Asla Bırakma eleştirileri

Çok net anlamlar yüklenemeyerek her yana çekilebilen ve sırf o sebeple de başarısız bulduğumuz "muğlak finalli" senaryosunu, KC Coughlin ile Ryan Grassby'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Alexandre Aja'nın oturmakta olduğu "Never Let Go"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

Korkunun, "Psikolojik (Psychological)" alt kategorisindeki...

Gizemini son dakikasına kadar koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 20 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantajla...

Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Jeff Aro, Maja Aro ve Chayse Pengilly'nin üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen...

Ve nihayetinde de...

Brüt milyon dolarlık hasılat rakamıyla da gişeye çakılırken...

Sinema meraklılarına da...

M. Night Shyamalan'ın "The Village"ini (2004) anımsatan bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Korkunç rüyalar...

Ve uyanıkken de...

Garip sesler duyup halüsinasyonlar gören "Anne (Momma)" (Halle Berry)...

***

Kendilerine...


"Önce anneme bir yılan olarak geldi... Sonra ona eziyet etmek için başka şekiller aldı...

Ama annem, küçük ve iyi bir kızdı... Ailesinin sözünü dinledi ve her zaman halatını bağlı tuttu... Böylece şeytan ona dokunamazdı...

Eğer şeytan dokunursa, size kötü şeyler yaptırır...


Ey kadim ormanın kutsanmış evi... Saf ve iyi olanlara sığınak... Parlaklığını koruyacağız, senden asla uzaklaşmayacağız...

Cennet burada, evimizde...


Annem içimizde sadece sevginin olduğunu söylüyor... Bu yüzden şeytan bizi bu kadar çok istiyor... Amacı da, bu sevgiyi yok edip bizi birbirimize düşürmek... Birbirimizi öldürtmek...

Tıpkı dünyadaki insanlara yaptığı gibi...

Bunun için de tek gereken, halat bağlı olmadan tek bir dokunuş... Sonrasında ev bile sizi kurtaramaz...


Annem bize, şeytan herkesi ele geçirmeden önce de dünyanın kötü bir yer olduğunu söyledi... Bu nedenle o gelmiş...

İnsanlar, bilsinler ya da bilmesinler, kapılarını ona açtılar...


Büyükannem (Kathryn Kirkpatrick) biliyormuş... Büyükbabam (Georges Gracieuse) ise ona inanan tek kişiymiş...

O iyi bir adamdı ve burayı büyükannem için inşa etmiş... Şeytanın giremeyeceği kutsanmış ev... Dünyanın karanlığından uzakta, ailenin yaşayabileceği bir yer...


Güzel bir hayatmış...

Ancak bir süre sonra büyükannem, ormanda gizlenen bir varlık hissetmeye başlamış... Gün geçtikçe güçlenen, şeytani bir şey...

Ve...

Evden çıkmayı reddeder olmuş...

Büyükbabam evin temeline bir ip bağlamış, böylece büyükannem yeniden dışarıya çıkabilmiş..."


Biçimindeki şeyler öğrettiği oğulları...

Nolan (Percy Daggs IV), Samuel (Anthony B. Jenkins) ve köpekleri Koda ile birlikte...

Ormanın içindeki bir evde...

Dünyadan tecrit bir vaziyette yaşamakta...

Ve onlara yeryüzündeki son üç kişi olduklarını söylemektedir...

***

Hal böyle olunca da...

Avlanarak tavşan, sincap, sümüklü böcek, kurbağa, solucan türündeki protein içeren yiyecekleri toplamak gayesiyle evden çıktıklarında ormanda...

Bir ucu eve...

Diğer ucu da bedenlerine bağlı halatın uzunluğunun izin verdiği uzaklığa kadar giderek dolanabilmekte olup...

***

Filmin ilk bölümünün adı da...

İşte bu bağlamda...

"Halat yaşam çizginizdir..." şeklinde belirlenmiştir...

***

Ki...

Halatının yetişmediği mesafede...

Bir kuş yumurtası gören Nolan...

Onu almak için halatını çıkarmaya yeltendiğinde...

Öttürerek annesini haberdar edeceği düdüğünü ağzına götürmek suretiyle...

İkizi Samuel onu engelleyecek...

***

Ardından da...

Samuel'in bu tavrına içerleyen Nolan...

Onun halatına basarak düşmesine ve ayak bileğini kırmasına yol açarken...

***

Aynı esnada...

Bedenindeki halatın Samuel'den kurtulması...

Bunu bir takıntı haline getirmiş olan Anne'nin çileden çıkmasına yetmiş de artmıştır bile...

***

Zira...

Daha önce küçük bir kız çocuğu (Mila Morgan) ve babası olarak vücut bulan şeytan ile bu defa da Anne...

Kendi annesinin bedenine bürünmüş vaziyetteyken yüzleşmiştir...

***

Üstelik de...

Samuel ile Nolan...

O güne kadar şeytan ile bir kez dahi karşılaşmamışlarken...

Dakika 26...

***

"Çocuklarımı nasıl besleyeceğim?" ve "Bize ne olacak?" adındaki iki bölümü daha bünyesinde barındıran filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; insanı adeta zombiye çeviren kör inançların, bunlara olumlu ve olumsuz anlamda yaklaşan taraflardan hiçbirine hak verilmeden sorgulanılmaya devam edildiği...

75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,