Hesabım
    Boogie
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Boogie hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.890 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    18 Ocak 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, aslında bir şef ve restoran işletmecisi olarak gastronominin önemli isimlerinden biri de olan Eddie Huang'ın kaleme almasına ilaveten...

    İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek gayesiyle yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "Boogie"; Amerika'daki, Asya, Hispanik, Orta Doğu, Avrupa ve Afrika kökenli insanların yaşamlarının merkeze alındığı, bir spor draması olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, Alfred "Boogie" Chin isimli Tayvan asıllı basketbol oyuncusu Amerikalı bir gencin...

    Ebeveynlerinin destek ve zorlamasıyla şekillendirilmeye çalışılan kariyer yolculuğunun, üstelik de 89 dakikalık makul süresine karşın; doğrudan bu konuya odaklanılmak yerine daldan dala sıçranılmak suretiyle...

    Yan mevzulara da dalınarak...

    İzleyici ilgisinin, hızlıca dağılmasına da sebep olunan bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Yıl 2001...

    Hamile olan genç Bayan Chin (Claire Hsu) ile genç kocası Bay Chin (Ren Hsieh); ikamet etmekte oldukları, New York'un Queens semtinin (ikinci Chinatown olarak da nitelendirilen) Flushing mahallesindeki bir kadın falcıdan (Jessica Huang), doğacak çocuklarının cinsiyetini öğrenme çabası içindedirler...

    Her ne kadar falcı...

    "Birlikte kalmayı seçerseniz, birbirinize nazik davranmalısınız... Sevgi, en keskin kılıcı bile eritebilir..." demek dışında...

    Çocuğun cinsiyetine dair, herhangi bir tahminde bulunmasa da...

    ***

    - 18 yıl sonra -

    Alfred "Boogie" Chin (Taylor Takahashi), dayısı Jackie'nin (Eddie Huang) kullanmakta...

    Ve...

    Liseden mezun olduktan sonra kendisini, anavatanları Tayvan'ı kastederek...

    Eve götüreceğini söyleyen...

    Babası Bay Chin'in de (Perry Yung), ön tarafta oturmakta olduğu otomobilin arka koltuğunda...

    Onları seyrederken...

    ***

    Taksicilik ve bahisten kazandığı, içinde aylık 3 bin dolarlık hasılatın bulunduğu zarfı Jackie...

    Cebinden çıkartarak...

    Bu tutarı, pek de beğenmeyecek olan eniştesine uzatır...

    ***

    Ardından da söze...

    "Açıkçası... Hapse girdiğinden beri işler berbat..." diye devam eder...

    ***

    Eniştenin, buna yanıtı da...

    "Futbol sezonu boyunca, bahis almaya devam et... Sonra bu işten çekileceğim... Artık basketbol işindeyiz..." olmakta gecikmezken...

    Jackie'de, yeğenine hitaben bu sohbete...

    "Bundan böyle sorumluluk artık sende Alfred..." vurgusunu eklemeyi unutmaz...

    ***

    Ve...

    Jackie dayısı ile "Jackie dayını dinle Alfred..." diyen babası kendisini...

    City Prep Dragons takımında basketbol oynadığı, City Prep isimli lisenin önüne bırakırlar...

    ***

    Öğretmenleri Bay Richmond'ın (Steve Coulter) İngilizce dersi sonrasında...

    Arkadaşı Richie (Jorge Lendeborg Jr.) ile birlikte spor salonuna giden Boogie...

    Alissa (Alexa Mareka) ile takılmakta olan Eleanor'u (Taylour Paige), uzaktan kesmekle yetinmeyip...

    Yanına kadar gidip...

    Özgüvenini gösterircesine, kendisine...

    Cinsel içerik yüklü bir şekilde, laf atmayı da ihmal etmez...

    ***

    Bu arada...

    Akşamları Boogie'yi, her ikisinin de takıntı haline getirmiş oldukları...

    Brooklyn takımının (19 Şubat 2020 günü, silahlı ve maskeli saldırganlarca vurularak öldürülen rap şarkıcısı "Bashar Barakah Jackson / Pop Smoke"un canlandırdığı) oyuncusu Monk'u, "The Barracks (Barakalar)" daki kortlarda oynanan...

    Sokak basketbolunda, evire çevire yenmesi halinde...

    Göze batacağından kesinlikle emin olması nedeniyle çalıştıran...

    Hapisten...

    Şartlı tahliye ile salınmış olan babasının...

    İşe yarayacak mı...

    Şimdiden bilinmez ama...

    Ona, NBA gazı verdiğini de görürüz...

    ***

    İşin...

    Ödenmemiş faturalar ile halen Boogie'ye gelmemiş olan basketbol burs tekliflerine kafayı takan annesi (Pamelyn Chee) kısmına gelince...

    O...

    Oğlu ve kocasının, NBA hayallerine inanmadığı gibi...

    Burs kazanamaması halinde, kendisini üniversitede okutacak...

    Paraya sahip olmadıklarını da bilmektedir...

    ***

    Neyse...

    Okuldaki bir antrenman sonrasında...

    Baş antrenör Hawkins (Domenick Lombardozzi)...

    Boogie'yi, bireysel gösteri yapmak yerine takım oyunu oynaması hususunda uyarmak istediğinde...

    ***

    Boogie'de...

    Geçen sezon sadece üç maç kazanabilmiş olan lise takımını, "çöp" olarak nitelendirince...

    Talebesinin ukalalığını kaldıramayan Hawkins...

    "Seni bu okula, zorla biz getirmedik..." demekle yetinecektir...

    ***

    Hawkins ile Boogie arasındaki, bu sözlü atışmayı duyduğunda...

    İyice öfkelenen Boogie'nin babası ile oğlunu haklı bulan annesi arasında...

    Ciddi bir ağız dalaşı yaşansa da...

    Bu karı koca kavgasının, o an için kazananı olmaz...

    ***

    Yeri gelmişken...

    Boogie ile kankası Richie'nin...

    Eleanor ve Alissa üzerindeki şanslarını...

    Fırsat buldukça...

    Denemekte olduklarını da belirtmiş olalım...

    ***

    Derken...

    Boogie'nin eline...

    Okulun salonunda...

    Midtown Tech'e karşı oynadıkları maçta...

    Dennis Thompson'ı (Farnold Degand), St. John Üniversitesi adına izlemek için gelmiş olan...

    Basketbol takımının scout ekibinden Josh'ın (Ben Davis) radarına girme...

    Ve...

    New York'taki bu üniversitenin, basketbol bursunu kapma fırsatı da geçmişken...

    ***

    Kendi oyun taktiğine uymak yerine, kişisel becerilerini sergilemeyi tercih eden Boogie...

    Antrenör Hawkins tarafından oyundan alınarak, soyunma odasına gönderildiğinde...

    Bu son şansı da...

    Kendi elleriyle tepmiş olacaktır...

    Dakika 35...

    ***

    Monk hususundaki iddiasından vaz geçmeyen babasının yanı sıra...

    Oğluna, burs kazandırabileceğini...

    Olmadı, Çin Basketbol Ligi'ndeki bir takıma transferini sağlayabileceğini düşündüğü menajer Melvin (Mike Moh) ile anlaşan annesinin de devreye gireceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; işin sonunun nereye varacağını öğrenecekleri, 53 dakikalık bir heyecan fırtınası daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top