Eyvah Babam eleştirileri

Senaryosunu, başroldeki aynı isimli karakteri canlandıran Amerikalı komedyen Sebastian Maniscalco ile Austen Earl'ün kaleme aldıkları ve yönetmen koluğunda da Laura Terruso'nun oturmakta olduğı "About My Father"; usta oyuncu Robert De Niro'nun filmografisine, tahsil ettiği para dışında hiçbir katkısının dokunmadığını açıkça gördüğümüz bir komedi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 29 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek; brüt 15.1 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da, gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Sicilya asıllı bir göçmen olan Salvo'nun (Robert De Niro) oğlu olarak Chicago'da dünyaya gelen Sebastian Maniscalco (kendisi), hayata dair bildiği hemen her şeyini...

Çocukluk günlerinde (Adan James Carrillo), çırağı olarak kuaför salonunda çalıştığı babası Salvo'dan öğrenmiştir...

***

İşte sırf o yüzden de Sebastian...

Adeta idolü haline getirdiği babasını, bir Tanrıya benzetmektedir...

***

Ki...

Bu durum...

Kendisi büyüyene ve tamamen zıt karakterde olan; Ellie Collins (Leslie Bibb) adındaki, resim sanatçısı bir kadına aşık olana kadar da sürüp devam eder...

***

Zira...

Müdür olarak Chicago'da butik bir otel işletmekte olan Sebastian, Ellie ile tanıştığı günden beri gözlerini; öğlen şekerlemeleri yapmak, suratına avokado meyveli güzellik maskeleri uygulamak ve gülümsemek gibi her türlü yeni deneyime de açmıştır...

Yani Sebastian açısından, Ellie ile hayat mükemmeldir...

***

Üstelik...

Gerçekten de Sebastian'ın...

Ellie'nin, kendisiyle evlenmesini istemek gibi bir niyeti de bulunmaktadır...

Bunun için Sebastian'ın sadece, "doğru yer ve zamanın" vaktinin geldiğine ikna edilmiş olması gerekmektedir...

***

Derken...

Ellie'nin ailesi, her ikisini birden...

4 Temmuz'daki hafta sonu tatili için yazlıklarına davet eder...

***

Böylelikle de...

Ellie'nin ailesinin kendisini kabullenmeye başladığını da düşünen Sebastian açısından...

Sevgilisine evlenmeyi teklif edeceği "yer ve zamanın" her ikisi de belli olmuş gibidir...

***

Yeri gelmişken...

Ellie'nin 10. büyükbabası William Love Collins'in liderlik ettiği Collins ailesinin de Amerikaya, 400 yıl önce Avrupa'dan göçerek gelmiş olduklarını da belirtmiş olalım...

***

Ailenin yapısına gelince...

Ellie'nin babası William "Bill" Love Collins XII. (David Rasche), 1962 tarihinde kurulmuş olan lüks Collins Oteller Grubu'nun başkanı ve CEO'sudur...

Ama...

Bill, korkutucu biri değildir ve bu onur; Ellie'nin annesi Senatör Tigger MacArthur'a (Kim Cattrall) aittir...

***

Şimdi...

Sebastian'ın ihtiyacı olan tek şey...

Büyükannesinin, evlenmeye hazır olduğunda kullanması için babası Salvo'ya emanet ettiği yüzüktür...

***

Ancak inatçı ihtiyarın, yüzüğü Sebastian'e teslim etmek için bir şartı bulunmaktadır...

Şöyle ki...

O da, kızlarının oğluna göre olup olmadığını anlamak amacıyla...

4 Temmuz'daki davete, Sebastian ve Ellie ile beraber gitmek suretiyle...

Ellie'nin annesi ve babasıyla bir araya gelip, onlarla yüz yüze tanışmayı arzulamaktadır....

***

Böyle olunca da...

Sebastian gitmekten vaz geçer..

Ve...

Bunu bildirdiği anda da Ellie kendisine...


Her ne kadar...

Babasının ne türde bir davranış sergileyeceğinden, kesinlikle emin olamayan Sebastian...

O yüzden ziyadesiyle gergin olsa da...



Salvo'nun da kendileriyle gelmesinin, herhangi bir bir sakıncasının bulunmadığını söyleyerek...

Bir anlamda da...

Hafta sonu tatili ile Maniscalco ve Collins ailesi fertlerinin tanışma faslının iptal edilmesinin önüne de geçilmiş olur...

***

Ardından da...

Bir uçağa atlanılarak yola çıkılır...

Dakika 18...

Pek çok kısmında, "bunun neresinde gülecektik" diyebileceğiniz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; komedi türü adına ciddi bir talihsizlik olarak da değerlendirebileceğimiz, 72 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

filimi robert de niro hatrına izledim . beklentim yoktu aslında . kafa dağıtmalık bir film bekliyordum . ve beklediğimi buldum . çıtır çerez bir film. konuşulucak bir film diğil zaten . klişe bir amerikan komedi filmi . ama izlerken eğlendiriyor. izlenebilir