Haziran 1940. Fransa çöker ve ateşkesi imzalar. Kaosun ortasında, bir adam pes etmeyi reddeder. Tek başına, imkansızlıklara karşı, bu bilinmeyen general, özgürlüğün kalanını kurtarmak için Londra'ya kaçar. Ordusuz, desteğiz, umudumuz yok. Ama tek bir mantıksız inancı var: Fransa, onun Fransa'sı, silahlarını bırakmadı. En büyük kumarı oynayarak, dünyaya Fransa için verilen savaşın ne bittiğini ne de kaybedildiğini ikna etmeye çalışır. Ancak gerçeklik acımasızdır ve onu haksız çıkarmaya kararlı görünmektedir. Yine de, yavaş yavaş, direniş savaşçıları, isyankar öğrenciler ve kararlı askerler İngiltere, Fransa ve Afrika'da davaya katılmak için ayaklanırlar. İnançları, cesaretleri ve özgürlük susamışlıkları, tarihin önceden yazdığı şeylere meydan okur.