Hesabım
    Zavallılar
    Ortalama puan
    3,5
    31 Puanlama
    Zavallılar hakkında görüşlerin ?

    10 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    5 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Egemen aryan
    Egemen aryan

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    13 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Öncelikle izlemekten çok keyif aldığım bir filmdi. Filmin her dakikasını severek izledim. Filmde insanları hoşnut eden cinsel hazların nasıl çarpıtılıp, duygusuzlaştırılıp ataerkil dünyada sadece erkeğin keyif aldığı bir hale dönüştürülmesini açık bir şekilde ortaya koyuyor.Bu bağlamda müthiş bir film.
    Godwin öğrencisi Max okumuş ve aydın bir kişiliktir. Bella'nın özgürlüğünü savunan biridir ama özgürlüğünü kısıtlayan erkeklere göre zayıf bir karakterdir. Bu nedenle erkeklerin bilinç altına, kadın özgürlüğünden yana olan erkeklerin zayıf karakterli olduğu yanılgısı yerleşir. Bu da toplum içindeki erkeklerin çoğunluğunun kadın özgürlüğünden yana olmamasına küçük bir etkendir. Her ne kadar küçük bir etken de olsa dikkate alınması gerekir.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.892 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Alasdair Gray'in aynı isimli romanından uyarlayarak Tony McNamara'nın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da...

    Filmografisindeki...

    "Kynodontas / Dogtooth" (2009), "The Lobster" (2015) ve "The Killing of a Sacred Deer" (2017) gibi altyapıları güçlü işlerden de tanıdığımız Yunanlı sinemacı Yorgos Lanthimos'un oturmakta olduğu "Poor Things"; "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış...

    İnsanları, bilhassa da kadınları...

    Belirli kalıplar içerisinde davranmaya zorlayarak "robotik" maskaralara dönüştüren, hakim nitelikteki toplumsal ve ahlaki kuralların ustalıkla sorgulanıldığı...

    Destansı bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz...

    Üstelik ilk çeyreği de neredeyse tamamlanmakta olan 21. yüzyıldaki Ortadoğu ve Anadolu coğrafyalarındaki, ezik birer "zavallıya" dönüştürdüğü kadın ile kadın erkek ilişkilerine baskın bakış açısını hiç de aratmayan; (romanda İskoçya, filmde de İngiltere'deki) 19. yüzyıl Victorian dönemi yaşam tarzının, kıyasıya eleştirildiği 11 kategorideki Academy Ödülü'ne aday gösterilirken...

    5 BAFTA ve 2 Golden Globe Ödülü'nü kazanıp...

    Venedik Film Festivali'nde...

    Ani ve haklı bir manevrayla...

    Luc Besson'un "Dogman"i, Pablo Larraín'in "El conde"si, Agnieszka Holland'ın "Green Border"ı, Bradley Cooper'ın "Maestro"su, Michel Franco'nun "Memory"si ve David Fincher'ın "The Killer"ının önüne geçerek...

    "Altın Aslan" Ödülü'nü kucaklamış olan İngiliz yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...

    Londra'daki Thames Nehri üzerindeki bir köprüden atlayarak intihar eden, adının Victoria Blessington olduğunu sonradan öğreneceğimiz...

    Hamile bir kadının görüntüleriyle başlar...

    ***

    Derken...

    Başında oturmakta olduğu piyanonun tuşlarına...

    Rastgele dokunarak...

    Aslında sadece gürültü yapmakta olan Bella Baxter (Emma Stone)...

    Ve...

    Suratındaki deformasyonun dikkatlerden kaçmasının asla mümkün olmadığı evin...

    Gerçekte...

    İçinde büyükçe bir ameliyathaneyi de ihtiva eden malikanenin sahibi olan Dr. Godwin Baxter (Willem Dafoe) ile de müşerref oluruz...

    ***

    Ki...

    Elleriyle yemek yiyen Bella bu çocuksu tavrını...

    Evdeki yardımcı kadın Bayan Prim'in (Vicki Pepperdine) yemek servisi yapmakta olduğu masada...

    Üzerine vurduğu çatal ve kaşık ile de sürdürmektedir...

    ***

    Bu arada...

    Oldukça sıra dışı fikirlere sahip bir cerrah ve Londra'daki bir üniversitede hoca da olan Dr. Baxter...

    Oditoryumda dersini dinleyen iki burjuva öğrencinin (Jack Barton, Charlie Hiscock) fikirsel hışmına uğrayan Max McCandles'ı (Ramy Youssef) kendine...

    Asistan olarak alıp evine getirir...

    ***

    Vardıklarında kendilerini...

    Tabakları yere atıp kırarak eğlenmekte ve görür görmez de...

    Sanki üç dört yaşlarındaymışçasına Dr. Baxter'ın kucağına zıplayacak olan Bella karşılar...

    ***

    Bella'nın bu...

    Bebeklik yaşındaki çocuklarınkini anımsatan zeka yapısı Max'in ilgisini çektiğinde de...

    Dr. Baxter durumu...

    Gerçekleri saklayıp yalan söyleyerek...

    "Beyin hasarı geçirdi... Tedavi ettim... Zihinsel yaşıyla biyolojik yaşı henüz eşleşmedi... Lisan yavaş yavaş oturuyor... Hızla ilerleme kaydediyor..." biçiminde açıkladığında...

    ***

    Bunu...

    "Muazzam bir şey..." olarak karşılayan Max'e...

    "Gelişmesi titiz bir şekilde kayıt altına alınmalı... Benim için yapar mısın?" sorusunu yöneltir...

    ***

    Ve beklediği...

    "Şeref duyarım..." yanıtını da alır...

    ***

    Bu arada...

    Yarısı ördek yarısı kuzu, yarısı köpek yarısı domuz türündeki melez hayvanların...

    Bella ile beraber başıboş olarak malikanenin içinde ve bahçesinde koşturmaları da dikkatlerden kaçmazken...

    ***

    Dr. Baxter'ın...

    Geçmişini merak ederek kendisine "Tanrı" diye hitap edip sualler soran Bella'ya da...

    Aynen Max'e yaptığına benzer yalanları sıraladığını fark ediyoruz...

    Özellikle de...

    Yakından tanıdığını belirttiği ve Güney Amerika'daki bir toprak kaymasında öldüklerini iddia ettiği ebeveynleri hakkında...

    ***

    Çok geçmez Dr. Baxter...

    Olan bitenden iyice huylanmakta olan Max'e...

    Bella'ya dair, Bella'nın da haberdar olmadığı...

    Aşağıdaki itirafı, çok daha fazla geciktiremez...


    "Yeni ölmüş, yaşamın kıyısındaki bir ceset elimize nadiren geçer... Henüz sertleşmemişti... Teni daha yeni soğuyordu... Nabzı yoktu... Ama biraz elektrik vardı, onu hayat da tutabilirdim...

    Terk ettiği hayattan öyle nefret ediyordu ki, yaşamına son vermeyi tercih etmişti... Tek bildiğim buydu...

    Özenle seçtiği boş sonsuzluktan çıkarılarak, personel ve ekipman eksikliği çeken tımarhanelere, ıslahevlerine veya cezaevlerine zorla tıkılsa ne hissederdi? Zira intihar, bu Hristiyan ülkede delilik veya suç olarak görülüyor... Onun kaderini belirlemek bana düşmezdi...

    Fakat fark ettiğim bir şey oldu... Araştırmalarım beni, bu noktaya getirmişti...

    Kader bana bir ceset ve canlı bir bebek vermişti...

    Yapılması gereken belliydi...

    Bebeğin beynini çıkarıp kadının kafasına koyacak ve onu diriltip izleyecektim..."


    ***

    Yani Bella gerçekte...

    Filmin en başında intihar eden hamile Victoria Blessington'dan başkası değildir...

    ***

    Neyse...

    Zihinsel gelişimini hızla sürdürmekte olan Bella...

    Cinsiyetinin de farkına varıp...

    Artık...

    Meyve ve sebze ile mastürbasyon yapmanın tadını da çıkarmakta...

    ***

    Ardından da...

    Babası tarafından hadım edilmiş olan Dr. Baxter Max'e...

    Yanında yaşamaları koşuluyla...

    Bella ile evlenmesini önermekte...

    ***

    Ve bunun için de...

    Londra'daki bir evde...

    Dr. Baxter ile Max'in arasına sıkışıp kalmış olan Bella'yı alıp dışarıya çıkartarak...

    Özgürlüğüne kavuşturacak...

    Duncan Wedderburn (Mark Ruffalo) adındaki, çapkınlıklarıyla ünlü hercai bir avukata...

    Bir evlilik sözleşmesi hazırlattıracak...

    ***

    Sonrasında da...

    Dr. Baxter'ın hoş görüsü ve Max'in ayak diremesine rağmen Bella, Duncan ile birlikte Portekiz'e doğru yola koyuluverecektir...

    Dakika 41...

    ***

    Şu ana kadar "siyah-beyaz" olarak izlediğimiz filmin, Bella'nın İskenderiye'nin sefalet yuvalarından Paris'in genelevlerine kadar sürecek olan yolculuğunun "rengarenk" görüntülerle gözler önüne serileceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; varlıklarıyla filme...

    Hanna Schygulla, Margaret Qualley ve Christopher Abbott gibi oyuncuların da renk katacakları, 100 dakikalık muhteşem bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Muhammed aydın
    Muhammed aydın

    19 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    23 Mart 2024 tarihinde eklendi
    İnsanlar bu filmi nasıl beğeniyor ve bu film nasıl 5 oscar alıyor anlamış değilim filmde hem cinsellik çoktu hem filmin ilk başta gri renk olması çok saçmaydı hem sanki kadın sex yaptığı için düzeldi aq o neydi öyle yani mesela oppenheimer oscarı hak etti bence de oscar onun için iyi ama bu kadar da değil yani ben bu filme 7 veya 8 vereceğimi düşünmüştüm ama maalesef yani filmde Einstein olsaydı einstein'in beynini başka birine taksalardı daha mantıklı olurdu 🤣 o 2 puanı oyunculukların dan ve oyuncularından dolayı verdim diğer 2 puanı da eğlencesinde dolayı verdim 4/10 😡🤬 berbat
    Ela nur Tunçdemir
    Ela nur Tunçdemir

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    23 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Mesaj verme amacına saygım sonsuz lakin filmde cinsellik anormal derecede fazlaydı bence boyle önemli bir konu daha normal sekilde de anlatılabilirdi. En azından gemide harry ile kalmasını ve sonrasında harry nin saf sekilde ona gercek dunyayi anlatmasını bekledim... her seyi gectim bu film oscarı hak etmiyor bana kalırsa.Tabii emma stoneun oyunculuguna ve ödülüne bir sey diyemem ama keske daha dogru bir filmde kazanmis olsaydi... kısacası film cinselligin bu denli fazla olmasi ile harcanmis diye yorumluyorum maalesef. spoiler:
    Murat Şahin
    Murat Şahin

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    2 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Hayatımda izlediğim en kötü film .Gerçek bir zaman kaybı sinemada sadece para verdiğim için izlemeye devam ettim. Cinsellik desen saçma sapan bir seviyede, müzikler iğrenç, sesler çok kötü, kurgu çok kötü. Film başlangıcı sizi acaba nasıl olacak diye meraklandırıp o kadar basit saçma salak bir filmşe karşılaşacaksınız ki lütfen gitmeyin ya ilk defa yorum yazıyorum. Kusra bakmayın ama bu kadar aptal bir filme gitmeyin. Ya da izleyip ya ben böyle bir yorum görmüştüm aslında keşke girmeseydik dersiniz!
    Tolgakocak
    Tolgakocak

    146 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    filmi dün sinemada izledim cok etkileyici oyunculuk görsel efekt müzik ve kıyafet tercihleri vardı beğendim özellikle oyunculuğu sevdiğim emma stone bence kariyer oyunculuk performansını göstermiş cruelladan sonra bu filmini de izledim karakterinin gelişimi cok başarılıydı yetişkin bir bedenin bebek beyni ile uyumsuzluğunun bariz bir örneğini cok güzel göstermişler ve zamanla yetişkin birisi oluyor konuşmasını geliştiriyor ama onun icin cok bedeller ödüyor ve felsefe tarzı kitaplar okuyor diğer oyuncuları performansına bakarsak emma stone kadar etkili olmamış ama filmi arşa cıkarmış bence mark ruffalo ile uyumu enterasandı 10/7.5 bellanın duncan tokat atıp onunda auv dediği sahnede cok güldüm :D
    Suleyman Dogru
    Suleyman Dogru

    10 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    15 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Film, bazı mesajları çok açık bir şekilde gözümüze sokmaya çalışması haricinde başarılı bir kurguya sahipti. Emma Stone'un performansı filmi bir üst seviyeye taşımış. Yaratılan dünya, izleyiciyi duygusal olarak şaşırtan bir derinliğe sahipti. Süresi biraz daha kısaltılsaydı, film gücünden bir şey kaybetmeyebilirdi. Ancak, karakter gelişimini tamamlayarak doyurucu bir deneyim sunmuş. Yönetmeni ilk kez izleyenleri afallatacak detaylar oldukça eğlenceliydi.
    Abdullah Cansuz
    Abdullah Cansuz

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    21 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Film aile filmi değil gerçekçi olsun diye bütün cinsel fantazilerinizi filmde gösterimenize gerek yok
    cigdem eren
    cigdem eren

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    9 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Komedi/Bilim kurgu türüne asla girmeyen,yarı prografik cinselliği yoğun sekilde işleyen, türünün sanat filmi olması gereken,sinemaya giriş yaşinin 18 olmasının kontrolünün sağlanması gereken bir film. Ve ilk defa bir filmden arada çıktık ve 2. Yarıya girmedik.
    Kemal Güler
    Kemal Güler

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Öncelikle filmin son yıllarda yapılmış filmlere nazaran farklı olduğunu düşünüyorum, farklı bir evren ve stille bizleri karşılıyor, hikayenin ele alınışı gerçeken iyi iş, bunun üzerine bir de Emma Stone'un iyi oyunculuğuyla beraber film hakettiği ödülleri bir bir aldı. Çıplaklık ve cinsellik konusuna gelecek olursak evet seks sahnelerinin ve çıplak sahnelerin çokluğu aşikar fakat bulunduğumuz topluma göre bunu değerlendirmek son derece yanlış, ayrıca buradaki amaç saflığın ve kadının objeleştirilmesini konu almak, o yüzden buraya takılıp filme kötü demek bence yanlış. Ruffalo ve Dafoe'nun da son derece iyi olduğu filmi çok beğendim, spoiler: Karakter Duncan'ın anlamsız 1970 sinema tepkileri ve 1 dakikalık ayak çekimine anlam veremedim, onun dışında tekrar belirtiyorum film oldukça iyiydi.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top