Hayatın olağan akışı çerçevesinde, filmin ilerleyen dakikalarında...
Gerçek de, kurguya ilişkin ana omurgayı oluşturması ve eleştirilmesi gerektiğinin de beklenildiği...
Yahut da...
Öyle olmasının tahmin edildiği, Fransız "sömürgeciliği" ile "emperyalizmi" yerine, onları ziyadesiyle gölgede bırakan...
Savaşların, ruhları da çürüten yıkıcılığının yanı sıra "zor kullanımı" ve "manipülasyon"a tabi tutulan iki farklı insan tipolojisinin...
"Her daim, dimdik ayak da durarak ilelebet direnmek" ve "çözülerek anında entegre olmak" şeklindeki...
Her birinin, bir öbürüne tamamen aykırı davranışlarına dair sağlam bir bakış açısının da gözler önüne serilerek, psikolojilerinin tartışılmasının sağlanıldığı senaryosunu da Olivier Demangel ile beraber kaleme alan Mathieu Vadepied'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Tirailleurs / Father and Soldier"; finalindeki jenerik de, tarihi bir bilgi de verilen bir savaş draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
18 Mayıs 2022 tarihindeki dünya prömiyeri, Cannes Film Festivali'nin "Belirli Bir Bakış (Un Certain Regard)" kısmında yapılan...
14 milyon dolar bütçeli bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
- 1917, Fouta Toro, Senegal -
Gün boyunca davarlarını...
17 yaşındaki oğlu Thierno (Alassane Diong) ile birlikte otlatarak güden Bakary Diallo'da (Omar Sy)...
Aynen Afrika'daki öteki Fransız sömürgesi ülkeler misali...
Endişe içindeki köyündeki diğer yetişkin insanlar gibi...
Oğlunun da Fransız ordusu tarafından askere alınıp...
I. Dünya Savaşı'nın, Avrupa'daki cephelerinden birine götürülerek çarpıştırılması korkusu içindedir...
***
Ki...
Çok geçmeyecek...
Ve Bakary, ne yaparsa yapsın...
Thierno'nun yakalanarak, askere alınmasına engel olamayacak...
***
Böyle olunca da...
Hiç olmazsa...
Ona göz kulak olmak veya bir yolunu bulup kaçmak amacıyla...
Kendisi de gönüllü olarak Fransız ordusuna katılacak...
***
Fakat ikincisinin...
Yani firar ederek tüymenin...
Bazı hususi şartlar dışında, neredeyse imkansızlığı...
Çok kısa bir süre içerisinde anlaşılacağından...
Sıra işin, başlarına geleni kabullenip hayat da kalmaya çalışmak faslına odaklanmak olduğu kavranılacak...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 23...
***
Omar Sy'ın performansı ile savaş koşullarının acımasızlığının, damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında; özellikle de, "Afrikalı naifliğini" sürdürmekten asla vazgeçmeyen Bakary Diallo karakteri bağlamındaki ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,