Better Man: Robbie Willams'ın Hikayesi
BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
4,0
Çok İyi
Better Man: Robbie Willams'ın Hikayesi

Maymunlu bir hayat hikayesi!

Yazar: Banu Bozdemir

"The Greatest Showman" filminin de yönetmeni Michael Gracey, ilginç denebilecek "Better Man: Robbie Williams’ın Hikayesi"ni bize aktarırken, bu türdeki filmlere de yeni bir soluk getiriyor. Filme dair hiçbir detay bilmeyenler, maymun formlarında karşımıza çıkan (İlk başta kostüm sanılabilir) Küçük Robbie’nin işçi sınıfına ait yoksul bir kasabada futbol oyunu için arkadaşları tarafından son olarak seçildiği andan itibaren takındığı ifadenin, sonrasında iç dünyasına ve duygularına dair çok şey söylediğine tanıklık edecek.

Paramount Pictures

Çoğunlukla klasik, müzik biyografi tarzında akan "Better Man"; aynı zamanda bu tür filmlerde müziğin arkasında debelenen kişinin iç dünyasıyla da ilgileniyor. Yani sürükleyici bir anlatı için gereken mevcudiyetler iş başında. Ergenlik döneminde oğlunu yalnız bırakan bencil bir baba figürü, ikonik bir popüler kültür yapıcı ve yıkıcısı uyuşturucu, seks, şöhretin düşürdüğü tuzaklar, piyasa dinamikleri, başarısızlığa mahkûm bir aşk, onun çocuksu yanını pompalayan ve ona güç aşılayan diğer bir aile bireyi / burada büyükanne. Bu filmi diğerlerinden ayıran en büyük şey Robbie’nin (Jonno Davis canlandırıyor) insanlaştırılmış bir maymun (Maymunlar Cehennemi efekti) olarak canlandırılması ve en büyük hamleyi bu noktada yapması oluyor. Kusursuz CGI ile işlenmiş antropomorfik bir maymun olarak karşımıza çıkan Robbie, Gracey’nin büyülü gösterisi olarak da yorumlanabilir. Tabii bu fikir gökten zembille inmiyor. Williams verdiği röportajlarda kendisini bir performans maymunu gibi hissettiğini ve diğer insanlara göre daha az evrimleştiğini söylüyor. O yüzden hileli bir film izlediğinizi düşünmüyor, aksine biyografik filmlerde oyuncunun yüzüne bakıp, onu canlandırdığı kişiyle kıyaslama derdinden kurtulup, bir maymunla baş başa kalıyoruz. İşin ironik kısmı bir yana Jonno Davies’in büründüğü maymun kişilik, Williams’ın kendi hareketlerinden (hareket yakalama teknolojisi) bazılarını içerdiği gibi, Davies ve Williams’ı aynı bedende duyurmanın hazzını da yaşatıyor. Oyuncular Robbie’yi maymunlaşmış olarak değil, Robbie’nin kendisi olarak canlandırıyor bu da başkalarından çok onun kendisini nasıl gördüğü imajını öne çıkarıyor. Kendi takıntılarının, vahşiliğinin kazandığı başarının önüne geçtiğine, engel olduğuna değiniyor. Birkaç an dışında insan, çok sıkışık anlarında bir goril gibi çığlık atıp göğsünü şişirmesine tanıklık ediyoruz.

"Better Man", Robbie’nin hayatını çevreleyen, dibe çeken deneyimleri bizzat önümüze getiriyor, onları sansasyonel kılmaktan çok samimiyet katıyor. Tamam, burada da olduğu gibi kabul ediyoruz; her müzisyenin uyuşturucu problemi ve ilgisiz bir babası var! Bunda Gracey’nin akıcı yönetmenliği olduğu kadar Williams’ın dürüstlüğü ve kendisinin bu denli yakından tasvir edilmesine verdiği izin de etkili. Biyografik filmler çoğu kez olumsuz şeyleri ellerinin tersiyle itecek kadar korkakça yönetilir. Oysa Williams kusurları konusunda zekice açık sözlülük gösteriyor, bu şaşırtıcı gelse de hem bir müzisyenin hayatını anlatan hem de en iyi ve en yenilikçi biyografi filmlerinden biri olmayı garantiliyor. Robbie’nin buna bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde izin vermesi ona olan takdir duygusunu kesinlikle arttırıcı bir etki yapıyor.

Film Robbie’nin çocukluğundan 2003 yılında Knebworth’te verdiği rekorlu konserlere kadar iyi işlenmiş, derinlikli, incelikli sahneler içeriyor ve annesinden, Take That’teki grup arkadaşlarına, kız arkadaşı Nicole’le yaşadığı kalp kırıklığından menajerleri Martin Smith’in zorbalıklarına kadar her şeyi detaylı bir şekilde karşımıza getiriyor. En çok da kendi şovunun peşine takılıp onu ihmal eden babasının (Steve Pemberton) uzak duygusunu hissettiriyor ama Robbie babasını affetmeyi başarıyor! Tabii Alison Steadman’in hayat verdiği iyilik timsali büyükanne Betty’i de unutmamak lazım ki, ikisi de ödüllük performanslar!

Filmin müzikal açıdan başımızı döndüren sahneleri mevcut ama bir tanesi öncülük ediyor. Take That’in yükseliş dönemlerinde yüzlerce dansçının meydanı doldurduğu, grubun kostüm şovu sunduğu, ritim duygusunun şaha kalktığı tek planlık sahneyle Rock DJ şarkısı, gerçekten de filmin bütün şov kısmını üstleniyor diyebiliriz. Bir diğeri de yat sahnesindeki muhteşem Ashley Wallen koreografisi. Raechelle Banno ve Jonno Davies tarafından o kadar akıcı ve rüya gibi canlandırılıyor ki, bu romantik ve coşkulu dansa kaptırıp gidiyorsunuz. Filmin bir başka akılda kalan yanı da Robbie’nin farklı maymun versiyonlarının (kopya) hayali ve öfkeli bir şekilde karşısına dikilip onu manipüle ettiği sahneler oluyor ki, içindeki şeytanlıkların dışavurumunun güzel bir sunumu!

Dünyanın en çok satan müzisyenlerinden biri olmasına rağmen Amerika’da istenilen etkiyi yakalayamayan Williams’ın filmdeki odağı daha çok solo müzik kariyeri üzerinden yürüyor. Greatest Hits albümü bile yeniden görücüye çıkıyor. Şarkıları her zaman görkemli bir müzikalin parçası gibi duruyor ve yönetmen iyi bir dağıtımla parçaları arka arkaya sıralıyor.

Hayat hikayesi birçok açıdan sıradan olsa da, bu hayat hikayesiyle ne yapacağını bilen bir yönetmene sahip. Bkz: Greatest Showman. "Better Man", Gracey'nin müzikal fanatizminden sonuna kadar yararlanarak koreografisi titizlikle yapılmış, gösterişli ve coşkulu bir film ortaya koyuyor. Bunda Robbie’nin müzikal çeşitliğinin de etkisi büyük, filmi her yöne esnetebiliyor yönetmen. Başrolün bir CGI maymunu olması nedeniyle her şeyin sarpa sarması beklenirken, sizi arkadan saran bir el gibi kitliyor, bu gerçek dışı sentetik hal bir şekilde filmin samimiyetini katlıyor. Geleneksel müzikalde çok sıradan gelecek anlar biraz cesaret ve küstahlıkla gösterişli bir filmin kapılarını açıyor! Bırakın takım elbiseli bir maymun size My Way’i söylesin!

Banu BOZDEMİR

Daha Fazlasını Göster