dedektifleri” isimli bir grubu olan ve kendisine evlenmeyi teklif eden “evsiz barksız”, “parasız pulsuz” rock şarkıcısı Mike’ın da (David Thewlis) bulunduğunu belirtmekle yetineceğiz…

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top