Hesabım
    Don't Tell A Soul
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Don't Tell A Soul hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.890 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    “Don't Tell a Soul”, senaryosunu da yazan Alex McAulay’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…

    Düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu “psikolojik gerilim”:

    On yedisindeki Matt’in (Fionn Whitehead) on beş yaşındaki kardeşi Joey’i (Jack Dylan Grazer) içinde 12.600 doların bulunduğu şeker kutusunu çalmak üzere 82 yaşındaki Bayan Dillard’ın evine yollaması ile başlar…

    Kutuyla birlikte evlerine gitmekte olan kardeşlerin karşısına Dave Hamby (Rainn Wilson) isimli bir özel güvenlik görevlisi çıkar…

    Matt ile Joey’in önde Hamby’in arkada olduğu kovalamacada Hamby aniden bir kuyuya düşerek ortadan kaybolur…

    Matt izlerini kaybettirdiklerini düşünürken, Joey her şeyi görmüştür…

    Paraları saklamak için eve döndüklerinde, kardeşlerin akciğer kanseri olan anneleri Carol (Mena Suvari) ile de tanışıyoruz…

    Ki böylelikle filmin kare ası da tamamlanmış oluyor…

    Ağabeyi gibi acımasız olmamanın yanı sıra Hamby’in sağlık durumunu ilk andan itibaren merak eden Joey, kuyuya geri döner…

    Tek ayak bileği kırık bir biçimde hayat da olan Hamby, Joey’dan telefonla 911’i arayarak kendisi için yardım çağırmasını ister…

    Olan biteni ağabeyi Matt ile de paylaşan Joey, sağlam bir tartışmanın ardından bu kez beraberce kuyunun başına giderler…

    Hamby onları hemen tanır…

    Ama kuyudan çıkmasına yardımcı olmaları halinde kendilerini kesinlikle ihbar etmeyeceğini söyler…

    İşledikleri hırsızlık suçu aralarında kalacaktır…

    Ancak Hamby’e inanmayan Matt yardımı reddeder ve oradan ayrılırlar…

    E tabii acıma duygusuna yenik düşen Joey yiyeceklerle bir kez daha kuyunun başındadır…

    Zor durumdaki Hamby, Joey’i ikna etmek için bir ara “dini değerler” ve “tanrı korkusunu” kullanmayı da dener…

    Fakat Joey’in Matt korkusu daha ağır basmaktadır…

    Elindeki walkie talkie’yi Hamby’e vermek üzere Joey, akşam karanlığında yine kuyunun önünde dikilir…

    Eve gidince de Hamby ile haberleşerek konuşur…

    Konuşur konuşmasına da…

    Bu yaşananlar, kardeşini tehdit eden Matt’in asabını iyice hoplattığı gibi Hamby’i gazla zehirleyerek öldürmeye teşebbüs etmesine dahi yol açar…

    Annelerinin sağlık giderlerini karşılamak bahanesiyle kardeşine hırsızlık yaptırtan Matt, o parayla Joey ile birbirlerine girecekleri bir parti düzenler…

    Dakika 40…

    Yani neredeyse filmin yarısına geldik…

    Yalnız geride öyle bir 40 küsur dakika daha var ki, neredeyse her anı şu ana kadar hiçbirini duymadığınız “beklenmedik” ters köşe sürprizlerle dolu…

    Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son şey, dünya sinemasının yükselen değerlerinden Fionn Whitehead ile Jack Dylan Grazer’ın nitelikli performanslarının sergilendiği bu filmin kaçırılmaması şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top