Doors eleştirileri

Chris White'ın yaratıcılığını da üstlendiği hikayesini, senaryolarının tamamında imzasının bulunmasının yanı sıra filmin yaratıcı yönetmenliğini de üstlenen Saman Kesh ile birlikte kaleme alırken...

Yönetmen koltuklarında oturmak suretiyle...

Saman Kesh'in "Knockers" ve "Interstitials", Jeff Desom'ın "Lockdown", Dugan O'Neal'ın da "Lamaj" isimli kısımlarını çektikleri "Doors"; 84 dakikalık bir bütünün "mütemmim cüzlerini" oluşturan dört kısa filmlik, gizemli bir bilim kurgu antolojisi olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan; bu bağımsız Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Telefonla 911'i arayan bir kadın...

Kendisiyle konuşmayan ve söylediklerini dinlemeyen, çırılçıplak vaziyetteki kocasının...

Ormana doğru yürümekte olduğu ihbarında bulunurken...

***

Aynı 911'e...

Aslında etrafında, kimsecikleri göremeyen bir kadın...

"Sanırım biri benimle konuşuyor, bir ses duyuyorum..."


Bir adam da...

"Odamda kapana kısıldım... Kapımı kapatan bir şey var..."

Şeklindeki yardım taleplerini iletmektedirler...

***

1. Gün: Karantina

Bay Johnson (Christopher Black)...

Ash (Kathy Khanh), Liz (Julianne Collins), Jack (Aric Generette Floyd) ve Rory (Rory Anne Dahl) isimli öğrencilerinin cep telefonlarını toplayıp...

Onları, sınıftaki dolaplardan birinin içine kilitler kilitlemez bir saat süreli sınavı...

Tam başlatmışken...

Aniden o telefonlardan biri acı acı çalıp...

Kendisininkine de, peş peşe bildirimler gelmesin...

***

Ve...

Dışarıdaki siren sesleri ile tepelerinde uçan helikopterin gürültüsü duyulmasın...

***

Ardında da...

Kendi telefon görüşmesini tamamlar tamamlamaz Bay Johnson...

Rory'i sınıfta gözlemci olarak bırakıp...

Dışarıya çıkmasın mı...

***

Zaten çok geçmeyecek...

Ve sınıftaki dahili anons hoparlöründen...

Kampüsteki herkes için karantina uygulamasının başlatıldığı duyurularak...

Sınıflarda kalınması ve talimatların beklenilmesi istenecektir...

***

Neler olup bittiğini anlayamayan, merak içindeki dört genç...

Bay Johnson geri dönmeyip...

Uçaklarda tepelerinde vızıldayarak uçmaya başlayınca...

Devirerek kırdıkları dolaptaki telefonlarını da alıp...

Kendilerini sınıflarının bulunduğu koridora atıklarında...

***

Koridorun bir ucunun...

Ash ile iletişim kurup, kendisiyle gelmesini isteyen...

Ve içine giren her şeyi de, vakumlu bir dipsiz kuyu misali anında yutan...

Tanımlayamadıkları...

Bitkiyi andırır bir nesne ile kaplandığını görerek...

***

Kendisi dışındakiler dehşete kapılıp...

Başka bir çıkış yolu arama çabasına yönelmişlerken...

Bir tek Ash, söz konusu nesnenin...

İçine gireni, yok etmek yerine başka bir yere götürdüğü düşüncesine kapılmış durumdadır...

***

Derken...

Bir LGBTI+ birey olarak, sınıf arkadaşı Liz'e aşık olduğunu da anladığımız Ash...

Tartıştığı Jake ile onun düşerken çarptığı Rory'nin...

İstemleri dışında nesnen içine düşmesine sebep olurken...

***

Aynı nesneden aldığı...

Liz'in kendisinden hoşlanmadığına ilişkin bilgi sonrasında...

Kendisi de, mevcut dünyayı terk ederek içeriye dalıverir...

***

Peki...

Şu ana kadar ne yaşandı gerçekte derseniz...

İşte onun için de...


"Bu gece keşfettiğimiz, vızıltı gibi garip olan şeyi bulduğumuz yerdeyiz... Doğaüstü, açıklanamayan, haftanın en tuhaf olayı...

Gece yarısına, hoş geldiniz...

Büyük bir gösteri... Bu gece konuşacak çok şeyimiz var...


Muhtemelen bildiğiniz gibi, eğer bir delikte yaşamıyorsanız bu şeyler... Ve tam olarak neden bahsettiğimi de biliyorsunuz bence...

Bilim insanları, sonunda onlara; 'Kapılar' diye, lanet olasıca aptal bir isim verdiler...


Birkaç hafta önce tüm dünyada görünmeye... Ardından da hepimizin bildiği, gerçekten garip şeyler olmaya başladı...

Milyonlarca insan, sevdiklerimiz kayboldular millet... Ve biliyorsunuz, çoğunun öldüğü varsayılıyor...


Ama dinleyin, daha da tuhaf olan bazılarının geri dönmesi ve görünüşe göre bugün yürürlüğe girecek olan 'Tokmaklar (Knockers)' programı...


Bu şeyin, gerçek gönüllüleri var... Kapılardan girmeye gönüllü insanlar...

Evet insanları öldüren ya da deli eden şeylerle aynı...


Biliyor musunuz, bu çok şaşırtıcı...

Hangisi daha aptalca bilemiyorum: saldırgan bir terim 'Tokmaklar'... Demek istediğim, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünenler; sivillerin bir kapıdan girmesini istiyor gibiler...

Ama sanırım sonucunu önümüzdeki 24 saat içinde göreceğiz...

İyi şanslar gönüllüler..."


Şeklindeki bir sunumu gerçekleştiren...

Podcast yayıncısı Martin Midnight'a (seslendiren David Hemphill) kulak veriyoruz...

Dakika 24...

***

Büyük bütçeli Hollywood prodüksiyonlarının müptelalarının ayarlarını bozacak olan filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ziyadesiyle kafa yormalarına yol açacağını düşündüğümüz, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

sakin izlemeyin yarrak gibi bir film. hicbir sey aciklanmamis got gibi birakiyor. konular birbirinden bagimsiz zateb imdb si uc puan ne bekliyonuz ki. bu filmi yapan adamin gotunu sikim