Hesabım
    Loving Adults
    Ortalama puan
    3,2
    4 Puanlama
    Loving Adults hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    7 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    Filmin ismi beklentilerimi epey düşürse de yorumlara güvenip izledim ve cidden sağlam bi yapım çıktı. Bir çok izleyici kadın karakterin korkunç olduğunu düşünmüştür oysaki korkunç olan erkekler bi kadını bırakmadan başka bi kadınla birlikte olmak korkunçluk. Hem eski sevgilisi hemde kocası başına gelenleri haketmişti ne yani kabullenip öylece çekip gitse miydi. Bu arada diğer kadında pisliğin tekiydi onu gördüğündeki nispet gülüşü tüm filmden daha ağırdı.
    Gerilimi merak duygusu epey iyiydi devamında ne olacağını tahmin edemiyorsunuz izlenir...
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    8 Kasım 2022 tarihinde eklendi
    danımarka yapımı arızalı çiiftin sıkıntı evlilik yaşantısı. Suprizlerle dolu. Konu orijinal. Ama oyunculuklar sıkıntılı fazlaca. Genede konunun ve işleyişin hatrına benden geçer not aldı.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.894 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Aralık 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Anna Ekberg'in aynı isimli romanından (2016) uyarlayarak Anders Rønnow Klarlund ile Jacob Weinreich'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Barbara Topsøe-Rothenborg'un oturmakta olduğu "Kærlighed for voksne / Loving Adults"; gizemini sonuna kadar korumasına ek olarak...

    Peşi peşine gelecek, suçlar silsilesini de...

    Oluşumunda ihtiva edecek olan, ilgi çekici bir gerilim draması olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği; her halinden belli olan, Danimarka yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...

    Filmin anlatıcısı da (narrator) olmasına ilaveten...

    Yardımcısıyla (Jesper Dupont) birlikte...

    Davayla ilgilenen polis komiseri de olan Holger'in (Mikael Birkkjær)...


    "Neredeyse, bütün cinayetlerin altında aşk yatar... Hatta cinayetlerin yarısından, bir eş veya partner sorumludur... Sebep de, kaçınılmaz olarak her zaman; kıskançlık ve ihtirastır...

    Bu yüzden, kazayla çarpıp kaçmaya; asla inanmadım...

    Bence Christian Holm (Dar Salim) o karanlıkta, yağmurun altında oturdu ve karısı Leonora Holm'ü (Sonja Richter) bekledi..."


    Şeklindeki, bir açılış girişi...

    ***

    Ve...

    Ardından da...

    Söz konusu tahmini doğrulayan, bir mizansenle...

    Akşam koşusuna çıkmış olan Leonora'nın...

    ***

    Yahut da...

    Şimdiden bilemesek de...

    Üç çocuk annesi bir başka kadının (Sanne Saerens), koşu güzergahındaki çalılıkların arasına gizlemiş olduğu şirket minibüsüyle...

    Christian tarafından, arkasından çarpılarak öldürüldüğü...

    Sahne ile başlar...

    ***

    Bir iki saat içinde, evlenecek olan kızı Josefine (Katinka Lærke Petersen) ile birlikte...

    Nikahının kıyılacağı kilisenin bahçesinde oturmuş...

    Onunla, evliliklere dair...

    Kendisine, nasihat olacak bir tarzda...

    Sohbet etmekte olan, aynı polis komiseri Holger sözüne...

    ***

    "İnsanı, her şeye karşı uyarıyorlar... Sigaradır, alkoldür vs. ...

    Ama en büyük tehlikeyi söylemiyorlar...

    Aşkın yanında, yazılı bir uyarı verilmeli... 'Aşk öldürür...' "

    ***

    Biçiminde devam ettiğinde...

    Araya giren Josefine...


    "Ama bu kanıtlanamadı... Kadını ezdiği için, hüküm giydi mi?"


    Sorusunu, yöneltir yöneltmez de kendisine...

    ***

    Komiserin...


    "Hayır, o da benim yüzümden..."


    Olan, yanıtı da gelmek de gecikmez...

    ***

    Ve...

    Komiser, filmin kalanını da anlatmaya devam eder...

    ***

    Leonora veya da öteki masum kadın ezilmeden üç gece önce, saat 03:55'te...

    Christian'ın telefonuna, bir mesaj gelir...

    ***

    Mesajın sesine uyanan Leonora...


    "Kim?"


    Diye sorduğunda...

    Telefonuna bakan Christian'ın cevabı kısaca...


    "İşten biri..."


    Olduğunda...

    ***

    Bu cevabı yeterli bulmayan Leonora...


    "İşten kim, gecenin dördünde mesaj atıyor?"


    Diyerek, ısrarını sürdürünce...

    İstifini bozmak istemeyen Christian...


    "Peter (Morten Burian)... Tamam mı? Artık uyuyabilir miyiz?"


    Demek suretiyle, konuyu kapatmaya çalışsa da...

    ***

    Gelen, ikinci bir mesaj sonrasında...

    İyice işkillenerek...

    Kendi tarafındaki, gece lambasını da açan Leonora kocasından...

    Telefonundaki mesajı, kendisine göstermesini isteyecek...

    ***

    Fakat...

    "Birbirimize güvenmeliyiz..." söylemine sarılan Christian...

    Elindeki telefonu, Leonora...

    Zorla almaya kalkışınca da...

    ***

    Mesajı gönderenin, gerçek kimliğinin ortaya çıkması yerine...

    Duvara fırlatacağı telefonunun, parçalanmasını tercih edecektir...

    ***

    Zira Leonora...

    Christian ile aralarına girmiş olan, bir başka kadının varlığından...

    Ciddi anlamda şüphelenmektedir...

    ***


    Yeri gelmişken...

    Ustalık eğitimi almış ancak sonradan, mühendislik de okuyarak...

    Peter ile beraber bir inşaat şirketi kurmuş olan Christian'ın, başarılı ve varlıklı bir iş insanı...

    ***

    Leonora'nın da...

    Gençliğinde, oldukça yetenekli bir müzisyen olduğunu...

    Hatta...

    Kemanıyla, birkaç yarışma kazanıp...

    Kraliyet Akademisi'ne girdiğini...

    ***

    Ama...

    Leonora'nın kariyerini...

    On sekiz yaşındaki oğulları Johan'ın (Milo Campanale), bebekliğinde ağır bir hastalığa yakalanması sonrasında...

    Bırakmak zorunda kaldığını da...

    Belirtmiş olalım...


    ***

    Neyse...

    Ertesi sabah...

    Leonora, sabah koşusundan gelmiş...

    Johan, kahvaltısını yapmakta ve Christian'da işe gitmeye hazırlanırken...

    Karı koca arasında...

    Gece yaşanan gerginlikten, pek bir eser kalmamış gibi görünse...

    ***

    Ve...

    Oluşan karambol sebebiyle...

    İşyerindeki genç mimar Xenia Mikkelsen'in (Sus Wilkins) gönderdiği, "Ya beni ya da karını seç..." mesajını okuyamadan telefonunu kırmış olan Christian...

    Leonora ile tutuştuğu sözlü kavgayı, ucuz atlattığını düşünse de...

    ***

    Kendisine yönelik, asıl sert müdahalenin...

    Xenia'dan gelmekte olduğunun...

    Henüz farkında değildir...

    ***

    Elbette...

    Kocasının kırılan telefonunu, götürüp tamir ettirmeye çalışan Leonora'nın...

    Xenia'nın varlığı ve yirmi yıllık kocası Christian ile olan ilişkisinden...

    Facebook hesapları aracılığıyla...

    Haberdar olacağı faslına da, hiç girmeyelim...

    ***

    Üstelik de...

    Şirketin, kutlama gecesinde...

    Kafasındaki, bütün endişeleri doğrularcasına...

    Christian ile Xenia'yı...

    Peter'ın...

    Üst kattaki ofis odasında, ilişkiye girerken yakaladığı...

    Aynı günün içerisinde...

    ***

    Yalnız Leonora...

    Yine de...

    Alttan alarak, görmemezlikten gelecektir...

    Christian ile Xenia'nın birlikteliklerini...

    ***

    Ta ki...

    Bizzat Christian'ın, kendisiyle...

    Boşanmak arzusunda olduğunu bildirmesi...

    ***

    Ve...

    Bunun üzerine de Leonora'nın...

    Oğulları Johan'ın hastalığının, Amerika'daki tedavisi esnasında...

    Christian'ın...

    Ortağı Peter'ın da bilgisi dahilinde, şirketini kullanarak yaptığı döviz kuru dolandırıcılığını...

    Polise ifşa edeceğini açıklamasına kadar...

    Dakika 32...

    ***

    Leonora'nın eski arkadaşlarından Kassandra (Susanne Storm) ile...

    Kassandra'nın, gençlik yıllarındaki Leonora'yı (Karoline Hamm)...

    Yeni sevgilisi Sonja (Fie Petersen, Natali Vallespir) için terk eden Mike'ı (Oliver Due), buluştukları uçurumdan...

    Aşağıya iterek öldürmekle itham edeceği...

    ***

    Christian'da, polis kayıtlarına da geçmiş olan bu eski hikayeyi...

    Leonora'nın şantajına karşılık olarak kullanmaya yeltense...

    Ve başarılı olamayınca da...

    İyice köşeye sıkıştırıldığının ayırdına vararak, farklı bir yöntemi denemek mecburiyetinde kalacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şu ana kadarki her şeyi unutup, ardı ardına gelen...

    Beklenmedik derecedeki, ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran...

    72 dakikalık, kan revan içindeki bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top