Annelik İçgüdüsü
Ortalama puan
3,0
2 Puanlama

1 Kullanıcı eleştirisi

5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.324 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
27 Haziran 2025 tarihinde eklendi
Senaryosunu...

Barbara Abel'ın "Derriére la haine" (2012) isimli roman ve Olivier Masset-Depasse'ın...

Söz konusu romandan ürettiği "Duelles" (2018) adındaki Fransız filminden uyarlayarak...

Sarah Conradt kaleme alırken...

İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Benoît Delhomme'un da yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Mothers' Instinct"; sıra dışı nitelikte olduğunu tespit ettiğimiz, psikolojik bir gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Dönemin atmosferinin...

O yıllara ait otomobiller ve kullanılan kostümlere ilaveten...

Hiç çekinmeden...

Yatak odalarının içinde dahi...

***

Kesinlikle katılmadığımız bir biçimde...

Meşhur Hollywood stüdyolarınca...

"Kızıl derililer" olarak tanımlanan "vahşi" Amerikan yerlileri misali...

Hijyen ve üst solunumum yolu sağlığı kurallarına aldırmaksızın...

Fosur fosur tüttürülen sigaralar sayesinde...

Başarıyla canlandırıldığını gördüğümüz...

Bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

1960'ların Amerika'sında...

Alice Bradford (Jessica Chastain) ile Céline Jennings (Anne Hathaway)...

Yakın birer komşu ve 7 yaşındaki erkek çocuklarının anneleri olup...

***

Céline'in...

Kendi oğlu Maxwell "Max" Jennings (Baylen D. Bielitz) ile Alice'in oğlu Theo Bradford'u (Eamon Patrick O'Connell)...

Otomobiliyle gidip okuldan alıp evine geri döndüğünde...

Alice'in kendisi için hazırladığı...

***

Ve kocaları Damien Jennings (Josh Charles) ile Simon Bradford'ın da (Anders Danielsen Lie) hazır bulundukları...

Gün boyu gülünüp eğlenilecek...

Sürpriz bir doğum günü partisiyle karşı karşıya kalır...

***

Tüketilen alkollü içkiler yüzünden...

Neredeyse hemen herkesin akşamdan kalma olduğu...

Ertesi sabah ise...

Babası Simon aracıyla, Theo'yu okula götürürken...

Kendini iyi hissetmeyen Max...

Evde kalıp dinlenecek...

Alice'te, bahçesindeki gülleri budayacak...

***

O işlemi gerçekleştirirken de...

Okulda yaptığı kuş evini asmaya çalışırken...

Balkonun küpeştesinin üzerine çıkan Max'i...

Tehlikeli bir şekilde dururken görür...

***

Ve anında...

Olabileceklerin farkına varan Alice...

Duruma müdahale etmek amacıyla...

İki komşu evi ayıran çalılıktaki...

Tünel benzeri bir aralıktan geçmeye çalışsa da...

Kafasındaki, oldukça iri hasır güneş şapkasının...

Buna engel olması nedeniyle...

***

Koşarak ön kapıya yönelmesi...

Ve içeride...

Elektik süpürgesiyle temizlik yapan Céline'e de...

Sesini duyuramadığı bir esnada Max...

Balkondan düşerek ölür...

***

Böyle olunca da...

Bir anlamda hayata küsen Céline...

Eski dostu Alice'ten iyice uzaklaşırken...

Alice'in oğlu Theo artık onun...

Yeni ilgi odağı halini almış...

***

Hatta...

Céline bu tutumunu...

Theo'nun, evlerinin bahçesinde unuttuğu oyuncak tavşanını...

Kilisedeki cenaze törenine katılan Theo'yu çıldırtmak pahasına da olsa...

Max'in tabutunun içine koyacak kadar ileriye götürmüştür...

***

- Bir ay sonra -


Geçen zamana karşın...

Theo'yu takıntı haline getirmekten bir türlü vazgeçemeyen Céline ile Alice...

Theo'nun okuldaki yıl sonu resitali vesilesiyle...

Yeniden bir araya gelip...

Dostluk gösterisinde bulunsalar da...

Aslında hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı da...

Apaçık bir biçimde görünmekte...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalamaktayız...

Dakika 34...

***

Kısık ateşte, ağır ağır fokurdamasının yanı sıra...

Tarifi mümkün olmayan derecedeki korkunç olayların da gerçekleşeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Jessica Chastain ile Anne Hathaway'in performanslarının damgasını vurmaya devam edeceği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler