Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Ölüm, yaşam, hayata tutunmak gibi konularda basit ve masalsı görünen ama son derece katmanlı ve derin bir iskelete sahip olan; özellikle anlatıcı konumundaki Nick Offerman’ın enfes tonuyla şiirsel bir tat kazanan ve yüreklerimize direkt işleyen bir atmosfer sunan bu yapıtı mutlaka izleyin derim.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Filmler öncelikle kurdukları görsel dünyalar, anlatımları ve hikâyeleriyle çekerler bizi. “Chuck’ın Hayatı” da böyle bir film. Ayrıca Charles Krantz’ı canlandıran Tom Hiddleston ve Benjamin Pajak başta olmak üzere oyuncular gayet iyi. Meslek hayatı boyunca Luke Skywalker karakterinden ve Star Wars evreninden kurtulamayan Mark Hamill’in kariyerindeki en iyi performanslardan birini seyrediyoruz bence. Herkes rolüne o kadar iyi oturuyor ki, “Casting mükemmel” diyorsunuz. Flanagan’ın yönetmenliğinde en çok sevdiğim şey ise melankolik dinginlik olarak tanımlayabileceğim o duygu oldu. Film bittiğinde bile bir süre çıkamadığınız bir duygu
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Ölüm, yaşam, hayata tutunmak gibi konularda basit ve masalsı görünen ama son derece katmanlı ve derin bir iskelete sahip olan; özellikle anlatıcı konumundaki Nick Offerman’ın enfes tonuyla şiirsel bir tat kazanan ve yüreklerimize direkt işleyen bir atmosfer sunan bu yapıtı mutlaka izleyin derim.
Habertürk
Filmler öncelikle kurdukları görsel dünyalar, anlatımları ve hikâyeleriyle çekerler bizi. “Chuck’ın Hayatı” da böyle bir film. Ayrıca Charles Krantz’ı canlandıran Tom Hiddleston ve Benjamin Pajak başta olmak üzere oyuncular gayet iyi. Meslek hayatı boyunca Luke Skywalker karakterinden ve Star Wars evreninden kurtulamayan Mark Hamill’in kariyerindeki en iyi performanslardan birini seyrediyoruz bence. Herkes rolüne o kadar iyi oturuyor ki, “Casting mükemmel” diyorsunuz. Flanagan’ın yönetmenliğinde en çok sevdiğim şey ise melankolik dinginlik olarak tanımlayabileceğim o duygu oldu. Film bittiğinde bile bir süre çıkamadığınız bir duygu