Hesabım
    Vincent Ölmeli
    Ortalama puan
    3,2
    2 Puanlama
    Vincent Ölmeli hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.958 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    10 Mayıs 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu Mathieu Naert'in kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Stéphan Castang'ın oturmakta olduğu "Vincent doit mourir / Vincent Must Die"; fantastik bir pandemi draması olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 19 Mayıs 2023 tarihindeki dünya prömiyeri; Altın Kamera Ödülü'ne aday gösterildiği Cannes Film Festivali'nde yapılan, Fransa - Belçika ortak yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Yine sıradan bir iş günüdür...

    Ve...

    Bir grafik tasarımcısı olan otuzlu yaşlarındaki (muhteşem bir performans sergileyen Karim Leklou'nun canlandırdığı) Vincent Borel...

    Aynen ofisteki diğer arkadaşları gibi bilgisayarının başında sakin sakin çalışmaktayken...

    İşe yeni başladığı anlaşılan stajyer Hugo Monnier'nin (Ulysse Genevrey) saldırısına uğrar...

    ***

    Öyle ki...

    Eğer ofistekiler araya girmeseler...

    Elindeki dizüstü bilgisayarla kafasına kafasına vuran bu stajyer...

    Neredeyse Vincent'ı öldürecektir...

    ***

    Neyse...

    Bu hengameyi...

    Suratındaki bir kaç sıyrıkla atlatan Vincent'a...

    Eski sevgilisi Audrey (Karoline Rose Sun)...

    İnsan Kaynakları Direktörü / HRD Alex'e (Jean-Rémi Chaize) şikayet de bulunabileceğini söylese de...

    ***

    Konuyu çok da uzatmak niyetinde olmadığını...

    Sürtüşmekten hoşlanmayan doğası gereği ortaya açıkça koyan Vincent...

    Yeniden masasına geçerek...

    Hiçbir şey olmamışçasına çalışmasını sürdürür...

    ***

    İşine bisikletiyle gidip gelerek...

    Ziyadesiyle gösterişten uzak bir yaşam tarzını benimseyen Vincent...

    Akşam evine vardığında...

    Bir yandan atıştırırken...

    Diğer yandan da...

    Suratının durumunu, telefonundaki sosyal medya uygulaması aracılığıyla takipçi dostlarıyla...

    "Hayat zor..." ibaresiyle paylaşır...

    ***

    Derken...

    Ertesi sabah Vincent bu kez...

    Kalemini bıçak gibi kullanarak...

    Defalarca koluna saplayan çalışma arkadaşlarından muhasebeci Yves'in (Emmanuel Vérité) saldırısına maruz kalır...

    Ve...

    Canını zor kurtarır...

    ***

    Ancak...

    Bu defa Vincent...

    Olaya dair hiçbir şeyi anımsamadığı gibi sebebine ilişkin de herhangi bir fikri bulunmadığını söyleyerek ağlayan Yves ile beraber soluğu...

    HRD Alex'in karşısında alsa bile...

    Yine şikayetçi olmayacak ve Yves'i de affedecek...

    ***

    Ama kendisine de...

    Meslektaşı Lionel (Sébastien Chabane) tarafından...

    İşyerindeki düzenin selameti açısından evden çalışması önerilecektir...

    ***

    Ki...

    Böylelikle...

    Şu ana kadar...

    Audrey karakteri sayesinde ofis ortamındaki...

    Olası aşna fişnaya dikkat çekilirken...

    Vincent ile sıklıkla sohbet eden Lionel bağlamında da...

    Bencilliğe vurgu yapılacaktır...

    ***

    Elbette...

    Sosyal medya olgusuna hiç değinmiyoruz bile...

    ***

    Çok geçmez...

    Mesai bitiminde...

    Bir kafede oturmuş buluştuğu...

    Otomotiv sektöründe bir proje yöneticisi olarak görev yapmakta olan Léna (Léna Dia) ile sohbet ederken...

    Saldırmak amacıyla bir adamın kendilerine doğru hareket ettiğini fark etse de...

    ***

    Doğrudan Vincent'a odaklanarak palas pandıras bir biçimde...

    Karşıdan karşıya geçen adam...

    Bir otomobilin altında kalması yüzünden...

    Emeline ulaşamayacaktır...

    ***

    Yani bu defa vaka mahalli...

    İşyeri değil...

    Dışarıdaki alelade bir mekandır...

    ***

    Bunun üzerine...

    Şaşıran ve tedirginliği had safhaya varan Vincent...

    Léna'nın yanından kalkıp...

    Evinin yolunu tutacak...

    ***

    Hatta...

    Daha da güvenli olacağını düşündüğü için...

    Durdurduğu bir taksiye atlamayı da ihmal etmeyecektir...

    ***

    Fakat...

    Ne yaparsa yapsın...

    Durum hiç de Vincent açısından olumluymuş gibi görünmemek de...

    Ve...

    Neredeyse bütün Lyon ve içinde yaşayanlardan "göz göze geldikleri"...

    Kendisine karşı tehlike arz etmekte olup...

    ***

    Bunun en son örneğini de...

    Bisikletiyle yolda ilerlerken...

    Kırmızı ışıkta durup istemsizce bakıştığı...

    ***

    Ardından da...

    Endişeyle telaşa kapılıp yere düştüğünde...

    Eğer kendini yolun kenarına atmamış olsaydı...

    Aracının gazına köklediği gibi...

    Bisikletini çiğneyerek üstünden geçen ve muhtemelen kendisini de ezmekten kaçınmayacak olan...

    Öfkeli bir kadın sürücü oluşturacaktır...

    ***

    Olan biteni...

    Bir psikolog (Pierre Maillet) ile de görüşen...

    Fakat olumlu bir neticeye ulaşamayan Vincent...

    Bu "göz teması" hususunu karşı apartmandaki komşusu (Thomas Poulard) ile test ettiğinde...

    Yanılmadığını anlasa da...

    Halen nedenini kavrayamamış...

    ***

    Böyle olunca da şimdilik...

    Bir tüp biber gazı, bir elektro şok cihazı ve bir kelepçe satın almakla yetinmiştir...

    Her ne kadar ileride kendisine...

    Joachim DB (Michaël Perez) takma adını kullanan ve kendisiyle aynı dertten mustarip olan bir eski üniversite profesörü...

    Bir köpek de edinip, onunla birlikte gezmesini önerecek olsa da...

    Dakika 25...

    ***

    "Kara mizah (dark comedy)" tarzdaki bir günlük hayata bakış olarak başlayıp, yaş ve cinsiyet ayrımı göstermeksizin insanların içine sürüklendikleri öfke patlaması sonrasında...

    Özellikle de Vincent'a topluca saldırılan süpermarket sahnesiyle, George A. Romero'nun başlattığı zombi filmleri furyasını da anımsatan...

    Ciddi anlamdaki bir yaşama tutunabilme mücadelesine dönüşen filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Vincent'ın yeni sevgilisi Margaux Lamy (Vimala Pons), babası Jean-Pierre Borel (François Chattot) ve köpeği Sultan karakterlerinin de renk katacakları, birbirinden değişik toplumsal mesajları bünyesinde barındıran...

    90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top