Senaryosunu da, Elfriede Jelinek'ın aynı isimli romanından (1983) uyarlayarak yazmasının yanı sıra yönetmen koltuğunda da, "aykırı" olarak da nitelendirebileceğimiz "sıra dışı" pek çok filmde imzası bulunan sinemanın büyük ustalarından Michael Haneke'nin oturmakta olduğu “La Pianiste / The Piano Teacher"; erotizm ve sadomazoşist bir ilişkinin, arka planını oluşturduğu psikolojik bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 6.2 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek, brüt 9.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla gişeye çakılmış olmasına karşın; Cannes Film Festivali'nde, "En İyi Erkek Oyuncu", "En İyi Kadın Oyuncu" ve "Jüri Büyük Ödülü" kategorilerinde, Benoît Magimel, Isabelle Huppert ve Michael Haneke'ye ödül kazandırmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Aslında söylediği gibi yürüyüş değil de, kıyafet alışverişi yaptığı için apartman dairesindeki evine üç saatlik bir gecikmeyle gelen Erika Kohut (Isabelle Huppert); kendisini kapıda beklemekte olan dominant karakterdeki annesi (Annie Girardot) ile girdiği ağız dalaşının sonrasında saçsaça başbaşa birbirlerine girişiverirler...
Öfke kontrolü mekanizmalarına sahip olmayan anne kız arasındaki bu arbede; sükunetle bitecek klasik tartışmalardan biridir sadece ve aynı yatakta uyuyarak sabaha uyanmalarının önünde de, her hangi bir engel teşkil etmemektedir...
***
Viyana Konservatuarı'nda piyano öğretmeni olan otuzlu yaşlarının sonundaki, evde kalmış kız kurusu Erika'nın; evinde özel dersler verdiği gözleri sulu öğrencilerinden biri, Bayan Schober'in (Susanne Lothar) kızı Anna'dır (Anna Sigalevitch)...
Ki Anna, Erika'nın konservatuvarda da öğrencisidir...
***
Neyse...
Annesi ile birlikte, orada Johann Sebastian Bach'ın eserlerinden yemeli içmeli özel bir piyano resitali de gerçekleştirecek olduğu Dr. George (Udo Samel) ve Bayan Gerda Blonskij'in (Cornelia Köndgen) konutlarına giden Erika; Blonskij'lerin kendisine iltifatlar yağdıran genç yeğeni, Walter Klemmer (Benoît Magimel) ile tanışacaktır...
Erika ve Walter'ın ayak üstü yaptıkları sohbet; Erka'nın annesinin Walter'ı, çok yapışkan bulacağı kadar koyulaşacaktır...
Derken...
George eniştesi, üniversitede mühendislik eğitimi almakta olan Walter'ı; yiyecek içecek ikramının da yapıldığı evlerinin salonunu doldurmuş olan müziksever konuklara, müzikteki hünerlerini de sergilemesi için piyanonun başına davet eder...
Ve Walter...
Erika'nın en sevdiği bestecilerden Franz Schubert'in Do Majör Sonat'ının Scherzo'sunu çalar...
***
Bu arada...
Bir AVM'deki seks shoplardan birinin kabinlerinden birinde, yalnızlık ve cinselliğini baskılamış olan Erika'nın; büyük bir ilgiyle, porno film izlediğine de tanık oluyoruz...
***
Ertesi gün konservatuvarda...
Erika ve bir diğer müzik öğretmeni (Dieter Berner), piyanodaki Anna ile bariton solist öğrenci (Thomas Weinhappel) arasındaki müzikal uyumu kontrol etmekteyken; çalınan kapının ardından, "Master sınıfınızda öğrenciniz olmak istiyorum, sınava giriş koşullarını öğrenebilir miyim?" diye bir soru yönelten Walter çıkıp da dersi bölmesin mi...
Halbuki bu konudaki detayları Walter; öğrenci işlerindeki sekreterlikten kolaylıkla öğrenebilecektir ve muhtemelen bunu kendisi de bilmektedir...
***
Çok geçmez...
Erika'nın tüm karşı koyuşlarına ve olumsuz "not" bildirimine rağmen, piyanodaki performansını beğenen sınav jürisindeki öteki öğretmenlerin (William Mang, Michael Schottenberg, Volker Waldegg, Martina Resetarits, Annemarie Schleinzer ve Karoline Zeisler) oy birliğiyle, Erika'nın kendini beğenmiş ve piyano kariyeri için yaşlı bulduğu Walter, konservatuvara kabul edilir...
Artık Walter, karşılaştıkları günden bu yana kendisini takıntı haline getirdiği Erika'nın öğrencisidir...
Dakika 37...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; "şiddet", "haz", "şehvet" ve "aşk" kavramlarının birbirine karışarak neredeyse yeni anlamlar kazanacakları, 94 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,