Hesabım
    The Photograph
    Ortalama puan
    2,9
    3 Puanlama
    The Photograph hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    2 Mart 2022 tarihinde eklendi
    bir aşk filmi.. Geçmişe gidip geliyor.. Ama diyaloğlar biraz mantık dışı… zorlama.. Çok ağır tempolu.. Ağır aksak ilerliyor.. Baydı beni .. Ve böyle olunca konuyu kaçırıyorsun.. Olmamış.. Yolunda gitmeyen şeyler var
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.889 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    24 Eylül 2021 tarihinde eklendi
    “The Photograph”, senaryosunu da yazan Stella Meghie’nin yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir drama…

    Yorumumuza başlarken hemen itiraf edelim ki;

    New York gibi kurtlar sofrası olan bir kent de kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan Afro – Amerikan kökenli iki kadının merkeze alındığı, iç içe geçmiş iki aşk hikâyesinin anlatıldığı bu film, sinemayı aksiyondan ibaret zanneden kitleyi pek sarmayacak ve hatta IMDB’de verdikleri düşük puanlarla filmi topa tutacaklardır da…

    Fakat her zamanki gibi öndeki ilk iri koyunun peşinden koşturan ve gerekirse uçurumdan atlayan bir sürünün mantığı ile hareket ederek, bu yapının varlığından habersiz masum ve son derece zavallı sinemaseverleri:

    O mecradaki yorumları ile insanları “sürekli yanıltan” bu eğitimsizler için bu kez, “çok özel” bir istisna yaparak “bayramlık ağzımızı” açmayacak ve şaşırtıcı bir biçimde, onlardan yana bir tavır da takınacağız…

    Neden mi?

    Zira sen kalk, ömrü hayatı boyunca bırak herhangi bir sanat galerisine yahut da sanat müzesine gitmeyi, adını duymadığı gibi semtine dahi uğramamış bir ahalinin önüne, baş rollerinden birinde New York Queens Müzesinde yardımcı “küratör (curator)” olarak çalışan bir kadının bulunduğu Mae (Issa Rae) karakterini koy…

    Yani daha “dakika bir” ve “gol bir” klasik durumu…

    Üstelik bu genç ve alımlı kadının, aşkı yerine yapmaktan hoşlandığı işi tercih eden annesi Christine Eames’da (Chanté Adams), ünlü bir fotoğraf sanatçısı olsun…

    Ne yapmaya çalışıyorsun be Stella Meghie?

    E, hani pek mümkün değil ancak haydi bunlar bir yere kadar hazmedilerek kabullenildi diyelim…

    İyi de be güzel kardeşim, sanki kafa buluyormuş gibi sen kalk bir de buna, R&B’den soul’a, hip hop’tan rap’e kadar devam eden bir çizgide, hem de Al Green ile Kendrick Lamar’ın adlarını da, göstere göstere telaffuz ederek şahane bir müzikal ziyafeti de ekle…

    Kelimenin tam anlamıyla:

    “Kültürel bir şok…”

    Umalım da bu kardeşlerimizin asapları gibi ruh sağlıkları da bozulmuş olmasın…

    Ki, filmin 1980’li değil de 2000’li yıllardaki yeni nesil karakterlerinin viskili, şaraplı ve biralı orta üst burjuva yaşam tarzlarından hiç söz etmedik bile…

    Ne alakası mı var diyorsunuz?

    O zaman bırakın günün yorgunluk ve stresinden kurtulup sırf relaks olmak amacıyla akşamdan akşama içilen bir iki dubleyi izninizle, “Kocaman bir şişe Jack Daniels’ı en son hangi tarihte satın aldınız?” diye sormuş olalım…

    Dikkat ederseniz, hakaret olmaması açısından, doğrudan "Efes Pilsen veya Tuborg" ayarında iki şişe sade bira da demedik...

    Eğer oralara da, “sınıfsal bir analiz” ile girmiş olsaydık, kim bilir daha neleri anlatmak zorunda kalırdık bu filmin yorumunda…

    Peki, nereden geliniyor bu noktalara…

    İşte o da aslında, diğer başrol karakteri Michael Block’un (LaKeith Stanfield), online yayın yapan The Republic magazin de kaleme alacağı bir makale için Isaac (Rob Morgan) ile gerçekleştirdiği bir mülakat sonrasında başlıyor…

    Ve böylelikle, Mae ve Christine isimli iki kadın ile Isaac’e dair gizli kapaklı olan her şey de birdenbire dökülüveriyor ortaya…

    Doğrusunu söylemek gerekirse; 16 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilmiş olan bu filmin, en beğendiğimiz yanlarından biri de özellikle de başta, aşkları “Katrina Kasırgası” esnasında başlayan Issa Rae (Mae) ve LaKeith Stanfield (Michael) olmak üzere oyuncularının tamamının birbirleriyle olan kimyasal uyumları oldu…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve aptalca yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 29 Temmuz 2020 günü saat 02.14’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top