Öyle veya Böyle eleştirileri

"Sliding Doors" (1998) tarzı senaryosunu, April Prosser'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Kenya'lı sinemacı Wanuri Kahiu'nun oturduğu “Look Both Ways”; romantik bir komedi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Teksas Üniversitesi son sınıf öğrencilerinden mezuniyet arifesindeki Natalie Bennett (Lili Reinhart) kendi için, Los Angeles'ta çalışarak sürekli yükseleceği 5 yıllık bir kariyer planını tasarlarken; Natalie'nin aynı üniversitedeki arkadaşlarından Gabe (Danny Ramirez), davulcusu olduğu müzik grubunun turneye çıkacak olması sebebiyle neredeyse kanatlanarak uçacak kadar mutludur...

Ne diyelim, yirmili yaşların başındaki ilk gençlik yılları işte...

***

Derken...

Mezuniyet günü balosu da gelip çatar...

Ancak tek bir seferlik ve de gerekli tüm koruma önlemleri de alınmış olmasına karşın, herkesin çılgınca eğlenerek tadını çıkarttığı bu mutlu gecede, mide bulantıları içinde tuvaletteki klozetin başına çökmüş olan Natalie; yurttaki oda arkadaşı Cara'nın (Aisha Dee) getirdiği hızlı testler sayesinde, Gabe ile girdiği ilişkiden hamile kalıp kalmadığını öğrenebilecektir...

Ki, çok geçmez öğrenir de...

Peki sonuç?

Her ikisi de...

Yani Natalie hem hamiledir hem de hamile değildir ve "Her İki Yol / Durum" ile "Sonuçlarını"; "Farz et ki, öyle de oldu" şeklindeki bir varsayım çerçevesinde, eş zamanlı olarak birer birer "Deneyimleyecektir"...

"Şimdi bu acayiplik de ne?" diye sormayın...

Zira filmi ilgiyle izlenebilir kılan en önemli unsur, senaryonun bu "çifte kavrulmuş hali" ve her kavruluşunda da farklı unsurlarla karşılaşacak olmamız...

Hadi başlayalım isterseniz...

***

İlk durumda Natalie, vakit geçirmeksizin Gabe'i de durumdan haberdar eder...

Duydukları karşısında oldukça üzgün ama bir o kadar da olgun ve anlayışlı davranan Gabe; Natalie'nin karnındaki bebeğin geleceğine ilişkin nihai kararı da, bizzat Natalie'nin kendisine bırakır...

Ve...

Gabe ile nikah kıyarak evlenmeseler de Natalie, çocuğu doğurma hükmüne varır...

Bu durumda Cara, reklamcılık sektörüne dahil olmak üzere Los Angeles'a tek başına gidecektir...

***

Diğer durumda ise, yurttaki eşyalarını toplayan yeni mezunlardan Gabe, Natalie ve Cara ile el sallayarak vedalaşırken; kızlarda içine atladıkları otomobilleriyle, Los Angeles'a doğru yola koyulurlar...

Böyle olunca da artık elimizde, birbirlerine paralel olarak ilerleyen iki farklı hikaye bulunacaktır...

***

Neyse...

Mevzuya ilk öyküden devam edecek olursak, Natalie ile Gabe; Natalie'nin annesi Tina (Andrea Savage) ve babası Rick'in (Luke Wilson) yaşamakta oldukları eve giderek onlara, başlarına gelen bu talihsiz seks kazasından söz ederler...

Laf dönüp dolaşıp, üniversitede tarih eğitimi almış olan Gabe'in yapmakta olduğu işe gelince; müzikten para kazanamayan Gabe'in, sıradan bir kuru temizleme çalışanı olduğu ortaya çıkacaktır...

Üstelik kızlarının hamile olarak eve geri dönüşünü, yıllardır yalnız yaşamaya alışmış bir karı koca olarak Tina ile Rick; kendi standartlarına uygun bir biçimde kurguladıkları yaşam tarzlarına indirilmiş, bir darbe olarak da algılamışlardır...

***

Öte yandan...

İkinci hikayenin bir de, Natalie ile Cara'nın Los Angeles'a gittikleri ve hatta vardıkların da Natalie'nin bilgisayar başına geçmek suretiyle iş aradığı kısım da mevcut...

***

Uzatmayalım...

Ertesi sabah güzelce giyinip kuşanan Cara, henüz mezun olmadan ayarladığı reklam şirketindeki işine başlamak amacıyla şehirde kiraladıkları evden ayrılırken Natalie'de; ünlü Sanat Direktörü Lucy Galloway'in (Nia Long), tam zamanlı Asistanlık görevine başvuru yaparak bekleyişe geçmiştir...

Dakika 25...

Geride sizleri, koltuklarınıza yaslanarak güle oynaya seyredeceğiniz; bünyesinde ters köşe sürprizleri de barındıran, 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

bir genç kızın alternatif hayatı. Oyunculuklar fena değil. Sürükleyiicilik fena değil. Orta karar bir romantik komedi denebilir. İçinde mesaj da var.