Hesabım
    Elveda Çocuklar
    Ortalama puan
    3,4
    12 Puanlama
    Elveda Çocuklar hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Yahudi soykırımı üzerine yapılmış etkileyici ve gerçeküstü filmlerden biri daha. Film gösterildiği dönem ödüle boğulmuştu.Louis Malle'in en çarpıcı filmlerinden.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    23 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    İkinci dünya savaşında bir yatılı okulda geçen çocukların gözünden ayrımı savaşı ve arkadaşlığı anlatan başarılı bir film.Ama çok fazla övülmesine ve abartılmasına rağmen yeteri kadar etkileyici değil niyazikki.Çocukların gözünden savaşı anlatan çok daha başarılı bir dolu film varken(Avrupa Avrupa, çizgili pijamalı çocuk, Panın Labirenti, Şeytanın Bel Kemiği,) yada arkadaşlığı ve büyümeyi anlatan(Ölü ozanlar derneği, Stand by Me, White Squall) etkileyici filmler varken, ne senaryosu ne oyunculuğu nede anlatımıyla öne çıkamayan sadece sonu güçlü olan bir film Elveda çocuklar. 10/7
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.881 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Nisan 2022 tarihinde eklendi
    Bir otobiyagrafi olan senaryosunu da yazmasına koşut olarak yapımcılığını da üstlenen Louis Malle'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Au revoir les enfants / Goodbye, Children”, sıra dışı bir II. Dünya Savaşı draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, elden geçirilmiş pırıl pırıl bir "The Criterion Collection" kopyasından izleme şansını bulduğumuz; değişik kategorilerdeki yedi César ile "En İyi Yönetmen" kategorisinde Malle'a BAFTA ödülü de kazandıran bu filme biraz daha yakından bakalım...

    Başlamadan da, Nazi işgali altındaki Fransa'nın Fontainebleau yakınlarındaki bir yatılı Roma Katolik okulunda, bir ihbar sonucunda yaşanan yürek burkucu Gestapo baskınına; Julien Quentin olarak karakterize edilen varlıklı bir sanayici ailenin oğlu olan Louis Malle'ın on bir yaşındaki bir çocuk olarak 1943 yılı sonu ve 1944 başlarındaki, soğuktan zangır zangır titredikleri kış aylarında bizzat tanık olduğunu belirtmiş olalım...

    ***

    Annesi Bayan Quentin (Francine Racette), bir Carmelite Manastırı olan Aziz Jean de la CROIX isimli okula dönmekte fazlasıyla gönülsüz davranan Julien'ı (Gaspard Manesse); aynı okulun öğrencisi olan ağabeyi François'nın da (Stanislas Carré de Malberg) bulunduğu trene binmesi için ikna etmeye uğraşmaktadır...

    Döndüklerinde, gerçek hayattaki adı Jacques de Jésus olan okulun müdürü Peder Jean (Philippe Morier-Genoud); aynı yaştaki çocukların bulunduğu yatakhanede öğrencilerine, yeni arkadaşları Jean Bonnet'yi (Raphael Fejtö) takdim ederken görevlilerden Bay Moreau'dan da (Luc Etienne), Bonnet'e bir dolap ayarlamasını ister...

    Yeni dönemde okulun öğrenci kadrosuna dahil edilen diğer iki çocuk da Dupre ile Lafarge'dır...

    ***

    Neyse...

    Teneffüste oynarlarken çocuklardan Laviron (Jean-Sébastien Chauvin), Julien'a çarpıp yere devirerek dizinden yaralanmasına sebep olunca; kuzeybatı Afrika Müslümanlarından olduğunu anladığımız Negus (Arnaud Henriet), Laviron'a meydan okur...

    Okulun aşçısı Bayan Perrin (Jacqueline Paris) Julien'ın bacağına pansuman yapıp sararken yardımcısı Joseph'de (François Négret) mutfakta patates soymaktadır...

    ***

    Öğlen yemeğindeki ortam, Rıfat Ilgaz ve Ertem Eğilmez'in Hababam Sınıfı'ndakinden pek de farklı değildir...

    Dikkat çeken en önemli husus ise, bütün çocuklar neredeyse kapışmak için saldırırken Bonnet'nin; okulun bahçesinde yetiştirilen domuzlardan elde edilen eti, değil ağzına götürmesi ona elini bile sürmemesidir...

    ***

    Bu arada, Bonnet'nin matematikteki başarısının yanı sıra; hava saldırısı sirenleri çalmaya başladığında, derslerin yarım kesilip sığınaklara iniliyor olması da gözlerden kaçmıyor...

    ***

    Yukarıda domuz eti yemediğini vurgulamıştık ya; yapılan toplu dualarda Bonnet'nin, dudağını dahi kıpırdatmadığını ve doğal olarak dua bitiminde de, geleneksel Katolik davranışına uygun olarak istavroz çıkarmadığını da görüyoruz...

    Yalnız Bonnet, matematikte olduğu kadar piyanoda da bir o kadar başarılıdır...

    Ki, bu durum; Julien'ın canını ziyadesiyle sıkmaktadır...

    Ancak Peder Jean kendisinden, Bonnet'ye iyi davranmasını talebinde bulunmuştur...

    ***

    Peder Michel (François Berléand) okulu, yıkanıp temizlenmeleri için duş kabinlerinin bulunduğu bir halk hamamına götürür...

    Aynı günün gecesinde Julien Bonnet'yi, (kısaca Yahudi takkesi olarak tanımlayabileceğimiz) "kippasını" başına takmış dua ederken yakalar...

    Ertesi gün Nazi işbirlikçisi Fransız milisler, okulda arama yapmak üzere geldiklerinde de Peder Michel ile Bay Moreau hızlıca Bonnet'nin gizlenmesini sağlarlar...

    Tehlike geçtiğinde de, yeniden ders yapılmakta olan sınıfına geri gönderiverirler...

    ***

    Bütün bu olan biten ince ayrıntılar; geceleri çişini tutamayarak yatağını ıslatmayı alışkanlık haline getirmiş olan Julien'nın da gözlerinden kaçmamaktadır...

    Ve...

    Meraklanarak kimsenin yokluğunda dolabını karıştırdığında Julien; Bonnet'nin gerçek adının, Jean Kippelstein olduğunu öğrenir...

    Yani babası hapiste annesi de kaçak olan Bonnet aslında, okulda koruma altına alınan üç Yahudi çocuğundan biridir sadece...

    ***

    Derhal harekete geçen Julien, piyano öğretmeni genç Davenne'e (Irène Jacob) mektup göndermek isteyen ağabeyi François'yı bularak ona, Yahudiler hakkında sorular yöneltir...

    Üstelik okuldaki, bir izcilik aktivitesi olan gizli defineyi bulma yarışması esnasında; ormanda kaybolarak yollarını şaşıran Julien ile Bonnet'nin aralarındaki buzları eritmenin zamanı da gelmiştir...

    Dakika 54...

    Fırsat bulup da bugüne kadar izleyememiş olan sinemasever dostları geride, üzücü bir final ile sonuçlanacak 50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top