Kurak Günler eleştirileri

Filme girmeden önce yorumları okumuştum. Ya çok sevilmiş ya da hiç sevilmemiş olduğunu gördüm. Filmi izledikten sonra anladım ki olumsuz görüş sahiplerinin çoğunun mutsuzlukları mısır cipsi ve kola eşliğinde hepimizin aşina olduğu hollywood estetiği beklentisinin karşılanmamasındanmış.
Böyle bir isteğiniz, beklentiniz varsa bu filmden hemen kaçın. Filmin böyle bir derdi yok.
Filmin nasıl yaşadığımız, ya da yaşamak zorunda bırakıldıklarımizla ilgili söylemek istediği bir sürü şey var. Bunları , bu memnuniyetsizliklerini de doğal olarak -halinden memnun- bir bakış açısıyla anlatmıyor. Ayrıca size kurtarıcı bir kahraman da vaat etmiyor üzgünüm.
Bu bokun içinde bir başınasınız!
Şöyle düşünebiliriz, örneğin soğan, sarımsak yemiş bir adamın ağzınızın içine girerek dakikalarca konuşmasını bir 3. kişiye hissettirerek anlatmak istiyorsunuz. Dogru anlatırsanız adamın nasıl canı sıkılır degil mi, bu filmden de onu beklemek lazım.
Bence film derdini anlatıyor sadece bazı bölümler bence son 2 bölüm gereğinden fazla hızlandırılmış, bir parça daha sindirerek ilerlerse daha derin bir ürüne dönüşebilirdi.
Yine de son 2 yıldır izlediğim en iyi yerli filmdi. Emeği
Geçen herkese Teşekkür ederim.
Kurak Kayseri'den selamlar

Eşimle bir heves açtık izledik başlarda heyecan vericiydi 5 dakika kalmıştı bitmesine meraklandık nereye bağlayacak acaba sonunu diye bir an evvel bitirelim dedik ama maalesef umduğum gibi bitmedi final olmayan filmleri sevmiyorum biz beğenemedik 👎🏻

Hayatımda izlediğim en kötü film bir devlet savcısı bu kadar aşağılanmaz ve bu kadar aciz düşürülmez baştan aşağı berbat. Zamana yazık

hukukun adaletin yozmasligi, ahlak, harika bir turkiye alegorisi gerilim unsurlarini cok iyi kullanmis seyircinin kendisini rahat hissetmemesini saglamis katharsis yasatmamis tabi ki. alegorinin kotu tarafi sagolsun filmin reklamina cok vesile oldu, ilk haftasonu sayisi kis uykusu ahlat agacini gecmis. kendisini boyle basarilarda gormek cok onur verici cunku filmi tasarladigi siralarda biz muhendislere sinema sanati dersi veriyodu teknik universitede. gercekten inanilmaz dolu bir insan ve hayatimizda aldigimiz en iyi dersti sinif arkadaslarimla.

İNSANOGLUNUN İSTEKLERİ OLMAYİNCA VE KONFORLU ALANİNA MUDAHALE YAPİLİNCA KARŞİSİNDAKİ KİSİLERİ BU KİSİLER HAK VE HUKUKU SAVUNAN KİSİLER OLSA BİLE AVLAMAYA GİTTİKLERİ DOMUZDAN BİR FARKLİ GORMEDİKLERİNİ FİNALDE İSE BU ZİHNİYETLE ARADA OLUSAN UCURUMU GOSTERMEK İSTEMİS BİR YAPİM OLARAK Yorumladim

Uzun zamandır izlediğim en kötü film. Devletin Savcısı bu duruma düşmemeli..İdeal bir savcı gibi davranıyor ama başına gelebilecekleri düşünemeyecek kadar öngörüsüz. Senaryo, yönetmenlik berbat 2 saatime yazık oldu.

Gerilimi hissettiriyor. Ancak olay örgüsü ve senaryosu iyi çalışılmamış. Bir gelecek bir geçmiş bir şu an derken ordan oraya atlanılıyor ve bu sayade bir şeyleri kaciriyorsunuz. Koskoca devletin savcısı da çok aciz ve beceriksiz gösterilmiş. Filmde kim suçlu kim suçsuz derken öyle rezil bir sonra bitiyor ki (Hatta sonu bile yok) suçluyu bulamıyorsunuz. Hakimeden ve komserden bile şüpheleniyorum. İşin icerisinde olabilirler. Kısacası çok vaktiniz var ve israf etmek istiyorsanız izleyiniz.

Bu kadar tutuk bi film olamaz . Bir savcı yeriyerinden oynatabilirken burda çocuktan korkuyor. Ve finalsiz film sevmem bu da onlardan biri

Hayatımda bu kadar saçma sapan bir film bu kadar ilgisiz alakasız sonu bu kadar iğrenç ve saçma biten bir film daha izlemedim. Bir devlet savcısı bukadar ezilemezdi, yemin ediyorum filmin yönetmeninden ve yapımcısından davacı olsam yeridir ömrümün bir buçuk saatini boşa yedi sakın izlemeyin berbat berbat berrrbattttt.

Böyle mükemmel oyuncuların olduğu bir film de neden final olmaz . Çok güzel başladı ama sonu yok. Olan aklinizida yitirmeyin izlemeyin izlettirmeyin

Sonu olmayınca sanat, biseksüel mesajlar varsa ödüllü filmlerden bıktık artık. Şahsiyet dizisinin kötü film versiyonu. Müzikler kasaba ve konu o kadar esinlenmiş ve kötü.işlenmişki. Azıcık masraf edin biraz aksiyon katın sürükleyici olsun. Bu mu altın portakal alan kalitemiz. Yazık

Son yıllarda cesurca çekilebilen çok az politik filmden biriydi. Görüntü çekimleri, ünlü olmasına rağmen nokta atışı oyunculuklarla kendini izlettiren bir film.

Hic begenmedim 👎 okadar yavas ilerliyordu okadarki surekli hizlandirmak zorunda kaldim bunun neresi vasat

Yanıklar kasabasına tayini çıkan Savcı Emre, başta kasabadaki sorunları, usulsüzlükleri çözebileceğine inanmaktadır. Fakat yozlaşmış bu şehirde adaleti yerine getirmek oldukça zordur. Bu günümüz toplumlarını da gözler önüne sermektedir.
Savcı Emre ile Belediye Başkanı Selim’in oğlu arasındaki gerginlik ilk andan itibaren başlayıp filmin sonunda da bir kaosa dönmüştür. Bir yandan da gazeteci Murat, Emre'yi Selim’e karşı doldurmaktadır.

Film sonunda yönetmen, aklımızdaki soruları cevaplamak yerine bizi büyük bir boşluğa itiyor. Kim haklı, kim kurban karmaşık bir hale gelmiştir. Ama emin olduğumuz bir şey varsa o da savcı Emre’nin mantığı ve vicdanıyla hareket etmeye çalışıyor olmasıdır. Her ne kadar bunda bocalasa da kendince doğrularını uygulamaya çalışıyor.

Emre, her ne kadar Murat’a karşı önyargılı olsa ve temkinli davransa da (hatta bir ara gölde kavga etseler de) filmin sonunda savcıya sadece Murat’ın destek olduğunu görmekteyiz. Murat, masum olduğu için mi yoksa tek başına kaldığı ve bir çıkarı olduğu için mi savcının yanında durmuştur bundan da tam olarak emin olamıyoruz. Filmdeki LGBT ögeleri az da olsa karşımıza çıkmaktadır. Açık bir şekilde ifade edilmezse de izleyici bunu kavrayabiliyor.

Filmin sonunda Emre ile Murat’ın bir anda karşı tarafa ışınlanması bizi düşünmeye itiyor. İkili o kalabalıktan gerçekten kaçabiliyor mu, yoksa Yanıklar kasabasının kurbanı mı oluyorlar? Yönetmen, filmin sonunu bir nevi bize bırakıyor.

Bir sinema izleyicisi olarak Kurak günler filmini Burning Days ismini görerek tıkladım. Ancak filmin Türk filmi olduğunu anlayınca kapatmak fikrindeydim. Bir an merak edip fragmanı izledim. Fakat malesef ki film beni yanıltmadı.
Filmin replikleri sahnelerin geçişleri oyuncuların bakışları, tematik kamera görüntüleri, abiyane konuşmalar, savcı beyler, saçma sapan saldırı sahneleri ve nihayetinde beklenen film sonu. Kendimi basma kalıp bir türk dizisi izlermiş gibi hissettim.
Sizden ricam adına ingilizce ekleyerek sinema yapma sevdasından vazgeçin.
Filme bilim, teknoloji entellektüel arümanlar ve replikler koyun insanların duymadığı konuşmadığı leyler ekleyin.
Biraz da paraya kıyın ve aksiyon sahneleri ekleyin.
Neden bizimde Holywood tarzı filmlerimiz olmasın. Neden bizimde uçakta, trende, gemide, yeraltında yada araştırma laboratuarlarında geçen filmlerimiz olmasın..Neden bizimde Quintin Tarantino, Steven Spielberg, Stanley Kubrick gibi yönetmenlerimiz olmasın. Bakın bazı filmleri 30 defa izlediğim oluyor. Ama izlediğim çekilen sahnelerin görselliğinin yanında o güzel replikleridir.
Sizlerden tek ricam ben ölmeden önce bir tanede olsa bir film yapın ki gözlerim açık gitmesin.