Mother/Android eleştirileri

"Robot" kelimesini ilk kez kullanarak teriminolojiye kazandıran Çek yazar Karel Čapek'in söz konusu robotların ayaklandığı bir hikayeyi anlattığı, "Rossum's Universal Robot (R. U. R)" (1920) isimli tiyatro oyunundan esinlenilen senaryosunu da kaleme alan Mattson Tomlin'in yönetmen koltuğunda oturduğu "Mother / Android", kıyamet sonrasındaki (post - apocalyptic) bir kaçma - kovalamaca mücadelesini resmeden, gizemlerle dolu tipik bir bilim - kurgu drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, hiçbir alakası bulunmasa da, bazı mecralardaki yorumlarda "A Quiet Place" (2018 - 2020) film serisi ile kıyaslanan ve yapımcılarının da bütün umutlarını; kullanılan görsel efekt teknolojisi ile "hamile" ve "anne" Georgia "G" Olsen karakterini canlandıran Chloë Grace Moretz'in, "feminen duygusallık" içeren performansına bağladıklarını açıkça hissettiğimiz, Hulu ve Netflix platformlarınca izleyici ile buluşturulan bu Miramax prodüksiyonuna biraz daha yakından bakalım...

Bay (Jon F. Merz) ve Bayan (Tamara Hickey) Olsen'in kızları Georgia ve sevgilisi Samuel "Sam" Hoth (Algee Smith), Noel kutlaması için arkadaşlarına gitmektedirler...

Ki bu arada Olsen'lerin evinde Eli (Stephen Thorne) ve kutlama için gittikleri evde de Daniel (Liam McNeill) adındaki Raster Robotics teknoloji şirketinin ürünleri olan androidlerin, uysal bir biçimde "insan sahiplerine" hizmet ettiklerine tanık oluyoruz...

Ama ne olduysa aniden çıldıran Daniel, saldırıya geçmek suretiyle ev sahibi çift Lisa (Kiara Pichardo) ve Connor'ı (Jared Reinfeldt) öldürüverir...

Tam katledilme sırası Georgia'yı kurtarmaya çalışan Sam'e gelmişken, metal bir beysbol sopası ile işlenmekte olan cinayete müdahale eden Derrick (Oscar Wahlberg), kafasını kırdığı android Daniel'ı devre dışı bırakır...

Aslında durum, sokaklarda da çok farklı değildir...

Zaten evden çıktıkları anda Sarah'da (Linnea Gardner), sokağın ortasında kafasından vurularak hayatına son verilir...

Neredeyse tüm Amerika'ya bir kaos hakim olmuş ve kendilerine yüklenen orijinal yazılımlarını hackleyerek ayaklanmış olan androidler ile insanlar arasında oldukça kanlı çatışmalar başlamıştır...

Bütün bu gelişmeler sonrasında, Sam ve hamile olan Georgia kasabadan ayrılarak geceyi, ormanda kurdukları bir çadır da geçirirler ve ardından yeniden yola koyulurlar...

Hedefleri, Massachusetts'de yaşadıkları yerden ayrılarak önce "No Man's Land" bölgesini aşmak sonrasında da Boston limanına ulaşmaktır...

Zira oradan Çin veya (askerlerin üniformalarındaki sembollerden Güney olmadığını kolaylıkla anladığımız) Kore'ye geçmeyi planlamakta daha da doğrusu, böyle olacağını ummaktadırlar...

Ancak Georgia'nın hamileliğinin dokuzuncu ayında, yolda rastladıkları bir askeri kampa uğrarlar...

Yalnız Georgia'nın sağlık durumunu kontrol eden kamp doktoru Howe'a (Kate Avallone) göre sadece kadınlar ile çocuklar, teknelerle Asya ülkelerine transfer edilmektedirler...

Bu bilgiye rağmen yine de Sam, gidebilecekleri bir araç bularak şansını denemek istemektedir...

Fakat bunun için Sam'in, kazanması hemen hemen imkansız gibi görünen kuralsız bir boks maçında, bir askerle (Benz Veal) dövüşmesi gerekecektir...

Beklenenin tersine Sam, o askeri sakat bırakacak derecede dövünce Sam ve Georgia, kamp komutanı Yüzbaşı (Will Lyman) tarafından kamptan çıkartılırlar...

Yani yağmur çamur dememeden, yeniden kendi başlarınca yollara koyulmaları gerekecektir...

Neyse ki, terkedilmiş bir ev bulur ve bir günlüğüne de olsa içine sığınarak nefeslenirler...

İşte şans bu ya, ertesi sabah evin garajında Sam, Boston'a doğru sürebilecekleri bir motosiklet de bulmasın mı...

Artık özgürlüğe doğru yollara dökülen Georgia ile Sam'in keyiflerine diyecek yok gibidir...

Eğer dronlar ile takip edildikleri silahlı bir android grubunun saldırısına uğramasalar ve bir tek Sam yakalanarak onların ellerine esir düşmemiş olsaydı...

Peki imdadına, birdenbire ortaya nereden ve nasıl çıktığı bir türlü anlaşılamayan Arthur'un ( Adam Driver'ı anımsatan ve onun kadar da şahane oynayan Raúl Castillo'nun) yetiştiği Georgia'ya ne mi oldu?

Yahut da, birkaç sahne önce son derece güçlü, kuvvetli ve mücadele yetenekli olduğunu öğrendiğimiz Sam, direnemeyerek androidlere esir düşerken hamileliğinin son günlerindeki bitkin Georgia hangi sebeplerle kendini, Arthur'un ormandaki gözlerden uzak mekanına atabildi?

Hem de androidlerin drone takibinden kaçma olasılığı da asla mümkün değilken...

Dakika 53...

Geride sizleri, bütün bu sorular ile daha fazlasının da yanıtlandığı, pek çok "ters köşe gelişme" ile "duygusal bir finale" de sahip olan 57 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Çok büyük beklentilere girmemeniz halinde eminiz, müziklerini de beğeneceğiniz bu filmi ilgiyle izleyeceksiniz...

Keyifli seyirler,

robatların dünyayı ele geçirmesi temalı dram macera karışımı film… ama çok zayıf yönü var… sahneler arası pat küt değişim oluyor sindiremiyorsun… birde çok mantık dışı sahneler var… sürükleyicilik ara sıra bayma moduna geçiyor.. Özellikle sonlarda iyice bayıyor.. ama gene de konu itibarıyle ve özellikle drama tadından ötürü 10 / 70

Filmde aldığım mesajlar güzeldi, sadece filmin başında normal hayatlarını o kadar kısa yayınlamasalardı keşke :( genel olarak beğendim macera severseniz izleyebilirsiniz.