Aurora eleştirileri

Senaryosunu da kaleme almasına ilaveten ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmekte olan Miia Tervo'nun yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Aurora"; Avrupa'daki Ortadoğu kökenli sığınmacıların sorunları ile coğrafyalar arasındaki kültürel farklılıkların da gözler önüne serildiği, yer yer romantizme de varan bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olmasının yanı sıra; Finlandiya'nın, karlar altındaki kış atmosferinde çekilen bu sıra dışı filme biraz daha yakından bakalım...

***

Kendisi gibi alkolik ve meteliğe kurşun atmakta olan babası Reijo (Hannu-Pekka Björkman) ile birlikte; ev sahiplerince, tahliye edilmek istendikleri bir evde yaşayan ve filme adı da verilen Tuuli Aurora Ruikka (Mimosa Willamo)...

Bir kez daha babasını, 90 gün sürecek olan tedavisinin yapılacağı; alkol rehabilitasyon merkezine götürerek, yatırılmasını sağlar...

Ardından da...

Evinden çıkartılarak, büsbütün bir evsize dönüşür...

***

Bu arada...

Filmin diğer önemli karakterlerinden...

Finlandiya'ya göçmüş İranlı geçici sığınmacı Darian (Amir Escandari) ile onun sekiz yaşındaki küçük kızı Azar (Ela Yıldırım), yatıp uyuyabilecekleri bir yer aramaktayken; sığınmış oldukları hastanedeki doktorlardan Tiina (Ria Kataja), kocası Juha'nın (Chike Ohanwe) tüm karşı koyma ve aksiliklerine karşın...

Onları kendi evine götürür...

***

Yeri gelmişken de...

Mesai saatleri sonrasında Aurora'nın, birlikte sarhoş olup eğleneceği barlara takıldığı ve mecburen evinde de kalmaya başladığı arkadaşı Kinky (Oona Airola) ile beraber; bir güzellik salonunda, manikür - pedikür ve oje işlerinde çalışmakta...

Ve...

Tüm düşüncesinin, daha fazla para kazanabileceğini umduğu Norveç'e yerleşmek üzerine yoğunlaşmak da olduğunu görürüz...

***

Neyse...

Doğduğu İran'da çevirmenlik ve yazarlık, Türkiye'de de fırıncılık yapmış olan Darian'ın; acilen bir iş bulması gerekmektedir...

Ama bunun için de öncelikle, çalışma izninin alınması koşulu bulunmaktadır...

***

Derken...

Birden evlerine sığındıkları Tiina'nın aklına, kocası Juha'yı kızdırmak pahasına da olsa...

Darian'ın kendine, Finli bir kadın bularak evlenmesi fikri gelir...

Zira böylelikle...

Sorun, kökünden çözülmüş olacaktır...

***

Uyumakta olan kızı Azar'ı teslim ettiği, Tiina ve Juha'dan izin alan Darian...

Dolanıp biraz da hava almak amacıyla kendini, Finlandiya'nın gecelerine atar...

Fakat...

Kalıcı mülteciliğin önemli yollarından birinin; bir Finli kadın ile evlenmek olduğunun da, iyice ayırdına varmıştır artık...

***

Çok geçmez...

Aurora ile Damian'in yolları...

Zamanla müdavimi ve dostu da olacakları, Jope'nin (Simo Haase) üç beş masalık küçük restoranın da kesişir...

***

Şöyle ki...

Kendine bir kahve ile bir duble cheesburger ısmarlayan Darian'ın parası 20 cent eksik çıkmış ve onu da, yan masalardan birinde oturmakta olan Aurora tamamlamıştır...

***

Yine aynı mekandaki ikinci karşılaşmalarında da Darian; Aurora'ya evlenme yahut da kendisine, evlenebileceği bir Finli kadın bulması teklifinde bulunur...

Karşılığında da, bütün varlığı olan 3 bin Avro'yu çıkartıp ödeyecektir...

***

Çünkü...

Kızı Azar'ın Finlandiya'da kalıcı mülteci olabilmesi için; Finlandiya hukukuna göre, babası Darian'ın ölmüş olması veya da bir Finli ile evlenmesi şartı mevcuttur...

Dakika 30...

Miia Tervo'nun, izleyiciye sunduğu sürprizlerin damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; mutlu sona nasıl ulaşılacağının belli olacağı, 76 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,